Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/164 E. 2021/990 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2018
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ile … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili; davalı … çalışanı olan davalı …’un, davalı … ….. Şti.’nin maliki olduğu kamyonet ile 10/06/2014 tarihinde, ters yönden geri geri gelerek davacı …’e çarpması sonucu davacının yaralandığını, …’nce düzenlenen ….. göre %45 oranında sürekli engelinin oluştuğunu, kaza nedeniyle yatalak olarak yaşamını idame ettiren davacının ayakta duramadığını, ihtiyaçlarını yalnız karşılayamadığını, diğer davacı …’ün davacı …’nin eşi olduğunu, nakliye işi ile uğraştığını, işi gereği günlük en az 100,00 TL civarında kazanç elde ettiğini, ancak eşinin yatalak kalması sebebi ile ona bakmak zorunda olduğundan işinden geri kaldığını ve para kazanamaz hale geldiğini beyanla, davacı … için şimdilik 1.500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat ile diğer davacı … için 500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; 30/07/2018 tarihli dilekçe ile manevi tazminata ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla maddi tazminata ilişkin taleplerinden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı …. Şti. vekili; davalının dava konusu aracı 09/03/2010 tarihinde dava dışı … A.Ş.’ye tüm ekipmanları ile birlikte eksiksiz ve sağlam olarak teslim ettiğini, bu sebeple aracın işleteninin kiracı sıfatıyla dava dışı … A.Ş. olduğunu, davalının kaza ile ilgili sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın … …… … San. Tic. A.Ş.ye ihbar edilmesini ve husumet nedeniyle reddini savunmuştur.
Davalı … Genel Sigorta Anonim Şirketi vekili; davalı sigorta şirketinin tedavi teminatından doğan sorumluluğu gereği SGK’ya 45,86 TL prim aktarımı yaptığını, dolayısıyla dava konusu bakım masrafı olarak talep edilen maddi tazminatın Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğunu, ayrıca dava konusu kaza sebebi ile doğan sorumluluğun Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1. maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olacağını, davalı sigorta şirketinin maddi tazminat talebinden sorumlu olduğu kanaatine varılırsa dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili; husumet, görev, zamanaşımı, derdestlik nedeniyle yersiz ve mesnetsiz açılan davanın reddedilmesi gerektiğini, davanın hizmet kusurundan kaynaklandığını, hizmet kusurundan kaynaklanan tazminat davalarında görevli yargı kolunun idari yargı olduğunu, kazaya sebebiyet veren davalı …’un davalı belediyenin çalışanı olmadığını, herhangi hukuki ve organik bağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı olarak … Şirketini taraf olarak göstermiş ise de, davalının cevap dilekçesine göre davalı ile … A.Ş. arasında kaza tarihinde uzun süreli kira sözleşmesi olduğunu, bu nedenle davayı … Şirketi yerine, … A.Ş…..ye yönelttiğini belirterek HMK’nun 124 maddesi gereğince taraf değişikliği talep etmiş, mahkemece davalı … Şirketi taraf değişikliğine muvafakat ettiğinden dosyadan çıkartılmasına karar verilmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili; davacının dilekçesinde aracın … tarafından işletildiğini iddia ettiğini, davanın kendilerine yöneltilemeyeceğini, davalı şirketin işleten veya araç maliki sıfatıyla sorumlu tutulamayacağını, her ne kadar kazaya karışan araç davalı tarafından uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralanmış ise de, aracın davalı şirket tarafından kullanılmayıp, … Belediyesine teslim edildiğini, … hesabına kullanıldığını ve fiili tasarrufun belediyede olduğunu, bu nedenle sorumluluğunda davalı belediyede olduğunu, nitekim davalı …’un da emniyetteki ifadesinde 2 yıldır … Yol Asfalt Şube Müdürlüğünde çalıştığını ve söz konusu aracın şoförlüğünü yaptığını belirttiğini, esas yönden davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminatın haksız olduğunu manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından açılan maddi tazminata ilişkin davaların, davadan feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, Manevi tazminat yönünden ise; olay tarihinde davalı araç sürücüsü tarafından gerekli önlemler alınmaksızın geri geri gittiği sırada davacı …’ye çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, ceza dosyasında alınan ifadelere, kaza tespit tutanağına, isabetli görülen bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacı …’nin sürekli iş gücü kaybı meydana gelmemiş ise de, vücut kemiklerinde kırılmanın meydana geldiği ve çeşitli hematomlar oluştuğu,
TBK’nun 56 maddesi gereğince bedensel bütünlüğü bozulan kişiler tarafından olayın özelliklerine göre manevi tazminat talep edilebileceği gibi, yaralanmanın şiddetine ve yakınlık ilişkisine göre, bedensel bütünlüğü zarara uğrayan kişinin yakınlarının da TBK’nun 56/2 maddesi gereğince manevi tazminat talep edebileceği, davalı … A.Ş’nin kaza yapan aracı davalı olmaktan çıkarılan şirketten uzun süreli olarak kiraladığı ve aracı … ile imzalanan hizmet alımı ve iş makinası kiralanmasına ilişkin sözleşme kapsamında kullandığı dosyaya sunulan delillerle sabit olup, davalı … A.Ş.nin hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan iş sırasında meydana gelen kazaya ilişkin araç işleteni olduğunun kabulünün gerektiği,bu kapsamda 2918 Sayılı Yasa çerçevesinde sürücünün kusuru ile verdiği zararlardan sorumluluğu yoluna gidildiği, davalı … vekilince davalı … ile imzalanan Hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan işin görülmesi sırasında doğacak zararlardan …’nın sorumlu olduğunu, kendilerine sorumluluk izafe edilemeyeceği iddia edilmiş ise de, hizmet alım sözleşmesinin tarafları arasındaki iç ilişki açısından hüküm ifade edeceği, 5216 Sayılı Yasanın 7. Maddesinde … Belediyesinin görev ve yetkileri düzenlenmiş olup, yol yapımı işi de belediyenin görevleri arasında yer aldığından, kamu hizmetinin yürütülmesinde denetim ve gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğu, kamu hizmetinin, hizmet alımı suretiyle yerine getirilmesinin belediyeyi sorumluluktan kurtarmadığı, hizmet alım sözleşmesindeki sorumsuzluğa ilişkin hükmün ancak taraflar arasındaki iç ilişki de önem arz edeceği bu nedenle meydana gelen kazaya ilişkin olarak sürücünün yanı sıra her iki davalıya da husumet yöneltilebileceği kanaatine varıldığı, belirlenen bu durum karşısında, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacılar cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edebileceğinden, kazanın meydana gelmesinde, araç sürücüsünün kusur durumu, davacı …’nin kusursuz olması, kaza neticesinde meydana gelen zarar ve sürekli bir engelinin oluşmaması, tarafların sosyal ekonomik durumu ve kaza tarihi nazara alınarak TBK’nun 56. Maddesi hükmü de nazara alınarak bedensel zarara uğrayan Davacı … ve davalı … için manevi tazminata karar verilmesi gerektiğinden bahisle, davacılar …’ün ve …’ün maddi tazminata ilişkin talebinin feragat nedeniyle reddine, Davacı …’ün manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın 10/06/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar …, … … … Başkanlığı ve … … …. A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacı …’ün manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 2.500,00 TL manevi tazminatın 10/06/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar …, … … … Başkanlığı ve … … …. A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili ve … A.Ş.vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davalı …..A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davalı …’un davalı şirketin işçisi olması sebebiyle, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an dahi adam çalıştıranın sorumluluğu bakımından sorumlu olduğu kabul edilse bile, bu durumdan davalı şirketin sorumlu tutulabilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin, işçi alımlarında büyük bir özen gösterdiğini, işçi alımları yapılırken, işçilerin psikoteknik testlerden geçirildiğini ve buna göre işe alındığını, işçilere iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitimlerin ekseriyetle ve özenle verildiğini, yaşanan herhangi bir olumsuzlukta işçinin kusuru halinde işçiler hakkında disiplin sürecinin derhal başlatıldığını ve bu minvalde işçilerin iş akitlerinin feshedildiğini,
İşçilerin, gerek şirket yönetimi gerekse şirket nezdinde çalışan baş şoförler tarafından düzenli olarak denetlendiğini. Her ne kadar kanunda, “adam çalıştıranın sorumluluğu” kusursuz sorumluluk hali olarak düzenlenmişse de, davalı şirketin her türlü önlemi alması hasebiyle, bu sorumluluktan kurtulduğunu, Bu nedenle; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 66/2.maddesine göre “Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz” hükmü gereğince, davalı şirkete adam çalıştıranın sorumluluğundan dolayı hiçbir sorumluluk yüklenemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, Kara Yolları Trafik Kanunu kapsamında da, işleten olarak sorumlu tutulamayacağını, Nitekim; Kara Yolları Trafik Kanunu md. 3 de “… Veya aracı uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.” hükmü bulunduğunu, kazaya sebep olan aracın mülkiyetinin davalı şirkete ait olmadığını, araç bakımından hiçbir tasarrufu bulunmadığını, araç işleten sorumluluğu kapsamı dışında kaldığını, manevi tazminatın bir ceza olmadığı gibi malvarlığına ilişkin bir zararın da karşılanmasının amaçlanmadığını, olayın özelliklerine göre zarar gören tarafta manevi olarak tatmin duygusu yaratması ancak zenginleşmeye de sebebiyet vermemesi gerektiğini(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ….. 17. Hukuk Dairesi ….. K), davacı taraflar için toplam 7.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş olup sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte manevi tazminata hükmedilirken tarafların ekonomik durumları, tarafların kusurları nazara alınarak hakkaniyete uygun bir tazminat miktarı belirlenmesi gerekirken bu şekilde tazminata hükmedilmesini kabul etmediklerini, genel çalışma gücü kaybının ve geçici iş göremezlik süresinin yeniden tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden yeniden rapor alınmasına ilişkin taleplerinin değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde; hizmet kusuruna dayanılarak açılan davanın idari yargı mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, kaldı ki hizmet kusuru da bulunmadığını, olayda davalı sürücünün geri manevrası sırasında davacı …’ye çarparak yaralanmasına sebebiyet verildiğini, davalı … ile davacının yaralanması ve kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, sürücünün davalı … Ltd. Şti. ne bağlı olarak çalıştığını, … çalışanı olmadığını, belediyenin olayda kusuru bulunmadığını, davalı … yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı … vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani (maddi) ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafa maddi tazminat ödemesi yapıldığından bahisle davacılar vekilince maddi tazminattan feragat edildiğinden, manevi tazminat yönünden istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 Sayılı KTK’nın 110. Maddesi gereğince davaya bakma görevinin adli yargı mahkemelerine ait olması, davaya konu trafik kazasına karışan aracın davalı … A.Ş tarafından uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı … Tur. Nakl….Ltd. Şti. den kiralanması nedeniyle KTK’nın 3. maddesi uyarınca araç işleteni sıfatı ile zarardan davalı … A.Ş. sorumlu bulunduğu gibi aracı … ile aralarında imzalanan Hizmet Alımı sözleşmesi kapsamında kullanması, kazanın bu sözleşme gereği yapılan iş sırasında meydana gelmesi nedeniyle de tazminattan sorumlu olması, davalı belediyenin 5216 Sayılı Yasa’nın 7. Maddesi gereğince yol yapım işinin görevleri arasında bulunması, kamu hizmetinin yürütülmesinde gerekli önlemleri almak ve denetim yapmakla yükümlü olması, kamu hizmetinin hizmet alımı suretiyle yerine getirilmesinin bu anlamda belediyeyi sorumluluktan kurtarmaması, davalı … ile … A.Ş. arasında düzenlenen hizmet alımı sözleşmesindeki sorumluluk yada sorumsuzluğa ilişkin hükümlerin sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişkide geçerli olması, bu hususun zarar gören 3. kişi konumunda bulunan davacıya karşı ileri sürülememesi ve sözleşme hükümlerinin davacıyı bağlayıcı bulunmaması, davalı … ve … A.Ş.nin davacıya karşı zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olması nedeniyle davalılara husumet yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Davacının kaza sonucu 2 ay geçici iş göremezliği olacak, hayati tehlike geçirecek ve kemik kırıkları nedeniyle hayati fonksiyonları ağır derecede etkilenecek şekilde yaralandığı, 4 tane kaburga kemiğinin kırıldığı, sağ böbreküstü bezde kanama olduğu ve hematomlar oluştuğu anlaşılmıştır.
KTT ve ceza mahkemesinde … ATK’dan alınan raporda davalı araç sürücüsünün aracının arkasında gözcü bulundurmaması, geri manevra sırasında aynalarının yardımı ile aracının arkasını sürekli kontrol altında bulundurmaması, kontrollü şekilde geri manevra yapmaması bu anlamda dikkat ve özensiz davranması nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğu, davacı …’nin araca sırtı dönük şekilde yol kenarından yürüdüğü sırada geri manevra yapan aracın sadmesine maruz kaldığı olayda herhangi bir kusuru bulunmadığı anlaşılmış, kusur ve maluliyete ilişkin raporlar dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun bulunmuştur.
Manevi tazminat isteminin, 6098 sayılı TBK’nun 56.maddesinde düzenlenmiş olup, anılan hükümde, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olmasının gerekir. Manevi tazminatın, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıması, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemesi, zarar görenin zenginleşmeme, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerekir.
22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterilmiş olması, bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakimin bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerekir. Dava konusu olayda, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı kaza sonucu yaralanması, davalı sürücünün olayda tamamen kusurlu bulunması, olayın meydana geliş şekli, davacı …’nin yaralanma durumu, yaşı, …’nin yaralanması nedeniyle kendisinin ve diğer davacı eşinin duyduğu ağrı, acı, elem, sıkıntı, stres ve üzüntünün yoğunluğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, ülkemizin ekonomik koşulları ve mahkemenin gerekçesine göre davacılar için belirlenen manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları ile vicdana uygun bulunması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek, TBK.nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde manevi tazminata karar verilmesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davalı … vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK.nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Başkanlığı’ndan alınması gereken 512,33TL istinaf karar harcından, peşin alınan 128,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 384,23 TL’nın adı geçen belediyeden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … A.Ş. den alınması gereken 512,33 TL istinaf karar harcından peşin alınan 512,30 TL’nın mahsubu ile bakiye 3,00 TL harcın adı geçen davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf talebinde bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ayrı ayrı kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 100,00 TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalı belediyeye iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.