Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1618 E. 2021/2096 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ve davalı – birleşen dava davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; 24/09/2017 tarihinde müvekkili …. davalı … şirketince … Poliçe no’lu sigortalı … plakalı araç içinde yolcu konumda iken meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde ağır yaralanıp malul kaldığını, meydana gelen trafik kazasının tek taraflı olup, kaza kusurunun davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araçta olduğunu, müvekkilinin …. mezunu mühendis olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 200,00-TL maddi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili birleşen dava dilekçesinde; 24/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … şirketine sigortalı …. plakalı araç içinde yolcu konumunda bulunan davacıların desteği …’in vefat ettiğini, söz konusu kazanın oluşumunda müteveffa yolcunun kusurunun bulunmadığını, davalı … şirketine davacıların tazminatlarının ödenmesi için başvurulduğunu ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik müteveffa … eşi … için 3.000,00-TL, oğlu … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 4.000,00-TL’nin davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı – birleşen dava davalı vekili cevap dilekçesinde; usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesini, maluliyet raporunun ve destekten yoksun kalma tazminatının yeni genel şartlara göre alınmasını ve hesaplamanın buna göre yapılmasını, geçici iş göremezlik talebinin teminat dışı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olup, müterafik kusur ve hatır taşımacılığında tazminattan indirim yapılması gerektiğini, temerrüdün söz konusu olmadığını bildirerek dava ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kaza tarihi (24/09/2017) dikkate alındığında dava konusu tazminat miktarının belirlenebilmesi için 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlara göre maluliyet raporu alınması ve hesaplama yöntemi bu Genel Şartlara göre TRH 2010 tablosu kullanılmak sureti ile 1,8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiği,…. alınan raporda, davacı …’in ”10/3/2013 tarihli ve
,,,, Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre %20 oranında daimi maluliyeti olduğunun belirtildiği, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuru ile meydana gelen kazada davacıların yaralandıkları, ayrıca desteklerini kaybettikleri, bu durumun davacılar bakımından tazminat gerektirdiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre yapıldığı, zararın poliçe teminatı kapsamında olduğundan dava ve ıslah dilekçesi ile talep edilen tazminat talepleri olan daimi maluliyet ve destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin kabulüne, geçici maluliyet zararının reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle açılan davanın kısmen kabulüne, asıl dava bakımından davacı …’in geçici iş göremezlik tazminat talebi poliçe teminatı kapsamında olmadığından 8.981,73-TL talebin reddine, asıl dava bakımından davacı … için 140.886,42-TL daimi iş göremezlik tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 25/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen dava bakımından davanın kabulü ile; davacı …için 177.928,07-TL, … … için 25.861,52-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 25/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, davacı … ‘in ücretinin mühendis asgari ücretinden düşük olarak kabul edilmesi, davacı …’in geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddedilmesi, hükme esas alınan hesap raporunda bilinen dönemin 2019 takvim yılı ortasında kesilmesi nedenleriyle hatalı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporu dikkatlice incelendiğinde, bilirkişi tarafından bilinen dönemin 04.02.2019 tarihinde bitirildiğini, oysa ki 2019 yılı içerisindeki asgari ücretin bilinebilir durumda olduğunu ve 25.12.2018 tarihinde ..,,,, yayımlana….numaralı Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararına göre 2019 yılı asgari ücretinin 01.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında uygulanacağı, yani 2019 yılı asgari ücretinin 31.12.2019 tarihine kadar bilinebilir durumda olduğu (Yargıtay 17 HD 2016/5892 E., 2018/8371K.) bilirkişinin hesap yöntemine göre 04.02.2019-31.12.2019 tarihleri arasındaki dönemin ne işlemiş döneme ne de işleyecek döneme dahil edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı – birleşen dava davalı vekili istinaf dilekçesinde, somut olayda başvuru şartının yerine getirilmediğinin çok açık olup, HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle başvurunun reddi gerekirken hüküm tesis edilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacının13.10.2017 tarihinde müvekkil şirkete ulaşan müracaatında ve halihazırda; Ek:6’da belirtilen 30/3/2013 tarihli ve …. sayılı …. düzenlenmiş sağlık kurulu raporunun ve mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesinin gönderilmediğinin tespit edildiğini, davacı …’in maluliyet oranına karşı yaptıkları itirazların dikkate alınmadan hüküm tesis edilmiş olmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılırken hatalı değerlendirmelerde bulunulduğunu, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların değerlendirilmediğini, bilirkişi tarafından hazırlanmış olan raporda müteveffanın oğlu üniversite öğrencisi olduğu için destek sonu yaşının 25 olarak esas alındığını, ancak raporda müteveffanın oğlunun destek sonu tarihi muhtemel mezuniyet tarihi olan 30.06.2020 (22 yaş) olarak esas alınması gerektiğini, yine bilirkişi tarafından hazırlanan raporda müteveffanın eşi için yeniden evlenme olasılığı indirimi uygulanmadığını, ancak raporda müteveffanın eşinin yeniden evlenme olasılığı %1 hesaplandığını ve rapor tarihinde 18 yaşından küçük çocuk olmadığından %1 yeniden evlenme olasılığı indirimi uygulanması gerektiğini, davacının müterafik kusurunun varlığı araştırılıp hesaplanan tazminat tutarından indirim yapılması gerekirken bu konuda inceleme yapılmadığını, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın aldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Asıl dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat, birleşen dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı … şirketi davacı tarafından davadan önce davalı … şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Geçici iş göremezlik ödeneği konusunda, Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli,…. Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, davalı … şirketinden talep edebilir. 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, ,,, sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının … sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün … ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.)
Bu itibarla davalı şirket, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup kanun ile belirlenen sigortanın sorumluluk sınırları, ikincil norm olan genel şartlar ile daraltılamayacağından, geçici iş göremezlik ödeneği teminat kapsamında bulunmaktadır.
Ayrıca, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,…. ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih… sayılı kararı ile; KTK’nın 90.maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan, davalı tarafından cevap dilekçesinde ileri sürülen hatır taşıması iddiaları değerlendirilmemiştir.
Hatır taşıması şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve hatır taşıması olduğunun kabulü halinde davalı yönünden tazminattan hatır taşıması indiriminin uygulanması gerekirken eksik inceleme neticesi hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf talebinin kabulüne, dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile davacının muhtemel ve beklenen yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, bakiye ömrü esas alınarak, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan progressif rant tekniği uygulanmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi, ayrıca geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin olarak yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılması ve hatır taşıması koşullarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden; yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine sair istinaf taleplerinin incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 14/03/2019 tarihli,…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf başvurma harçları peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL, davalı … şirketi tarafından yatırılan 5.841,81-TL istinaf karar harcının talepleri halinde ilgililerine ayrı ayrı iadesine,
4-Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından varsa, kullanılmayan kısımların ilgili taraflara ayrı ayrı iadesine,
5-Taraflarca yapılan İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada ayrı ayrı gözetilmesine,
6- Ankara 12. İcra Dairesinin 22/05/2019 tarih,,, sayılı dosyasına yatırılan 500.650,00 TL nakit teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme ve harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.