Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1616 E. 2021/2006 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2017
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacıya ait…. plakalı araç Amasya ili …… ilçesinde seyir halinde iken davalı sigorta şirketince sigortalı …….. plakalı aracın çarpması sonucunda aracın hasarlandığını kazanın meydana gelmesinde davalı tarafın tamamen kusurlu olduğunu, kaza sonucunda davacının aracında değer kaybı meydana geldiğini belirterek 100,00 TL değer kaybının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle davanın zaman aşımına uğradığını belirterek zaman aşımı nedeniyle reddine, davalı sigortalı adresinin İstanbul olması nedeniyle yetkisiz mahkemede açılan davanın reddine, esasa ilişkin olarak da sorumluluklarının sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen hasarın sigorta şirketine ödendiğini, değer kaybı talebinin teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketince sigortalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, değer kaybının gerçek zarar kalemi içerisinde yer aldığı bu nedenle davalı sigorta şirketince karşılanması gerektiği, davanın 100,00TL üzerinden açıldığı daha sonra bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah edildiği ancak 13/10/2016 tarihi olduğu, kaza tarihinin ise 13/08/2014 tarihi olduğu, kaza tarihi ile ıslah tarihi arasında 2 yıldan fazla süre geçmiş olması ve davalı tarafça zaman aşımı definde bulunulmuş olması nedeniyle davacının dava açarken talep ettiği 100,00 TL yönünden kısmen kabulüne, ıslah ile artırılan miktar yönünden ise zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, davacı taraf her ne kadar davayı açarken davayı belirsiz alacak davası olarak açmış ise de HMK. 107. maddesinde tanımlanan belirsiz alacak davasının davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını tam ve kesin olarak belirlemenin mümkün olmadığı hallerde açılmasının söz konusu olduğu oysa davacının aracında meydana gelen değer kaybının tahsili için açılan bu davada davacının dava tarihinde kendi aracının markasını, modelini bildiği hasarın belirli olduğu bu hasar nedeniyle aracın hasarlanmadan önceki fiyatı ile hasarlanmasından sonraki fiyatın kaç lira olacağını tespit etmesinin mümkün olduğu bu sebeple değer kaybı miktarını tespit edebileceği davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilemeyeceği, ancak kısmi eda davası olarak nitelendirileceği bu sebeple zaman aşımı sonrasında yapılan ıslah talebinde zaman aşımı süresinin göz önüne alınması gerektiği gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜ ile; 100,00-TL’nin dava tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 14.10.2015 tarihinde söz konusu değer kaybı alacağı için, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 107. maddesi uyarınca, belirsiz alacak davası açıldığını, açılan davanın belirsiz alacak davası olduğunun davanın konu, sonuç ve istem bölümlerinde açıkça tereddüde yer yermeyecek biçimde yer aldığını, 100,00-TL. olarak açılan davanın 10.10.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 3.900,00-TL daha artırıldığını, Yerel Mahkemece, belirsiz alacak davası olan davanın hatalı olarak kısmi dava olarak nitelendirildiğini, davanın tam kabulü gerektiğini, bu hususta Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından verilen…..16.03.2016 tarihli, kararında, belirsiz alacak davasında, zamanaşımının yalnızca dava açılan kısım için değil tüm dava için geçerli olduğunun kabul edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın belirsiz alacak davası olmayıp kısmi dava olduğu bu nedenle artırılan kısmın zamanaşımına uğradığına yönelik Mahkeme gerekçesine ilişkin olarak yapılan istinaf incelemesinde,
HMK 107. maddede belirsiz alacak davası düzenlenmiş olup, 107/2.fıkrada “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” esası kabul edilmiştir. Buna göre davacı taraf talep artırım dilekçesi ile talebini artırabilecektir. Talep artırım, niteliği itibari ile davalı taraf aleyhine esaslı bir değişiklik olup, davalı tarafın, duruşmada bulunmadığı durumlarda tebligat yolu ile bu istemden haberdar edilmesi zorunludur.
Belirsiz alacak davası olarak açılan davalarda davacı talep sonucunun belirlenmesi talep sonucunun artırılması şeklinde olmaktadır. Belirsiz alacak davasında talebin belirlenmesinde karşı tarafın iznine veya ıslah yoluna başvurulmasına gerek bulunmaz. Ancak davacı tarafından talep sonucu belirlendikten sonra alacağının daha fazla olması halinde davacının talep sonucunu artırmak için ıslah yoluna başvurması yani ıslah suretiyle talep sonucunu artırması mümkün olacaktır.
6100 sayılı HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.
Bu açıklamalara göre davanın belirsiz alacak davası olarak açılması halinde davacının öncelikle talep sonucunu belirlemesi, talebin belirlenmesinden sonra alacağın belirlenen miktardan daha fazla olduğunun anlaşılması halinde davacının ıslah yolu ile dava değerini arttırması gerekecektir. Yargıtay uygulamalarına göre trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarının ve bu bağlamda değer kaybına ilişkin davaların belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu kabul edilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.04.2019 tarih ve 2017/17-1099 Esas ve 2019/460 Karar sayılı sayılı ilamı)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.01.2020 tarih ve 2016/(7)22-1107 Esas, 2020/16 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; zamanaşımı süresi belirsiz alacak davası açılması ile tüm alacak için kesildiğinden, davacının belirleyemediği alacağının zamanaşımına uğramasının söz konusu olmayacağı (Pekcanıtez, H.:Belirsiz Alacak Davası, Ankara 2011, s. 26-31) gözetilmeksizin hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/04/2017 tarih …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
1-Davanın KABULÜNE 4.000,00-TL’nin dava tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 273,24 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL ve ıslahla yatırılan 67,00 TL olmak üzere toplam 94,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 178,54 TL harcın davalıdan alınıp hazineye irad kaydına, davacı tarafça yatırılan 94,70 TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan tebligat gideri 92,00 TL, müzekkere gideri 33,60 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 625,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca resen yatırana iadesine,
6-Karar kesinleştiğinde dosya içerisinde bulunan evrak asıllarının ilgili yerlere iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 194,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.