Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1611 E. 2021/2308 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/08/2010 tarihinde …’nın sevk ve idaresindeki, davacının yolcu konumunda olduğu motosiklet ile … sevk ve idaresindeki aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu davacının sakat kaldığını, kaza tespit tutanağında motosiklet sürüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza tarihi itibariyle motosikletin geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmadığını, oluşan zararın davalı … Hesabının sorumluluğunda olduğunu, davacının kaza neticesinde vücudunun çeşitli yerlerinden ağır şekilde yaralandığını, hareket kaybına uğradığını, yapılan tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, 12/08/1991 doğumlu olan davacının PMF tablosuna göre tahmini yaşam süresinin 47 yıl civarında olduğunu, davacının elindeki rapor ve belgelerle maluliyet tazminatının alınması amacıyla davalı … hesabına başvurduğunu, davalı yanın bir takım eksik evrakları ve maluliyet raporu aslını talep ettiğini, bunların da temin edilerek kuruma ulaştırıldığını, her türlü evrak temin edildiği halde çeşitli nedenlerle dosyanın sürümcemede bırakıldığını belirterek davanın kabulü ile 3.200,00 TL malullük-sakatlık (geçici ve daimi iş göremezlik ve geçici bakıcı ihtiyacı) tazminatının davalıya başvuru tarihini takip eden 8 iş günü sonrası temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06/09/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile, %100 kusur oranına göre geçici iş göremezlik tazminatı talebini 5.531,89 TL, kalıcı iş göremezlik tazminatı talebini 83.759,40 TL olmak üzere toplam 89.291,29 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde; kaza yerinin Çorum hudutları içerisinde olduğunu, davalı kurumun merkezinin İstanbul’da olduğunu, davaya bakmakla yetkili olan mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri veya kaza yeri olan Çorum Mahkemeleri olduğunu, 6704 Sayılı Kanun gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartı bulunduğunu, davacı vekili tarafından maluliyet tazminatına ilişkin olarak davalı kuruma başvuruda bulunulduğunu ve …. hasar dosyası oluşturulduğunu, başvuruya cevap olarak davacının resmi ve yetkili bir hastaneden alınacak sağlık kurulu raporu ile arazların 16/08/2010 tarihli trafik kazasından kaynaklandığı, kalıcı ve sürekli olduğunun belirtilmesi istemine karşın bu eksikliğin davacı tarafından giderilmediğini, geçerli bir başvuru yapılmaksızın huzurdaki davanın açıldığını, kazaya karışan motosiklet sürücüsü ve işletenine davanın ihbarını talep ettiklerini, aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigortası poliçesinin olup olmadığının tespitinin gerektiğini, kazaya karışan aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığının araştırılması gerektiği, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden özürlü sağlık raporu alınması gerektiğini, hesaplanan tazminat miktarı üzerinden gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle müterafik kusur indirimine gidilmesi gerektiğini, … tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek davalı kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle geçici ve kalıcı maluliyet tazminatı ile geçici bakıcı gideri istemine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 16.maddesi gereğince davacının adresi Ankara olup mahkemenin yetkili olduğu anlaşıldığından davalının yetki itirazının reddine karar verildiği, kazaya karışan motosikletin…kayıtlarında yapılan araştırmada kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesinin bulunmadığı, davacının başvuru dilekçesinin davalı sigorta şirketine 21/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, kazaya karışan motosikletin silindir hacminin 150 olduğu, trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğu, kaza tespit tutanağında, kazanın oluşumunda motosiklet sürücüsü …’nın 2918 Sayılı KTK’daki asli kusur 8 (kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak) kuralını ihlal ettiği, karşı araç sürücüsü …’ın kusurunun bulunmadığının belirtildiği, Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…. Soruşturma sayılı dosyasında, yaralanan …’in ve …’ın şikayetçi olmadığı, yaralanan …’nın şikayetçi olduğu, ancak kaza tespit tutanağına göre …’ın kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle sürücüler … ve … hakkında 26/08/2010 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği, … tarafından düzenlenen 11/12/2017 tarihli raporda; çalışma gücü ve meslekten kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre davacının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %10,3 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğunun belirlendiği, Her ne kadar raporda geçici bakıcı süresine ilişkin tespit bulunmasa da davacı tarafından davadan önce alınan ….. düzenlenen 10/01/2017 tarihli raporda; çalışma gücü ve meslekten kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre davacının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %10,3 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu, kaza nedeniyle davacının tedavisine başlanmasından itibaren davacının tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 30 gün olduğunun belirtildiği, kusur durumunun tespiti ve tazminat hesabının yapılması için bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle; motosiklet sürücü …’nın yerleşim yeri içinde bir kavşağa doğru yaklaşırken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, olay yeri kavşağa yaklaşırken bulunduğu yolun kavşak girişinde, bu yolun ana yol yada tali yol olduğuna dair herhangi bir işaretin olmadığını gördüğü halde aracının hızını düşürmemekle, diğer kavşak kollarından gelebilecek araçlar olabileceğini dikkate almamakla, bu durumda ilk geçiş hakkının kendisine göre sağındaki kavşak kolunu takiben kavşağa giren araca ait olduğu kuralını göz önünde bulundurmamakla, seyir halinde bulunduğu yoldan kavşak yaklaşımında görüş mesafesi yetersiz olduğundan diğer kavşak kollarından yaklaşmakta olan araçları görüp tedbir almasının oldukça güç olacağını düşünüp hızını asgari seviyeye düşürmemekle, seyir yönünden kavşağa girişte durup diğer kavşak kollarında seyretmekte olan trafiği kontrol etmesi ve kavşakta sağındaki kavşak kolundan kavşağa girmek üzere bulunan otomobilin geçmesini beklemesi, ilk geçiş hakkını sağındaki kavşak kolundan kavşağa giren otomobile vermesi gerekirken kontrolsüz olarak kavşağa girip, sağından kavşağa giren otomobile 3,5 mt fren izinin akabinde çarpmakla 2918 sayılı KTK’nın 52/a-b, 57/a-c-2 bendi hükümlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranışları nedeniyle KTK’nın 84/h bendinde belirtilen “kavşaklarda geçiş önceliğine uymamasından”dolayı kazanın oluşumunda birinci derecede (%70 oranında) kusurlu bulunduğu, otomobil sürücüsü …’ın yerleşim yeri içinde bir kavşağa doğru yaklaşırken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, olay yeri kavşağa yaklaşırken kavşak girişinde bulunduğu yolun ana yol ya da tali yol olduğuna dair herhangi bir işaretin olmadığını gördüğü halde hızını düşürmemekle, kavşağa geldiğinde soldan kavşağa gelen araca nazaran ilk geçiş hakkına sahip olmakla birlikte, kavşakta görüş mesafesi yetersiz olduğundan diğer kavşak kollarından yaklaşmakta olan araçları görüp tedbir almasının oldukça güç olacağını düşünüp hızını asgari seviyeye düşürmemekle seyir yönünden kavşağa girişte durup diğer kavşak kollarında seyretmekte olan trafiği kontrol etmesi uygun ise kavşaktan geçiş yapması gerekirken kontrolsüz olarak kavşağa girmekle, solundan kavşağa giren motosiklet sürücüsünü uyarmamakla, fren tedbirine başvurmamakla, 2918 sayılı KTK’nın 52/a/b bendi ile 57/a bendlerine aykırı, dikkatsiz ve tedbirsizce davranışları nedeniyle olayın oluşumunda ikinci derecede (%30 oranında) kusurlu olduğu, davacı yolcu …’in olayda kusurlu olmadığı, davacının sağ bacağından yaralandığı, kask takıp takmamasının yaralanmasında etkisinin bulunmadığı, davacının %70 kusur oranına göre talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 3.872,32 TL, kalıcı iş göremezlik zararının 58.631,58 TL, bakıcı gideri zararının 532,35 TL olduğu görüş ve kanaatinin belirtildiği, davacı vekilinin 06/09/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile, %100 kusur oranına göre geçici iş göremezlik tazminatı talebini 5.531,89 TL, kalıcı iş göremezlik tazminatı talebini 83.759,40 TL olmak üzere toplam 89.291,29 TL’ye yükselttiği, toplanan deliller, hasar dosyası, savcılık dosyası, Adli Tıp Raporları, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yolcu olarak bulunduğu, kaza tarihi itibariyle geçerli trafik sigortası bulunmayan motosiklet ile otomobilin karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralandığı, kazanın oluşumunda motosiklet sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, davacının kalıcı maluliyetinin %10,3 oranında olduğu, 9 ay süre ile geçici iş göremez halde kaldığı, 30 gün bakıcı ihtiyacının doğduğu, %70 kusur oranına göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 3.872,32 TL, kalıcı iş göremezlik zararının 58.631,58 TL, bakıcı gideri zararının 532,35 TL olduğu, her ne kadar davalı gerekli emniyet tedbirlerinin (kask, koruyucu vb) alınmaması nedeniyle müterafik kusur iddiasında bulunmuş ise de, davacının yaralanmasının ve maluliyetinin bacakta oluşan yaralanmadan kaynaklandığı, kask takılı olmamasının yaralanmanın derecesini artırmadığı, bu nedenle müterafik kusur iddiasının yerinde olmadığı, davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde davacının, sürücü … ile arkadaş olduklarını beyan ettiği, bu durumda hatır taşıması şartlarının olayda bulunduğu, %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığında davacının 3.097,86 TL geçici iş göremezlik, 46.905,26 TL kalıcı iş göremezlik, 425,88 TL geçici iş göremezlik nedeniyle bakıcı gideri olmak üzere toplam 50.429,00 TL maddi tazminat talep edebileceği, davalının kaza tarihi itibariyle geçerli trafik sigortası olmayan aracın neden olduğu iş bu zarardan 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunun 14. maddesi ve bu kanunun uygulamalarını gösteren yönetmelik gereğince sorumlu olduğu, her ne kadar davacı talep artırım dilekçesi ile müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre talepte bulunmuş ise de, davacının dava dilekçesinde sürücü …’nın tam kusurlu olduğunu ileri sürerek tam kusura dayandığı, yargılama sırasında sürücü …’nın %70 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, bu durumda sürücünün kusuru oranında tazminata hükmedilebileceği (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/04/2015 Tarih,… Sayılı, 11/04/2018 Tarih,…. Sayılı ilamları), davacının talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine yapılan başvuru tarihine göre hesaplanan temerrüt tarihi olan 04/07/2016 tarihinden itibaren kazaya karışan aracın motosiklet olması nedeniyle yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden 6098 sayılı TBK md. 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceği hususu dikkate alınarak hatır taşıması nedeniyle yapılan indirim nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle, davanın kısmen kabul, kısmen reddine 3.097,86 TL geçici iş göremezlik, 46.905,26 TL kalıcı iş göremezlik, 425,88 TL geçici iş göremezlik nedeniyle bakıcı gideri olmak üzere toplam 50.429,00 TL maddi tazminatın 04/07/2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı aleyhine maluliyetten kaynaklı maddi tazminat davası açıldığını, bilirkişi incelemesi ile davacı için 5.531,89-TL geçici iş göremezlik ve 83.759,40-TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 89.291,29-TL maluliyet zararı tespit edildiğini, … Hesabının sorumlu olduğu aracın %70 kusurlu olması sebebiyle zararın %70’i alınarak belirlenen rakamlardan sorumluluğuna karar verildiğini, 6098 sayılı TBK 61. maddesi gereğince birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağını, 6098 sayılı TBK. 163. (818 sayılı BK. 142 ) maddesinde ‘Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir.’ müteselsil sorumluluk karinesi bir hukuk kuralı olduğuna göre HMK 33. maddesi gereğince hakimin bu karineyi kendiliğinden uygulayacağını, açıkça müteselsil sorumluluk ilkesine dayanılmamış olsa da müteselsil sorumluluk esasının uygulanacağını, KTK 88. maddede “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” şeklinde düzenleme olduğunu, bu nedenle … Hesabının, davacının kazaya bağlı tüm zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, aksine verilen kararın hatalı olduğunu, Yüksek Yargı kararları doğrultusunda, hatır taşımasının koşullarının belirlendiğini, işletenin veya şoförün; aracına aldığı yolcudan istese maddi bir karşı edim (para gibi…) alabilmesinin mümkün olması gerektiğini, işletenin aracına aldığı yolcuya karşı hukuken, ahlaken, manen veya örf adet gereği kendisini taşıması için bir yükümlülük yada görevinin bulunmaması gerektiğini, işletenin tamamen iyilik yapma düşüncesi ile yolcuyu ivazsız olarak (ivaz elde etmesi mümkün iken)taşıması gerektiğini, somut olayda arkadaşlar dostlar arasında hatır taşıması olmayacağını, bu nedenle hatır taşıması indiriminin de yapılmaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde trafik sigortası poliçesi bulunmayan dava dışı motosiklet sürücüsü …’nın olayda tam kusurlu olduğunu ileri sürerek tam kusura dayanmış olup, müteselsil sorumluluğa dayanmamıştır. Hükme esas alınan kusur raporunda motosiklet sürücüsü …’ın %70 oranında asli, karşı aracın sürücüsü …’ın %30 oranında tali kusurlu olduğunun belirlenmesi, mahkemece davalı … Hesabının sigortası bulunmayan motosiklet sürücüsünün %70 oranındaki kusuruna isabet eden tazminattan yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği %20 oranında hatır taşıması indirimi yaparak sonuç tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi, davacı ile yolcu konumunda olduğu motosikletin sürücüsü …’ın arkadaş olmaları, bu hususun davacı tarafın da kabulünde bulunması, davacının motosiklette ücret yada menfaat karşılığı taşındığının davacı tarafça ispatlanamaması, aksine arkadaşlar arasında hatır taşıması olmayacağının ileri sürülmesi, oysa somut olayda dava dışı sürücünün, aracına aldığı davacıdan istese maddi bir karşı edim (para gibi…) alabilmesinin mümkün olması, aracına aldığı davacıya karşı hukuken, ahlaken, manen veya örf adet gereği kendisini taşıması için bir yükümlülük yada görevinin bulunmaması, tamamen iyilik yapma düşüncesi ile davacıyı ivazsız olarak (ivaz elde etmesi mümkün iken) taşıdığının anlaşılması, hatır taşımasının bütün unsurlarının bulunması, bu nedenle davalının sorumlu olacağı tazminattan %20 oranında indirim yapılmasında bir isabetsizlik bulunmaması ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 59.30TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 44.40TL harcın mahsubu ile bakiye 14.90TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği ve harç ikmali hususunun yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.