Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1589 E. 2022/108 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 29.05.2015 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın, motor arızasından dolayı emniyet şeridinde zorunlu bekleyen davacının sevk ve idaresindeki…. plakalı kamyonete arkadan çarpması neticesinde davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik sürekli iş göremezlik dolayısıyla 500,00 TL, geçici iş göremezlik dolayısıyla 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05/09/2018 tarihli talep artırım dilekçesiyle geçici iş göremezlik tazminatını 7.834,06 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, kazaya karışa….. plakalı aracın 20/02/2015-20/02/2016 tarihleri arasında davalı şirkete Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet durumunun tespit edilmesi gerektiğini, davadan önce davalı şirkete başvuru yapılmadığından temerrüdün oluşmadığını, avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan deliller, hasar dosyası, savcılık dosyası, Adli Tıp Raporları, benimsenen bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sevk ve idaresindeki araç ile davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucunda aynı doğrultuda olan İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi ile İstanbul Adli Tıp Genel Kurul raporlarına göre davacının kalıcı maluliyetinin oluşmadığının, 3 aya kadar geçici iş göremez halde kaldığının tespit edildiği, kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, davacının 7.834,06 TL geçici iş göremezlik zararının olduğu, davalı sigorta şirketinin meydana gelen zarardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğu, her ne kadar davalı vekili yargılama sırasında davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu iddia etmiş ise de, davacının emniyet kemeri takmadığına yönelik dosya kapsamında tespit veya delil bulunmadığı, bu nedenle davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilemeyeceği anlaşıldığından davacının kalıcı iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 7.834,06 TL geçici iş göremezlik tazminatının talep doğrultusunda dava tarihinden itibaren sigortalı aracın dava dışı şirket adına kayıtlı çekici olması nedeniyle avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğinden davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 7.834,06 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
Yerel mahkeme kararındaki aleyhe hususların tamamını reddettiklerini, kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu,
Davacının 29.05.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazası neticesinde ağır şekilde yaralandığını, vücudunun muhtelif yerlerinde çeşitli yaralanmalar meydana geldiğini, kot kırığı ve göğüs duvarı hasarı bulunan davacının kaburgasında meydana gelen kırıktan dolayı akciğerine kemik batması meydana geldiğini, bu durumun akciğerine zarar verdiğini, … hastalığının da baş göstermeye başladığını, meydana gelen bu hastalık ve maluliyetlerin sebebinin davaya konu elim kaza olduğunu, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun maluliyetinin belirlenmesi konusunda sadece kot kırığına ilişkin açıklamalarda bulunmuş olup, akciğerinde meydana gelen zarardan dolayı oluşan …’a hiçbir şekilde değinmediğini, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 16.01.2017 tarihli yazısında “Kişinin bir tıp fakültesi ya da eğitim araştırma hastanesine sevki sağlanarak yeni çekilecek PA/ Lateral akciğer grafilerin DICOM-CD formatında, yeni yaptırılacak, arter kan gazları, solunum fonksiyon testi (akım volüm halkasını içerecek şekilde) incelemelerin düzenlenecek raporları ile birlikte gönderilmesinin,” istendiğini, bu yazıya istinaden … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesin’e yazı yazılmasının talep edildiğini, bu nedenle … Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne talimat yazıldığını, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/8 D.İş No’ lu talimat dosyası ile birlikte … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Laboratuvar sonuç formu, … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi … laboratuvarı yazılı yazısı, … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ICD kodu ve tanı (lar) yazılı bir sayfadan oluşan yazı ve 1 adet CD‘nin mahkeme dosyasına gönderildiğini, … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan son durum raporunda davacının … tanısının konulduğu, … 29.05.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olduğunun açık açık yazdığını, ancak mahkeme dosyasının fiziken incelenmesinde … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/8 d.iş no’ lu talimat dosyası ile birlikte gelen son durum raporlarının bulunamadığını, dikkat edilecek olursa hem 03.04.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Kurulu hem de 02.11.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun düzenlemiş olduğu raporlarda alınan son durum raporlarının davacının maluliyetine etki edip etmediğinin değerlendirilmediğini, sanki son durum raporları hiç alınmamış gibi düşünülerek raporlar tanzim edildiğini, bu durumun 02.11.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun düzenlemiş olduğu raporun eksik düzenlenmiş olduğunu bu nedenle de hatalı değerlendirme yapıldığını gözler önüne serdiğini, gerçekten de gerek 03.04.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Kurulu raporunda gerekse de 02.11.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun düzenlemiş olduğu raporda davacının akciğer sorununa hiç değilmediğini, sonuç olarak AÜTF raporundaki oranın akciğere bağlı olarak verildiğini, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun raporlar arasındaki çelişkiyi gidermesi gerektiğini ancak bu duruma değinmediğini hal böyle iken tanzim edilen bu raporlarla hüküm kurulamayacağını… Başkanlığı tarafından verilen raporda da akciğer sekeli için A cetveli VI. Liste ASN:1-a, AAÖ:6 ve SİGS:A olarak hesaplandığını ve davacının %10,1 malul olduğuna karar verildiğini, Adli Tıp Kurumundan alınan her iki raporda da … tarafından verilen raporun tartışılmadığını, AÜTF alınan raporda da maluliyetin çıkmış olmasının sebebinin davacının akciğerinde meydana gelen araz olduğunu, yani davacının akciğerindeki hasar sebebi ile malul olduğunu ancak hem 03.04.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Kurulu raporunda hem de 02.11.2017 tarihli Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun düzenlemiş olduğu raporda sadece kot kırığının değerlendirildiğini, iş bu itirazlarına rağmen yerel mahkemece itirazlarının dikkate alınmadığını, İstanbul ADli Tıp Kurumu Genel Kurulundan alınmış olan rapor ile hüküm kurulduğunu, iş bu raporun yukarıda açıkça ifade edildiği üzere hüküm kurmaya açıkça elverişli olmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi (sürekli ve geçici işgörmezlik) tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının uyuşmazlığa konu kaza neticesinde yaralanma sebebiyle sürekli ve geçici iş göremezlik zararı talep etmiştir. Mahkemece alınan ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 07/03/2016 tarihli raporda, Çalışma Gücü ve Meslekten Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının genel çalışma gücünden %10,1 oranında kaybettiği, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı belirtilmiştir. Anılan rapora davalı vekili itiraz etmemiş; davacı vekili ise Sağlık Bakanlığı … Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesinin 15.10.2015 tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporu gereğince davacının engel durumunun %42 olduğunu belirterek 07.03.2016 tarihli rapora itiraz etmiştir. Davacı vekilinin itirazı üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurumu’ndan alınan 03/04/2017 tarihli raporda, …hükümlerine göre davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş, anılan rapora davacı vekilinin itiraz etmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu’ndan alınan 02/11/2017 tarihli raporda, Çalışma Gücü ve Meslekten Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceğinin belirtilmiştir. Mahkemece İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi ile İstanbul Adli Tıp Genel Kurul raporlarına göre davacının kalıcı maluliyetinin oluşmadığı, 3 aya kadar geçici iş göremez halde kaldığı, kazanın oluşumunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacının kalıcı iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 7.834,06 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir
Davalı vekilinin Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 07/03/2016 tarihli maluliyet raporuna (Çalışma Gücü ve Meslekten Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının genel çalışma gücünden %10,1 oranında kaybettiği, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı) itiraz etmediği, davacının itirazı üzerine İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Dairesinden 03.04.2017 tarihli; İstanbul Adli Tıp Genel Kurulundan 02.11.2017 tarihli maluliyet raporları alındığı, 03.04.2017 ve 02.11.2017 tarihli maluliyet raporları gereğince (davacını sürekli maluliyetinin bulunmadığını belirten raporlar) alınan 28.08.2018 tarihli hesap raporu hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece kazanılmış haklar gözetilerek, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 07/03/2016 tarihli ilk maluliyet raporuna (Çalışma Gücü ve Meslekten Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının genel çalışma gücünden %10,1 oranında kaybettiği, 3 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı) itiraz etmeyen davalı yönünden maluliyetin kesinleştiği dikkate alınarak anılan rapor gereğince hesap bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken (Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 11.03.2021 Tarih 2020/1219 Esas 2021/2606 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır) yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, belirtilen hususlarda deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20.03.2019 tarihli, 2015/482 Esas 2019/265 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA
Davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf eden davacı tarafından istinaf peşin harcı olarak alınan 44,40 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Karar tebliği, kesinleştirme, harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.