Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1584 E. 2021/2000 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2017
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve… vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 29.06.2014 tarihinde …… çarptığını, çarpma sonucunda hayatını kaybettiğini, …… soruşturma dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre davalının eroin ve amfetamin etkisinde olduğunu, davalı hakkında soruşturmanın sonunda Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile bilinçli taksirden dava açıldığını, kaza sonucunda…’nın neredeyse tanımayacak şekilde olduğunu, müvekkili …’nın bu şekilde teşhis etmek zorunda kaldığını, eş … için 30.000,00 TL Anne … için 20.000,00 TL … … … için 10.000,00 TL … için 10.000,00 TL ve otopsiye katılarak teşhis yapmak zorunda kalan … için 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 85.000,00 TL manevi tazminat, … için 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile … için 100,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müşterek olarak tahsil edilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde; davacılar vekilinin dava dilekçesinde 29.06.2014 tarihinde ölümlü trafik kazasına karıştığını belirttiği…. plakalı aracın 04.06.2014-04.06.2015 bitim tarihli … poliçe numarası ile müvekkili şirket tarafından sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin kaza tarihi itibariyle şahıs başına 268.000,00 TL’ye kadar azami sorumlu olduğunu, davacılar vekilinin talep ettiği 200,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının kabulünün mümkün olmadığını, destekten yoksun kalma maddi tazminat hesabının yapıldığını, davacı eş için 214.045,74 TL davacı anne için ise 26.931,41TL destekten yoksun kalma maddi tazminat hesabının yapıldığını, yapılan bu hesaplama davalı müvekkili … şirketince kabul edilerek belirlenen tazminatın 27.08.2014 tarihinde bizzat davacılar vekiline ödendiğini, … şirketinin sigortalının sorumluluğu ile sınırlı olduğunu, bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı… ve … vekili cevap dilekçesinde; söz konusu davada görevli mahkemenin HMK uyarınca Asliye Hukuk mahkemesi olduğunu, açılan davada müvekkilinin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin araç sahibi olsa da araç işletenin tespitinde resmi trafik kayıtlarının kesin bir ölçüt olmadığını, … plaka sayılı araç müvekkili… adına kayıtlı olsa da aracın gerçek işletenin diğer davalı … olduğunu, dava dilekçesinde bulunan beyanların mahkemeye yanıltmaya yönelik olduğunu, müteveffa…’nın park yasağı bulunan yere park etmek suretiyle kazaya kendi kusurlarıyla sebebiyet verdiğini, kazaya sebebiyet veren diğer sorumluların da üçüncü kişi olarak kazanın meydana geldiği bölünmüş yolun başlangıcına ışıklandırma koymayan … ve kazadan hemen önce başka bir kazaya sebebiyet verecek şekilde …’un önüne manevra yapan araç sürücülerinin olduğunu, müteveffanın eşi ve annesine ise … … şirketi tarafından ödeme yapıldığını, açılan davayı, fahiş dava miktarını kabul etmediklerini, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının sonuçlanıp kesinleşinceye kadar bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece bilirkişi tarafından hazırlanan 08/02/2016 tarihli rapora göre, davalı …’un meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, söz konusu rapora itiraz edilmesi üzerine bilirkişiden 20/04/2016 tarihli ek raporun alındığı, söz konusu raporda da birinci rapordan farklı bir görüşün beyan edilmediği, söz konusu rapor ve ek raporun Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile de uyumlu olması nedeniyle mahkemece kabul edildiği sonrasında dosyanın davacıların zararının hesaplanması için aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 16/10/2016 tarihli rapora göre, … şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere göre hesaplamada, davacıların destekten yoksun kalma zararının, davalı … şirketince karşılandığının rapor edildiği, söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul görmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı … ve …’nın destekten yoksun kalmaya yönelik maddi tazminat taleplerinin aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda sigortanın ödeme yaptığı tarih itibariyle karşılandığından taleplerinin reddine, yine davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul edilmesi gerektiği değerlendirilerek, … yönünden 25.000,00-TL, … yönünden 15.000,00-TL, …, … ve …. yönünden ayrı ayrı 7.500,00-TL manevi tazminata hükmedilmiş, davacı … ve …’nın maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve… vekili istinaf dilekçesinde, dosya kapsamında ilk olarak alınan 08/02/2016 tarihli kusura ilişkin bilirkişi raporunda …’un %100 kusurlu bulunduğunu, KTK m.48 “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.” hükmüne göre, mevcut dosya incelendiğinde müvekkilin kaza anında alkollü olduğunu gösteren tek bir delil yokken bu hususun rapora esas alınmasının raporu hazırlayan bilirkişinin aslında dosyayı hiç incelemeden raporu hazırladığının kanıtı olduğunu, müvekkilin kaza anında uyuşturucu madde kullandığı kabul edilmişse de, kazanın 29/06/2014 tarihinde meydana geldiğini bilirkişi raporunda esas alınan sağlık raporunun tarihi ise 04/08/2014 olup kazadan 2 ay sonrasına ilişkin olduğunu, bu nedenle müvekkilin uyuşturucu ve uyarıca madde etkisi altında araba kullandığı sonucuna varmanın hukuki açıdan mümkün olmadığını, ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, … yönünden davanın reddi gerektiğini, kazaya karışan … marka … plaka sayılı araç müvekkil… adına kayıtlı olsa da, aracın gerçek işleteninin diğer davalı … olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Olaya ilişkin kaza tespit tutanağı, mahkemece alınan ve ceza mahkemesinde belirlenen kusur oranlarının birbiri ile uyumlu ve oluşa uygun bulunması, kusur durumunun da kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile maddi vaka olarak belirlenmiş olması; hükmedilen manevi tazminat miktarlarına ilişkin ise; 6098 TBK’nun 56/1.maddesi hükmüne göre, ‘Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.’aynı maddenin 2.fıkrasına göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ve 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” düzenlemesine göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğunun belirlenmiş olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacıların çektiği acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun bulunmasına göre, davalılar … ve… vekilinin istinaf başvurusunun (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ve… vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalılar… ve …’dan alınması gereken 4.269,37TL istinaf karar harcından, peşin alınan 1.067,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 3202,12 harcın bu davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan davalılar… ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinafa gelen davalılar… ve … tar.afından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın bu davalıya iadesine,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca iki haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.