Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1578 E. 2021/2102 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2019
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 25/02/2016 tarihinde müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu …… plakalı araca, davalı tarafından sigortalanan……. plakalı aracın çarpması neticesinde meydana gelen kaza neticesinde, müvekkilinin yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunun kaza tespit tutanağında gösterildiğini, müvekkilinin … Ltd. Şti’de yönetici olduğunu, müvekkilinin ortağı da bulunduğu şirketin 2015 yılında 79.000,00-TL kar elde ettiğini, müvekkilinin maluliyeti nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren avans faizi ile davalından tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 03/10/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 16.279,77-TL geçici iş göremezlik, 31.243,84-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 47.523,61-TL olarak belirlemiş, harcını ikmal etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin sorumluluğunun, sigorta limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, müvekkilinden avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsü %80 oranında kusurlu olduğundan, davacının kusur oranında oluşan zararını talep etmesinin yasal olarak mümkün olduğu, davalı tarafından geçici iş görmezlik zararlarına itiraz edilmiş ise de, geçici iş görmezlikten kaynaklanan zararlardan dava dışı ….. sorumlu olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme olmadığı gibi sigorta teminatı kapsamında kalmadığına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığından, davalı tarafından bu çerçevede de sigorta primi tahsil ettiğinden buna ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, alınan raporlar çerçevesinde davacının sürekli maluliyeti ve geçici maluliyeti meydana geldiğinden bu zararlar da sigorta teminatı kapsamında kaldığından davacının buna ilişkin talepleri yerinde görüldüğü, davacı tarafından gelire itiraz edilmiş ise de, davacının gelirini ispatlamakla yükümlü olduğu, davacı tarafından bedeni çalışma ile elde ettiği gelire ilişkin bir delil sunmamış, sermaye koyarak ortak olduğu şirketin kazancın nazara alınmasını istemiş ise de, bir şirkete ortak olması sonucunda elde edilecek gelir bedeni çalışma ile elde edilebilecek gelir olmadığından, davacının yönetici olarak şirkette çalıştığı kanıtlanmadığından gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.189,18-TL geçici iş göremezlik, 17.977,98-TL sürekli iş görmezlik zararı olmak üzere toplam 24.167,16-TL’nin dava tarihi olan 07/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve gerekçeli mahkeme kararında yapılan iş göremezlik hesaplamasının müvekkilin gelirine şirket geliri de eklenerek yapılması gerektiğini, müvekkilin … ve … Ltd. Şti. de %50 oranında ortak olup, şirket gelirine sahip olduğunu, müvekkilin ortağı bulunduğu şirketten gelir elde edememiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı … lehine belirlenen 17.977,98-TL sürekli iş göremezlik tazminatı hukuka uygun olduğundan davacı adına belirlenen sürekli iş göremezlik tazminatına herhangi bir itirazları bulunmadığını; 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkil şirketin tedavi giderleri, geçici iş göremezlik ve geçici iş göremezlik dönemi geçici bakıcı talepleri ve ödemeleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek geçici iş göremezlik ödeneği yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,….ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece hükme esas kabul edilen aktüer raporunda progressif rant formülü yerine %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece usuli kazanılmış haklar gözetilerek, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, progressif rant formülü uygulanmak suretiyle davacının hak kazanacağı tazminat hesabının yapılması amacıyla hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınması suretiyle tüm deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde taraf vekillerinin istinaf taleplerinin belirtilen gerekçelerle kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2019 tarihli, …. Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 2. İcra Dairesinin…. Esas sayılı dosyasına yatırılan 7.536,23 TL tutarlı nakit teminatın yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.