Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1559 E. 2021/2183 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/09/2017 tarihinde, davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan….. plakalı araç ile karıştığı kaza sonucunda sigortalı araçta yolcu olarak bulunan ve davacının oğlu olan…..vefat ettiğini, destekten yoksun kalan davacı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 08/02/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 57.133,66-TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresinde açılmadığı için reddinin gerektiğini, davalı şirkete usulüne uygun başvurusunun bulunmadığından dava şartının olmadığını, kazaya karışan ve zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … şirketi tarafından yapılan aracın sürücünün kusuru olmadığından davanın esastan da reddinin gerektiğini, kazanın oluşuna ilişkin kusur raporu alındığında bunun belirleneceğini, kazaya karışan aracın özel amaçla kullanılan bir araç olması nedeni ile avans faizi isteminin de yasal dayanağının bulunmadığından davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan aracın başka bir araca çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan ve davacının oğlu olan …’un hayatını kayıp ettiğini, kazanın meyana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunu, destekten yoksun kalan davacının tazminat talep etme hakkı bulunduğunu ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulü ile 57.133,66-TL destekten yoksun kalma tazminatının 29/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğramış olmasına rağmen davanın reddine karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu, davacı adına yapılmış bir hasar dosyası olmadığı için davanın aynı zamanda usulden reddinin gerektiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmamasına rağmen davalı şirketin zarardan sorumlu tutulmasının dayanağının bulunmadığı gibi kazadaki kusur durumunun bilirkişi raporu ile belirlenmemesinin, usulüne uygun olmayan hesap raporunun hükme dayanak alınmasının ve sigortalı aracın özel amaç ile kullanılan bir araç olmasına rağmen hükmedilen tazminata avans faizi yürütülmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;

Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazası 03/09/2017 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacının desteğinin hayatını kaybettiği kazaya ilişkin olarak uygulanması gereken zamanaşamı süresi ceza zamanaşımı süresi olup, bu süre; 2918 sayılı KTK’nun 109/2. maddesi yollaması ile 5237 sayılı TCK’nun 85, 66/ 1-d. maddeleri gereğince 15 yıldır. Kaza tarihinden dava tarihi olan 03/07/2018 tarihine kadar 15 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı aşikar olup, davalı tarafın yapmış olduğu zamanışımı itirazı yerinde değildir.
Davalı vekili, davacı tarafından davadan önce davalı … şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre, davalının da kabulünde olduğu gibi, dava açılmadan önce, 26/02/2018 tarihinde, davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından, KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosyadaki mevcut delillere göre, dava konusu kazaya ilişkin olarak, kaza tespit tutanağında yapılan değerlendirme ile tüm aşamalarda alınan kusur raporlarının aynı yönde olduğu ve kazanın davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan aracın sürücüsü …’ın idaresindeki araç ile olay yerine geldiğinde bankette park halinde bulunan araca arkadan çarpması ile meydana geldiği, oluş itibari ile sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu sabittir. Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporunda, uzman bilirkişi tarafından yapılan kusur tespiti ile kusur oranının bu oluşa, usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle, davalı vekilinin kusura yönelik istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilince, hükmedilen faiz türüne de itiraz edilmiş olup; kazaya karışan sigortalı araç ticari taksi olduğundan, alacağa ticari faiz uygulanmasında bir usulsüzlük bulunmadığından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin de reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu, davalı vekilinin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.902,80-TL karar harcından peşin alınan 976,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.926,80-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.