Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1556 E. 2021/1925 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait araç ile davalılardan … şirketine ait aracın 28/06/2016 tarihinde çarpıştığını, davalı … şirketine ait araç sürücüsünün kazada %100 kusurlu olduğunu, tamiri yaptırılan davacıya ait aracın kaza neticesi 8.219,74 TL hasarlandığını, yapılan ekspertiz ile davacının aracında 7.500,00 TL değer kaybı olduğunun belirlendiğini, ve eksper bedeli olarak 207,63 TL ödendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 707,63 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak değer kaybı talebini 7.500,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde; davacı aracında meydana gelen değer kaybından sorumlu olmadıklarını, bir an için sorumlu olunduğu düşünülse dahi kusur oranında ve poliçe limitiyle sınırlı sorumluluklarının söz konusu olacağını, genel şartlar uyarınca parça değişimi nedeniyle değer kaybında düşüş yaşanmayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile 4.800,00 TL değer kaybı bedeli ile 207,63 TL eksper ücreti olmak üzere 5.007,63 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; karara dayanak olan bilirkişi raporlarının kusur ve değer kaybı hususlarında çok açık hatalar içerdiğini, değer kaybı tespit raporunda hesaplamaya dahil edilmeyen parçalar bulunduğunu, kusura itiraz ve gerekçeleri dikkate alınmaksızın dosyanın değer kaybı tespiti için bilirkişiye tevdi edildiğini, 26.09.2018 tarihli değer kaybına ilişkin bilirkişi raporunda ise güncel formül kullanılırken hatalar yapıldığını, zira davacının aracında değer kaybına neden olacak şekilde sağ arka kapı, sağ arka çamurluk, sağ marşbiyel sacı ve sağ çamurluk iç iskelet sacının değiştiğini, sağ davlumbaz sacının onarıldığını, değişen ve onarılan parçaların boyandığını,raporda her ne kadar araç rayiç değeri ve değer kaybına neden olan parçaların tespitinde bir hata bulunmasa da Hazine Müsteşarlığı’nın Genel Şartlar ekinde belirtmiş olduğu ve yerleşik içtihatlarca da kabul edilen formül kullanılırken hatalar yapıldığını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı … şirketinin işleteni olduğu aracın, davacı aracına çarpması nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde,
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 28.06.2016 tarihinde mülkiyeti davalı … San Tic. Ltd. Şti.ye ait olup olay tarihinde davalı … genel sigorta poliçesiyle zorunlu mali mesuliyet sigortalı olan ve sürücüsü … … olan araçla mülkiyeti davacı … Bilgisayar Sağ. …. ait olup olay tarihinde dava dışı sigorta şirketi … Sigorta poliçesiyle zorunlu mali mesuliyet sigortalı bulunan ve sürücüsü… olan aracın çarpışması neticesi kazanın meydana geldiği, mahkemece alınan 29.05.2018 tarihli kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde davacıya ait olan aracın sürücüsü…’ın %20, mülkiyeti davalı … San Tic. Ltd. Şti.ye ait olan aracın sürücüsü … …’in, %80 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, 26.09.2018 tarihli kusur ve hasar raporu uyarınca davalı şirkete ait ve davalı şirkete sigortalı aracın sürücüsü … …’in; meydana gelen olayda %80, davacı şirkete ait aracın sürücüsü…’ın ise; olayda %20 oranında kusurlu oldukları, aracın, sağ arka kapı, sağ arka çamurluk, sağ marşbiyel sacı ve sağ çamurluk iç iskelet sacının değişimi, sağ davlumbaz sacının düzeltilip boyanmasından sonra değer kaybı olacağını, değer kaybının; motor kaputu, kapılar, çamurluklar, bagaj kapağı, tavan sacı gibi kaporta aksamındaki parçaların değişim ya da onarılıp boyanması halinde düşünüldüğü, boya gerektirmeyen değişimlerde (motor parçaları, far, silecek, tampon, aks, radyatör, cam, bakalit, lamba, arma, stop, braket, jant kapağı, döşeme, mekanik, elektrik-elektronik vb.) aksamlar da değer kaybı düşünülmediği, davacıya ait aracın kazadan önceki değerinin 55.000,00 TL olarak takdir edildiği, belirtilen parçaların değişimi, düzeltilmesi ve boyanmasından sonraki 2.el değerinin ise 49.000 TL olacağı kanaatine varıldığı, bu halde davacının aracında oluşan değer kaybının yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre yapılan hesaplamada 6.000-TL olarak bulunduğu, davalının kusuruna isabet eden zarar miktarının 4.800 TL olduğunun belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmekle, hükme esas alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı ve olayın oluşu ile uyumlu bulunması gözetilerek davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunun hatalı olduğu, Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları Ek-1’e göre hesaplama yapılması gerektiği belirtilerek kararın kaldırılması talep edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli … gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli … Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmekte olup, Mahkemece belirlemenin bu şekilde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında, bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, başvuru sırasında peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere 04.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.