Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1538 E. 2021/2221 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1538 – 2021/2221
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1538
KARAR NO : 2021/2221

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2019
NUMARASI : 2015/1114 Esas 2019/167 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

VEKİLLERİ :

DAVALI :

DAVA İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

Birleşen Kayseri 1. ATM 2015/1115 Esas Sayılı Dosyasında
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :

DAHİLİ DAVACILAR( Davacı Mirasçıları)

:
VEKİLLERİ :

DAVALI : 1
VEKİLLERİ :

DAVALI : 2
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :

İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı Asıl ve birleşen davada davalılar; … … … Tur. San. Tic. A.Ş. vekili, … … vekili, … Sigorta A.Ş. vekili, Kayseri Büyükşehir Belediyesi vekili ve … … vekili ile asıl ve birleşen davada ihbar olunan vekili … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; 12/07/2014 tarihinde, … …’nın içerisinde yolcu olarak bulunduğu, … Belediyesi … Tur. San. Tic. A.Ş.’nin maliki, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin işleteni ve … …’un sürücüsü olduğu araç ile işleteni … Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş., araç maliki … …, sürücüsü dava dışı … … olan ve davalı … Sigorta A.Ş tarafından ZMMS ile Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ise Kasko Sigortası ile sigortalı aracın karıştığı kazada, … …’nın vefat ettiğini, ölenin müvekkilleri … ve…’in kızları, … ve …’in ise kardeşleri olduğunu, meydana gelen kazaya ilişkin soruşturma dosyasında, davalı … …’un kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu belirtilerek hakkında Kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, her iki araç sürücüsünün de kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, meydana gelen ölüm nedeniyle müvekkillerinin zararının meydana geldiğini, müvekkilleri… ve …’ye sigorta şirketi tarafından 33.200,00 TL ödeme yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldıkları gibi manevi olarak da zarara uğradıklarını, ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilleri… ve … için 100.000,00’er TL, … ve … için 75.000,00’er TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; asıl davaya konu edilen trafik kazasında, otobüs içerisinde yolcu olarak bulunan … …’ın da vefat ettiğini, geriye mirasçısı olarak ölenin eşi …, çocukları …, … ve …’ın kaldığını, müvekkilleri … … ve … …’ın ise ölenlerin babası ve annesi olduğunu, müvekkillerinin ölüm nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradıklarını, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu, ölenin sağlığında yağlı boya ustası olduğunu, yurt içinde ve dışında çalıştığını, murisinin aylık gelirinin 4.500,00 TL civarında olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından müvekkillerine ödeme yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğunu, ileri sürerek 1.000,00 TL destek tazminatının davalılar, … …, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, … Belediyesi … Tur. San Tic. A.Ş., … …, … Sigorta A.Ş, … Sigorta A.Ş., … Dağıtım Satış Pazarlama matbacılık Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş,’den müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketleri sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili … için 75.000,00 TL, …, … ve … için 60.000,00’er TL, Anşa … ve … … için 40.000,00’er TL manevi tazminatın, sigorta şirketleri haricindeki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yargılama sırasında, davacılardan … …’ın vefatı nedeniyle davada taraf olmayan miraçsıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Asıl ve Birleşen dava davacılar vekili 28/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; Asıl davada maddi tazminat taleplerini, … için 14.190,33 TL, Ahmet için 19.092,99 TL olmak üzere toplam 33.283,32 TL olarak, Birleşen davadaki maddi tazminat taleplerini … … için 150.265,23 TL, … … için 19.411,72 TL, … … için 35.244,46 TL, … … için 3.913,36 TL, Anşa … için 55.467,16 TL, ölü … … için 2.264,93 TL olarak ıslah etmiştir.
Asıl davada davalı Kayseri Büyükşehir Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan otobüsün, kaza tarihi itibariyle müvekkili belediyeye ait olmadığı gibi, sürücüsünün de müvekkili çalışanı olmadığını, ayrıca kazanın meydana gelmesinde otobüs sürücüsünün kusurunun da olmadığını, istenilen manevi tazminatın da fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı Kayseri Büyükşehir Belediyesi cevap dilekçesinde, asıl davadaki cevaplarını tekrar ile davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı … Belediyesi … Tur. San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediklerini, kazaya karışan 38 H 1201 plakalı aracın müvekkili tarafından, davalı Kayseri Büyükşehir Belediyesine yasasından dolayı devredildiğini, taraflar arasındaki protokol ile 16/04/2014 tarihinden itibaren devredilen araçla ilgili meydana gelen kazalardan dolayı her türlü maddi ve manevi tazminatlardan Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu, kaza yapan araç nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada Davalı … Belediyesi … Tur. San. ve Tic. A.Ş. vekili; asıl davadaki dilekçesini tekrar ile davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin aracın kasko sigortacısı olduğu, zararlardan ZMMS limitini aşan zarar olması halinde sorumlu olacağını, manevi tazminatında sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin kasko sigortacısı olduğunu, müvekkiline karşı dava açılmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … (…) Dağıtım Satım Paz. Mat. Öde. Tah. Sis. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde kusur durumunu kabul etmediklerini, tanıkların beyanına göre kazanın meydana gelmesinde sollama yapan otobüs sürücünün kusurlu olduğunu, kaza yapan otobüs içerisindeki tanık beyanlarına göre kazanın, müvekkiline ait aracın şeridi üzerinde gerçekleştiğinin sabit olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada Davalı … (…) Dağıtım Satım Paz. Mat. Öde. Tah. Sis. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin araç işleteni olmadığını, aracında … … adına kayıtlı olduğunun açık olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından yapılan ödeme ile sorumluluğunun sona erdiğini ve davacıların müvekkilini ibra ettiğini, yeniden bu hususta dava açılmayacağını, esas yönden ise müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu… plakalı aracın müvekkilleri nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, ancak davacıların zararlarını öncelikle kaza yapan aracın Zorunlu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortasından talep edebileceğini, Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortasının olmaması halinde Güvence Hesabından talep edebileceğini, artan miktar olması halinde müvekkilinden talep edebileceğini, müvekkilinin daha önce ödeme yapmış olması nedeniyle sorumluluğun sona ermediğinin kabulü halinde yapılan ödemenin güncellenerek tazminattan indirilmesi gerektiğini, ölenin emniyet kemerinin takılı olmaması halinde müterafik kusur değerlendirilmesi yapılması gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte müvekkilinden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalılara yapılan ödeme ile ibra edildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu ileri sürerek ve asıl davadaki cevaplarını tekrar ile davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı … … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili adına kayıtlı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, Savcılığın yetersiz inceleme ile ölmüş olan araç sürücüsüne kusuru yükleyerek soruşturmayı kapattığını, kazanın meydana gelmesinde diğer araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, araçların pozisyonuna göre kusurun otobüs sürücüsünde olduğunun anlaşıldığını, kusuru kabul etmediklerini, manevi tazminatında Yargıtay İçtihatlarına uygun belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin araç maliki olması nedeniyle de sorumluluğunun kısıtlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; asıl davadaki cevap dilekçesini tekrar ile davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … … vekili; Kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, ceza kovuşturması sırasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporda da kusursuz olduğunun tespit edilerek hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, ayrıca sürücü olduğu aracın … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olması nedeniyle zararların sigorta şirketinde talep edilebileceğini, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. … … vekili asıl davada da davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğu,… plakalı araç ile karşı yönden gelen … plakalı otobüsün karıştığı kazada, otobüs içerisinde yolcu olarak bulunan … … ve … …’nın vefat ettiği, asıl davada …’un vefatı nedeniyle, birleşen davada ise …’in vefatı nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği, asıl ve birleşen davada … Dağıtım Satış Paz. Mat. ve Tah. Sistemleri A.Ş. aleyhine de işleten sıfatıyla dava açılmış ve davalının… plakalı aracın işleteni olduğu iddia edilmiş ise de, davalının aracın işleteni olduğu kanıtlanmadığından davalı … Dağıtım Satış Paz. Mat. ve Tah. Sistemleri A.Ş. hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, … plakalı araç yönünden ise; araç maliki olan … Belediyesi … Tur. A.Ş ile Kayseri Büyükşehir … Başkanlığı arasında 31/12/2014 tarihli protokol imzalanarak araçların 16/04/2014 tarihinden başlamak üzere Kayseri Büyükşehir Belediyesine tahsis edildiğinin, dosyaya sunulan delillerle anlaşıldığı, protokolün 7/A-c maddesi gereğince aracın kaza yapması halinde 3. kişilere ödenecek tazminattan Kayseri Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, bu nedenle Kayseri Büyükşehir Belediyesinin işleten sıfatıyla, … Belediyesi … Tur. A.Ş’nin ise malik sıfatıyla zarardan sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, bu davalılar ve diğer davalılar yönünden ise; 12/07/2014 tarihinde, … Plakalı araç ile… plakalı araç arasında meydana gelen kazada, … … ve … Mahallebaşının vefat ettiği, asıl davada …’un annesi, babası ve kardeşleri tarafından, birleşen davada ise …’in eşi, annesi, babası ve çocukları tarafından maddi ve manevi tazminat talep edildiği, keşfen trafik bilirkişisinden alınan raporda, … Plakalı otobüs sürücüsünün kusurunun olmadığı, … plakalı araç sürücüsünün ise şerit izleme kurallarına aykırı ve hız limitlerinin üzerinden araç kullandığından %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, itirazlar üzerine 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda … plakalı otobüs sürücüsünün %25 oranında, … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, 3 kişilik heyetten alınan bilirkişi raporunun karar vermeye yeterli ve elverişli olduğu, destek zararlarının hesaplanması açısından aktüer bilirkişiden alınan ek raporda, asıl davada … …’nın bakiye destek zararının 14.190,33 TL, Ahmet …’nın bakiye destek zararının 19.002,99 TL olarak hesap edildiği,
Birleşen davada ise alternatifli hesaplama yapılarak ölenin asgari ücret kadar gelir elde etmesi ve asgari ücretin 2 katı gelir elde etmesine göre hesaplama yapıldığı ve asgari ücretin 2 katına göre gelir elde etmesi halinde davacı …’nin bakiye destek zararının 150.265,23 TL, … …’ın bakiye destek zararının 19.411,72 TL, davacı …’nın bakiye destek zararının 35.244,46 TL, davacı …’ın destek zararının 3.393,36 TL, davacı Anşa’nın bakiye destek zararının 55.467,16 TL, davacı …’nin destek zararının 2.264,93 TL olduğunun hesap edildiği, yargılama sırasında …’nin vefat etmesi nedeniyle yasal mirasçılarının davaya dahil edildiği, Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından davadan önce asıl dava davacıları ile birleşen dava davacılarına ödeme yapmış ise de ödemenin yetersiz olduğunun bilirkişi raporu ile anlaşılmasına göre, davacıların bakiye zararlarını ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile … Sigorta A.Ş’den talep edebileceği, bu kapsamda bilirkişi tarafından bakiye zarara ilişkin hesaplamanın uygun olduğu ve davalılardan talep edebileceği, Buna göre; davalılar … …, … Halıcılılık Tur. San. ve Tic. A.Ş., Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin hâksiz fiil hükümleri gereğince, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS kapsamında, … Sigorta A.Ş.’nin ise ZMMS kapsamını aşan zararlar yönünden İMMS kapsamında zarardan sorumlu olduğu, davacıların … Sigorta A.Ş.’nin kısmi ödeme tarihinden, … Sigorta A.Ş.’nin dava tarihinden, diğer davalılardan ise kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebileceği, asıl ve birleşen davadaki manevi tazminat talepleri yönünden ise olayın oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ekonomik durumlarına göre asıl davada anne ve baba için 70.000,00’er TL, kardeşler için 15.000,00’er TL; birleşen davada ise eş için 70.000,00 TL, çocuklar için 25.000,00’er TL, anne ve baba için 20.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu Davacıların manevi zararlarından, davalılar … Dağıtım Satış Paz. Mat. ve Tah. Sistemleri A.Ş. ve sigorta şirketleri haricindeki davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesi ile;
“Asıl davada;
1-Davacı… … için 19.092,99-TL, Davacı … … için 14.190,33-TL miktarlarındaki destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın davalılar … …, … …, … … … Turizm San. Tic. A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir … Başkanlığı yönünden kaza tarihi olan 12/07/2014 ten, davalı … Sigorta A.ş. yönünden temerrüt tarihi olan 30/12/2014 ‘ten, davalı … A.Ş. yönünden dava tarihi olan 21/07/2015’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun ödediği miktar da gözetilerek ZMMS sigorta poliçesindeki limiti ile sınırlı olması koşuluyla, davalı … A.Ş.’nin sorumluluğunun ise davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS sigorta poliçesindeki sorumluluk limitini aşan kısımla ilgili olmak üzere ve düzenlediği ihtiyari mali mesuliyet (Kasko) sigorta poliçesindeki limiti ile sınırlı olması koşuluyla işbu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı ödenmesine,
2-Davacılardan… … ile … …’nın davalı … Dağıtım Satış Pazarlama Matbaa Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş.(Yeni ünvanı-… Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş.) hakkındaki maddi tazminat taleplerinin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
3-Davacı… … için 70.000,00-TL, Davacı … … için 70.000,00-TL, davacı … … için 15.000,00-TL, davacı … … için 15.000,00-TL miktarlarındaki manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/07/2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … …, … …, … … … Turizm San Tic Aş ve Kayseri Büyükşehir … Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı ödenmesine,
4-İşbu Davacıların manevi tazminatla ilgili fazlaya ilişkin taleplerinin Reddine,
5-Davacıların davalı … Dağıtım Satış Pazarlama Matbaa Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş.(Yeni ünvanı-… Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş.) hakkındaki manevi tazminat talebinin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
B-Birleşen Mahkememizin 2015/1115 esas sayılı davasında;
Davanın Kısmen Kabulü, Kısmen Reddi ile,
1-Davacı … … için 150.265,23-TL, Davacı … … için 19.411,72-TL, Davacı … … için 35.244,46-TL, Davacı … … için 3.913,36-TL, Davacı … … için 55.467,16-TL ve Davacı … … (Mirasçıları) için 2.264,93-TL miktarlarındaki destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın davalılar … …, … …, … … … Turizm San. Tic. A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir … Başkanlığı yönünden kaza tarihi olan 12/07/2014’ten, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 30/12/2014’ten, davalı … A.Ş. yönünden dava tarihi olan 21/07/2015’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun ödediği miktar da gözetilerek ZMMS sigorta poliçesindeki limiti ile sınırlı olması koşuluyla, davalı … A.Ş.’nin sorumluluğunun ise davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS sigorta poliçesindeki sorumluluk limitini aşan kısımla ilgili olmak üzere ve düzenlediği ihtiyari mali mesuliyet (Kasko) sigorta poliçesindeki limiti ile sınırlı olması koşuluyla işbu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ve vefat etmiş olan davacı … … yönünden Kayseri 7. Noterliğinin 24/09/2018 tarihli ve 29568 yevmiye nolu mirasçılık belgesindeki isimleri yazılı yasal mirasçılarına mirasçılık belgesindeki payları oranında ayrı ayrı ödenmesine,
2-Davacılardan … …, … …, … …, … …, … … ve … …(mirasçıları)’nın davalı … Dağıtım Satış Pazarlama Matbaa Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş.(Yeni ünvanı-… Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş.) hakkındaki maddi tazminat talebinin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
3-Davacı … … için 70.000,00-TL, Davacı … … için 25.000,00-TL, Davacı … … için 25.000,00-TL, Davacı … … için 25.000,00-TL, Davacı … … için 20.000,00-TL ve davacı … … (mirasçıları) için 20.000,00-TL miktarlarındaki manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/07/2014’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … …, … …, … … … Turizm San. Tic. A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir … Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ve vefat etmiş olan davacı … … yönünden Kayseri 7. Noterliğinin 24/09/2018 tarihli ve 29568 yevmiye nolu mirasçılık belgesindeki isimleri yazılı yasal mirasçılarına mirasçılık belgesindeki payları oranında ayrı ayrı ödenmesine,
4-İşbu davacıların manevi tazminat ile ilgili fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
5-Davacıların davalı … Dağıtım Satış Pazarlama Matbaa Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş.(Yeni ünvanı-… Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme ve Tahsilat Sistemleri A.Ş.) hakkındaki manevi tazminat talebinin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,” denilerek karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davalılar; … … … Tur. San. Tic. A.Ş. vekili, … … vekili, … Sigorta A.Ş. vekili, Kayseri Büyükşehir Belediyesi vekili ve … … vekili ile asıl ve birleşen davada ihbar olunan vekili … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … … Tur.San. Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kaza yapan aracın Kayseri Büyükşehir Belediyesine devredildiğini ve dosyaya sunulan protokolün 5. ve 7. maddelerine göre 16/04/2014 tarihinden itibaren kaza yapan ve devredilen diğer araçların kazalarından dolayı maddi ve manevi tazminat taleplerinden Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu, bu nedenle sorumluluklarının olmadığını, ayrıca meydana gelen kazada belediyeye ait araç sürücüsünün kusursuz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece kazanın meydana gelmesinde, müvekkilinin de kusurlu olduğunu kabul ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru olmadığını, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin göz ardı edildiğini, kaza anında müvekkilinin aracının hızının yasal sınırlar içerisinde olmasına rağmen müvekkilinin kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun dosya içerisindeki diğer raporlar ile çeliştiğini, aktüer hesap raporunda da fahiş hesaplama yapıldığını, … …’ın gelirinin asgari ücretin 2 katı üzerinden hesaplanmasının dosya kapsamına uygun olmadığını, manevi tazminatın da fahiş olarak tespit ediliğini, belirterek kararın kaldırılarak, yeniden yapılacak yargılama ile karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … vekili İstinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili hakkında ikame edilen davanın haksız olduğunu, kaza tespit tutanağı ile alınan bilirkişi raporlarının birbiri ile çeliştiğini, çelişkiler giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, kaza raporunda sürücü … …’ın şeridinde gitmekte iken karşı yönden gelen aracın şeridine girdiğinden bahisle tutanak tanzim edildiği, 25/01/2017 tarihli trafik bilirkişisinden alınan raporda ise … …’ın kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu kabul edildiği, raporun özesiz şekilde hazırlandığı araçların gidiş yönlerinin dahi hatalı gösterildiğini, bu nedenle raporun uygun olmadığını, İTÜ Öğretim üyelerinden alınan 12/07/2017 tarihli raporda ise tespit tutanağı ve tanık anlatımları hiçe sayılarak kazanın meydana gelmesinde müvekkiline ait aracın %75 oranında, otobüsün ise %25 oranında kusurlu olduğunun değerlendirildiğini, alınan raporun kaza tespit tutanağı ve tanık anlatımlarına uygun olmadığını, tanıkların 7’sinin de otobüs solladığı için kazanın meydana geldiğini belirttiklerini, raporun kaza tespit tutanağı ve araçların kaza sonrası pozisyonları ile uygun olan tanık anlatımlarına uygun olmadığı, dosyada alınan Veli Teke tarafından hazırlanan raporda, yolun eski hali değerlendirilerek rapor hazırlandığı, kaza yerinde Otobüs sürücüsüne hitap eden olay yerinden 350 m önce sola devamlı viraj, trafik levhası ile… plakalı araca hitap eden 18-20 m önce sola tehlikeli viraj ve öndeki aracı geçmek yasaktır levhalarının bulunduğu, kazanın görüşün dar olduğu yerde meydan geldiği ve… plakalı araç sürücüsünün otobüsü birden önünde gördüğünü, kazanın oluşumunda … Otobüsünün kusurlu olduğunu, mahkemenin kazanın oluş şekiline ilişkin kabulünün tanık beyanları yanı sıra oluş şekiline de uygun olmadığını, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bu nedenle kusur tespiti açısından Karayolları Fen Heyetinden yahut Adli Tıp Kurumundan genişletilmiş uzmanlar kurulundan rapor alınmasını talep ettiklerini, aktüer raporda fahiş hesaplama hataları olduğunu, birleşen dosyada ölenin geliri kesin şekilde ispatlanmamış iken, asgari ücretin 2 katı tutarında geliri olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamanın uygun olmadığını, faizin avans faizi kabul edilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun, kaza tespit tutanağı, dosya kapsamındaki deliller ve birbiri ile çeliştiğini, bu nedenle çelişki giderilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, kaza tespit tutanağı ve tanık anlatımlarına göre kazanın meydana gelmesine diğer otobüs ile yarış içerisinde sollamaya giren otobüs şoförünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, dosyada Trafik bilirkişi, İTÜ’den oluşturulan heyetten alınan rapor ve kaza tespit tutanağı arasında çelişki bulunduğundan çelişki giderilemeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece verilen kararda sigorta limiti aşılarak karar veriliğini ve kararın bu nedenle de hatalı olduğunu, kararı infaz açısından icra müdürünün yorumlama yetkisi bulunmadığından sorumlu oldukları miktarların açıkça kararda gösterilmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olduğu limitin 268.000,00 TL olduğunu 27/01/2015 tarihinde açılan hasar dosyası ile 113.291,00 TL ödemede bulunduklarını, kabul anlamına gelmemek üzere bakiye limitlerinin 154.709,000 TL olduğunu, kararda sayısal olarak limitin belirtilmemesinin hatalı olduğunu, kararın bu haliyle HMK’nın 297. Maddesine uygun olmadığı, sigorta limiti gösterilmediğinden müvekkilinin yargılama giderinin ve vekalet ücretinin tamamından sorumlu tutulmasının da uygun olmadığını, Aktüer raporun fahiş hatalar içerdiğini, birleşen dosyada …’in gelirinin asgari ücretin 2 katı alınmasının hukuka aykırı olduğunu, faiz başlangıcının hatalı olduğunu, daha önce yapılan ödeme tarihinin faiz başlangıcı olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Kayseri Büyükşehir Belediyesi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Yerel mahkemece asıl ve birleşen dosyalarda yapılan yargılama sonucunda, soruşturma sırasında Jandarma tarafından tanzim edilen 12/07/2014 tarihli raporda otobüs sürücüsü kusursuz olduğu tespit edilmiş, mahkemece alınan kök raporda da otobüs sürücüsünün kusursuz olduğu belirtilmesine rağmen itiraz üzerine bilirkişi heyetinden alınan ve hükme de esas alınan raporun; itiraz edilen rapora atıfta bulunularak hazırlandığı ve otobüs sürücüsünün %25 kusurlu olduğunun kabul edildiği, söz konusu raporda kazanın oluş şekli 3 ayrı çizim yapılarak değerlendirildiğini ve kazanın tanıkların anlattığı şekilde olup olmayacağına ilişkin değerlendirme yapılarak kusur durumunu belirlendiğini, mahkemece hükme esas alınan raporda ise sürücü beyanı, soruşturma amaçlı tanzim edilen belgelerin bilirkişi tarafından dikkate alınmadığını, bu nedenle raporun karar vermeye elverişli olmadığını, aktüer hesap bilirkişi tarafından yapılan hesaplama yönünden ise birleşen davada … …’ın geliri resmi belge ile ispatlanmamış olmasına rağmen tanık anlatımlarına itibar edilerek şahsın gelirinin yüksek belirlenmiş olmasının doğru olmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta A.Ş. istinaf dilekçesinde; Kararın davalılar … ve … Belediyesi yönünden kaldırılması için istinaf ettiklerini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, kusurun net bir şekilde belirlenerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul etmemekle beraber müvekkilinin sorumluluğunun da sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, kusur durumları nazara alınmaksızın yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, birleşen davada ölenin gelirinin asgari ücretin 2 katı nazara alınmasının hatalı olduğunu aktüer raporunu kabul etmediklerini belirterek, kararın kaldırılarak davalı yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan, destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Gerekçeli karar, ihbar olunan ve bir kısım davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
1-İhbar olunan … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 61. maddesinde “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Usul hükümlerine göre, davada taraf olmayan gerçek veya tüzel kişi lehine ya da aleyhine hüküm tesis edilmesi mümkün değildir. Bu kural uyarınca dava dilekçesinde, davalı olarak gösterilmeyen taraf, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi bu durum onu davanın tarafı haline de getirmez. Keza HMK’nın 61 vd. maddeleri gereğince, ihbar olunan kimse davada davalı sıfatını kazanmadığından lehine ve aleyhine hüküm kurulamaz. Bu durum kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan, mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Davanın taraflarını, davacının dilekçesinde belirttiği davacı ve davalılar oluşturmakta olup davanın tarafları dışında kararın istinafı ancak ilgili aleyhine hüküm kurulmuş olması halinde söz konusudur.
Davanın tarafları hakkında verilen karara yönelik olarak ise, ancak ihbar olunan ancak davaya fer’i müdahil olması halinde lehine katıldığı taraf ile birlikte kararı istinaf edebilir.
Dava dilekçesi ile ihbar olunan … Sigorta A.Ş. aleyhine bir dava ikame edilmemiş, davalının talebi ile dava ihbar edilmiştir. Davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan sıfatını haiz ilgili aleyhine usul hükümlerine uygun olarak hüküm de tesis edilmemiştir. Davada taraf sıfatı bulunmayan ve aleyhine hüküm de tesis edilmeyen ihbar olunanın, hükmü gerek kendi lehine gerekse de davanın tarafları lehine istinaf etme yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle ihbar olunanın hükmü istinaf etmekte hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla, ihbar olunan … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Diğer davalıların istinaf talepleri yönünden ise; Olay tarihinde, …- Kayseri arasında yolcu taşımasında kullanılan davalı … …’un sürücüsü olduğu otobüsün seyri sırasında karşı istikametten gelen ve sürücüsü vefat eden … … olan aracın karıştığı ölümlü ve yaralamalı trafik kazasında, kazanın meydana gelmesinde, Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, otobüs sürücüsünün kusursuz olduğu, karşı yönden gelen araç sürücüsü vefat eden … …’ın tam kusurlu olduğu kabul edilerek kusurlu araç sürücüsünün vefatı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Soruşturma dosyasında dinlenen ve kazaya karışan araç içerisinde yolcu olarak bulunan tanıkların kazanın karşı yönden gelen araca ait şerit üzerinde meydana geldiğine yönelik beyanları bulunmasına rağmen, kaza sırasında otobüsün önünde seyreden ve aynı davalı şirkete ait diğer otobüs sürücüsünün “diğer tanıkların beyanlarının aksine” beyanlarından ve kaza mahallinde çarpışma noktası olarak gösterilen noktadan hareket ile kazanın otobüs sürücüsüne ait şeritte meydana geldiği kabul edilerek değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece trafik polisi olan bilirkişi Mesut Zengin’den alınan raporda; kazaya ilişkin çarpma noktası alternatifli olarak değerlendirilmiş, sonuç olarak kaza tespit tutanağında çarpma noktasının otobüsün seyrettiği şerit olarak gösterilmiş olmasına göre, kazanın otobüse ait şerit üzerinde meydana geldiği kabul edilerek, otobüs sürücüsü davalı … …’un kusursuz olduğu, diğer araç sürücüsünün ise %100 oranında tam kusurlu olduğu kabul edildiği görülmüştür.
İtiraz üzerine İTÜ Öğretim Üyelerinden oluşacak üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilerek, talimat ile Yüksek Makine Mühendisi, Çevre Mühendisi ve Yüksek Maden Mühendisi’nden oluşan 3 kişilik heyetten rapor alındığı, kaza sonrası kazaya karışan araçların konumları ve tanık beyanları nazara alındığında, “kaza tespit tutanağında çarpma noktası olarak gösterilen nokta ihtilaflı olmasına rağmen”, araçların kaza sonrası konumları itibariyle, kazanın kaza tespit tutanağında gösterilen çarpma noktasında gerçeklemiş olup olmayacağına ilişkin bilimsel bir değerlendirme yapılmaksızın, çarpışma noktasının araç içerisinde yolcu olarak bulunan tanıkların aksini iddia ettiği, tespit tutanağında işaretlenen yerde meydana geldiği kabul edilerek rapor tanzim edildiği görülmüştür. Alınan rapor içerik olarak karar vermeye uygun olmadığı gibi ayrıca heyette yer alan Çevre Mühendisi ve Yüksek Maden Mühendisi’nin, olayın maden kazası veya çevre kirliliğine yönelik bir kusur tespiti olmamasına göre trafik kazalarında kusur tespiti açısından mesleki ve teknik bilgisi de anlaşılamadığından, alınan kusur raporu bu nedenle de karar vermeye yeterli ve elverişli değildir.
Olaya ilişkin kaza tespit tutanağında; çarpma noktası olarak …- Kayseri istikametine ait şerit üzerinde bulunan bir nokta çarpma noktası olarak işaretlenmiş, bir kısım tanıklar kazanın tutanağın aksine karşı şeritte meydana geldiğini belirtmektedir. Tutanakta gösterilen çarpma noktasına göre; otobüsün şeridinde kaza meydana geldikten sonra, otobüsün çarpışmadan sonra karşı yönden gelen kamyoneti 27,20 m. (kamyonetin) geliş istikametinin tersine ve Kayseri-… istikametindeki şeride geri iteklediği, otobüsünde kazanın etkisi ile çarpma noktası kabul edilen yerden 25,90 m. ileriye gidiş yönüne göre yolun solundan yoldan çıktığı işaretlenmiş, ayrıca kazaya karışan kamyonetin kendi şeridi üzerinde gösterilen 11,30 metrelik kazıntı izi olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Kaza sonrasına ilişkin dosyaya sunulan bir kısım fotoğraflarda, kaza sonrası araç konumları açısından, kaza tespit tutanağındaki konumları teyit ettiği, kamyonetin kendisine ait şerit üzerinde olduğu görülmüştür.
Öte yadan, ceza mahkemesince olayın oluş şekline ilişkin verilen bir mahkumiyet kararı da bulunmamaktadır.
Bu durumda, kazanın hangi şeritte olduğu ihtilaflı olduğundan, mahkemece, olaya ilişkin savcılık soruşturma dosyası, tüm delilleri ile birlikte dava dosyası içerisine fiziken kazandırılarak, araçların hızı, nitelikleri ve teknik özellikleri, kaza yerinde tespit edilen bulgular, araçların kaza sonrasındaki konumları ve tanık beyanları değerlendirilerek; araçlar üzerindeki hasarlı bölgelere göre çarpıştıkları yerlerde dikkate alınarak kaza sonrası hızı 140 km olduğu tespit edilen kamyonetin, çarpma noktası olarak gösterilen noktadan 27.20 m. geriye kendi şeridine savrulmasının mümkün olup olmadığı, otobüsün kaza sonrası konumuna göre kazanın tutanakta çarpışma noktası olarak gösterilen noktada olup olmayacağı, yol üzerinde tespit edilen ve 11.30 m. olarak gösterilen kazıntı izinin nerede başladığı (hangi aracın şeridinde), kazıntı izinin kazadan kaynaklanmış olup olmadığı, kazadan kaynaklanmış ve kamyonete ait şerit üzerinden başlamış ise çarpma noktası olarak gösterilen noktada, kazanın meydana geldiğini ispatlayıp ispatlamayacağı hususlarının da ayrıntılı ve bilimsel olarak değerlendirildiği ve buna göre kazanın meydana geliş şekline göre kusur durumunun değerlendirildiği, İstanbul Teknik Üniversitesi Makine-Trafik Kürsüsünden ya da Eski Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik-Fen Alanında Uzman Kişilerden Oluşacak ve yahut Adli Tıp Kurumu daha önce soruşturma doyasında alınan rapor olması nedeniyle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’dan kusur raporu alınarak, kusur raporları arasındaki çelişki giderilerek karar verilmesi gerekirken, taraflarca rapora itiraz edilmesine rağmen eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.
2-6100 sayılı HMK’nın 294-297. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HMK’nın 297/II maddesinde; hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1.maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir.
Buna göre, sigorta şirketleri sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar miktarından sorumludur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96. maddesinde “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur” düzenlemesine yer verilmiştir.
KTK’nın 96. maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Diğer yandan, birden fazla davacının birlikte dava açma zorunluluğu olmadığı hallerde, birlikte dava açmaları halinde aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, her birinin davası birbirinden bağımsız olacağından, sigorta şirketinin her bir davacı açısından hak ve yükümlülüklerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.
Somut olayda; mahkemece verilen kararda asıl ve birleşen davada, davacılardan her birinin zararı ayrı ayrı belirlenmiş ise de, belirlenen bu miktarın ne kadarından sigortanın sorumlu olduğu, zararın sigorta limitini aşması halinde, her bir davacının ne miktarda sigorta şirketinden talep bulunabileceği, kararda gösterilmediği gibi, Sigorta şirketi yargılama giderlerinde hüküm altına alınan sorumlu olduğu miktar oranında sorumlu olduğundan, bu kapsamda da yükümlülükleri belirlenmemiştir.
Bu nedenle mahkemece verilen karar HMK’nın 297. Maddesine uygun olmadığı gibi infazda tereddüt yaratacak mahiyette olduğundan usul ve yasaya uygun verilen karar bulunmadığından istinaf eden vekillerinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenler istinaf eden tüm davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi gereğince yerel mahkemesinin kararının kaldırılmasına, Mahkemece yeniden yargılama yapılarak öncelikle; istinaf aşamasında birleşen davada davacı Anşa …’ın 11/12/2019 tarihinde vefat ettiği ve davacılar … … ve … …’ın reşit olduğu nazara alınarak, Anşa …’a ait mirasçılık belgesi dosyaya kazandırıltıktan sonra mirasçıları davaya dahil edilerek, … ve …’nın davası yönünden ise vekilleri tarafından velayeten düzenlenen vekaletname ile dava takip edildiğinden, davacı vekiline davacılardan alınacak vekaletname sunması, mümkün olmaması halinde ise davacı asillere tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, kusura ilişkin olarak yukarıda açıklandığı üzere kusur raporu alınarak, kararın bir kısım davalılar tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar korunarak, ancak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi içtihat değişikliğine giderek, tazminat hesabında muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulaması ve bilinmeyen dönem (işleyecek dönem) hesabında “Progresif Rant Yöntemi” uygulanarak hesaplama yapılarak gerçek zararın hesaplanması gerektiği kabul ediliğinden, Yargıtay tarafından belirlenen yöntem ile Dairemizce kardırılan hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre yeniden rapor alınarak sonucuna göre, HMK’nın 297. Maddesine uygun taraflara yüklenen borçların ve tanınan haklarının infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde gösterildiği bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre istinaf edenlerin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dava ihbar olunan … Sigorta A.Ş.’in davada taraf sıfatı bulunmaması ve aleyhine hüküm tesis edilmemiş olması nedeniyle … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf dilekçesinin (başvurusunun) REDDİNE,
2- Asıl ve birleşen davada davalılar; … … … Tur. San. Tic. A.Ş. vekili, … … vekili, … Sigorta A.Ş. vekili, Kayseri Büyükşehir Belediyesi vekili ve … … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 18/02/2019 tarihli 2015/1114 Esas 2019/167 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf eden davalılar vekillerinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalılar tarafından İstinaf peşin harcı olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden yatıranlara iadesine,
4-Kayseri 6. İcra Müdürlüğünün 2019/3601 E. Sayılı dosyasına depo edilen 520.000,00 TL teminat mektubunun yatırana iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.