Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1506 E. 2021/2021 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili, davalı sigorta şirketinin zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı olduğu aracın, yaya olan davacının eşine çarpması ile 17/05/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davacının eşinin vefat ettiğini, davacının müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını, davalı sigorta şirketine yapılan müracaata rağmen zararın karşılanmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 14/08/2017 temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 27/11/2017 tarihli açıklama dilekçesi ile taleplerinin ZMMS kapsamında olduğunu beyan etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 13.811,30 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, usulüne uygun tebliğe rağmen cevap vermemiş; hasar dosyasının gönderilmesi için yazılan yazıya verdiği cevapta, sigortalı sürücünün kusuru olmaması nedeniyle tazminat ödemesi yapılmadığını bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile; 13.811,30 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 25/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsüne soruşturma dosyasında kusur izafesi yapılmadığı halde mahkemece trafik bilirkişisinde alınan raporda varsayıma dayalı kişisel yorum ile %10 kusuru izafe edildiğini, ceza dosyasında alınan rapor ile çelişkinin giderilmesi için alınan ATK raporunda da ceza dosyası hiç incelenmeden sürücüye %10 kusur izafe edilmiş olduğunu, oysa kazanın olduğu yere yakın yaya üst geçidinden geçmek yerine refüjdeki demir bariyerleri aşarak ve refüjdeki ağaçlar sebebiyle araç görüşüne engel bir noktada taşıt yoluna giren müteveffanın, yasal limitin altında bir hızla seyreden sürücünün görüş açısına girdiği anda sürücünün fren tedbirine başvurduğu ve durduğunu, kusur izafesinin yerinde olmadığını,….. …. kusur raporu alınması gerektiğini; hesap raporunun hatalı kusur raporuna göre tanzim edilmekle hatalı olduğunu, sürücünün kusursuz olduğuna dair tespit sebebiyle davacıya başvurusu sebebiyle bir ödeme yapılmadığından, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, dava tarihinden önce temerrüd hasıl olmadığından faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya bağlı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kazada, yaya olan davacının eşinin vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece Ankara Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 02/11/2018 tarihli raporda kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün %10, müteveffanın %90 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu kaza 17.05.2017 tarihinde meydana gelmiş, davalı sigorta şirketi tarafından kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi 30.05.2016 – 2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiştir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca 17.05.2017 tarihinde müteveffanın yaya olarak yaya geçidini kullanmadan karşıdan karşıya geçtiği esnada davalıya sigortalı araç sürücüsünün sevk ve idaresinde olan aracın davacı desteği …’ya çarptığı, kaza yapan aracın kaza tarihini kapsayan ZMM sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği, kazaya ilişkin yürütülen….. Soruşturma nolu dosyasında, olay yerine 30-40 metre mesafede yaya üst geçidi olduğu, mobese görüntülerinden, orta refüjde demir korkuluklar olmasına rağmen maktulenin karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı, bir aracın maktuleyi görünce durduğu, panikle devam eden maktulenin şüphelinin aracının önüne çıktığı ve olayın gerçekleştiği, şüphelinin belediye personelini taşıdığı ve belediyenin 100 metre ileride olduğu, bu nedenle hızının yüksek olamayacağı, önünde seyreden başka araçların bulunduğu, fren izinin bulunmadığı hususlarının belirtildiğinin anlaşıldığı; dosyada alınan 29/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda da şüphelinin kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunun belirlenmesi gerekçesi ile 17/07/2017 tarihinde takipsizlik kararı verildiği, mahkemece kusur bilirkişisinden alınan 30/05/2018 tarihli rapor uyarınca, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün %10 oranında, müteveffanın %90 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, …… alınan 02/11/2018 tarihli rapora göre kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün %10 oranında, müteveffanın %90 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, davacı tarafça davadan önce davalı sigorta şirketine gerekli evraklarla başvurulduğu ancak davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapılmadığı, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan 07/01/2019 tarihli rapor uyarınca, desteğin bilinen dönem kazancı 60 yaşına kadarki aktif döneminde … dahil net asgari ücretten, pasif dönemde ….. hariç net asgari ücretten hesaplanarak, bilinmeyen dönem hesabı TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre, %1,8 teknik faiz uygulanarak, %90 kusur oranı indirilerek neticede davacının destek zararının 13.811,30 TL olarak hesap edildiği, yerel mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf talebinin incelenmesinde, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluşu ile uyumlu bulunmasına, davanın kabul gören kısmına yönelik davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinde ve kaza tarihi itibarıyla yürürlükte olan hükümler gereğince dava tarihinden önce sigorta şirketine gerekli evraklarla başvurulmuş olduğundan hükmedilen tazminata temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebinin yerinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında kaza tarihi itibarıyla TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yerinde olmakla beraber, Yargıtay görüş değişikliği nedeniyle prograsif rant yöntemi ile tazminat hesabı yapılması gerekirken, hesaplamaya 1.8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de hükmün sadece davalı yönünden istinaf edilmiş olmasına göre davalı lehine oluşan müktesep haklar gözetilerek bu husus inceleme dışı bırakılmıştır.
Bu gerekçelerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 943,44-TL karar harcından peşin alınan 236,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 707,44-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.