Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1497 E. 2021/2182 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/02/2016 tarihinde, sürücü … idaresinde bulunan … plakalı araç ile geri manevra yaptığı sırada, davacı yayaya çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda davacının kalıcı maluliyete uğrayacak şekilde yaralandığını, davalının kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, kazaya karışan……. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, avans faizi isteminin yasal dayanağının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; dava dışı sürücü idaresinde bulunan … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda, davacının vücut genel çalışma gücünü %11.1 oranında kaybedecek ve 2 ay süre ile iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, davacının geçici iş göremezlik zararının sigorta şirketi tarafından karşılandığını, sürekli iş göremezlik zararının ise bilirkişi raporu ile belirlendiğini belirterek, davanın kabulü ile; 36.309,34-TL sürekli iş göremezlik tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihinden önce usulüne uygun olarak KTK’nun 97. maddesine göre başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu, 6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı yasada yapılan değişiklik ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları hükümlerine göre maluliyet tespitinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre belirlenmesi gerekirken, davacı için karara dayanak alınan raporun bu Yönetmeliğe göre yapılmamasının, yine tazminat hesabının TRH 2010 yaşam tablosuna göre yapılmamasının usule aykırı olduğu gibi, gerekçeli kararın dayanaksız olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında, davalı sigorta şirketine davadan önce başvuru şartının yerine getirilip getirilmediğine ilişkin dosyada belge ve bilgiye rastlanılmamıştır.
2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih ……. sayılı …. Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesinde ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğunun belirtilmesi, zarar görene seçimlik bir hak tanınmamış olması nedeniyle bu hususun HMK’nın 114/2. maddesinde belirtilen diğer kanunlarda düzenlenen dava şartları kapsamında değerlendirilmesi ve dava şartı niteliğinde olduğu, ancak HMK.nın 115/2. maddesi gereğince eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi ve bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin kabulü gerekir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin…… Karar sayılı kararında; “HMK’nin 114. maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki, ‘”Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” denilmiştir. Bu halde, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nin 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacının iş göremezlik zararının tazmini için davalı sigorta şirketine davadan önce başvuru yapıp yapmadığı belirlenmemiş olup, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, davadan önce sigorta şirketine müracaat edilmeden dava açılarak, dava şartı yerine getirilmemiş ise; sigorta şirketine başvuru şartı HMK’nun 115/2 maddesi gereğince yargılama sırasında tamamlanabilir, dava şartı niteliğinde olduğundan öncelikle, davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılıp yapılmadığı araştırılarak, başvuru yapılmamış ise HMK’nun 115/2 maddesi gereğince davacı tarafa başvuru şartını tamamlaması hususunda mehil verilerek, bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Yukarıda belirtilen şekilde dava şartı eksikliği giderildiği taktirde ise; davacı …’ün dava dilekçesi ile 1.000,00-TL maddi tazminat isteminde bulunduğu, mahkeme tarafından yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi doğrultusunda, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne 36.309,34-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davacıya ödenmesine karar verdiği, ancak davacı …’ün ilk derece mahkemesindeki yargılama sırasında, karardan önce 29/12/2018 tarihinde vefat ettiği ve davaya mirasçıları tarafından devam edildiği görülmüştür. Davacı …’ün 29/12/2018 tarihinde öldüğü anlaşıldığına göre zararının da ölüm tarihine kadar hesaplattırılması gerekmekte olup; hükme esas alınan hesap raporu verilerine göre, bilirkişiden ek rapor alınarak, davacı …’ün ölüm tarihine kadar oluşan gerçek zararının belirlenmesi ve buna göre yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/03/2019 tarih, …..
sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Ankara 26. İcra Dairesinin….. sayılı dosyasına yatırılan 65.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.