Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1450 E. 2021/1951 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 04/12/2015 tarihinde, davalı …… işleteni olduğu, davalı … Sigorta AŞ tarafından ZMMS ile sigortalı araçla ile davalı sürücü……; davalı…… çalışan görevi gereğince anayol üzerinde gerekli tedbirleri alarak başka bir kazaya müdahale eden …’e çarparak ölümüne neden olduğunu, ölenin müvekkili … eşi ve diğer müvekkillerinin babası olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldıkları gibi meydana gelen ölüm nedeniyle de manevi olarak ızdırap çektiklerini, kazaya neden olan aracın, sigorta şirketi, işleteni, sürücüsü ile kazanın itfaiye eri olan desteğin görevi başında iken vefatı nedeniyle davalı ….. işveren sıfatıyla müvekkilinin zararlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze def’in gideri olarak 4.000,00 TL’nin ölüm tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile ve her bir müvekkili için 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili; 29/08/2016 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin maddi tazminat talepleri yönünden sigorta şirketi ile sulh olduklarını ve müvekkilinin zararının karşılandığını belirterek …’in sigorta şirketinden olan maddi tazminat talepleri yönünden davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davacılar vekili 05/12/2016 tarihli dilekçesinde; maddi tazminat taleplerinin her bir müvekkili için 100 TL cenaze defin gideri, 400 TL destek tazminatı olmak üzere 500’er Tl olduğunu belirtmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, aracının herhangi bir eksikliğinin bulunmadığı, bakımlarının yaptırıldığını, tüm çalışanlarına gerekli eğitimi verdiğini, müvekkiline ait araç sürücüsüne ve müvekkiline kusur verilmesini kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemek üzere talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …..Cevap dilekçesinde; Kazanın iş kazası olması nedeniyle müvekkili hakkında dava açıldığını, her ne kadar kaza müvekkilinin personelinin işini yaptığı sırada meydana gelmiş olması nedeniyle iş kazası olduğu değerlendirilebilecek ise de, müvekkilinin hukuki sorumluluğunun olmadığını, gerek dava dilekçesinde açıklandığı üzere, gerekse de kaza tespit tutanağı ve diğer belgelerden anlaşılacağı üzere, müvekkilinin işçisi olan davacıların desteğin ölümüne, 3. kişi konumunda olan tır sürücüsünün neden olduğunu, ……gereğince iş kazası olarak değerlendirilse bile 3. kişinin tam kusuru ile müvekkilinin sorumluluğunun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, süresinde davaya cevap vermemiş beyan dilekçesinde; kusur durumunu kabul etmediklerini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; Manevi tazminat taleplerinin sorumlulukları kapsamında kalmadığını, sigorta teminatı kapsamındaki zararlar yönünden ise sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacıların kusuru ve zararlarını kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin davadan önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle dava tarihinden öncesi için faiz talebinin haksız olduğu gibi, ticari faize ilişkin talebin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta vekili 24/08/2016 tarihli dilekçesi ile davacı taraf vekiline asıl alacak ve ferileri için 149.000,00 TL ödenerek davacı ile anlaştıklarından feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, ret sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, 04/12/2015 tarihinde, meydana gelen kazaya müdahale için olay yerinde itfaiye, trafik ekipleri ve sağlık ekipleri çalıştığı sırada, davalı …’un idaresindeki çekici ve arkasına bağlı yarı römorkun hakimiyetini kaybederek aracının sağ ön kısmı ile yolun sağ tarafında banket üzerinde daha önceden meydana gelen kaza nedeniyle durmakta olan kamyonetin sağ orta kısmına, olay yerindeki ambulansa çarpması, ambulansın da önündeki kamyonete çarpması neticesinde kazanın meydan geldiği, dava dilekçesinde davacı… iki kere yazılarak tazminat talep edilmiş ise de bu hususun yazım hatasından kaynaklandığı, Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, aktüer hesap bilirkişinden alınan raporda ise, davacı … destek zararının, davalı sigorta tarafından karşılandığından feragat nedeniyle destek tazminatı hesaplanmadığı, diğer davacıların ise destek zararının olmadığı, cenaze def’in giderinin ise 190,00 TL olduğunun belirtildiği, davacılar tarafından Kayseri Büyükşehir Belediyesi hakkında da dava açılmış ve kazanın iş kazası olması, davalının da işveren olması nedeniyle tazminat talep edilmiş ise de, kazanın trafik kazası olduğu ve kusurlu olduğu belirtilen aracın davalı ile malik ya da işleten olarak ilgisinin bulunmamasına göre Kayseri Büyükşehir Belediyesi hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği, yine aktüer bilirkişi raporuna göre vefat edenin çocukları olan davacıların da destek zararının olmaması nedeniyle davalarının reddine karar verildiği, davacı … destek tazminatı yönünden ise davacının sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle davasından feragat ettiğinden, davacı … destek tazminatına ilişkin talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekiğini, davacıların cenaze def’in giderleri yönünden ise 190,00 TL cenaze def’in gideri hesap edildiği, cenaze def’in giderinin de davadan sonra ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığı, davacıların manevi tazminat talepleri yönünden ise davacıların manevi zararlarından davalılar … ve …’in sorumlu olduğu, kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları, davacıların vefat edene yakınlıkları nazara alındığında, Davacı … için 40.000 TL, diğer davacıların her biri için 25.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu, davacılar … Sigorta AŞ’den de manevi tazminat talep etmiş ise de manevi zararların sigorta teminatı kapsamında olmadığından bu davalıdan talebin haksız olduğu gerekçesi ile davacı …’in … Sigorta A.Ş. hakkındaki maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, diğer davacıların davalarının reddine, cenaze ve def’in giderlerine yönelik maddi tazminat taleplerinin ise davadan sonra sigorta şirketi tarafından ödendiğinden konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile … için 40.000,00 TL diğer davacılar için 25.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ismi geçen davacılara ayrı ayrı ödenmesine, davacıların manevi tazminata ilişkin fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, Davacı … Sigorta hakkındaki manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamında olmadığından reddine, karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemenin Büyükşehir Belediyesi hakkındaki davanın reddine karar verdiğini, kararın haksız olduğunu, vefat edenin belediye çalışanı olduğunu ve görevi başında iken kazanın meydana gelmiş olmasına göre meydana gelen iş kazası nedeniyle müvekkilinin zararlarından sorumlu olduğunu, verilen karar ile müvekkilinin aynı olay nedeniyle davalı hakkında başka dava açma imkanının olmayacağı gözönüne alındığında, iş verenin sorumluluğu kapsamında inceleme yapılması gerektiğini, davalının sorumluluğu açısından davada taraf olmayacağı düşünülse dahi belediye yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, davacıların eşi ve babaları olan …’in itfaiye eri olarak görevinin başında iken meydana gelen iş kazası neticesinde vefat ettiğinden bahisle, iş veren hakkındaki ve zarara sebep olduğunu iddia ettiği araç sürücüsü, işleteni ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı hakkında maddi ve manevi tazminat istemine ilişkidir.
Mahkemece davalılar hakkında verilen karar, davacılar vekili tarafından ölenin işvereni olan Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin de tazminattan sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle istinaf edilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde, istinaf edilmemiş olsa dahi resen gözetilir ve incelenir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olduğundan, karar veren mahkemenin görevli olup olmadığı, taraflarca istinaf edilmemiş olsa dahi resen incelenir.
TBK’nın 61. Maddesi gereğince “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” Bu durumda, zarar görenin HMK’nın 57. maddesi gereğince aynı zarardan sorumlular hakkında birlikte dava açmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Davaların adli yargı içerisinde farklı mahkemelerin görevine girmesi durumunda dahi davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması halinde aynı zarardan sorumlular hakkında birlikte dava açılabilir. Bu durumda farklı mahkemelerin görevine giren talepler yönünden davaların birlikte görülmesinin gerektiği durumlarda daha özel yetkili mahkemede dava görülerek davadaki taleplerin esası hakkında karar verilir.
Somut olayda; davacılar, eşi ve babaları olan …’in görevi sırasında iş kazasında vefat ettiğinden bahisle, işveren de dahil olmak üzere sorumlular hakkında birlikte dava açarak maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Ölenin davalı Kayseri Büyükşehir Belediyesinin işçisi olduğu ve görevi sırasında geçirdiği iş kazası neticesinde vefat ettiği uyuşmazlık konusu değildir.
Davacılar tarafından, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca; İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimseler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesinde iş mahkemeleri görevli olduğu gibi, yargılama sırasında 12/10/2017 tarihinde … Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5/1-a maddesi gereğince 4857 Sayılı Kanuna veya 11/12/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun İkinci Kısımının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmesine tabi işçiler ile işveren veya iş veren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanunda doğan her türlü hukuk uyuşmazlılarına ilişkin dava ve işlerin iş mahkemesinde görüleceği düzenlemiştir. İşçi ve işveren arasındaki, iş akdinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, dava tarihinde taraflar arasındaki iş akdinin sona ermiş olması da mahkemenin görevini etkilemeyeceği gibi, işçinin vefatı nedeniyle yakınları tarafından işveren hakkında davanın açılmış olmasında mahkemenin görevini etkilemez.
Bu durumda, meydana gelen iş kazası neticesinde oluşan zararlarından davacılar işveren olan davalı Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek dava açıklarından, uyuşmazlığın iş ilişkisinden kaynaklanmış olmasına göre davanın görülmesinde daha özel görevli İş Mahkemeleri görevli olduğundan, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince, göreve ilişkin dava şartının bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, görev konusunda bir karar verilmesi ve HMK’nın 20. maddesindeki yasal prosedür uygulanması bakımından dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacıların sair itirazlarının kaldırma gerekçesine göre incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 11/03/2019 tarihli …. Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 44,40-TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.