Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/140 E. 2021/547 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/08/2015 tarihinde, davalı …’ın sürücüsü olduğu araç ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek emniyet şeridinin kenarında bulunan …’nin ölümüne neden olduğunu, ölenin müvekkili …’nın eşi, … ve …’nin oğlu, … ve … …’in babası olduğunu, ölenin eşi ve çocukları olan müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldıkları gibi müvekkillerinin meydana gelen ölüm nedeniyle manevi olarak acı çektiklerini, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili …, … … ve … için ayrı ayrı 1000,00 TL destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 80.000,00 TL, … … ve … için ayrı ayrı 30.000,00 TL, müvekillleri … ve … için ise ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminatın … haricindeki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 06/09/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı … … A.Ş tarafından 250.000 TL ödemede bulunulduğunu, yapılan ödemelerin öncelikle müvekkilleri … … ve …’ın tazminatlarından mahsup edildiğini, buna göre müvekkili …’nın tazminat alacağı bakiyesinin 95.157,00 TL olduğunu belirterek … … haricindeki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı … …. Tic. AŞ. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı olan ve kazaya karışan aracın, kaza tarihini de kapsar şekilde uzun dönem kira sözleşmesi ile kiraladığını, bu nedenle işleten sıfatı olmadığından haksız nedenle açılan davanın reddedilerek müvekkili lehine vekalet ücreti takdir edilmesini talep ettiklerini, esas yönünden ise kazaya ölenin kendisi kusuru ile sebebiyet verdiğini, araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığını, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca davacıların maddi tazminat talepleri yönünden de maddi tazminat koşullarının oluşmadığından taleplerin yerinde olmadığını, talep edilen manevi tazminatın yasal dayanağı olmadığı gibi zenginleşme kastı taşıyan talepler olduğunu, ayrıca meydana gelen zararın olması halinde … şirketi tarafından karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … AŞ. vekili cevap dilekçesinde; sorumluluklarının … limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu davacıların davayı kanıtlamaları gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …, usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğine rağmen süresi içerisinde davaya cevap dilekçesi vermemiş, vekili duruşmaya gelerek müvekkili hakkındaki davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacıların, davalı …’ın sevk ve idaresindeki araç ile …’ye çarpması nedeni ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği, davalı … …. AŞ’nin araç maliki, … …’nın ise trafik sigortası tanzim eden … şirketi olduğu, davalı … …. Tic. AŞ.’nin aracın işleteni olmadığına yönelik savunması çerçevesinde dosyaya sunulan kiralama sözleşmesi, aracın dava dışı … Ltd. Şti.’ye kiralandığına ilişkin vergi dairesine yapılan bildirimler, kapsamında aracın kaza tarihinde kiralanmış olması nedeniyle davalıya husumet yöneltilemeyeceği, davacıların destek tazminatı talebi yönünden ise yargılama sırasında davalı … şirketi tarafından 282.500,00 TL ödenmiş olması ve davacıların 05/09/2017 tarihli celsede … hakkında davalarından feragat ettiklerinden … hakkında feragat doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini, davalı araç sürücüsü …’tan talep edilen destek tazminatı yönünden ise; … şirketi tarafından yapılan 282.500,00 TL ödeme miktarınca TBK’nın 166. maddesi gereğince diğer borçluların da sorumluluktan kurtulduğu, bilirkişiden alınan raporda davacı … için 250.958,11 TL, … … için 49.749,59 TL, davacı … için 44.449,64 TL olmak üzere 345.157,34 TL destek tazminatı hesap ediliğini, … şirketi tarafından yapılan ödeme mahsup edildiğinde tüm davacılar için kalan bakiyenin 62.657,34 TL olduğu, ıslah dilekçesinde de kalan bakiyenin davacı … için talep edildiğinden, söz konusu miktarın davacı … için ödenmesine karar verildiği, manevi tazminat talepleri yönünden ise tarafların sosyal ekonomik durumuna, kusur durumuna ve olayın özelliklerine göre davacı … için 40.000,00 TL, davacı … … ve … için ayrı ayrı 20.000,00 TL, davacı … ve … için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile; davalı … …. Tic. A.Ş hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalı … … A.Ş hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, davacı…, …, … ve … tarafından maddi tazminat istemi ile açılan davanın konusu kalmadığından, mahkemece karar verilmesine yer olmadığı, davacı …’nin destekten yoksun kalma nedeniyle … hakkındaki davasının kabulü ile 62.657,34 TL’nin davalı …’tan tahsili ile davacıya verilmesine, davacıların manevi tazminat talepleri yönünden ise, … …. Tic. A.Ş hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddine, davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 40.000,00 TL, davacılar … … ve … için ayrı ayrı 20.000,00 TL, davacılar … ve … için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hükmedilen manevi tazminatın olması gereken miktarın çok altında olduğunu, belirlenen manevi tazminatın Yargıtay içtihatlarına, TBK’nun 4. maddesine uygun belirlenmediğini, kazanın meydana gelmesinde davalının %100 kusurlu olduğunu, müvekkilleri … ve …’nin genç yaşta çocuklarını kaybettiğini, ölenin eşi olan müvekkilinin ise genç yaşta dul kaldığını, diğer müvekkillerinin ise babalarını kaybettiğini, buna göre belirlenen tazminatın hükmedilmesi gereken miktarın çok altında olduğunu, davalı … …. Tic. AŞ hakkındaki davanın ise, aracın başka bir firmaya kiraladığından işleten sıfatı olmadığından davanın reddine karar verildiğini, davalı tarafından sunulan kira sözleşmene göre aracın dava dışı … … …. Paz. AŞ. tarafından dava dışı … … Ltd. Şti.’ne 01/02/2013 tarihinde kiralandığı, dava dışı … …. …. Paz. Tic. AŞ.’nin ise 31/12/2015 tarihinde davalı … … AŞ. tarafından devralındığını, kazanın ise 24/08/2015 tarihinde meydana geldiğini, kaza tarihinde davalı şirket ile devralınan şirket arasında bir ilişki bulunmadığını, şirket devrinin kaza tarihinde gerçekleşmediğini, sunulan kira sözleşmesinin ise kazadan 2,5 yıl önce yapıldığını, davalının kaza tarihinde devir iradesi var olsa dahi gizlediğini, hem de hukuka aykırı işlem gerçekleştirdiğini ve bu işlemden faydalandığını, müvekkilinin dava tarihi itibariyle davalı şirketi devralan şirket ile üçüncü kişi arasındaki ilişkiye bilmesinin mümkün olmadığını, kira sözleşmesinin tarafının dosyadaki davalı olmamasına göre husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı kanaatinde olduklarını, dava açıldıktan sonra, … şirketi tarafından 282.500,00 TL ödeme yapıldığı ve taraflar arasında ibraname ve feragatname düzenlendiğini, bu ödemede … teminatı kapsamında tazminata karşılık gelen miktarın 250.000,00 TL olduğu halde, 282.500,00 TL’nin tazminattan mahsubunun hatalı olduğunu, müvekkillerinin davasından ödeme nedeniyle feragat ettiğini ve ibranamede sigortanın vekalet ücreti talep etmediği beyan edildiği halde … lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin de hatalı olduğunu, reddedilen manevi tazminat davası yönünden reddedilen her bir manevi tazminat için davalı … lehine vekalet ücreti takdir ediliğini, birden fazla davacı tarafından birlikte dava açılmış ise ret sebebinin ortak olması ve tek vekil ile temil edilmesi halinde red edilen kısım yönünden tek vekalet ücreti takdir edilmesinin gerektiğini, kaldı ki manevi tazminatın ret edilmesi halinde vekalet ücreti takdir edilmeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece, verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Olay tarihinde, gündüz vakti, …’ın araç kiralama şirketinden kiraladığı ve sürücüsü olduğu araç ile seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde, aynı yönde sağ bankette yürümekte olan davacıların yakını olan yaya …’ye çarpması neticesinde ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, kaza neticesinde davacı …’nın eşini, davacılar … … ve …’ın babalarını, davacılar … ve …’nin ise oğullarını kaybettikleri, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 24/03/2017 tarih ve …. sayılı rapora göre ise kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın yönetimindeki vasıta ile seyri sırasında yola gereken dikkatini vermediği, araçların seyrine tahsis edilen yolda seyrini sürdürmeye önem ve özen göstermediği, mevcut hızı ile mahale yaklaşarak, idaresindeki vasıtayı seyir şeridi içerisinde tutma becerisi gösteremediği ve, yolun sağında bulunan bankete girerek bankette yürüyüşünü araçla aynı yönde sürdüren …’ye çarpmış olması nedeniyle meydana gelen kazada asli ve %100 kusurlu olduğu, vefat eden …’nin ise yolun sağındaki bankette aracın seyir yönüne doğru yürüyüşünü sürdürdüğü sırada, seyir şeridinden çıkıp yürüyüşünü sürdürdüğü bankete giren davalı sürücü …’ın yönetimindeki vasıtanın çarpmasına maruz kalarak karıştığı olayda hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından kusurunun bulunmadığı belirtilmesi üzerine, aktüer bilirkişiden destek tazminatının hesabı yönünden alınan 12/05/2017 tarihli raporda, davacı …’nın 250.958,11 TL, … …’in 49.749,59 TL, …’nin 44.449,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesap ediliği anlaşılmaktadır. Aktüer bilirkişi raporu sonrasında, davacılar ile davalı … şirketi anlaşmış, … şirketinin davacılar …, … … ve …’ın destek zararlarına karşılık 250.000,00 TL asıl alacak, 400,00 TL yargılama gideri, 20.950,00 TL Mahkeme vekalet ücreti, 11.150,00 TL icra vekalet ücreti olmak üzere 282.500,00 TL ödemeyi kabul etmesi üzerine, davacılar vekili 21/03/2016 tarihli belge ile davalı … yönünden davalarından feragat edeceklerinin beyan etmiş, 05/09/2017 tarihli celsede de … şirketi tarafından bir miktar ödeme yapılmış olması nedeniyle … şirketi hakkındaki davalarından feragat ettiklerini, diğer davalılar hakkındaki maddi ve manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini belirtmiş, 06/09/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile de bilirkişi tarafından hesap edilen toplam destek tazminatından, … şirketi tarafından tazminata karşılık yapılan 250.000,00 TL mahsup edildikten sonra, bakiyesi 95.157,00 TL’nin …’nin bakiye destek zararına karşılık ödenmesini istemiştir. Mahkemece ise … tarafından yapılan tazminat ve fer’ilerine karşılık yapılan toplam 282.500,00 TL mahsup edilerek bakiye destek tazminatı belirlenerek, davacıların … şirketi yönünden feragat beyanı, davalı … …. …. AŞ.’in pasif husumet itirazı değerlendirilerek maddi ve manevi tazminata ilişkin olarak karar verildiği görülmüştür.
Davacının, davalı … …. …. AŞ. hakkındaki hüküme yönelik istinaf talepleri yönünden; KTK’nun 3. maddesine göre “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” Olay tarihinde, yurt dışından memleketini, ziyaret için gelen davalı araç sürücüsünün kaza yapan aracı … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den kiraladığına ilişkin araç kiralama sözleşmesi, kira bedeline ilişkin fatura ve davalı …’ın aracı kiraladığına ilişkin beyanlarına göre kaza yapan aracın kaza tarihinde, araç kiralama hizmeti veren … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kullanımında bulunduğunu kanıtlandığı gibi, … …. …. AŞ’ye ait aracın 01/02/2013 tarihli 36 ay süreli adi şekilde düzenlenen kiralama sözleşmesine istinaden, “dosyaya delil olarak sunulan belgelere göre” davalı … …. …. AŞ’nin organik bağı olduğu anlaşılan ve kaza tarihinden sonra davalı … …. …. AŞ ile birleşen … Tic. AŞ. tarafından, … … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne oto kiralama işinde kullanılmak üzere kiraya verildiği, her ne kadar kaza yapan aracın modeli ve tescil tarihi kiralama sözleşmesinden sonraki bir tarih ise de, kaza yapan aracın İstanbul Vergi Dairesi Dairesinden gelen ve kaza tarihinden önce düzenlenen faturalarda da … … San. Ve Tic. Ltd Şti’ne kiralanan araçlar arasında yer almasına ve kira ilişkisini ortaya koyan muavin defter kayıtlarına göre, davalı araç maliki olmakla birlikte, işleten sıfatı olmadığının kanıtlanmış olmasına göre mahkemece davalı … …. …. AŞ. hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davacıların bu nedenle yaptıkları istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekili tarafından, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden, davalı …’a vekalet ücreti takdir edilmemesi, takdir edilecek ise de tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini iddia ederek istinaf talebinde bulunmuş ise de, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü halinde Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince davalı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gibi, birden fazla davacının ihtiyari dava arkadaşı olarak dava açmaları halinde, HMK’nın 58. maddesi gereğince ihtiyari dava arkadaşlığında davalar birbirinden bağımsız olduğundan, her bir davacının davası yönünden ret edilen manevi tazminat miktarı üzerinden, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, davacılar vekilinin bu nedenle yaptığı istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davacıların aşağıda belirtilen hususlar dışındaki tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
1-Davacı vekilinin, müvekkili … için takdir edilen maddi tazminat miktarına ve davalı … şirketi lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin istinaf talebine yönünden ise; Davacı vekili, yargılama sırasında, davalılardan … şirketi tarafından müvekkiline tazminat alacağına karşılık 250.000,00 TL ödendiği halde bilirkişi tarafından hesap edilen tazminattan 282.500,00 TL mahsup edilerek davanın kısmen reddine karar verilmesinin ve sulhe dayalı feragat nedeniyle, ödeme yapan … şirketi lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemli davada, sürücü, işleten ve … şirketi arasında, müştereken ve müteselsilen sorumluluk bulunduğundan, davacı zararını davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edebilir. Zarar görenin sigortadan müştereken ve müteselsil talep edebileceği tazminat miktarı … teminat limiti ile sınırlıdır. Müşterek ve müteselsil borçlulardan birisi tarafından yapılan ödemenin sonuçları ise TBK’nın 166. maddesinde düzenlenmiş ilgili madde de, “(1)Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. (2)Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. (3)Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.” düzenlenmesine yer verilmiştir. Uyuşmazlık konusu davada da, davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme ve davalının imzaladığı ibraname çerçevesinde, diğer davalının ne ölçe de kurutulacağıyla ilgili düzenleme ve müşterek sorumluların sorumluluk sebeplerine göre değerlendirilerek belirlenmesi gereklidir.
Bu çerçevede, davacının zararlarından sürücü, işleten ve … şirketi müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan yapılan ödeme kadar, diğer borçlularda borcundan kurtulması TBK’nın 166/1. maddesinin gereği olup, bu madde kapsamında diğer müteselsil borçluların ancak tazminat alacağına karşılık yapılan ödeme kadar borcundan kurtulacağı muhakaktır. Davalı … şirketinin kaza tarihi itibariyle teminat limiti 290.000,00 TL olduğu halde, davalı … şirketi tazminat alacağına karşılık 250.000,00 TL ödeme bulunması sonrasında davacılar tarafından ibra edilerek ve davadan feragat edilerek 290.000,00 TL’ye kadar olan sorumluğundan kurutulmuş ise de, 250.000 TL ödemeyi aşan kısma yönelik ibra ve feragat ödemeye dayanmadığından, diğer borçlular bundan açıkça kendileri hakkındaki davadan da feragat edilmedikçe, TBK’nın 166/2 maddesi gereğince durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Davalı … şirketi 2918 Sayılı Yasanın 91. maddesi gereğince işletenin sorumluluğunu üstlendiğinden, işleten hakkında davadan feragat edilmemiş olsa dahi, … şirketi yönünden yapılacak feragat, işletene de sirayet eder. İşletenin sorumluluğunu üstlenen … şirketi hakkındaki davadan feragat edilmiş olması işleteni de, … limiti kadar sorumluluktan kurtarır. Sürücü açısından ise; … şirketi ile sürücüsü arasında müteselsil sorumluluk olmakla beraber, sürücü ve … şirketi arasında rücu ilişkisi bulunmadığından, … şirketi hakkındaki feragat, işleten sıfatı olmayan sürücüyü ancak yapılan ödeme kadar sorumluluktan kurtarır. (YARGITAY 17. Hukuk Dairesi…….. K.)
Buna göre, bilirkişi tarafından hesap edilen toplam maddi tazminat alacağına karşılık 250.000,00 TL ödenmiş olmasına, davacılar tarafından sadece … şirketine yönelik davasından feragat etmiş olmasına, her ne kadar … şirketinin kaza tarihinde teminat limiti 290.000,00 TL ise de, davalının işleten sıfatı olmayan sürücü olmasına göre ancak yapılan 250.000,00 TL tazminat ödemesi kadar borçtan kurutulacak olmasına göre, davacıların yapılan ödemenin mahsup edilmesine ilişkin ıslah dilekçesindeki beyanları nazara alınarak, mahkemece kabul edilen 345.157,34 TL toplam destek tazminatından 250.000,00 TL tazminat ödemesinin mahsup edilerek bakiye 95.157,00 TL’nin davalı …’tan tahsili ile talep gibi davacı …’ya verilmesi gerekirken, tazminat ödemesi yanı sıra fer’ileri de dahil edilerek, toplam tazminat miktarından mahsup edilmesi doğru olmadığı gibi, davacı ile … şirketinin sulh olması ve davalı … şirketinin feragat nedeniyle vekalet ücreti talep etmemiş olmasına göre davalı … şirketi lehine vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru olmadığından davacı vekilini buna ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmüştür.
2-Davacılar vekilinin manevi tazminat tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerine gelince;
6098 TBK’nun 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira MK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir.
Somut olayda, davacıların yakını olan …’nin 30 yaşında iken, gerek ölenin, gerekse davacıların yaşları itibariyle, ölenin eksikliğinin ve manevi ihtiyacının yoğun şekilde hissedileceği bir dönemde kaybetmiş olmalarına, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumuna, kaza tarihindeki paranın alım gücüne ve tarafların sosyal ekonomik durumuna göre davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar az olduğu, kanaatine varıldığından davacılar vekilinin bu nedenle yaptığı istinaf talepleri de yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklandığı üzere; davacılar vekilinin, müvekkili … lehine hükmedilen destek tazminatının eksik belirlendiğine yönelik istinaf talepleri, davalı … lehine takdir edilen vekalet ücretine yönelik talepleri ile hükmedilen manevi tazminat miktarına yönelik istinaf taleplerinin yerinde görülmekle birlikte, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasına ve yapılan hatanın yeniden yargılamayı gerektirmemiş olasına göre ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararındaki istinaf edilmeyerek yahut istinaf edilmekle beraber yerinde görülmeyerek kesinleşen yönler korunarak esas hakkında yeniden karar vermek gerekmiştir.
Buna göre; ilk derece mahkemesi tarafından aktüer bilirkişiden alınan raporda davacıların toplam destek zararı 345.157,34 TL hesap edilmiş, … şirketi tarafından dava sırasında davacılara yapılan ödeme 250.000,00 TL olduğundan, yapılan ödeme mahsup edildiğinde davacıların ıslah dilekçesindeki beyanları da nazara alınarak ve taleple bağlı kalınarak 95.157,00 TL destek tazminatının davalı …’tan tahsili ile davacı … …. kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile verilmesine, ilk derece mahkemesi kararında … şirketi lehine hükmedilen vekalet ücreti hatalı olduğundan hüküm fıkrasından çıkartılmasına, manevi tazminat talepleri yönünden ise davanın kısmen kabulü ile ölenin eşi olan davacı … için 60.000,00 TL, çocukları … ve … … için 30.000’er TL, ölenin anne ve babası olan davacılar … ve … için 20.000,00’er TL manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/11/2018 tarihli, ….. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
A-MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN,
1-Davalı … …. …. Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine,
2-… … A.Ş. aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine,
3-Davacılar…, …, … ve …’nin destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin bir konusu kalmadığı anlaşılmakla bu davacıların talepleri hakkında mahkememizce bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı …’nin destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulü ile, 95.157,00-TL’nin haksız fiil tarihi olan 24/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacı …’ye verilmesine,
5-Davalı … …. …. Tic. A.Ş aleyhine açılan ve pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilen maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 659,20 TL peşin harçtan mahsubuna,
6-Davalı … … A.Ş aleyhine açılan ve feragat nedeniyle reddine karar verilen dava yönünden alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin harçtan mahsup edilen miktardan geriye kalan 623,30 TL harçtan mahsubuna,
7-Davacılar…, …, … ve … tarafından açılan ve karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilen davada alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin harçtan mahsup edilen miktarlardan geriye kalan 587,40 TL harçtan mahsubuna,
8-Davacı … hakkındaki maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 6.500,17 TL karar ve ilam harcından mahsuptan geriye kalan 515,60 TL harcın ve 321,60 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 5.662,97 TL karar harcının davalı …’tan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-Davacı … tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, peşin harçtan mahsup edilen miktarlardan geriye kalan 515,60 TL harcın ve 321,60 TL ıslah harcının davalı …’tan alınarak davacı …’ye verilmesine,
10-Maddi tazminat talebi yönünden davacı … tarafından yargılama boyunca yapılan; 101,00 TL tebligat gideri, 189,75 TL müzekkere ve posta gideri ile 350,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 640,75 TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacı …’ye verilmesine,
11-Maddi tazminat talebi yönünden davalı … …. …. Tic. AŞ. tarafından yapılan yargılama giderlerinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Davacı … hakkındaki maddi tazminat talebi yönünden davacı … lehine AAÜT 13/1. maddesi uyarınca 12.989,92 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davalı …’tan alınarak davacı …’ye verilmesine,
13-Davalı … …. …. Tic. AŞ. aleyhine açılan ve pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilen maddi tazminat davası yönünden davalı … …. …. Tic. A.Ş lehine AAÜT 13/1. Maddesi uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davacılardan alınarak bu davalı … …. …. Tic. A.Ş’ye verilmesine,
B-MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN;
1-Davalı … …. …. Tic. A.Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine,
2-Davalı … Aleyhine açılan davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile,
Davacı Eş … için 60.000,00-TL, davacı çocuk… için 30.000,00-TL davacı çocuk… için 30.000,00-TL, davacı anne … için, 20.000,00-TL, davacı baba … için 20.000,00-TL manevi tazminat takdirine, takdir edilen manevi tazminatların haksız fiil tarihi olan 24/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3- Davalı … …. …. Tic. AŞ. aleyhine açılan ve pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacılar tarafından yatırılan peşin harçtan mahsup edilen miktarlardan geriye kalan 551,50 TL harçtan mahsubuna,
4-Manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 10.929,60 TL nispi karar ve ilam harcının davalı …’tan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Manevi tazminat talebi yönünden davacılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 101,00 TL tebligat gideri, 189,75 TL müzekkere ve posta gideri ile 212,00 TL adli tıp gideri olmak üzere toplam 502,75 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 423,37 TL’sinin davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Manevi tazminat talebi yönünden davalılar tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Manevi tazminat talebi yönünden davacı … lehine AAÜT. 10/1. ve 4. maddeleri uyarınca 8.600,00 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davalı …’tan alınarak davacı …’ye verilmesine,
8-Manevi tazminat talebi yönünden davacı… lehine AAÜT. 10/1 ve 4 maddeleri uyarınca 4.500,00 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davalı …’tan alınarak davacı…’ye verilmesine,
9-Manevi tazminat talebi yönünden davacı… lehine AAÜT. 10/1. ve 4. maddeleri uyarınca 4.500,00 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davalı …’tan alınarak davacı…’ye verilmesine,
10-Manevi tazminat talebi yönünden davacı … lehine AAÜT. 10/1. ve 4. maddeleri uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davalı …’tan alınarak davacı …’ye verilmesine,
11-Manevi tazminat talebi yönünden davacı … lehine AAÜT. 10/1. ve 4. maddeleri uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davalı …’tan alınarak davacı …’ye verilmesine,
12-Davacı … tarafından açılan davada manevi tazminat talebi yönünden davalı … lehine A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca 4.080,00 TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davacı …’den alınarak davalı …’a verilmesine,
13-Davacı… tarafından açılan davada manevi tazminat talebi yönünden davalı … lehine A.A.Ü.T. 10/2. maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davacı…’den alınarak davalı …’a verilmesine,
14-Davacı… tarafından açılan davada manevi tazminat talebi yönünden davalı … lehine A.A.Ü.T. 10/2. maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davacı…’den alınarak davalı …’a verilmesine,
15-Davacı … tarafından açılan davada manevi tazminat talebi yönünden davalı … lehine A.A.Ü.T. 10/2. maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davacı …’den alınarak davalı …’a verilmesine,
16-Davacı … tarafından açılan davada manevi tazminat talebi yönünden davalı … lehine A.A.Ü.T. 10/2. maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davacı …den alınarak davalı …’a verilmesine,
17-Davalı … …. …. Tic. A.Ş aleyhine açılan ve pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilen manevi tazminat davası yönünden davalı … …. …. Tic. A.Ş lehine AAÜT 13/1. maddesi uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen ücretin davacılardan alınarak bu davalı … …. …. Tic. A.Ş’ye verilmesine,
18-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
19- Davalı … …. …. Tic. A.Ş tarafından yatırılan delil avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde bu davalıya iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacı tarafça yatırılan 1.879,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 85,00-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 183,10 TL’nin, davalı … hakkındaki istinaf taleplerinin yerinde görülmemesi nedeniyle takdiren 122,07 TL’sinin davalılardan … … AŞ. ve …’tan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istinaf giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 11/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.