Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1395 E. 2021/2138 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, davalıya ait …….. plakalı aracın davacıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, 11.02.2016 tarihinde araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek park halinde bulunan ……….. plakalı araçlara çarptığını, kaza nedeniyle hasar gören araç sahiplerine hasar bedelinin ödendiğini, davacının …. Genel Şartları, B.4/c, d ve f bentleri kapsamında davalıya rücu şartlarının oluştuğunu, rücuen tazminat alacağının tahsili için Ankara 2. İcra Müdürlüğünün……. sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, 14.914,00 TL alacak, işlemiş faizi ile birlikte 16.266,68 TL talep ettiklerini, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında kaza tutanağında davalıya ait araç sürücüsünün tam olarak belli olmadığını, bu nedenle ZMMS Genel Şartları B4-F’ye dayandıklarından ayrıca yaptıkları araştırmaya göre de olay sonrası araç sürücüsünün olay yerini terk ederek sonradan olay yerine tekrar geldiği, bu sırada araç sürücüsünün değiştirildiği nedenlerine dayandıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kaza tespit tutanağına göre sürücünün……olduğunu, ayrıca araç sürücüsünün beyanında belirtildiği üzere kazanın meydana gelmesinde hiç bir kusurunun bulunmadığını, kaza sonrasında davalı tarafından bir kısım isimler dinlenerek ve araştırmalar yapılarak iddiada bulunduğunu, davacının mahkemeye sunduğu belgelerin delil niteliği olmadığını, araç sürücüsünün alkollü olduğu ileri sürülerek sorumluluğuna gidilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; uyuşmazlığın kaza yapan aracın sürücüsünün alkollü olup olmadığı, araç sürücüsünün kazadan sonra değiştirilip değiştirilmediği, Kaza sonrası sigortalı aracın öncesinde olay mahallinden ayrılıp daha sonra olay mahalline gelip gelmediği yahut bir şekilde araç sürücüsünün değiştirilip değiştirilmediği, kazanın alkollün etkisi ile meydan gelip gelmediği, sigortalının kaza sonrası yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini, davacının rücu hakkının varlığının kabulü halinde icra takibine konu edilebilecek alacak miktarının ne kadar olacağına ilişkin olduğu, TTK’nun 1409 maddesine göre; “(1) Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.(2) Sözleşmede öngörülen rizikolardan birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya ait olduğu, davacının demeye konu kazanın sigorta teminatı kapsamında olmadığını iddia etmiş olup, TKK’nın 1409/2 maddesi gereğince iddiasını ispatlamakla, en azından davalının hasarın ve olayın belirtilen şekilde gerçekleşmesini sağlayacak davranış ve tutum içerisine girdiğini, kazanın belirtilen şekilde olmadığını ortaya koyacak delil sunmakla yükümlü olduğu, olayı doğrudan görmeyen kişilerin duyumları tek başına olayın belirtilen şekilde olmadığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, kaza tespit tutanağında olayın belirtilen şekilde olmadığına ilişkin bir tespit yer almadığı gibi, soruşturma dosyasında da bu hususta bir bulgunun belirtilmediği,kaza sonrası araç sürücüsünün değiştirildiğine dair net bir delil sunulmadığı, kaza sonrası aracın kaza mahallinden ayrılmadığı davacı tarafından rücu şartlarının varlığı kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı şirkete sigortalı, maliki ve sigorta ettirenin davalı olduğu, …… plaka sayılı aracı, alkollü olarak (alkollü olan sürücünün bilinmediği fakat kaza tespit tutanağı düzenlenirken gerçeğe aykırı olarak sürücü değişikliği olduğu ve beyana göre ise sürücünün … olduğunun belirtildiği aynı zamanda sürücü değişikliği nedeniyle, sigortalı araç sürücüsü olduğunu iddia eden …, hem zarar gören araç sahiplerini hem de müvekkil şirketi aldatmaya yönelik beyan ve davranışları nedeniyle davalının zmss genel şartları gereği rücu haklarını ihlal ettiği) sürücüsü tespit edilemeyen kişi tarafından direksiyon hâkimiyetini kaybederek park halinde bulunan ….. plaka sayılı araçlara çarptığını, araç sürücüsünün; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48 maddesine göre aynı kanunun 52/1-b ve 47/d maddesinde belirtilen kurallarını ihlal ettiğini, sürücü değişikliği iddiasına ilişkin davalı şirketçe araştırma yapıldığını ve …… plakalı aracın sürücüsünün değiştirildiğinin tespit edildiğini, davanın esası zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlarına ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları madde. B.4/c’ ye göre; ‘sürücünün alkollü olduğu, B.4/d’ ye göre;‘’ Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olduğu, B.4/f’ ye göre; bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde’’ sigortacının sigorta ettirene rücu edebileceğini, meydana gelen kazada, aracın sürücüsünün değiştirilerek; ZMS Genel Şartlarından B.4/ c-d-f maddesindeki yükümlülüklerine aykırı davranarak ve neticesinde sebebiyet verilen zararlardan şirket sigortalısı ……. sorumlu olduğunu, tanık beyanları ile …’ın kaza yapan aracı sürmediği ispatlandığını, dava konusu kazada sigortalı araç sürücüsü kim olduğunun, alkolsüz / ehliyetli olduğu ve sürücü değişikliği yapılmadığı hususlarının davalı tarafça ispatlanması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Davacı sigorta şirketi, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında zarar gören üçüncü kişiye ödenen tazminatın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi gereğince kendi sigortalısından rücuan tahsili talebinde bulunmuştur.
2918 sayılı KTK’nun 95. maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.
Davacı taraf, davalıya ait araç sürücüsünün karıştığı kaza sonrası olay yerini terk ettiğini, sürücü değişikliği yapıldığını, sürücünün kaza anında alkollü olma ihtimali bulunduğunu iddia ederek Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/ c-d-f maddesi gereğince üçüncü kişilere ödediği tazminatı sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, TTK.nın 1409/2. Maddesi gereğince davacının kazanın belirtilen şekilde olmadığını ortaya koyacak delil sunmakla yükümlü olduğunu, olayı doğrudan görmeyen kişilerin duyumları tek başına olayın belirtilen şekilde olmadığını kanıtlamaya yeterli olmadığını, kaza tespit tutanağında olayın belirtilen şekilde olmadığına ilişkin bir tespit yer almadığı gibi, soruşturma dosyasında da bu hususta bir bulgunun belirtilmediği, kaza sonrası araç sürücüsünün değiştirildiğine dair net bir delil sunulmadığı, kaza sonrası aracın kaza mahallinden ayrılmadığı, davacı tarafından rücu şartlarının varlığı kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL.nın mahsubu ile kalan 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 18.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
……
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.