Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1386 E. 2021/2026 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2018
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 11/01/2016 tarihinde, …’ın sevk ve idaresindeki ve davalı … … … … Şirketi tarafından sigortalı araç ile seyir halinde iken aracının arka tarafından ses gelmesi nedeniyle, aracını sağ şeritte duraklatıp, dörtlüleri yaktıktan sonra aracından aşağıya indiğini ve aracının arka tarafından beklerken aynı şeritte ilerleyen ve davalı … … A.Ş tarafından sigortalı aracın, kendisine ait aracın arkasında duran … ve duran araca çarpması neticesinde çift taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkili …’ın eşi, …’nın oğlu, diğerlerinin de babası olan …’ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde her iki aracın da kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, kusur durumunu kabul etmediklerini, … … tarafından sigortalanan çarpan aracın, arkadan çarpma kuralını ihlal ettiğini vefat edenin ise en sağ şeride aracını çekerek durmak zorunda kaldığını, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını, ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, müvekkilleri için ayrı ayrı 500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, 08/11/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporuna göre müvekkili …’ın 245.038,54 TL, … 12.234,27 TL, … 40.738,16 TL, …’nın 77.41,42 TL destek zararı hesaplandığını, buna göre toplam 375.412,39 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini bildirmiştir.
Davalı … … AŞ vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının … limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, kazaya diğer araç sürücüsü …’ın park etmesinin yasak olduğu yere aracını park etmesinin sebep olduğunu, davacının kusuru ve zararı kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … … … … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının … limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, destek şahsın kusuruna denk gelen zararların … teminatı kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğu kabul etmemekle birlikte davacının, kusuru ve zararı kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın ZMMS poliçesine dayalı destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemi olduğu, meydana gelen kazada ceza dosyasında … ve İTÜ’den alınan raporda davalı … … tarafından sigortalanan araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun kabul edildiğini, mahkemece makine mühendisi bilirkişinden alınan raporda ise … … … … tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %20 oranında, … … tarafından sigortalanan araç sürücüsünün ise %80 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, bu nedenle ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenildiğini, ceza dosyasında … … tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğunu kabul ettiği ve yargılama neticesinde cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, Ceza dosyasında alınan kusur raporunun oluşa uygun olduğu ve kusur durumunun belirlenmesi açısından yeterli olduğu, buna göre kazanın meydana gelmesinde müteveffanın kusuru bulunmadığından, davalı … …’nın tazminat sorumluluğu bulunmadığı, hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalı yönünden ise davacıların zararlarından sorumlu olduğu, davacılar davalarını 375.412,39 TL olarak ıslah etmişler ise de; aktüer hesap bilirkişisinden alınan 2. ek rapora göre davacıların toplam destek zararlarının 289.608,60 TL olduğu, davacıların bu miktarda tazminat talep etmekte haklı olduğu gerekçesi ile; davalı … … … … Şirketi hakkındaki davanın reddine, davalı SS … … Kooperatif hakkındaki davanın kısmen kabulü ile davacı … … için 192.918,15 TL, davacı … … için 61.589,23 TL, davacı … … için 8.509,95 TL, … … için 26.591,27 TL olmak üzere toplam 289.608,60 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı SS … … Kooperatifi’nden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı … … … … Şirketi hakkındaki davanın reddedilmesinin ceza dosyasında diğer araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olması olduğunu, ancak mahkemeye ceza dosyasındaki raporlar sunulmuş olmasına rağmen mahkemece kusur raporu alındığını ve ölenin de kazanın meydana gelmesinde %20 oranında kusurlu olduğunun açıkça belirtildiğini, bu nedenle mahkemece alınan kusur raporuna itimat edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; dosyada … …’nın sorumlu olmayacağına ilişkin hiçbir tespit yok iken, sorumlu olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; ölenin kazancının ücret bordrosuna göre asgari ücret kabul edilmesinin hatalı olduğunu, işverenlerin geliri asgari ücret gösterdiklerini, ölenin iş yerinde 3.200,00 TL ücret ile çalıştığının tanık beyanları ile kanıtlandığını, ayrıca emsal araştırmasında da, sendikadan gelen cevabi yazıda Ocak 2015 itibariyle şoför olarak çalışan kişinin gelirinin 2.200 TL olacağının belirtildiğini, müvekkillerinin de kök raporda belirtilen 2.200,00 TL ücrete göre hesap edilen tazminata göre dava değerini 375.412.39 TL olarak belirlediğini, bu nedenle mahkemece bordroda gösterilen bedel üzerinden alınan rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, en azından 2.200,00 TL emsal ücrete göre ölenin gelirinin belirlenmesi gerektiğini; davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin, müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmesinin de kanuna aykırı olduğu gibi, davacı … …’ya reddedilen kısım üzerinden, davalı … sigortaya ise tüm bedel üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle, kazaya karışan her iki aracın ZMMS sigortacısından destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteği olan ölenin sürücü olduğu ve … … … … Şirketi tarafından sigortalı araç ile seyir halinde iken aracın arkasından ses geldiğinden bahisle kontrol etmek için aracın arkasına geçtiği esnada, gerisinden gelen … … A.Ş. tarafından sigortalı aracın sürücüye ve duran araca çarpması ile kazanın meydana geldiğini ve kazanın meydana gelmesinde … … A.Ş tarafından sigortalanan aracın kusurlu olmadığı, ancak kusuru olmasa bile meydana gelen kaza nedeniyle müvekkillerinin zararlarından müşterek müteselsil olarak sorumlu olduğunu ileri sürerek kendisinden tazminat talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, kusur durumunun tespiti ve tazminat hesabı açısından, kusur ve aktüer bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişiler 06/11/2017 tarihli kusur ve hesap raporunda, kazanın meydana gelmesinde desteğin %20 oranında, diğer araç sürücüsü … …’ın %80 oranında kusurlu olduğunun ve buna göre davacı … …’ın destek zararının 245.038,54 TL, … …’ın 12.234,27 TL, … …’ın 40.738,16 TL, … …’ın 77.401,42 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine, davacılar vekili, ölenin kusursuz olduğunu iddia ederek kusuru kabul etmediklerini, ancak bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarı üzerinden davayı ıslah ettiklerini bildirmesi sonrasında, mahkemece davalıların kusur ve zarara itirazı, davacıların da desteğin kusursuz olduğu iddiası sonrasında, kusura itirazlar çerçevesinde ceza dosyasının beklenilmesine karar verilerek ve ayrıca davalıların tazminata ilişkin itirazları değerlendirildikten sonra desteğin ücretli çalışması bulunmasına göre gelirine ilişkin maaş bordrosuna göre ve şoför olmasına göre emsal ücretlere göre yapılan alternatifli hesap raporunda; bordroya göre hesaplama yapılması halinde … …’ın destek zararının 192.918,15 TL, … …’ın 61.589,23 TL, … …’ın 8.509,95 TL … …’ın 26.591,27 TL olacağının, gelirinin emsal ücret kadar olması halinde ise … …’ın 250.764,72 TL, … …’ın 12.524,22 TL, … …’ın 39.134,79 TL, … …’ın 89.227,71 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine mahkemece 12/10/2018 tarihli olan iş bu rapor doğrultusunda, desteğin gelirine ilişkin belge nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre ve ceza dosyasında alınan kusur raporunun da dosya ya uygun olduğu kabul edilerek, davacı vekilinin dava dilekçesindeki beyanlarına ve kusura itirazlarına uygun olarak kazanın meydana gelmesinde desteğin kusurlu olmadığı kabul edilerek … … … … Şirketi hakkındaki davanın reddine, kusurlu olan araç sigortası olan … … AŞ (eski ünvanı; S.S. … … Kooperatifi) hakkındaki davaya ilişkin olarak ise davacı … …’ın destek zararı 192.918,15 TL, davacı … …’ın destek zararı 61.589,23 TL, davacı … …’ın destek zararı 8.509,95 TL, davacı … …’ın destek zararı 26.591,27 TL olduğu kanaatine varılarak davanın bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece, hükme esas alınan raporda aktüer hesap bilirkişi tarafından TRH2010 Hayat Tablosu uygulanarak, işleyecek dönem hesabında “Devre Başı Ödemeli Belirli Rant Formülü” ile %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapıldığı ve tazminat miktarının belirlendiği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan davacılar tarafından itiraz edilmeyerek, ıslaha esas alınan raporda ise davacıların destek zararının hesaplanmasında desteğin ve davacıların muhtemel yaşam sürelerinin tespitinde PMF1931 Hayat Tablosunun uygulandığı ve hesaplamanın bilinmeyen (işleyecek) dönem için “Progresif Rant Yöntemi” uygulanarak ve 1/kn formülüne göre yapıldığı, ancak desteğin aktif dönem hesabında nazara alınan gelirinin emsal ücret kadar olduğu kabul edilerek, gelirinin asgari ücretin 1,691 katı üzerinden hesaplama yapıldığı görülmüştür.
Meydana gelen kaza tarihi 11/01/2016 olup, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Kanun 90. maddesi “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunun haksız fiillere ilişkin hükümlerini uygulanır” hükmü içerdiğinden, bu nedenle tazminat hesaplamasında ve zararın belirlenmesinde TBK hükümleri ve Yargıtay tarafından benimsenen ilke ve yöntemler nazara alınması gerektiği halde, kaza tarihinde yasal dayanağı bulunmayan Genel Şartlarda belirtilen yöntem ile hesaplama yapılması doğru olmadığı gibi, davacılar tarafından itiraz edilmeyen ve buna göre davanın ıslah edildiği 06/11/2017 tarihli rapor da, kaza tarihi itibariyle Yargıtay tarafından kabul gören yönteme uygun yapılmış olmakla birlikte, raporda; kaza tarihinde fiilen çalışan desteğin, bordro ile geliri tespit edildiği ve daha fazla gelir elde ettiği ispata elverişli delillerle kanıtlamadığı halde gerçek geliri yerine emsal gelire göre hesaplama yapılmış olması nedeniyle, rapor doğru görülmemiştir.
Bununla beraber; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi… sayılı ve sair emsal kararlarında “Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; ,,,hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.” denilerek, içtihat değişikliğine giderek kaza tarihine bakılmaksızın hesaplamalarda destek zararı veya cismani zarar nedeniyle tazminat hesabında, ölen ve zarar görenlerin muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH2010 Yaşam Tablosunun uygulanması gerektiği, hesaplamanın ise “progresif rant yöntemi” uygulanarak rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanmasına ilişkin yöntem kabul edilmiştir.
Bu duruma göre, mahkemece hükme esas alınan rapor davacının aleyhine olduğundan, davacılar tarafından itiraz edilmeyen rapor ise esas alınan gelir açısından lehine veya aleyhine olduğunun değerlendirilmesi rapor alınmaksızın mümkün görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; yerel mahkeme kararının, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın mahkemesince yeniden görülerek, alınan aktüer bilirkişi raporlarının karar vermeye elverişli olmaması nedeniyle dosyanın daha önce rapor için tevdi edilen yahut yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek, desteğin ve destekten mahrum kalanların muhtemel yaşam sürelerinin TRH2010 Yaşam Tablosuna göre tespit edildiği, hesaplamada davacılar tarafından desteğin belgelenmiş gelirin üzerinde gelir elde ettiği ispata elverişli delillerler ile ispatlanmamış olması nedeniyle, desteğin belgelenmiş gelirinin nazara alınarak yapıldığı, hesaplamanın ise “progresif rant yöntemi” uygulanarak rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle yapıldığı denetime ve karar vermeye elverişli rapor alınarak, ancak davacılar vekili tarafından 06/11/2017 tarihli rapordaki hesaplanan miktara itiraz etmemiş olması nedeniyle, davalıların usulü kazanılmış hakları da korunarak, her bir davacının talepleri ayrı ayrı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine, davacılar vekilinin sair itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/12/2018 tarihli,,,, Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından İstinaf peşin harcı olarak yatırılan 989,16 TL İstinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.