Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1357 E. 2021/2215 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2017
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 16.03.2012 tarihinde davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, dava açılmadan önce davalıya müracaatta bulunulduğunu, 24.09.2013 tarihinde 84.169,67 TL ödeme yapıldığını, davacının kaza tarihinde öğrenci olduğunu, ödemenin düşük kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 12.000,00 TL sakatlık ve iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine %34 maluliyet oranına göre hesaplanan 84.169,67 TL. tazminatın ödendiğini, davacının tüm zararının karşılandığını, ibraname alındığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nca düzenlenen raporda davacının yaralanması nedeniyle %13.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, aktüer bilirkişi raporunda davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinden doğan bakiye maddi zararının bulunmadığı, varılan sonucun, maluliyet oranının %34 ‘ten, %13 ‘e düşmesinden kaynaklandığının belirtildiği, dava dışı araç sürücüsünün kullandığı… Plakalı minibüs ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu %100 oranında kusurlu olduğu davacının araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu olay nedeniyle davacının yaralanıp 4 ayda iyileştiği, ayrıca %13 oranında meslekte kazanma gücünde kayıp oluştuğu, davalı sigorta şirketinin 27.09.2013 tarihinde davacıya ödeme yaptığı bu ödemeyle birlikte davacının bakiye bir maddi zararının bulunmadığı gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Tazminat hukuku varsayım hukuk olmakla birlikte gerçek varsa varsayımla hesaplama yapılamayacağını, dosyaya davacının öğretmen olduğuna ilişkin belge sunulduğunu, bilirkişinin buna göre hesaplama yapması gerekirken asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, davacının 2013 yılının 9.ayından beri öğretmenliğe başladığını, bu tarihten itibaren maaş bordrolarının dosyaya sunulduğunu, bilirkişi raporunda 2014 verilerini dikkate alarak hesaplama yapıldığını, raporun 2016 da verildiğini, bilinen devre hesabının 2016 tarihine kadar yapılması gerektiğini, davacının yaşının kaza tarihi itibarı ile değil rapor tarihi itibarı ile hesap etmesi gerektiğini, rapor tarihi ile 28 yaşında olan davacının PMF tablosuna göre bakiye ömrünün 39 yıl 1 ay 7 gün olduğunu, muhtemel yaşam sonunun 2055 olması gerekirken raporda 2054 yılı olarak hesaplandığını, bilirkişi raporuna itirazlarının kabul edildiğini ve ek rapor alınmasına karar verildiğini, ancak bilirkişinin raporunda eksiklik bulunmadığı gerekçesiyle rapor vermeyi reddettiğini, tekrar yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını taleplerinin mahkemece reddedildiğini, davacının asgari ücretin üstünde bir gelirle çalışmakta olduğunu bildirdiklerini, bilirkişice raporunda bu hususun göz önüne alınmadığını, mahkemece bu husussun araştırılması ve gerekli belgelerin dosyanın içine alınması ve bilirkişinin de bilinen gelirine ilişkin bir hesaplama yapması gerektiğini, 2012 yılı eylül tarihinden itibaren maaş bordro dökümlerinin dosyaya sunulmuş olmasına rağmen bilirkişinin asgari ücret üzerinden hesaplama yapmasının doğru olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek iş göremezlik tazminatı talep etmiştir.
Davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine davacının %34 maluliyet oranına göre asgari ücret esas alınarak belirlenen 84.169,67 TL tazminat davacıya ödenmiştir. Mahkemece davacının zararının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas kurulundan alınan rapor ile davacının dava konusu kaza sonucu yaralanması nedeniyle %13 oranında maluliyetinin bulunduğu ve 4 ayda iyileşeceği belirlenmiş, aktüer bilirkişiden alınan raporda davacıya sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yeterli olup olmadığının belirlenmesi için ödeme tarihi verilerine göre 16.03.2012 kaza tarihinden 31.12.2013 tarihine kadar bilinen dönem kabul edilmiş ve ….. kaydına göre kaza tarihinde çalışması olmadığı kabul edilerek asgari ücret esas alınarak %13 maluliyet oranına göre yapılan hesaplamaya göre davacının zararının ödeme tarihinde 54.642,94 TL olduğu ve davacının zararının karşılandığı belirtilmiş, davacı vekili, davacının 2013 yılı 9. ayında öğretmenliğe başladığı, PMF hayat tablosuna göre bakiye yaşam süresinin yanlış belirlendiğini belirterek itiraz etmiş, mahkemece aktüer bilirkişiden ek rapor istenmiş, bilirkişi tarafından önceki raporun doğru olduğu belirtilerek herhangi bir hesaplama yapılmadan dosya iade edilmiş, mahkemece davacının zararın karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre 16.03.2012 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapılmış ve hasar dosyasında mevcut aktüer raporu ile 09.09.2013 tarihi verileri esas alınarak hesaplama yapılmıştır.
Dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığından öncelikle yapılması gereken ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak gerçek zarar hesabı sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde zarar görenin zararı karşılanmış sayılır, dava açılmadan önce yapılan ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak güncellenmeli ve hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.
Burada önemli olan husus ödeme tarihi verilerine göre yani bilinen dönem sonu ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada gerçek zararın belirlenmesi ve gerçek zarara göre ödemenin zararı karşılayıp karşılamadığının tespitidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda her ne kadar ödeme tarihine göre hesaplama yapılmış ise de davacının ödeme tarihindeki gerçek zararı belirlenmemiştir. Davacının dosyaya getirilen …. kaydına ve personel bordro bilgilerine göre 2012 yılı 8. ayından itibaren öğretmen olarak çalışmaya başladığı, yani sigorta şirketi tarafından düzenlenen aktüer raporundan 1 yıl öncesinde çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre ödeme tarihinde esas alınacak gelirin olay tarihinde öğrenci olması nedeniyle asgari ücret üzerinden ancak çalışmaya başladığı tarih itibariyle davacının gerçek geliri esas alınarak hesaplama yapılarak gerçek zararın belirlenmesi ve ödemenin zararı karşılayıp karşılamadığının tespiti gerekirken eksik ve yanılgılı değerlendirme yapılan bilirkişi raporu esas salınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, desteğin ve hak sahiplerinin olay tarihindeki bakiye ömürleri, destek alacakları süre, destek payları esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (Kapanan 17 Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) destek ve hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli ……hazırlanmış olup, …. da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece öncelikle davacının SGK kayıtları, olay tarihinden sonra çalıştığı iş yerlerinden maaş bordroları getirilerek sigorta şirketinin ödeme yaptığı tarihin verileri esas alınarak davacının çalışmadığı veya öğrenci olduğu dönem için asgari ücret üzerinden, çalışmaya başladığı dönem için gerçek gelirinin esas alınarak hesaplama yapılması, zararın ödeme ile karşılanmadığının tespiti halinde rapor tarihi verilerine göre tazminat hesabı yapılarak davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak güncellenmesi ve belirlenen tazminattan mahsup edilerek karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25.11 2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.