Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1348 E. 2021/2256 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı …… vekili ve davalı …… vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı -birleşen dava davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … …..Şirketi adına trafikte kayıtlı olup diğer davalı …’in kullandığı ve davalı … tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen….. plaka sayılı aracın 26/12/2016 tarihinde davacının kullandığı motosiklete çarpıp kazaya neden olduğunu, bu kaza sonucu motosiklet sürücüsü olan davacının meslekte kazanç kaybı oluşturacak şekilde yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak 4.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen, 25.000,00-TL manevi tazminatın ise davalı …’den olay tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili; Sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava açılmadan önce tazminat ödemesi için başvurunun dava şartı olup bunun yerine getirilmediğini, sigortalı araç sürücüsü ile davacının kusur dağılım oranları ile çalışma gücü kaybına ilişkin raporlarının ATK’dan alınması gerektiğini, talep edilen zararların poliçe kapsamında olmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı …’in %100 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden olduğu, davacının kural ihlali bulunmadığı, davacının olay nedeni ile % 2 oranında ve kalıcı olarak meslekte kazanç kaybına uğradığı, 3 (Üç) ayda iyileşebilecek şekilde yaralandığı, zararın kapsamını belirleyen 2918 Sayılı Yasanın 98 ve 6098 sayılı yasanın 54. maddesine göre geçici iş göremezlik zararının da poliçe kapsamında karşılanması gerektiği, alınan bilirkişi raporunda davacının geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zararının 6.062,73-TL olduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve diğer giderlerinin 2.311,00-TL ve … Hastanesine ödenen 3.000,00-TL ile birlikte 5.311,00-TL olduğunun kabul edildiği, davacının manevi tazminat isteği sadece davalı …’den olduğu halde kısa kararda diğer davalı … … Ltd. Şirketi’nden de tahsil kararı verilmiş ise de bunun tamamen hatadan kaynaklanması nedeni ile kısa karara uygun gerekçeli karar yazıldığı, davacının acılarının bir ölçüde giderilmesi amacı ile 4.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den alınması gerektiği ancak manevi tazminat davacı …’den talep edilmekle birlikte kısa kararda hata sonucu davalı … … Ltd. Şirketinin de manevi tazminattan sorumlu tutulduğu için kısa karara uygun gerekçeli karar yazıldığı, dava açılmadan önce 17/01/2017 tarihinde yapılan başvurudan itibaren 8 iş günlük sürenin tamamlandığı 30/01/2017 tarihinde davalı … yönünden temerrüt gerçekleştiği için davacının tüm alacağına davanın niteliği gereği bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği, diğer davalılar haksız fiil nedeni ile sorumlu oldukları için kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz ile sorumlu oldukları gerekçesiyle 6.062,73-TL geçici iş göremezlik zararı, davacı tarafından tedavi amacı ile yapılan ve belgesi dava dosyasında bulunan 3.000,00-TL tedavi gideri ile …. tarafından karşılanmayan 2.311,00-TL tedavi ve iyileşme zararından oluşan toplam 11.373,73-TL’nin temerrüt tarihi olan 30/01/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalı … … Sigorta Şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
Birleşen mahkemenin…Esas sayılı davasındaki talep yönünden; Geçici iş göremezlik ve tedavi iyileştirme gideri yönünden mahkemenin … Esas sayılı davası ile hüküm altına alınan miktarlar için yapılacak tahsilatlar yönünden tahsilde tekerrür oluşturmamak koşulu ile; 6.062,73-TL geçici iş göremezlik zararı ile 2.311,00-TL tedavi ve iyileşme zararından oluşan toplam 11.373,73-TL’nin kaza tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … … Ltd. Şti’nden müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, tarafların kusur dağılım oranları, davacıdaki yaralanmaların niteliği, iyileşme süresi ve tarafların gelir durumları dikkate alınarak 4.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … … Ltd. Şti’nden müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkemece, ek kararla sadece … … …’den manevi tazminat istendiğini ancak kısa kararda manevi tazminattan davalı … … Ltd. Şirketinden de tahsiline karar verildiği ancak tavzihle hükmün değiştirilemeyeceği gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da gözetilerek müvekkil için takdir olunan 4.000,00-TL manevi tazminatın az olduğu ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın ve aleyhe tesis edilen vekalet ücretinin kaldırılması istenmiştir.
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde, geçici iş göremezlik ödeneğinin sigorta kapsamında bulunmadığını, hesaplanan tazminat miktarının fahiş olduğunu, ıslah edilmemiş tutar için tazminat faiz sorumluluğunun temerrüt tarihinden itibaren, ıslah edilmiş tutara ilişkin tazminat ve faiz sorumluluğu ise ıslah tarihinden itibaren başlaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … …… ek karara ilişkin istinaf talebinde, davacının davalılardan sadece … … …’den manevi tazminat talep etmiş olmasına rağmen mahkemenin kısa kararında müvekkilini de manevi tazminattan sorumlu tuttuğunu ve gerekçeli kararında açıkça hatalı olduğunu belirtmesine rağmen gerekçeli kararını düzeltmediğini belirterek tavzih talebinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
1)Tavzih talebinin reddine ilişkin istinaf isteminin incelenmesinde,
Uyuşmazlık, tavzih talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Tavzih, HMK’nın 305. maddesinde düzenlenmiş olup, hükmün (nihai kararın) yeterince açık olmayan veya icrasının nasıl olacağı konusunda tereddüt edilen yahut fıkraları birbirine aykırı (çelişkili) olan hükümler için istenebilir.
6100 sayılı HMK’nın 305. Maddesinde ” – (1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.
(2)Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” denilmektedir.
Hakim tavzih yolu ile hükümde unuttuğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez, hükmü değiştiremez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001, cilt 5, sayfa 5270 vd.)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davalı … ….. vekilinin tavzih talebinin reddine yönelik ek karara ilişkin istinaf isteminin 6100 sayılı HK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Hükmün esasına yönelik istinaf isteminin incelenmesinde,
a- Öncelikle, kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünde yapılan istinaf incelemesinde;
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca; tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hükmün sonuç kısmında ise, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Mahkemece, “6.062,73-TL geçici iş göremezlik zararı, davacı tarafından tedavi amacı ile yapılan ve belgesi dava dosyasında bulunan 3.000,00-TL tedavi gideri ile …. tarafından karşılanmayan 2.311,00-TL tedavi ve iyileşme zararından oluşan toplam 11.373,73-TL’nin” tahsiline karar verilmiş olup, birleşen davada “tahsilde tekerrür oluşturmamak koşulu ile; 6.062,73-TL geçici iş göremezlik zararı ile 2.311,00-TL tedavi ve iyileşme zararından oluşan toplam 11.373,73-TL’nin kaza tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … … müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiş olup, infazda tereddüt oluşturacak şekilde kabul edilen miktar içerisinde yer alan “3.000,00-TL tedavi gideri” belirtilmeyerek mahkemece; yukarıda belirtilen HMK’nın 297. maddesinde gösterilen kurallar gözetilmeksizin, infazda tereddüt oluşturulması isabetsizdir.
b-Asıl ve birleştirilen dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı …Ş. vekili geçici işgöremezlik tazminatının sigorta kapsamına olmadığını iddia etmiş ise de 2918 sayılı KTK.nın 90.maddesinin atfı ile tazminatın kapsamının TBK. hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, TBK.nın 54. maddesinde geçici işgöremezlik kazanç kaybının, tedavi giderlerinin zarar sorumlularından istenebileceğinin düzenlendiği, ayrıca 2918 sayılı KTK.nın 98. Maddesinde SGK.nın trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinden sorumlu olduğunun düzenlendiği, geçici işgöremezlik zararından sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin olmadığı, davacının yaralanmasına bağlı yapılması zorunlu olan ve belgelenmesi beklenmeyecek tedavi giderlerinden zorunlu mali sorumluluk sigortasının sorumluluğunun devam ettiği, sigortanın sorumluluğunun kapsamı dışında olan hallerin düzenlendiği KTK.nın 92. Maddesinde geçici işgöremezlik ödeneğinden sigortanın sorumlu olmadığına dair bir düzenleme bulunmadığından davalının bu husustaki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Faturalandırılmayan tedavi giderine ilişkin olarak, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır, ancak sigortanın SGK tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi giderlerinden sorumluluğu devam etmekte olup buna yönelik mahkeme kabulü de yerindedir.
Faiz başlangıcı yönünden ise,
Kısmi dava olarak açılan davanın, ıslah ile dava değerinin artırılması halinde, ıslahtan önce davalının temerrütü gerçekleşmiş ise, davacı ıslah ettiği miktarı da, ıslah tarihinden önceki temerrüt tarihinden yahut temerrütün gerçekleşmesinden sonraki bir tarihten itibaren faizi ile talep edebilir. Hakim, temerrütün gerçekleştiği tarihi gözeterek taleple bağlı kalarak faizin başlangıcını belirlemelidir.
Talebin haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olması nedeniyle, haksız fiil failinin temerrüdü haksız fiil hükümlerine göre davalı … Şirketinin temerrüdü ise sigortanın temerrüdüne ilişkin hükümler çerçevesinde belirlenmelidir….karar sayılı ilamında da değinildiği üzere “Belirtilmelidir ki, haksız fiilde ve sebepsiz zenginleşmede temerrüt için ihtarın gerekmediği yolunda açık bir yasa hükmü yoktur. Ne var ki, müşterek hukukun “Gasp eden daima temerrüt hâlindedir” şeklindeki genel ilkesi, günümüzde de uygulama alanı bulmaktadır. Bu ilkeye göre, haksız fiilin faili ve sebepsiz zenginleşen daima temerrüt hâlinde bulunduğu için, zaten gerçekleşmiş olan temerrüdü sağlamak üzere alacaklının bunlara ayrıca bir ihtarda bulunması gerekmez.” Buna göre; Kaza tarihinde haksız fiil sorumlusunun temerrüdü gerçekleştiğinden haksız fiil tarihinden itibaren, zarar gören zararının faizi ile karşılanmasını talep edebilir. Nitekim , 6098 Sayılı Yasanın 117/2. Maddesinde “Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” düzenlemesine yer verilerek, haksız fiilde temerrütte uygulamada düşülebilecek tereddütler giderilmiştir.
Sigorta şirketinin temerrüdü yönünden ise, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Yasanın 99. Maddesi gereğince sigorta şirketinin ihbarı takip eden 8 iş günü sonunda temerrüdü gerçekleştiğinden, sigorta şirketinin davanın kısmi dava olup olmamasına bakılmaksızın zararın tamamı yönünden ödeme yükümlülüğü doğduğundan tazminatın tamamı yönünden temerrüdü gerçekleşir.
Belirtilen nedenlerle, davalı …Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
c-Davacı vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf istemlerinin incelenmesinde,
Haksız eylem sonucunda, cismani yaralanmanın meydana gelmesi halinde TBK’nın 56/1 maddesi gereğince cismani zarara uğrayan manevi zararlarının tazmini için manevi tazminat talep edebileceği gibi, TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” Hükmü gereğince, yaralananın yakınları tarafından da manevi tazminat talep edilebilir. Gerek yaralanan tarafından gerekse de yakınları tarafından manevi tazminat talep edilmesi halinde, Aynı Yasanın 51.maddesindeki “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne uygun şekilde manevi tazminat miktarını belirlemelidir. Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira MK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hâkime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir.
Somut olayda, meydana gelen kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarını ağır derecede etkilediğinin anlaşıldığı, sürekli maluliyet oranı, geçici iş göremezlik süresi, davacı ile davalı tarafın sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, davacının olay tarihindeki yaşı, davacının kaza sonucu yaralanması sebebiyle maruz kaldığı acı, ağrı, üzüntü, elem, ıstırap, sıkıntı, hiç kusurunun bulunmadığı kaza sonucu sürekli malul kalacak şekilde yaralanması, manevi tazminatın, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, caydırıcı olması, özendirici olmaması ve 22.06.1966 tarih, 1966/7 Esas – 7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde davacı için yerel mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı az olup, davacı yönünden 7.500,00-TL manevi tazminatın hakkaniyete daha uygun düşeceği sonucuna varıldığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmekle, davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
Diğer taraftan, Mahkemece birleşen dava dosyasında asıl dava davalısı … Sigorta AŞ’nin davalı olarak gösterilmesi isabetsizse de, bu husus mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davalı …Ş. vekilinin istinaf isteminin ve davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin tavzih talebinin reddine yönelik ek karara ilişkin yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmış, manevi tazminat yönünden davalı …, Şti’ne ilişkin olarak önceki hükmün anılan davalı tarafından istinaf edilmemesi, taleple bağlılık ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek önceki kararda hükmedilen 4.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.)
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A- Birleşen dava davalısı … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin 7/10/2019 tarihli ek karara yönelik İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
C-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/2/2019 gün ve …,sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Mahkemenin … Esas Sayılı davasındaki talep yönünden;
6.062,73-TL geçici iş göremezlik zararı, davacı tarafından tedavi amacı ile yapılan ve belgesi dava dosyasında bulunan 3.000,00-TL tedavi gideri ile SGK tarafından karşılanmayan 2.311,00-TL tedavi ve iyileşme zararından oluşan toplam 11.373,73-TL’nin temerrüt tarihi olan 30/01/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalı … … Sigorta Şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
2-Birleşen mahkemenin 2018/178 Esas sayılı davasındaki talep yönünden;
a)Geçici iş göremezlik ve tedavi iyileştirme gideri yönünden mahkemenin … Esas sayılı davası ile hüküm altına alınan miktarlar için yapılacak tahsilatlar yönünden tahsilde tekerrür oluşturmamak koşulu ile;
6.062,73-TL geçici iş göremezlik zararı ile 2.311,00-TL tedavi ve iyileşme zararı ve tedavi amacı ile yapılan ve belgesi dava dosyasında bulunan 3.000,00-TL tedavi giderinden oluşan toplam 11.373,73-TL’nin kaza tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … … Ltd. Şti’nden müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine
b) Manevi tazminat talebi yönünden;
Tarafların kusur dağılım oranları, davacıdaki yaralanmaların niteliği, iyileşme süresi ve tarafların gelir durumları dikkate alınarak 7.500,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … … ile … … Ltd.Şti’nden müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, (davalı … … Ltd. Şti 4.000,00 TLsinden sorumlu olmak üzere)
Fazla istemin REDDİNE,
Alınması gereken 776,94-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 99,05-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 125,92-TL harç toplamı 224,97-TL’nin mahsubu ile bakiye 551,97-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 224,97-TL peşin harç(ıslah harcı dahil) olmak üzere toplam 256,37-TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 718,60-TL, hastane masrafı 3.000,00-TL ve bilirkişi ücreti 2.100,00-TL olmak üzere toplam 5.818,60-TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine.
Manevi tazminat yönünden;
Alınması gereken 512,32- TL karar ve ilam harcının davalılar … … … ile … Ltd. Şti’nden tahsili ile hazineye ödenmesine,(davalı … … Ltd. Şti 273,24 TLsinden sorumlu olmak üzere)
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … … … ile … Ltd. Şti’nden alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … … … lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
1-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvuru harcı taraflardan peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan toplam 141,60- TL istinaf yargılama giderinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa kullanılmayan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle … … alınması gereken 776,94-TL nispi istinaf karar harcından, başvuru sırasında peşin alınan 195,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 581,94-TL istinaf karar ve ilam harcının davalı …Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle …… alınması gereken harç yeterli olmakla başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
7-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
9-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.