Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1347 E. 2021/2135 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 26.09.2013 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müteveffa …’ın idaresinde bulunan araç ile çarpışması sonucu …’ın vefat ettiğini, davacı …’ın müteveffanın eşi, diğer davacıların çocukları olduğunu, sigorta şirketine yazılı başvuru üzerine 245.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak ödemenin davacının zararını karşılamadığını belirterek, HMK.nın 107. maddesi gereğince her davacı için ayrı ayrı 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı … için 100.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminat ve 100,00 TL cenaze giderinin olay tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında davacı … için maddi tazminat talebini davalı …nin 5.013,37 TL ile sorumlu olmak üzere 53.568,55 TL olarak belirlemiştir.
Davalı … vekili, davalı … şirketinin sorumlu olduğu teminat limitinin 250.000,00 TL olduğunu, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine 244.986,72 davacı …’a ödendiğini, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması gerektiğini, kusur oranlarının belirlenmesini, müteveffanın emniyet kemeri takmadığından kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince…. sayılı dosyasında davalının kusurlu bulunduğunu, davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müteveffanın aracı kullanırken alkollü olduğunu ve kaza anında yüksek hızla seyir ederken hızını azaltmadığından kusurlu olduğunu, tazminatın fazla olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi verilmemiş savunma yapılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücü …’un olayda %100 oranında, kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi tarafından davacı …’ın 5.013,73 TL davalı … AŞ’den, 48.554,82 TL diğer davalılardan tazminat talep edebileceğinin belirtildiği, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında sanık … hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda sanığın asli kusurlu olduğu gerekçesi ile cezalandırılmasına karar verildiği, davalı … tarafından 12.10.2016 tarihinde davacı eş …’a 244.986,27 TL ödeme yapıldığı, ödemenin bilirkişi heyeti tarafından poliçe teminat limiti olan 250.000,00 TL’den mahsup edildiği, buna göre sigorta şirketinin poliçe limiti yönünden bakiye kalan 5.013,73 TL ile sorumlu tutulabileceği, diğer davalıların ise bilirkişi tarafından yapılan hesaplama tutarı olan 298.554,82 TL’nin 250.000,00 TL olan poliçe teminat limitini aşan kısmı 48.554,82 TL üzerinden sorumluluğunun devam ettiği, davacı çocuklar … ve …’ın destek ihtiyacı bulunmadığı gerekçesi ile davacı … için poliçe teminat limiti doğrultusunda bakiye 5.013,73 TL tazminatın davalı … şirketinden, 48.554,82 TL tazminatın davalılar …, ….. müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılar … ve …’ın destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin yasal şartları bulunmadığından reddine, davacı eş … için 30.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …. Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkeme davacıların manevi tazminatını takdir ederken objektif bir değerlendirmede bulunulmadığını, davalı-sürücü … hakkında yapılan yargılamada alınan kusur raporunda dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet verdiği tespit edilerek tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, davacıların yaşamış olduğu travma ve olaylar karşısında takdir edilen manevi tazminatın açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince …. Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde sanık davalının TCK 85/2 maddesi gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezasının infaz edildiğini, ceza yargılamasında davalının asli kusurlu olduğu belirlenmiş olsa dahi ceza yargılamasında müteveffanın hem aracı kullanırken alkollü olduğu hem de kaza anında dönüş yapmayacak olmasına rağmen en sol şeritte yüksek hızla seyir ederken kazanın meydana geldiği ve hızını azaltmadığının sübuta erdiğini, 27.11.2017 tarihli dilekçe ile kusur incelemesi yapılmasını delil olarak bildirdiklerini, ceza mahkemesinin verdiği kararda davalıyı %100 kusurlu değil asli kusurlu olarak kabul ettiğini, bunun müteveffanın da kusurunun bulunduğu anlamına geldiğini, dosyada bağımsız olarak kusur incelemesi yaptırılmadığını, dosyayı kül halinde iki kişilik bilirkişi heyetine tevdi edildiğini, bilirkişi raporunda olayın kusur yönü incelenmeden ceza yargılamasında alınan rapora göre davalı sürücünün olayda %100 kusurlu olduğunun belirtildiğini, raporun sadece maddi zararın miktarını belirlemeye yönelik hazırlandığını, sürücülerin yanlış yazıldığını, tutanakta müteveffanın alkol kontrolünün doktor tarafından yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen, bu hususta araştırma yapılmadığını, dolayısıyla bu raporda da müteveffanın alkollü olup olmadığına dair bir bilgiye yer verilmediğini, değerlendirme yaparken bu durumun göz önünde tutulmadığını, müteveffanın olay sonrası 2.31 promil alkollü olduğunun belirlendiğini, 22.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda müteveffanın eşinin 52 yaşında olup muhtemel yaşam süresinin 20,42 yıl olduğu ve desteğin muhtemel yaşam süresinin sonuna kadar olacağı, eşe %50 pay ayrılacağı, müteveffanın aylık 2.959,75 TL kazancının olduğu ve tazminat hesabının müteveffanın aylık kazancının asgari ücretin 3.93 katı olarak hesaplandığı, davacı eşin sigorta firması haricinde davalılar yönünden 48.554,82 TL alacağı olduğu yönündeki tespitlerin Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına aykırı olduğunu kabul etmediklerini, davacılar için hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu, manevi tazminat hesabında müteveffanın da kusurlu olması hususunun göz önünde bulundurularak hakkaniyete uygun bir miktar belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekilinin ile davalı … vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalıların işleteni, sürücüsü araç maliki ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıların desteği … idaresinde bulunan araca çarpması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek müteveffanın eşi ve çocukları olan davacılar için destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davacılar tarafından 26.09.2013 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle dava tarihinden önce kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı …Ş. ne başvuru yapılmış, sigorta şirketi tarafından 12.10.2016 tarihinde davacı eş … için 244.989,27 TL ödeme yapılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı eş … için 298.554,82 TL tazminat belirlenmiş, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme güncellenerek 289.687,87 TL mahsup edilmiş, sigorta şirketinin 5.013,73 TL.den, diğer davalıların ise 298.554,82 TL. dan poliçe limiti olan 250.000,00 TL mahsup edilerek 48.554,82 TL kaldığı belirtilmiş mahkemece bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş ise de bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Davalılar kazaya neden olan aracın işleten, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup zarar görene karşı zarardan müteselsilen sorumludur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesinde zarar verenlerin birden fazla olması halinde “ Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi yapılmış, yine TBK 61. maddesinde “Dış ilişkide, Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” denilmiştir. Türk Borçlar kanunun müteselsil borçluluk ve dış ilişki de borçluların sorumluluğu başlıklı 163. maddesine göre zarar gören tazminatın tamamını dilediği takdirde zarar verenlerin hepsinden talep edebileceği gibi bir kısmından veya sadece birinden de talep edebilir. Burada yasa koyucu zarar görene, tazminatın tamamının zarar verenlerden yalnız birine karşı ileri sürebilmesi imkanı sağlamıştır. Zarar verenlerden biri tazminatın tamamını ödediği takdirde borç ortadan kalkar, dolayısıyla zarar gören öyle bir halde artık diğer zarar verenlerden tazminat talep edemez. TBK 166. maddeye göre borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur.
Dava konusu olayda, davalı … tarafından dava açılmadan önce davacı … için 244.986,27 TL ödeme yapılmış olduğu belirtildiğinden davalı … şirketinden ödeme belgeleri getirilerek, ödeme ile davacının gerçek zararının karşılanıp karşılanmadığının denetlenmesi ve ödenen miktarın yetersiz olup olmadığının belirlenmesi için öncelikle ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarı karşılaştırılarak, ödemenin yeterli olup olmadığının belirlenmesi, ödemenin yeterli bulunmaması halinde; ilk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan aktüer raporu tarihi verilerine göre tazminatın hesaplanması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davalı … şirketince yapılan ödemeye hesaplamanın yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak ödemenin güncellenmesi ve hesaplanan tutardan mahsup edilmesi ile gerçek zararın tespit edilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yetersiz ve hatalı hesaplama yapılan aktüer raporuna göre hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Ayrıca kabul şekline göre de; bilirkişi raporu ile davacı … için rapor tarihi itibariyle belirlenen 298.554,82 TL tazminattan sigorta şirketi tarafından ödenen 244.986,27 TL.nın rapor tarihine kadar yasal faiz ile güncellenmesi sonucu belirlenen 289.687,87 TL toplam tazminattan mahsup edilerek kalan miktardan sigorta şirketinin bakiye poliçe limiti ile sınırlı olarak, diğer davalıların ise tamamından sorumlu tutulması gerekirken 298.554,82 TL. den sigorta şirketinin poliçe teminat limiti olan 250.000,00 TL mahsup edilerek hesaplama yapılmış olması da doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece aktüerya hesaplamaları konusunda uzman bir bilirkişi tayini ile yukarıda belirtildiği şekilde hesaplama yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetersiz ve hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar vekilinin istinaf başvurusunun şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.