Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1337 E. 2021/2134 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 11.05.2017 tarihinde davalı … A.Ş.’ne zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı …. plakalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu…. plakalı aracın çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu davacının yaralandığını, davalıya sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 3.200,00 TL daimi maluliyet ve 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında geçici iş göremezlik tazminatı talebini 5.616,24 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davalının… plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, davacının trafik kazası sebebiyle meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, hesaplamada genel şartların dikkate alınması ve TRH 2010 tablosuna göre teknik faiz oranının %1,8 olmak üzere hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; meydana gelen kazada… plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ve diğer araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, …… Başkanlığından alınan rapora göre davacının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği esas alındığında vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirlendiği, aktüer bilirkişinin raporuna göre davacının geçici işgöremezlik zararın 5.616,24.-TL olarak hesaplandığı, ancak, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve kaza tarihi itibariyle iş bu olaya uygulanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesine göre davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle rapora geçici iş göremezlik talebi bakımından itibar edilmediği, sorumluluğun davalı sigorta şirketinde olmayıp ……. olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının yaralanması nedeniyle 4 ay geçici iş göremezlik süresi için 5.616,24-TL tazminat belirlendiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarında trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanmalarda iş göremezlik ödeneğinin 2918 sayılı K.T.K.’nın 85. maddesi kapsamında yer aldığını ve aynı kanunun 92. maddesi ile genel şartların teminat dışında kalan haller içinde sayılmaması nedeni ile poliçe limitleri dahilinde kabul edildiğini, 6111 Sayılı Kanunun 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunun 98. maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamından bakıcı gideri ile geçici işgöremezlik giderlerinin … sorumluluğunda olduğunun düşünülemeyeceğini, usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli işgöremezlik talebine ilişkindir.
Davacı vekili davalıya zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın neden olduğu kazada davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı talep etmiş, davacının iş göremezlik durumunun belirlenmesi için alınan raporda davacının maluliyetinin bulunmadığı, 4 ayda iyileşeceği belirtilmiş, mahkemece zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları gereğince geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu kaza 11.05.2017 tarihinde meydana gelmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün ….. sayılı … … yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde ……Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının ……. yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde …karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde bedensel zararlar sayılmış, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar, bedensel zarara uğrayan kimsenin tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebileceği düzenlemiştir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” denilmiştir, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi:” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, …, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi ya da özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGKnın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı sigorta şirketi geçici işgöremezlik zararından sorumludur.
Mahkemece geçici işgöremezlik tazminatının sigorta kapsamına olmadığı kabul edilmiş ise de; 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinin atfı ile tazminatın kapsamının TBK. hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, TBK.nın 54. maddesinde geçici işgöremezlik kazanç kaybının zarar sorumlularından istenebileceğinin düzenlendiği, ayrıca 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde SGK.nın sağlık hizmet bedellerinden sorumlu olduğunun düzenlendiği, SGK.nın geçici işgöremezlik zararından sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin bulunmadığı, sigortanın sorumluluğunun kapsamı dışında olan hallerin düzenlendiği KTK.nın 92. maddesinde geçici işgöremezlik zararının sigortanın sorumlu olmadığına dair bir düzenleme bulunmadığından davalı sigorta şirketinin davacının geçici işgöremezlik zararından sorumluluğu olduğunun dikkate alınması ve mahkemece davacının SGK kaydının da bulunduğu gözetilerek SGK tarafından davacıya dava konusu kaza nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.