Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1328 E. 2021/1943 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 03/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 26/07/2015 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosikletle, kavşaklarda geçiş önceliğine aykırı davranarak çapması neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalıya müracaat edilmesine rağmen zararının karşılanmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 200,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, 01/02/2019 tarihli dilekçesi ile; geçici iş göremezlik tazminatını 12.802,90 TL olarak, kalıcı iş göremezlik zararını ise 71.505,39 TL olarak toplam 84.308,29 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin sorumluluğunun, sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, kazanın ve zararın meydana gelmesinde davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza sırasında motosiklet sürücüsü olan davacının kask ve koruyucu malzeme kullanmadığını, bu nedenle müterafik kusurlu olduğunu, geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu, meydana gelen kazada, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğunun bilirkişi tarafından tespit edildiği, kaza nedeniyle davacının alınan maluliyet raporuna göre %10 oranında malul kaldığı ve 9 ay iş ve gücünden kaldığının…. Başkanlığı’ndan alınan rapor ile anlaşıldığı, aktüer hesap bilirkişisinden alınan rapora göre geçici iş göremezlik zararının 12.802,90 TL, sürekli iş görmezlik zararının 71.505,39 TL olduğu, davacının zararından davalının sorumlu olduğu, davalı tarafından müterafik kusur iddiasında bulunulmuş ise de, motosiklet sürücüsünün kaza neticesinde fibula kırığının meydana geldiği ve zararın artmasına davacının sebebiyet verdiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile 12.802,90 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 71.505,39 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 26/02/2016 tarihinden itibaren davalından yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili tarafından, sürekli iş göremezlik zararlarının karar sonrasında icra dosyasına ödendiğini, ancak geçici iş göremezlik zararından müvekkilinin sorumluluğu olmadığından kanun yoluna müracaat ettiklerini, geçici iş göremezlik zararının kaza tarihinde yürürlükte bulunan Genel Şartlara göre sigorta teminatı kapsamı dışında olduğundan kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davacının motosiklet sürücüsü olduğunu, kask ve koruyucu malzeme kullanıp kullanmadığı araştırılarak müterafik kusuru bulunup bulunmadığının tespitinin yapılması gerektiği belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş görmezlik tazminatı istemidir. Davalı vekili kararı geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin kısma yönelik olarak istinaf etmiştir.
Olay tarihinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün, kavşak noktasında davacının sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralandığı kaza tespit tutanağı, soruşturma dosyası ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Kaza neticesinde alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde kavşaklarda geçiş önceliğine uymayan davalının %75 oranında, kavşaklara hızını azaltmadan giren davacının ise %25 oranında kusurlu olduğu bilirkişi raporu ile tespit ediliği, … alınan maluliyet raporuna göre ise kaza nedeniyle fibula kemiği kırığı oluşan davacının %10 oranında engel durumunun meydana geldiği ve iyileşme süresinin 9 ayı bulacağının tespit ediliği görülmüştür.
Mahkemece, davacının yaralanmasının fibula kemiğinde meydana gelmiş olması nedeniyle, davacının koruyucu malzeme kullanıp kullanmamasının zararın artmasına etkisi olmadığı gerekçesi ile bilirkişiden alınan kusur raporu ve maluliyet raporuna göre aktüer hesap bilirkişisi tarafından hesaplanan tazminat miktarı üzerinden karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından geçici iş görmezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığını ileri sürmüş ise de;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun “Bedensel Zarar” başlıklı 54. maddesinde;
“Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” denilmiştir.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli iş göremezlik (kalıcı sakatlık ya da maluliyet) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” denilmiştir, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, …, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi ya da özel sağlık kuruluşlarından alınan tedavi giderlerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağından, TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan, KTK’nın 85. ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumludur. Geçici iş göremezlik zararlarının KTK’nın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarında sigorta şirketinin sorumlu olmayacağına ilişkin düzenleme de bulunmamaktadır. Buna göre, KTK’nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında bulunmayan, geçici iş göremezlik zararının, yasaya aykırı şekilde ikincil norm olan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı … şirketinin buna ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece davacının yaralanması değerlendirilerek zararın meydana gelmesinde davacının müterafik kusuru olmadığının kabul edilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamasına, geçici iş görmezlik zararlarının ZMMS teminatı kapsamına bulunmasına, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 847,57 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 218,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 655,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.