Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1320 E. 2021/1797 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2019
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/02/2016 tarihinde müvekkilinin maliki olduğu araca, davalının maliki olduğu aracın çarpması ile meydana gelen kazada, müvekkilinin aracının hasarlandığını, kazanın meydana gelmesinde tali yoldan ana yola giren davalının kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağında müvekkilinin kusurlu olduğu belirtilmiş ise de kabul etmediklerini, müvekkilinin aracında 7.339,80 TL hasar meydana geldiğini, zararından davalının sorumlu olduğunu belirterek 7.339,80 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı, davalı araç sigortası … … AŞ hakkında da dava açmış ise de, mahkemece … … AŞ hakkındaki davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek, davalı …hakkındaki dava dosyadan tefrik edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunu kabul etmediklerini, kaza tespit tutanağında kusurun hangi tarafta olduğunun belirlendiğini, kaza tespit tutanağının hatalı olduğunu kabul etmediklerini, müvekkilinin seyrettiği sokak üzerinden kavşak noktasından karşıya geçmek için kavşakta durduğunu, cadde üzerinden kavşak noktasına yaklaşan davacının hızını azaltmayarak müvekkilinin aracına çarptığını, kazaya kendisinin sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kavşağa girmeden kendi yolunda beklediğinin sabit olduğunu, belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın haksız fiil kapsamında araç hasar bedelinin tahsili istemi olduğu, davacı tarafından … … AŞ hakkında da dava açılmış ise de, davalı … … AŞ hakkındaki davanın daha önce dava şartı yokluğundan reddedildiği, davalı …hakkında yapılan yargılamada ise, hasar dosyası, araç fotoğrafları, CD şeklindeki kamera görüntüleri dosyaya kazandırılarak alınan bilirkişi raporuna göre kazanın davalıya ait aracın kavşak noktasında bölünmüş yolda seyreden davacının geçmesini beklemesi gerekirken, aracının ön kesimi ile kavşağa girdiği ve davacının seyir şeridine kısmen tecavüz ettiği, kazanın oluş şekline göre davalının kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak kuralını ihlal ettiğinden %75 oranında, davacının ise kavşaklara yaklaşırken hızını yavaşlatmamak kuralını ihlal ettiğinden %25 oranında kusurlu olduğunun ve kaza nedeniyle davacının aracında 6.668,80 TL hasar meydana geldiğinin belirlendiği alınan raporun karar vermeye uygun olduğu; davacının, davalının %75 kusuruna isabet eden zararını talep edebileceği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile 5009,10 TL araç hasarı bedelinin 25/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece kabul edilen kusur oranın hatalı olduğunu, mahkemenin aldığı raporların maddi hakikati ortaya çıkartmaktan uzak ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, kazanın müvekkilinin dikkatli davranmasına rağmen, davacının kavşağa hızlı girmesinden kaynaklandığını, kök raporda bilirkişinin kamera görüntülerinin aktarılmasındaki güçlükten bahsederek rapora aktarmadığı, kamera görüntülerinin incelemesinin sorumluluğunu taraflarına yüklediğini, rapordaki bu çelişki giderilmeden tanzim edilen raporun yeterli olmadığını, kamera görüntüsünün … … Sitesi’ne ait olduğunu ve kazanın meydana geldiği kavşağı tam olarak görmesinin mümkün olmadığını, ek raporda da görüntülerin döküm olarak değerlendirilmediğini, tam net görüntünün sağlanamadığını, hal böyle iken mahkemenin çelişkilerle dolu raporu esas aldığını, raporun müvekkilinin ….. üzerindeki sol şeride muhtemelen bir miktar tecavüzlü durduğu varsayımına dayalı olarak hazırlandığını, raporun karar vermeye uygun olmadığını ve yanlı olduğunu, kazaya davacının aracının hızlı olmasının sebebiyet verdiğini, mahkemece kaza tespit tutanağı nazara alınmaksızın hazırlanan rapora göre karar verilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının hızlı olduğunun gözardı ediliğini, mahkeme kararını kabul etmemekle beraber, mahkemece … … AŞ hakkındaki davayı dava şartı yokluğundan usulden reddettiğini ve müvekkili hakkındaki yargılamaya devam ettiğini, müvekkilinin sözkonusu bedeli ödemek zorunda kalması halinde sigortanın ödemesi gereken zararı ödemiş olacağını bu yönü ile de kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Öncelikle davalı vekili tarafından müvekkiline ait aracın sigortasına karşı açılan davanın usulden reddine karar verilmiş olması nedeniyle, müvekkili hakkında tazminata hükmedilemeyeceği iddia edilmiş ise de, … şirketi hakkında daha önce verilen kararın davanın usulden reddine ilişkin olduğu, usule ilişkin ret kararının TBK’nın 166/2 maddesi kapsamında sigortayı borçtan kurtaracak mahiyette olmadığından … hakkında usulden ret kararı verilmiş olması davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gibi, davacının müteselsil borçlulardan dilediğinden alacağını talep edebilecek olmasına göre davalı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir
Davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf sebeplerine gelince; Olay tarihinde davaya konu trafik kazasının cadde ve sokağın birleştiği kontrolsüz kavşak notasında meydana geldiği, kaza tespit tutanağı, taraf beyanları ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır..
Kaza tespit tutanağında; ……zerinde seyir halinde iken, … … Sitesini geçtikten sonra gidiş istikametine göre sağ tarafından bulunan …… sokak kavşağına geldiğinde hızını azaltmayarak dikkatsizlik tedbirsizlik sonucu, ….. çıkmak için bekleyen…… plakalı aracın sol arka tarafına kendi aracının sol ön tarafı ile çarpması ile maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumunda…. plakalı araç sürücüsünün hızını kavşaklara yaklaşırken düşürmemek kuralını ihlal ettiği, 06 BU 9391 plakalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı” denilerek kazanın oluş şeklini tespit ettiği görülmüştür.
Kaza tespit tutanağı, kazanın oluş şekli açısından kesin delil olmadığı gibi, kaza tespit tutanağında belirlenen kusur oranı da kesin tespit mahiyetinde olmadığından aksi her zaman ispatlanabilir.
Davacı, kazanın oluşuna ilişkin olay yerini gören güvenlik kamerası kayıtlarını dosyaya delil olarak sunmuş, mahkemece kusura ilişkin olarak bilirkişiden alınan 20/12/2017 tarihli kök raporda, davalının itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 28/05/2018 tarihli ek raporda, CD halinde sunulan güvenlik kamera kayıtları da değerlendirilerek kazanın kaza tespit tutanağında belirtilenin aksine davalının aracı ile davacının seyrettiği cadde üzerine sağ şeride kadar girerek durmasının da kazanın meydana gelmesinde etkili olduğu değerlendirilerek kazanın meydana gelmesinde davacının kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden %25 oranında, davalının ise seyrettiği sokak ile bölünmüş yolun kesiştiği kavşak noktasında, bölünmüş yolda seyreden araçlara geçiş önceliğine uymadığından asli %75 oranında kusurlu olduğunun tespit ediliği görülmüştür.
Davalının itirazları üzerine yeni bir bilirkişiden alınan 06/01/2019 tarihli raporda da, bilirkişinin dosyaya CD ortamından sunulan güvenlik kamera kayıtları görüntüleri izlenerek kazanın kaza tespit tutanağında belirtilen şekilde olmadığı, kazanın davalıya ait araç sürücüsünün seyrettiği sokak üzerinden kavşak noktasına gelerek, kavşağa girdikten sonra durmasının etkili olduğu tespit edilerek, kazanın meydana gelmesinde davalıya ait araç sürücüsünün %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Dairemizce de, CD ortamından sunulan görüntüler izlenmiş, görüntülerde kaza anı görülmekle, bilirkişiler tarafından görüntüler üzerinden yapılan tespitlerin görüntülere uygun olduğu görülmüştür.
Buna göre, kazanın güvenlik kamerası kayıtları ile tespit edilen oluş şekline, davacının kavşaklara yaklaşırken hızlı olmasının da her iki raporda değerlendirilmiş olmasına, tespit edilen görüntülerde kazanın oluş şeklinin, kaza tespit tutanağına göre farklılık göstermesine göre, kusur durumunun kaza tespit tutanağından farklı olmasının çelişki olmamasına, mahkemece tespit edilen hasar bedelinin araçta meydana gelen hasar durumuna uygun olmasına göre davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 342,17 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.