Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1316 E. 2021/1833 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından 17/12/2016-17/12/2017 tarihleri arasında ZMMS ile sigortalı araç sürücüsünün 01/04/2017 tarihinde 0,53 promil alkollü olarak karıştığı kaza nedeniyle müvekkilinin zarar görene icra giderleri ile birlikte toplam 16.007,76 TL ödemede bulunduğunu, yapılan ödemeler nedeniyle müvekkilinin davalı sigortalısına, araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle rücu hakkı bulunduğunu, belirterek 16.007,76 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediğinden, davacının müvekkiline rücu etme hakkı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, alınan rapora göre kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediğinden davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Genel Şartlar gereğince, müvekkilinin sigortalısına rücu edebilemesi için, sigortalı araç sürücüsünün yasal sınırlar üzerinde alkollü olarak araç kullanmasının yeterli olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün münhasıran alkollün etkisi ile kazaya neden olmasının gerekmediği, mahkemece yapılan değerlendirmenin genel şartlara uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava; davacı … şirketi tarafından zarar gören (3.kişi) hak sahibine ödenen tazminatın, ZMMS poliçesi kapsamında kendi sigortalısından rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen kararın kamu düzenine aykırı olması halinde HMK’nın 355. maddesi gereğince, taraflarca istinaf edilmemiş olsa dahi resen incelenir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olduğundan, karar veren mahkemenin davanın görülmesinde görevli olup olmadığı istinaf edilmese dahi resen gözetilir.
Davada, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada ön inceleme duruşmasında mahkemenin görevli olduğu belirtilerek yargılamaya devamla davanın esastan reddine karar verilmiştir.
28.11.2013 tarihli …. Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3/k maddesinde tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmış olup, tüketici işleminden kaynaklanan davaların görülmesinde tüketici mahkemeleri görevli olduğundan yargı çevresi içerisinde tüketici mahkemesinin bulunması halinde davanın Tüketici Mahkemelerinde, Tüketici Mahkemesi bulunmuyor ise HSK’nın 24.03.2005 tarihli 188 sayılı kararı gereğince davanın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Tüketici Mahkemesi sıfatı ile görülmesi gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde, zarar görene poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalı sigortalısından tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı ile davalı arasında arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıdır. Kazaya karışan davalı aracı ….. marka otomobil ve kullanım amacı hususi-yolcu nakli olup, davalının tacir olduğuna ilişkin dosya kapsamında yapılan bir tespit ya da belirleme bulunmamaktadır. Davalının tacir olmaması ve işin ticari işletmesi ile ilgisinin bulunmaması halinde, işlem tüketici işlemi olması durumunda, görevli mahkemenin işlemin niteliğine göre belirlenmesi gerekir. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1, 83/2 maddeleri uyarınca bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir.
Yerel mahkemece, ön inceleme duruşmasında mahkemenin görevli olduğu değerlendirilmiş ise de, yapılan değerlendirmeye ilişkin bir gerekçe yer almadığı gibi dosya kapsamında da davanın görülmesinde Asliye Ticaret Mahkemesini görevli olduğu kesin olarak belirlenememektedir. Bu durumda mahkemece taraflar arasındaki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında “tüketici işlemi” olup olmadığı hususunda tarafların beyanı alınarak, taraflar arasındaki sözleşmenin “tüketici işlemi” olduğunun tespit edilmesi halinde mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, taraflar arasındaki işlemin niteliği değerlendirilmeksizin yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, mevcut davada taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilerek, işlemin tüketici işlemi mahiyetinde olduğunun anlaşılması halinde davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, bu hususta karar verilmesi için HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre davacının sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/12/2018 tarihli…..Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Mahkemenin görevi değerlendirilerek tüketici mahkemesine ait olması halinde HMK’nın 114/1-c ve 115. maddelerine göre görev konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davacının sair istinaf sebeplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf edene iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
4-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.