Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1307 E. 2021/2120 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)

KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … … Sigorta A.Ş. vekili ve dahili davalılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/07/2015 tarihinde, davalı … idaresinde bulunan ….. plakalı aracın yapmış olduğu tek yanlı kaza sonucunda, araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kırılan dişleri nedeni ile diş tedavisi gördüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen ve 20.000,00-TL manevi tazminatın ise davalı …’tan tahsilini talep etmiş, davacı vekili tazminat talebini ön inceleme duruşmasında; 100,00-TL geçici iş göremezlik ve 900,00-TL tedavi gideri olarak açıklamıştır.
Davacı vekili 10/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; iş göremezlik alacağı taleplerini 1.436,94-TL’ye, tedavi gideri taleplerini 4.157,00-TL’ye çıkardıklarını ve haksız eylem tarihinden temerrüt faizi talep ettiklerini, 20.000,00-TL manevi tazminatın ise davalılardan tahsilini, alacak talepleri yönünden belirtilen miktarda ıslahına ve ıslah edilen miktar bakımından haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan… plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kaza yapan aracın yolcu taşımacılığı yapan bir araç olması nedeni ile doğan zararın aracın taşımacılık sigortasını yapan sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, davacının müterafik kusurunun değerlendirilmesini, davalı tarafın sadece kaza ile illiyet bağı bulunan zararlardan sorumlu olabileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı …’ın idaresinde bulunan… plakalı minibüs ile yaptığı kaza sonucunda yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu ve davacının kalıcı iş göremezliği bulunmamakla birlikte 30 gün süre ile iş ve gücünden kaldığını, iş göremezlik süresi için talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı ile ….. tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin bilirkişi tarafından belirlendiğini belirterek, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.436,94-TL iş göremezlik tazminatı ve 4.157,00-TL tedavi masrafları olmak üzere toplam 5.593,94-TL tazminatın davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebinin de kısmen kabulüne, 13.500,00-TL manevi tazminatın davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Dahili davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeni ile kalıcı maluliyeti oluşmayan davacı için takdir edilen manevi tazminat miktarının hakkaniyete aykırı ve son derece yüksek olması nedeni ile hükmedilen manevi tazminatın ve maddi tazminat isteyecek kadar ağır sağlık sorunu yaşamadığından hükmedilen maddi tazminatın da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … … … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davalı … şirketinden manevi tazminat talebi olmamasına rağmen, aleyhlerine manevi tazminata hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu, 2918 sayılı yasanın 98. maddesine göre tedavi giderlerinin …. sorumluluğunda bulunmasına rağmen davalı … şirketini sorumlu tutar şekilde hüküm kurulmasının ve davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın yolcu taşımacılığı yapan ticari bir araç olmasına ve doğan zarardan öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası sorumlu olduğu gözetilerek bu konuda araştırma yapılarak taşımacılık sigortası var ise öncelikle bu sigorta şirketinin sorumlu tutulması, yok ise …. sorumlu tutulmamasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … … … Sigorta A.Ş. vekili ve dahili davalılar vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici işgöremezlik tazminatı ile tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı … Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir. Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık yada maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir. Aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, …, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir. …. Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, davacının kazaya bağlı yaralanması nedeni ile vücut genel çalışma gücü kaybının olmadığı ancak 30 gün süre ile iş ve gücünden kaldığı …. alınan 14/03/2017 tarihli rapor ile belirlenmiş olup, bu rapor doğrultusunda hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatından davalı … şirketinin sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
İstinafa gelen davalı … şirketi vekili tarafından, kaza yapan aracın otobüs olması nedeni ile olayda Karayolu Zorunlu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’nın öncelikli olarak sorumlu olması gerektiği savunulsa da; kazaya karışan aracın şehir içi yolcu taşımacılığı yapan araç olması yanında, mahkemece … yazılan yazıya 03/04/2017 tarihinde verilen cevap ile; aracın kaza tarihini kapsar Zorunlu Taşımacılık Sigortası olmadığı bildirilmiş olduğundan, bu yöndeki itirazların da reddine karar verilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Ancak bu sigortanın kapsamı sadece maddi zararlara ilişkin olup, manevi zararlar, zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında değildir. Somut olayda davalı … … … Sigorta A.Ş. zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olup, hükmedilen manevi tazminat miktarından sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının bu yönden kaldırılması gerekmiştir.
Mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarına dahili davalılar vekilince itiraz edilerek, takdir edilen tazminatın yüksek olduğu belirtilmiştir.
Davacının tazminat istemi BK 56. maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Bu kriterlere göre somut olay değerlendirildiğinde; kaza nedeni ile davacının kalıcı maluliyeti bulunmayıp, 30 gün süre ile iş ve gücünden kalmıştır. Ancak, davacının yaralanmasına neden olan kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü tam kusurludur. Manevi tazminat miktarı belirlenirken, yaralanmanın boyutları, kazadaki kusur durumu yanında, kaza tarihindeki paranın satın alma gücü ve tarafların mali ve sosyal durumlarının da dikkate alınması gerektiği de açıktır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar çok olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun olarak 6.000,00-TL manevi tazminata hükmedilerek kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda; taleple bağlılık ilkesi denilmektedir ve yargılamanın temel ilkelerinden biridir. Yargılama bu ve benzeri ilkeler ile şekillendirildiğinden, gerek taraflar gerekse hakim yargılamanın ilkelerini gözetmek durumundadır. Bunun sonucu olarak; ilk derece mahkemesinin davacının talep ettiğinden fazlasına karar vermesi durumunda, istinaf mahkemesinin, kamu düzeni gözetilerek, kararı kaldırıp, taleple sınırlı olacak şekilde yeniden esas hakkında karar vermesi gerekmektedir.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesi ile faiz talebinde bulunmamış, ıslah dilekçesi ile birlikte sadece maddi tazminat bakımından faiz türü belirtmeksizin faiz talep etmiş olmasına rağmen, mahkemece HMK 26. maddeye aykırı olarak faiz talep edilmeyen manevi tazminat için faize hükmedilmesi yine faiz türü belirtilmediğinde hükmedilmesi gereken faiz türü “yasal faiz” olmasına rağmen maddi tazminatlar için avans faizine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı görülmüş, yerel mahkeme kararı bu yönden de kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle; davalı … … … Sigorta A.Ş. vekili ve dahili davalılar vekilinin istinaf istemlerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK’nun 353/1.b.2. maddesi gereğince esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı … … … Sigorta A.Ş. vekili ve dahili davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/01/2019 tarih,…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 1.436,94-TL iş göremezlik tazminatı ve 4.157,00-TL tedavi masrafı olmak üzere toplam 5.593,94-TL tazminatın, davalı …Ş. yönünden dava tarihi olan 14/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek, diğer davalılar …, …, …, …, … yönünden ise olay tarihi olan 03/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 6.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …, …, …, …, …’tan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat bakımından alınması gereken 382,12-TL harçtan ıslah ile alınan 35,90-TL harcının mahsubu ile bakiye 346,22-TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat bakımından alınması gereken 409,86-TL harçtan peşin yatırılan 341,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 68,31-TL harcın davalılar …, …, …, …, …’tan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 341,55-TL harç bedelinin davalılar …, …, …, …, …’tan ve 35,90-TL harç bedelinin ise tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 704,00-TL posta ve tebligat gideri ve 1.200,00-TL bilirkişi ücreti ile 29,20-TL peşin harç bedelinden oluşan toplam 1.933,20-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 875,73-TL’sinin (davalı … şirketi bu bedelin 422,52-TL’sinden müteselsilen sorumlu olmak üzere) davalılar …, …, …, …, …’tan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kabul edilen maddi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesine göre belirlenen 4.050,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kabul edilen manevi tazminat yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/1. ve 13/1.maddelerine göre belirlenen 4.050,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, …, …’tan alınarak davacıya verilmesine,
9-Red edilen manevi tazminat yönünden; davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 10/2.maddesine göre belirlenen 4.050,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesine göre, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davalı … … … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 327,00-TL ve dahili davalılar tarafından yatırılan 326,08-TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’ın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Karar tebliği ile harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 18/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.