Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1286 E. 2021/2431 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2018
NUMARASI …
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28/05/2017 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve davacının müvekkilinin zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davadan önce eksik evrakla müracaat ederek KTK’nın 97. maddesine uygun olarak dava şartını yerine getirmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak ise müvekkilinin sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, hesaplamanın Genel Şartlara göre yapılması gerektiğini, bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle ZMMS kapsamında sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu, davacının meydana gelen kaza nedeniyle maluliyetinin tespiti açısından ….’den alınan 24/07/2018 tarihli raporda, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre yapılan değerlendirmede davacının kaza nedeniyle engelinin bulunmadığının, 9 ay geçici iş göremez kaldığının tespit ediliği, davanın ise sürekli iş göremezlik zararlarına ilişkin olduğu ve davacının sürekli iş görmezliğinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkilinin meydana gelen trafik kazası nedeniyle, sürekli iş göremezlik zararlarını talep ettiğini, mahkemece …. alınan rapora göre davacının sürekli iş göremezliği olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, müvekkili tarafından 01/03/2019 tarihinde…. Üniversitesinden alınan Maluliyet raporunda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan raporda %21 oranında sürekli iş göremezliğinin hesap edildiği, istinaf dilekçesi ekinde sundukları söz konusu rapor ile hükme esas alınan rapor arasında ciddi çelişkiler bulunduğunu, her iki raporunda Adli Tıp Anabilim Dalı Uzmanları tarafından hazırlandığını, kaldı ki hükme esas alınan raporda Suruç Devlet Hastanesinin tedavi evraklarının da incelenmediğini, bu nedenle raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir. Mahkemece, alınan maluliyet raporuna göre davacının sürekli iş göremezliği meydana gelmediğinden davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili, mahkemece verilen karardan sonra aldığı maluliyet raporunu da dilekçesine ekleyerek kararı istinaf etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 281. maddesi gereğince “(1) Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.”
HMK’nın 357. Maddesi gereğince de; “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.”
Somut olayda, davacı trafik kazasından meydana gelen yaralanması nedeniyle…… Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevk edilmiş, davacının şikayetleri dinlenerek ve tedavi evrakları incelenerek yapılan muayenesi sonucunda hazırlanan 24/07/2018 tarihli raporda 28/05/2017 tarihinde geçirdiği kaza nedeniyle davacının bedensel özürünün bulunmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiş, 28/09/2018 tarihli celsede davacı vekiline tebliğ edilen rapora karşı davacının beyanda bulunmak için süre talep etmesi üzerine, mahkemece davacı vekiline rapora karşı beyanda bulunması için iki hafta mehil verilmiştir. Davacı vekili 2 haftalık süre içerisinde rapora karşı beyanda bulunmamış, takip eden 19/10/2018 tarihli celsede de “raporda aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz. Eski beyanlarımızı tekrar ediyorum. Davanın kabulüne karar verilmesini istiyoruz” şeklinde beyanda bulunmuş, sonrasında mahkemece tahkikatın tamamlanmış olması nedeniyle aynı celse davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, yeniden rapor alınması yönünden bir talepte bulunmamış, mevcut duruma göre davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş olmasına göre yapılan yargılamada eksiklik bulunmasına ve alınan rapora göre de davacının maluliyetinin ispatlanmamasına göre verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, Mahkemece alınan maluliyet raporunun davacının tedavi evrakları incelenerek ve muayenesi yapılarak, Yargıtay tarafından benimsenen Yönetmelik hükümlerine uygun düzenlenmiş olmasına, davacı vekilinin yasal süresinde rapora itirazının bulunmamasına, davadan sonra alınan yeni delil mahiyetindeki raporun istinaf incelemesinde ileri sürülemeyecek olmasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.