Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1285 E. 2021/2454 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1285 – 2021/2454
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1285
KARAR NO : 2021/2454

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2018
NUMARASI : 2016/821 Esas 2018/1014 Karar

DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ : Av.

DAVALILAR : 1
2
VEKİLİ : Av.

:3-
VEKİLLERİ : Av.

İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ : Av.

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 16/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 22/10/2014 tarihinde, davalı … … idaresinde bulunan … plakalı aracın davacı … … çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tamamen kusurlu olduğunu, davacı …’nin yaralanması nedeni ile 5.000,00-TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, davacı … TSK’da sivil memur olarak çalıştığını ve eşinin tedavi sürecinde ilaçlar için maaşından yapılan %20 kesinti nedeni ile 500,00-TL maddi tazminatın sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, davacı …’nin yaralanması nedeni ile … icin 100.000,00-TL, eşi Celal için 10.000,00-TL ve çocukları Sıla ve Hasan için 5.000,00’er TL manevi tazminatın ise davalılar Bedie ve … …’den kaza tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar … ve … … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşuna ilişkin olarak kaza tespit tutanağındaki kusur belirlemesini kabul etmediklerini, davacının kalıcı maluliyetinin Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor ile belirlenmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine davadan önce usulüne uygun başvuru olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini, kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, kaza tarihinden faiz isteminin yasal dayanağının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı aracın davalı … idaresindeyken davacı …’ye çapması ile meydana gelen kazanın oluşunda, sürücünün tam kusurlu olduğu, davacı yayanın ise kusurunun bulunmadığı, davacı …’nin kazaya bağlı yaralanması nedeni ile vücut genel çalışma gücünü %4 oranında kayıp ettiği ve 9 ay süre ile iş ve gücünden kaldığı, hesap bilirkişisinden alınan rapora göre kalıcı ve geçici iş göremezlik zararının hesaplandığını buna göre, davacı … … maddi tazminatın talebinin kabulü ile; 8.447,82-TL geçici ve 29.386,42-TL kalıcı işgücü tazminatı olmak üzere toplam 37.834,24-TL’nin davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 22/10/2014 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise dava tarihi olan 18/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 12.500,00-TL’nin kaza tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiline, davacı … TSK’da sivil memur olduğu ve kaza sonrası eşinin tedavisi sürecinde maaşından kesilen tedavi ilaç kesintilerini talep edebileceği gibi eşinin yaralanması nedeni ile manevi tazminat da isteyebileceğinden, davacı … … maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 414,56-TL’nin dava tarihi olan 18/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 2.500,00-TL’nin kaza tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiline ve davacılar … ve … … annelerinin yaralanması nedeni ile manevi tazminat talep edebileceklerini belirterek, davacı … … ve … … manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 1.250,00’şer TL’den toplam 2.500,00-TL’nin kaza tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yoklundan reddine karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne asli kusur isnadının ve davacının kalıcı maluliyeti olmamasına rağmen aksine yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketi sorumlu olmamasına rağmen geçici iş göremezlik zararından sorumlu tutulmasının, davacıya SGK’dan yapılan ödeme olup olmadığının sorulmamasının da hatalı olduğunu, hesap raporunda bakiye ömrün hatalı ve mükerrer olarak alındığını ve hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının düzenlendiği 114/2 maddesinde; “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”denilmiştir.
Dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesinde ise;
“(1)Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3)Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğunun belirtilmesi, zarar görene seçimlik bir hak tanınmamış olması nedeniyle bu hususun HMK’nın 114/2. maddesinde belirtilen diğer kanunlarda düzenlenen dava şartları kapsamında değerlendirilmesi ve dava şartı niteliğinde olduğu, ancak HMK.nın 115/2. maddesi gereğince eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi ve bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinin kabulü gerekir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/4932 Esas – 2018/12056 Karar sayılı kararında; “HMK’nin 114. maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki, ‘”Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder” denilmiştir. Bu halde, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nın 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı tarafın iş göremezlik zararının tazmini için davalı sigorta şirketine davadan önce başvuru yapıp yapmadığı belirlenmemiş olup, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, davadan önce sigorta şirketine müracaat edilmeden dava açılarak, dava şartı yerine getirilmemiş ise; sigorta şirketine başvuru şartı HMK’nın 115/2 maddesi gereğince yargılama sırasında tamamlanabilir, dava şartı niteliğinde olduğundan öncelikle, davacı tarafça davadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılıp yapılmadığı araştırılarak, başvuru yapılmamış ise HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davacı tarafa başvuru şartını tamamlaması hususunda mehil verilerek, bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın, sigorta şirketi yönünden, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf isteminin kabulüne, sair istinaf nedenleri incelenmeksizin, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/12/2018 tarih 2016/821 Esas – 2018/1014 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde istinafa gelen davalı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Ankara 24. İcra Dairesinin 2019/1968 sayılı dosyasına yatırılan 65.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.