Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1254 E. 2021/2246 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2018
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 13/09/2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, iş gücü kaybı sebebiyle doğan zarar nedeniyle açtıkları davada mahkemece hükmedilen tazminatı tahsil ettiklerini, eldeki davadaki taleplerinin bakıcı gideri ve tedavi giderine yönelik olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası kapsamında 100,00 TL bakıcı gideri ve tedavi giderinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 13/12/2016 tarihli bedel artırım dilekçesi ile tedavi gideri tazminatını 4.640,00 TL’ye, bakıcı gideri tazminatını 3.261,60 TL’ye artırmış, 22/01/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile bakıcı gideri tazminatı olarak 4.949,10 TL talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kabulü ile 4.949,10 TL bakıcı gideri ve 4.640,60 TL tedavi gideri tazminatının 29/12/2006 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece artırım yapma hakkı kullandırılmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, her bir alacak için ayrı ayrı vekalet ücreti yerine toplam tutar üzerinden tek bir vekalet ücretine karar verilmesinde isabet olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu tazminat talebinin ve ıslah edilen miktarların zamanaşımına uğradığını, tedavi giderleri ve bakıcı giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğinden sorumluluklarının bulunmadığını, avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, temerrüdün dava tarihinden itibaren başlaması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarardan kaynaklı bakıcı gideri ve tedavi gideri nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının davasını 6100 sayılı HMK’nın 107.maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak açmış olmasına, belirsiz alacak davasında davacının, alacağın tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra iddianın genişletilmesi yasağı ile karşı karşıya kalmaksızın sadece bir kez alacağını artırabilme ve ayrıca davasını HMK’nın 176. ve devamı maddelerine göre ancak bir kez ıslah edebilme hakkının bulunmasına, davacının artırım ve ıslah hakkını anıldığı şekilde kullandığının anlaşılmasına, hüküm altına alınan alacakların maddi tazminata konu olması karşısında mahkemece takdir edilen vekalet ücretinin hesabında bir isabetsizlik bulunmamasına, davaya konu trafik kazasının 13/09/2006 tarihinde meydana geldiği, davanın 28/12/2012 tarihinde açıldığı, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması nedeniyle uzamış ceza zamanaşımına (8 yıl) tabi davada, dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılmasına, belirsiz alacak davasında dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımının kesilmiş olmasına, zarar tutarının ve dava değerinin belirlendiği tarih olan talep artırım dilekçesinin verildiği 13/12/2016 tarihinden itibaren 6098 sayılı TBK’nın 157. maddesi uyarınca yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin ıslah dilekçesinin verildiği 22/01/2018 tarihi itibariyle henüz dolmamış bulunmasına, SGK’nın hangi tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, SGK tarafından karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde belirlenmiş ve sınırlandırılmış olup, anılan kanun kapsamı dışına çıkılarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5.maddesinde yapılan genel şartlardaki düzenlemeler ile SGK’nın sorumluluk kapsamının genişletilmesi, bir kanun maddesinin idarenin yapmış olduğu bir düzenleme ile değiştirilmesi mümkün olmayıp, SGK’nun sorumluğunun kapsamını belirleyen KTK’nun 98.madde hükmüne aykırı olacak şekilde düzenlenen Genel Şartlardaki bu yöndeki bir belirlemenin, KTK’nın 92.maddesine 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonucu eklenen (i) maddesi nedeniyle yasal hale geldiği de söylenemeyeceğinden mahkemece hüküm altına alınan alacakların poliçe kapsamında karşılanması gerektiğine dair kabulde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına; kazaya sebep olan aracın ticari kamyon olması nedeniyle hükmedilen alacaklara avans faizi işletilmesinde bir yanılgı görülmemesine, tahsil talepli belirsiz alacak davasında faiz başlangıcının davadan önce temerrüt söz konusu değilse, dava tarihi olması bir kural olmakla birlikte davadan önce sigorta şirketine yapılan başvuruya müteakip 29/12/2006 tarihinde temerrüdün doğduğu görülmekle, faiz başlangıcı olarak anılan tarihe hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3- İstinaf başvurusu nedeniyle davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak, Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalıdan alınması gereken 655,07 TL nisbi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 163,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 491,31 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak, Hazineye irat kaydına,
5- HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6- Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7- Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.