Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1238 E. 2021/1968 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE :… … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/08/2016 tarihinde, dava dışı…’un sevk ve idaresindeki aracın tek taraflı olarak yapmış olduğu kaza sonucu, araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralanarak felç olduğunu, bakıcıya muhtaç hale geldiğinin rapor ile belirlendiğini, davacının 26 yaşında ve din dersi öğretmeni olduğunu, kazaya neden olan aracın davalı … nezdinde sigortalı ve sigorta poliçesinin sakatlık teminatı ile tedavi teminatının ayrı ayrı 310.000,00-TL olduğunu, dava açılmadan önce davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu ancak cevap verilmediğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 1.000,00-TL iş göremezlik, 1.000,00-TL bakıcı giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili davasını 30/11/2018 tarihli dilekçesi ile bakıcı gideri istemini 11.000,00-TL’ye yükseltmiş ve kaza tarihinden avans faizi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; maluliyet sebebi ile poliçe teminatının tamamının davacı tarafa 15/05/2017 tarihinde ödendiğini, dava konusu kazanın yeni gelen şartlar kapsamında kaldığını ve yeni genel şartlar uyarınca sakatlık ve bakıcı gideri teminatının tek olduğunu, teminatın tamamının ödenmesi nedeni ile davanın reddi gerektiğini, bakıcı giderinin maluliyet oranının %70’den fazla ise hesaplanması gerektiğini, davalı … şirketinin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren başlayabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 16/08/2016 tarihinde meydana gelen kazada davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve %100 malul kaldığı, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları A5/c.maddesi uyarınca bakıcı giderinin sakatlık teminatı kapsamında olduğu, davalı … şirketinin davacının yaralanması nedeni ile sorumluluğunun 310.000,00-TL ile sınırlı olmakla, yargılama aşamasında 15/05/2017 tarihinde ödenen bu bedel nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve davacı tarafça 30/11/2018 tarihinde bedel artırım dilekçesine konu yapılan talepler bakımından ise poliçe limiti dahilinde ödeme yapıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; trafik kazasına bağlı yaralanma nedeni ile davacının uğradığı sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri istemine ilişkin açılan davada, davalı … şirketi tarafından yargılama aşamasında ödenen 310.000,00-TL nedeni ile davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile hüküm kurulduğunu, ancak dayanak sigorta poliçesinde 10.000,00-TL bedeni zarar klozunun bulunduğunu, bu miktar üzerinden kabul kararı verilmesi gerektiğini, davanın açılmasına sebep olanın davalı … şirketi olmasına rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının ve davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu, yine bakıcı giderinin tazminatının sürekli sakatlık teminatına dahil olduğu yönünde verilen kararının hakkaniyet ilkesine aykırı olduğunu, bakıcı gideri zararının sağlık giderleri teminatı kapsamında kaldığını, ödenen rakamın ise sakatlanma ve ölüm teminatı kapsamında ödendiğini, davalı … şirketinin bakıcı giderinden de sorumlu olduğunu belirterek, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece, iş göremezlik tazminatı istemi bakımından, yargılama aşamasında haricen yapılan 310.000,00-TL’lik ödeme nedeni ile davanın konusuz kaldığına, bakıcı gideri bakımından ise ödenen rakam ile birlikte limitin dolması nedeni ile talebin reddine karar verilmiştir.
İstinafa gelen davacı taraf, konusuz kalan talep yönünden verilen kararın fer’ilerine dair olarak hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerine itiraz etmişse de; dava dilekçesi ile talep edilen ve dava konusu yapılan iş göremezlik tazminatı miktarının 1.000,00-TL olduğu, Mahkemece, davacı lehine 2.000,00-TL vekalet ücreti takdir edildiği, harcın davalıdan alındığı ve kabul ve red oranına göre yargılama gideri belirlendiği sabit olup, istinafa gelenin sıfatı da gözetildiğinde, usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Davacının red edilen bakıcı giderine yönelik istinaf istemi bakımından ise; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren …. “Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.” denilerek, sürekli bakıcı giderlerinden sigortanın, “sürekli sakatlık teminatı” kapsamında sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile belirlenen ve sürekli sakatlık tazminatı ile sürekli bakıcı giderinin aynı teminat limitinden tahsil edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Davalı … şirketi davacının yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup kaza 16/08/2016 tarihinde meydana gelmiş, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ise 11/07/2016 tarihinde düzenlenmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde ….. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre davacının zararının ve zararın kapsamının zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre değil 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin istikrar kazanan uygulamalarına göre bakıcı gideri zararı tedavi giderleri kapsamında kabul edilmektedir. TBK.nın 54. Maddesinde de tedavi giderinin bedensel zararlar kapsamında olduğu belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda 91. ila 101. Maddeler arasında düzenlenmiştir. Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracın işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belirli limitlere kadar karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüdür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, (Trafik Sigortası) 91. Maddesinde “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”şeklinde belirtilmiş 85.maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir.
KTK.nın 93. Maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.” hükmü mevcuttur.
2918 sayılı KTK.nın tazminatın azaltılması veya kaldırılması sonucunu doğuran haller başlıklı 95. maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” denilmiştir.
Türk Ticaret Kanunun Sorumluluk Sigortalarının düzenlendiği sözleşmenin konusu ve kapsamı başlıklı 1473. maddesinde “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” düzenlemesine göre sigorta şirketlerinin sorumluluğu konusunda tek sınırlamanın poliçe limiti olduğu düzenlenmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 13. maddesinde; Sigorta şirketleri, faaliyet gösterdiği sigorta branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamaz. Sigorta şirketleri ruhsat sahibi oldukları ilgili sigorta branşlarında tesis edilmiş zorunlu sigortalara ilişkin olarak sigorta poliçesi teklifi vermek zorundadırlar ve sigorta şirketleri ruhsat sahibi oldukları ilgili sigorta branşlarında tesis edilmiş zorunlu sigortalar konusuna dahil herhangi bir rizikoyu kapsam dışı bırakacak şekilde veya poliçe tanziminden caydırmaya yönelik fiyatlama ve komisyon tespiti yapamazlar. (Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmeliğin 13. maddesi)
Dava konusu olayda sigorta poliçesinin düzenlendiği, 2016 yılında Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan Asgari Sigorta Teminatlarına İlişkin Tarife Ve Talimatta 01/01/2016 tarihinden itibaren geçeri olmak üzere zorunlu mali sorumluluk sigortası sağlık gideri teminatının kişi başına 310.000,00 TL., sakatlanma ve ölüm teminatının kişi başına 310.000,00 TL. olduğu belirlenmiştir.
Tüm bu hususlar ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı birlikte değerlendirildiğinde davalı … şirketinin tedavi giderleri kapsamında olan bakıcı giderinden 2918 sayılı KTK.nın 85.maddesi ve 91. Maddesi, TBK.nın 54. Maddesi gereğince sorumluluğunun devam ettiği her ne kadar zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sürekli sakatlık ve sürekli bakıcı gideri için tek limitten sorumlu olduğu belirtilmiş ise de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ve KTK.nın 95. Maddesi gereğince sigorta sözleşmesinden ve kanundan doğan tazminat yükümlülüğünün kaldırılması ve miktarının azaltılması hallerinin zarar görene karşı ileri süremeyecek olmasına, Yargıtay 17., 10. ve 21. Hukuk Dairelerinin bakıcı giderinin tedavi ve sağlık giderleri teminatında kabul etmesine, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına atıf yapan KTK.nın 90. Maddesinin iptal edilmesi nedeniyle davalı … şirketinin sağlık gideri ve tedavi giderlerinden sorumlu olmasına, tedavi gideri ve sağlık giderinin kapsamının kanun ve Yargıtay tarafından belirlenmiş olmasına, Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen ve poliçede bulunması zorunlu olan teminatlardan olan ve poliçede belirtilen, primi de tahsil edilen teminat limitine göre sigorta şirketi tarafından poliçeye yazılarak tahsil ettiği prim karşılığı verdiği teminatları ödemekten kaçınamayacağına göre davacının bakıcı gideri zararından davalı … şirketinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2019/6189 E. – 2020/8324 K. 2020/2566 E – 2021/902 K. Sayılı ilamları)
Somut olayda, dava konusu kaza sonucu davacının yaralanması nedeniyle sürekli bakıcıya ihtiyacının olduğunun doktor raporu ile belirlendiği ve aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre de 650.977,40-TL bakıcı gideri talep edebileceğinin hesaplandığı sabit olup, yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının bakıcı giderine ilişkin talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken aksine değerlendirme ile verilen davanın reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğu görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf istemlerinin reddine, bakıcı giderine ilişkin talebi bakımından ise yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, 11.000,00-TL bakıcı giderinin davacıya ödenmesine dair HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
l-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 31/01/2019 tarih,…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacının dava dilekçesinde talep konusu ettiği iş gücü kaybı alacağı yönünden DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının bakıcı giderine ilişkin talebinin kabulüne, 11.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 751,41-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL ve ıslah ile alınan 35,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 685,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılamada ödenen 31,40-TL başvurma harcı, 31,40-TL peşin harç, 35,00-TL ıslah harcı, 4,60-TL vekalet harcı, onbir tebligat gideri 135,50-TL, bir müzekkere gideri 71,40-TL, bir bilirkişi ücreti 500,00-TL, 300,00-TL adli tıp muayene ücreti olmak üzere toplam 1.109,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
ll-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 56,10-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere 04/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.