Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1219 E. 2021/2056 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2018
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 09/05/2011 tarihinde, dava dışı sürücü …’ın idaresinde bulunan bisiklet ile dava dışı sürücü … idaresinde bulunan ve davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan ….. plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda davacıların oğlu olan …’ın vefat ettiğini, kazanın oluşunda bisiklette yolcu olan müteveffanın kusurunun bulunmadığını, oğullarının ölümü ile destekten yoksun kalan davacılar tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine başvurularak bir miktar ödeme alınsa da ödemenin yeterli olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, her bir davacı için 1.500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, bu kapsamda davalı tarafından 19/12/2011 tarihinde yapılan 9.099,00-TL’lik ödeme ile davalının tüm sorumluluğunun ortadan kalktığını ve davalının ibra edildiğini, dava konusu olayda hatır taşıması ve müterafik kusurun bulunduğunun dikkate alınması gerektiğini, temerrüt tarihinden faiz isteminin yasal dayanağının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacıların desteği olan …’ın dava dışı sürücü …’ın kullandığı bisiklette yolcu olarak bulunduğu sırada, bisiklet ile davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan aracın karıştıkları kazanın oluşunda sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında, bisiklet sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduklarını, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme mahsup edildikten sonra belirlenen tazminattan, TMK’nun 322. maddesi gereğince yetiştirme gideri indirimi yapılmaksızın davacı baba için 6.499,48-TL, davacı anne için 5.643,26-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 19/12/2011 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafa davalı şirketçe 19/12/2011 tarihinde 9.099,00-TL ödeme yapılarak ibraname düzenlendiğini, ibraname tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık süre geçmiş olması nedeni ile davacıların taleplerinin zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, ödenen rakamın yeterli olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffanın 22 yaşından önce gelir elde edeceğinin kabul edilmesinin, davacılar için yetiştirme gideri indirimi yapılmamasının usulüne uygun olmadığını, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılmamasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

Davacıların desteği olan …, davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan aracın karıştığı kaza sonucunda vefat etmiş ve davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istemi ile açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ve istinaf dilekçesi ile zamanaşamı def’inde bulunulmuşsa da; davanın, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemli olduğu ve zamanaşımı süresinin TBK, KTK ve TCK hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, buna göre de ölümle sonuçlanan trafik kazalarında uygulanacak olan zamanaşımı süresinin, 5237 sayılı TCK’nın 85. maddesi ve 66/1-d. maddesinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi olduğundan, Yerel Mahkeme’nin zamanaşımı isteminin reddine karar vermesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Ancak, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği düzenlenmiştir. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için, ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Ancak, bu süre hak düşürücü süre olduğu için, davalı tarafça ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, mahkeme tarafından re’sen de dikkate alınması gerekmektedir.
Nitekim davalı vekili tarafından zamanaşımı def’inde bulunulurken, davadan önce yapılan ödemeye dair savunma da yapılmış ve ödeme sonrası ibraname düzenlendiği bildirilerek, belge ibraz edilmiş olduğundan, davalı tarafça açıkça “hak düşürücü süre” savunmasında bulunulmasa dahi, ödeme ve ibraname savunmaları karşısında mahkemenin KTK’nun 111. maddesindeki süreye ilişkin olarak re’sen inceleme ve değerlendirme yapması gerektiği açıktır.
Buna göre somut olayda, kazada ölen …’ın hak sahibi olan davacılar tarafından davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine oluşturulan hasar dosyasında alınan eksper raporuna göre davacı … için 3.801,00-TL, davacı … için 5.298,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı belirlendiği, bu rakamlar üzerinden 19/12/2011 tarihinde düzenlenen ibranamenin davacılar tarafından bizzat imzalandığı ve belirlenen rakamların 27/12/2011 tarihinde davacılara ödendiği sabittir. 19/12/2011 tarihinde düzenlenen ve davacılar tarafından imzalanan ibranamede, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması ve davalı sigorta şirketinin kayıtsız şartsız olarak ibra edilmesi karşısında, 06/10/2016 tarihinde açılan ve yasada öngörülen 2 yıllık hak düşürücü süre geçirilmiş olan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, aksine değerlendirme ile kabule dair hüküm kurulması usul ve yasa aykırıdır.
Bu gerekçeler ile; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK’nun 353/1.b.2.maddesi gereğince, hak düşürücü süre nedeni ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
l-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 10/05/2018 tarih,…
sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın hak düşürücü süre nedeni ile HMK 114/2.ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile fazla yatan 5.90-TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 7/1.maddesine göre belirlenen 4.050,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 7/1.maddesine göre belirlenen 4.050,00-TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine,

6-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davalı tarafından yatırılan 208,00-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 24,38-TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.