Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1218 E. 2021/1963 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 04/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 15/09/2017 tarihinde, sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile dava dışı sürücü … idaresindeki…. plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda … hayatını kaybettiğini, müteveffanın davacı … kızları, …. anneleri ve… ise eşi olduğunu, davalı sigorta şirketinin karşı aracın İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta poliçesini düzenlediğini, davacıların yaşadıkları manevi acı nedeni ile davacı çocuklar ….için 15.000,00’er TL, eş ….için 30.000,00-TL, anne… ve baba … için 10.000,00’er TL manevi tazminatın temerrüt tarihi olan 26/10/2017 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan ….plakalı aracın …. sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ve avans faizi isteminin yasal dayanağı bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacıların desteği olan sürücü … idaresindeki araç ile davalı sigorta şirketine İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olan ve sürücü … idaresinde bulunan aracın karıştıkları kaza sonucunda …’ın hayatını kayıp ettiği, kazanın meydana gelmesinde desteğin %75 oranında, dava dışı sürücünün ise %25 oranında kusurlu oldukları, kaza nedeni ile yakınlarını kayıp eden davacılar yönünden dava dışı sürücünün 1,86 promil alkollü olması da dikkate alınarak manevi tazminatın belirlendiği, buna göre davanın kabulü ile …. için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 95.000,00-TL manevi tazminatın 30/10/2017 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacıların murisi olan … daha kusurlu olmasına rağmen, Yerel Mahkeme tarafından sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğu gerekçesi ile teminat limiti tazminata hükmetmesinin hatalı olduğunu, işleten ve sürücüye açılmış bir manevi tazminat davası olup olmadığının araştırılmamasının ve temerrüt tarihinden avans faizine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarına davalı tarafça itiraz edilmiştir.
Davacıların tazminat istemleri BK 56.maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davacı … anneleri ve …’ın ise eşi olan …’ın kullandığı araç ile davalı sigorta şirketine ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan aracın karıştıkları kaza sonucunda, 1978 doğumlu … vefat etmiştir. Kazanın meydana gelmesinde müteveffa sürücü %75 oranında, dava dışı sürücü %25 oranında kusurlu olsa da; manevi tazminat belirlenirken zararın ağırlığı, kayıpları nedeni ile davacıların yaşadıkları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü de büyük önem taşımaktadır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşımakla birlikte, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zira, belirlenen tazminat ile zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Tüm bu kriterler bir arada değerlendirildiğinde; her bir davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının; duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde ve her iki tarafın mali ve sosyal durumlar uygun olduğu görülerek, davalı tarafın manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalının faiz türü ve faiz başlangıç tarihine yaptığı istinaf talepleri bakımından ise; davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş olan ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçesinde, sigortalı aracın ticari amaçla kullanılan araç olduğu sabit olmakla, alacağa avans faiz uygulanması usul ve yasaya uyuğundur. Yine, davacı tarafın, davadan önce, 13/10/2017 tarihinde, davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, sigorta şirketi tarafından hasar dosyası oluşturulmakla birlikte ödeme yapılmadığından ve fakat başvuru ile birlikte temerrüt oluşacağından, talep gibi temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde de bir usulsüzlük görülmemiştir.
Bu gerekçelerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.489,45-TL karar harcından peşin alınan 1.625,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.864,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.