Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1211 E. 2021/2055 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/07/2016 tarihinde, dava dışı sürücü … idaresinde bulunan…. plakalı aracın yapmış olduğu tek yanlı kaza sonucunda araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş olmasına rağmen tazminat ödemesi yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacının geçici iş gücü kaybı nedeni ile 100,00-TL, sürekli iş gücü kaybı nedeni ile 3.200,00-TL maddi tazminatın başvuru tarihi olan 03/07/2017 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce usulüne uygun müracaat olmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, kazaya karışan …. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu ve geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, meydana gelen kazada istiap haddinin aşıldığını ve davacı çocuğun araç içinde yolculuk kurallarına uyulmadan yolculuk etmesi nedeni ile müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kaza tarihinden faiz isteminin yasal dayanağının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacının yolcu olarak bulunduğu aracın yaptığı kaza sonucunda vücut genel çalışma gücünü %5 oranında kaybedecek şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kaza sırasında davacının ön koltukta oturduğunun belirlenememesi nedeni ile tazminattan indirim uygulanmadığını, arka koltukta bağlı oturmasına dair yasal düzenlemenin kaza tarihi itibari ile bulunmaması nedeni ile de indirim yapılamayacağını, ancak araçta sürücüsünün veya işletenin yakını olarak bulunması nedeni ile belirlenen tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra, 28.844,13-TL sürekli iş göremezlik tazminatın 19/07/2017 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının yaşı nedeni ile bakıma muhtaç olmasından dolayı geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davacı çocuğun araç içerisinde yolculuk etme kurallarına uymaksızın yolculuk ettiği dikkate alınmadan ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 150. maddedeki düzenlemeye aykırı yolculuk ettiğinin belirlenmesi halinde küçüğün anne ve babasına da kusur verilmesi gerekirken aksine değerlendirme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, yine kaza yapan araca istiap haddini aşar şekilde 12 kişinin binmesi nedeni ile de tazminattan indirim yapılmamasının usule aykırı olduğunu, davadan önce yapılan başvuruda KTK’nun 98.ve 99. maddelerinde öngörülen tüm belgelerle başvurulmaması nedeni ile usulüne uygun olarak temerrüt oluşmadığı halde faiz başlangıç tarihinin başvurudan 8 gün sonrası olarak belirlenmesinin de usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik istemine ilişkindir.
İstinafa gelen davalı vekili, kaza tarihinde 4 yaşında olan davacı … için, kaza sırasında Karayolları Trafik Yönetmeliği 150. maddesindeki seyahat etme kuralına uyulmaması nedeni ile müterafik kusurlu kabul edilerek, belirlenen tazminatlardan indirim yapılması gerektiğini savunmuştur.
Davalı vekilinin istemine konu kavram; zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan “müterafik kusur” olarak, Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Ancak müterafik kusur “zarar görenin eyleme razı olması ya da sebep olması” hali için düzenlenmiştir. Somut olayda zarar gören ve kendisine tazminat ödenen… olup, kaza tarihi itibari ile 4 yaşında olan bir çocuğun zarara razı olmasından ya da zarara sebep olmasından söz edilemeyeceği açıktır. Zira, davacı küçük için talep edilen tazminatlar, anne-baba tarafından kendileri adına değil, velayeten … adına talep edilen tazminat olmakla, yaşının küçüklüğü göz önünde tutularak, zarar gören çocuğa herhangi bir kusur yükletilemeyeceği için, davacı çocuk için hükmedilen tazminatlardan müterafik kusur indirimi yapılmamasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Aynı gerekçelerle, davalı tarafın istiap haddine yönelik istinaf istemi de yerinde görülmemiştir.
Davalının faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf talebi bakımından ise; davacı taraf, davadan önce, 03/07/2017 tarihinde, davalı … şirketine başvuruda bulunduğu, başvurunun ekinde maluliyet raporu, nüfus kaydı, takipsizlik kararı ve kaza tespit tutanağının bulunduğu sabit olup, davalı … yönünden başvuru tarihinden itibarin 8 iş günü sonrasında,….azminat miktarı için, bu süreye uygun olarak faiz başlatılmasında da bir usulsüzlük görülmemiştir.
Tüm bu gerekçelerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.970,34-TL karar harcından peşin alınan 492,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.477,75-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği ile harç mahsup ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.