Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1209 E. 2021/2054 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 24/12/2008 tarihinde, ….. plakalı aracın davacıya çarpması ile davacının %10.1 oranında malul kalacak şekilde yaralandığını, davadan önce davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, ancak sigorta şirketi tarafından zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile ödeme yapılmadığını, yaralanmasının boyutlarının 25/12/2017 tarihinde alınan rapor ile belirlenmiş olması nedeni ile zamanaşımının dolmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00-TL bakıcı gideri ve 100,00-TL maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 300,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, kazaya karışan…. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının davadan önce uzlaşması olması nedeni ile CMK 253/19. maddesine göre tazminat davası açamayacağından davanın reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı talepleri yönünden sorumluluğunun bulunmadığını ve avans faizi isteminin yasal dayanağının olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacının …. plakalı aracın çarpması nedeni ile yaralandığını, yaralanması nedeni ile sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talep ettiğini, ancak eldeki davadan önce dava dışı sürücü … ile Uşak 2.Sulh Ceza Mahkemesi’nin…. sayılı dosyasında uzlaşmaya vardığı için CMK 253/19.maddesi gereğince tazminat davası açamayacağından davanın reddine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;…..sayılı dosyasında yapılan uzlaşma tarihi itibari ile davacının tam zararını bilmemesi, uzlaşma sonrası gelişen durum olması, davacının %10,1 oranında malul kalması ve yapılan uzlaşmanın tarafının sigorta şirketi olmamasının da dikkate alındığında davanın CMK 253/19.maddeye dayalı olarak reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının Uşak (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin….. Sayılı dosyasında uzlaşma yapmış olması ve uzlaşma halinde 5271 sayılı CMK’nın 253/19. maddesine göre, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağından davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Hukukumuzda, şikayetten vazgeçme ve uzlaşma başlıklı iki ayrı kurum bulunmakta olup, bu iki kurum TCK’da ve CMK’da farklı usuller ve farklı sonuçlarla ayrı olarak düzenlenmiştir.
Bu kapsamda şikayetten vazgeçmeye ilişkin hükümlere TCK’da yer verilerek şikayetten vazgeçmenin sonuçlarını düzenleyen 5237 sayılı TCK’nun 73/7. maddesinde; “Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.” denilerek, ilgili düzenleme ile kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçmenin sonuçları düzenlenmiştir.
Yine 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda uzlaşma kurumuna yer verilerek, 253/1 maddesinde şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin yasada belirtilen bir kısım suçlarda uzlaştırılması girişiminde bulunulması gerektiği düzenlenmiş, uzlaştırma girişimi neticesinde tarafların uzlaşmasının sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açamayacakları ve açılmış olan davadan feragat etmiş sayılacakları CMK’nun 253/19 maddesinde belirtilmiştir.
Şikayetten vazgeçme kovuşturma aşamasında olabileceği gibi, savcılık soruşturması aşamasında da gerçekleşebilir. Şikayetten vazgeçmenin, şahsi haklara etkisi şikayetten vazgeçmenin soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında gerçekleşmesine göre farklılık gösterir. 5237 Sayılı 73/7. maddesi gereğince zarar görenin kovuşturma aşamasında şikayetinden ve şahsi haklarından vazgeçmesi halinde tazminat davası açma hakkı ortadan kalkar ise de, suçtan zarar görenin şikayetinden ve şahsi haklarından vazgeçmesinin soruşturma aşamasında gerçekleşmesi halinde, şahsi haklarından vazgeçtiğini belirtse dahi tazminat talepleri için dava açma hakkını ortadan kaldırmaz. Ancak eylemin şikayete tabi olması yanı sıra uzlaşmaya da tabi olması ve tarafların uzlaşması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi halinde, davacının tazminat davası açma hakkının bulunup bulunmadığı, şikayetten vazgeçmenin sonuçlarını düzenleyen TCK’nun 73/7. maddesine göre değil, CMK’nun 253/19 maddesine göre değerlendirilmelidir.
Somut olayda; davacının müşteki olduğu Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyasında, sanık Himmet Coşkun hakkında TCK 89/1, 2-b ve 53/6. maddelerine göre cezalandırılması istemi ile dava açıldığı, sanığın duruşmada alınan beyanında “…mağdur bana karşılıklı anlaştığımız hususunda yazı imzalayıp verdi. Ben de imzaladım. Mahkemeye sunuyorum.” dediği, müştekinin ise “..sanığın dediklerine katılıyorum, ben sanık ile anlaştım, kendisinden her hangi maddi ve manevi talebim yoktur. Uzlaştık şikayetçi değilim…” dediği, mahkemece, 24/12/2009 tarihinde, uzlaşma nedeni ile CMK 254 ve 228/8. maddesine göre düşme kararı verildiği görülmüştür.
Dosya içerisine suret olarak gönderilen Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin…. sayılı dosya kayıtları içerisinde, bahse konu “uzlaşma tutanağı” bulunmadığından, ceza dosyasındaki uzlaşmanın CMK 253/19. kapsamındaki uzlaşma mı, TCK 73/7. maddesi kapsamındaki şikayetten vazgeçme mi olduğu belirlenememektedir.
Yerel mahkeme tarafından, taraflar arasındaki uzlaşmanın niteliğinin ne olduğunun net olarak belirlenerek, CMK 253/19. kapsamında ise usulüne uygun “uzlaşma tutanağının” dosyaya kazandırıldıktan sonra karar verilmesi, taraflar arasında uzlaşma bulunmayıp, şikayetten vazgeçme durumunun olduğunun belirlenmesi halinde ise; davacının “gelişen durum” iddiası da dikkate alınarak yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu esaslara uyulmaksızın karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak karar verilmesi bakımından, HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/12/2018 tarih…. Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.