Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1204 E. 2021/2015 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/12/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/09/2016 tarihinde davalı … şirketi tarafından ZMM sigorta poliçesi ile sigortalanan araç sürücüsünün, davacının içinde bulunduğu araca arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, söz konusu çarpma nedeniyle davacının araçtan fırladığını ve ağır derecede yaralandığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00-TL geçici, 500,00-TL sürekli, 100,00-TL bakıcı, 4.065,00-TL tedavi harcaması olmak üzere toplam 5.165,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatı talebini 25.510,69 TL, kalıcı işgöremezlik tazminatı talebini 193.309,27 TL, bakıcı gideri talebini 8.097,97 TL, tedavi harcamasına ilişkin talebini 4.065,00 TL olarak arttırmıştır.
Davalı taraf süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış, yargılama safhasında davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılamayı müteakip, davanın kısmen kabulüne, davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı giderine yönelik tazminat talebinin reddine, sürekli iş göremezliğe yönelik tazminat talebinin kabulü ile 193.309,27-TL’nin 15/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tedavi giderlerine yönelik talebinin kabulü ile 4.065,00-TL’nin 15/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının geçici iş göremezliğe ve bakıcı giderine yönelik talebinin yeni poliçe genel şartları gereği, sigortanın sorumlu olmadığından bahisle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, bu nedenle bu karara bağlı red vekalet ücreti ve yargılama giderinin de kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde, davacının araçla seyri esnasında emniyet kemeri takmaması nedeniyle belirlenen zarardan müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini, tedavi giderlerinin teminat dışı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, sürücü … sevk ve idaresindeki aracı ile seyri sırasında kavşağa yaklaştığında önünde aynı istikamette seyir halinde olan sürücü… idaresindeki aracı sollamaya çıktığı esnada kendi aracının ön sağ kısmıyla önündeki minibüsün arka kısmına sağ şerit içinde çarpmasıyla kazanın meydana geldiği, kazanın oluşumunda araç sürücüsü…. kural ihlali olduğunun belirlendiği, mahkemece alınan 18/04/2018 tarihli rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu minibüs sürücüsünün ise kusursuz olduğunun belirlendiği, kazaya karışan karşı aracın ZMM sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsar şekilde davalı tarafından düzenlendiği, Hacettepe ATK tarafından hazırlanan 08/11/2018 tarihli rapora göre, kaza neticesi davacıda %28 oranında sürekli iş göremezlik, 6 ay bakıcı ihtiyacı süresi ve 18 ay geçici iş göremezlik hali meydana geldiğinin belirlendiği, aktüer bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz baz alınarak düzenlenen 28/01/2019 tarihli rapora göre, davacının geçici iş göremezlik zararının 25.510,69-TL, sürekli iş göremezlik zararının 193.309,27-TL, bakıcı ihtiyacı giderinin 8.097,97-TL, tedavi giderlerinin ise 4.065,00-TL olduğunun belirlendiği ve yerel mahkeme tarafından anılan rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde,
Geçici bakıcı giderine ilişkin olarak, …. sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 Sayılı yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun kanunda belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından ve bakıcı giderlerinden SGK’nın sorumlu olacağına dair kanunda düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının ve geçici bakıcı giderlerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile kanunla belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi kanunen sorumluluğu bulunmayan ….. sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalının geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığına ilişkin mahkeme kararı yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
2-Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde,
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı T.B.K. 52. maddesinde “Zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Zararın artmasını önleyecek güvenlik tedbiri olan emniyet kemerinin takılmaması zararın belirlenmesinde esas alınması gereken bir kusur olmayıp, bu yöndeki bir iddianın ispatı halinde hakimin tazminatı belirlerken resen gözönüne alması gereken müterafik kusurdur. Bu hali ile hükmedilecek tazminattan kusur indirimi yapılmayacak ise de zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda davacı taraf, kaza yapan araçta yolcu olup, soruşturma dosyasında yer alan ifadeler ve kazada davacının araçtan fırlamış olması gözetildiğinde kaza sırasında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının kaza nedeniyle kafa kaidesinde kırık beyin kanaması ve sağ skapula kemik kırığı oluştuğu da nazara alındığında yaralanmanın niteliğine göre müterafik kusurun karar yerinde değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, hak sahibi davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve progresif rant yöntemi kullanılarak (davalının bilirkişi raporuna süresinde itiraz etmemiş olması gözetilerek mahkemece önceden alınan raporda belirlenen miktarları geçmeyecek şekilde taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) tazminat hesabı yapılması gerekirken, TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmış ise de, progresif rant yöntemi yerine 1.8 teknik faiz yöntemine göre tazminat hesabı yapılması doğru görülmemiştir.
Anılan nedenlerle davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemece öncelikle önceki raporu tanzim eden aktüer bilirkişiden TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak ve davalının önceki bilirkişi raporuna süresinde itiraz etmemiş olması gözetilerek mahkemece önceden alınan raporda belirlenen miktarları geçmeyecek şekilde taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek davacının talep ettiği tazminat kalemlerinin belirlenmesi amacıyla ek rapor alınması, davalının geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri zararından da sorumlu olduğunun gözetilmesi,kazada davacının emniyet kemeri takmadığı sabit olduğundan yaralanmanın niteliğine göre müterafik kusurun karar yerinde değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, istinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile, Ankara 1.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 05/02/2019 tarihli… sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, istinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,44 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı … AŞ. tarafından yatırılan 3.370,65 TL istinaf karar ve ilam harcının bu davalıya iadesine,
5-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
6-Ankara 28. İcra Dairesinin….Esas sayılı dosyasına yatırılan teminat mektubu ile nakit teminatın yatırana iadesine,
7-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
8-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.