Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/120 E. 2021/462 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2018
NUMARASI : ….

…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 11/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen dava davacıları vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 20/11/2010 tarihinde, müvekkili …’ın eşi, diğer müvekkillerinin babası olan … …’ın içerisinde yolcu olarak bulunduğu, davalı … tarafından 100.000,00 TL’ye kadar teminatlı İMMS ile sigortalı … plakalı araç ile davalı … A.Ş tarafından 50.000,00 TL’ye kadar teminatlı İMMS ile sigortalı … plakalı aracın çift taraflı kazası neticesinde, … …’ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkillerin vefat nedeniyle manevi acı çektiklerini, müvekkillerinin manevi zararlarından davalıların sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, müvekkili … için 45.000,00 TL, müvekkilleri …, …, …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00’er TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın, her biri için limitle sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen … esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl davada belirtilen kaza nedeniyle vefat eden … …’ın müvekkilinin babası olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin manevi ızdırap çektiğini, kaza yapan araçların davalılar tarafından İMMS kapsamında sigortalı olduğunu ve davalıların zararlarından sorumlu olduğunu belirterek müvekkili için 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile sigorta limiti ile sınırlı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahslini istemiştir.
Davalı … AŞ vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde; kaza yapan … plakalı aracın müvekkili tarafından İMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti ve kusur ile sınırlı olduğunu, talep edilen manevi tazminatı fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Vekili asıl ve birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından sigortalı … plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca meydana gelen kazada 2 ölü 14 yaralı olduğunu, müvekkilinin ise sigorta limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle diğer zarar görenler için de pay ayrılması gerektiğini, asıl ve birleşen davada talep edilen 165.000,00 TL’nin sigorta limitini aştığını, davacıların talep ettiği manevi tazminatın da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın İMMS kapsamında manevi tazminat talebi olduğu, meydana gelen kazada vefat eden…., diğer davalıların ise babası olduğu, meydana gelen ölüm nedeniyle asıl ve birleşen davacıların TBK hükümleri gereğince manevi tazminat talep edebileceği, tarafların sosyal ekonomik durumları, yaşları, ölen ile yakınlıkları, paranın satın alım gücü nazara alındığında asıl ve birleşen davacıların davasının hüküm fıkrasında açıklandığı üzere kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, asıl davada; davacı … için 22.000,00 TL, davacılar …, …, …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 7.000,00’er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalı … şirketlerinin poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, birleşen davada davalı … için 7000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalılardan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş hüküm asıl ve birleşen dava davacıları vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve Birleşen dava davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; 20/11/2010 tarihinde, müvekkili …’ın eşi, diğerlerinin babası olan…. …’ın içerisinde bulunduğu minibüse karşı yönden gelen otobüsün çarpması neticesinde,…. vefat ettiğini, müvekkillerinin bu nedenle manevi olarak acı çektiklerinden, her iki aracın sigorta şirketinden asıl ve birleşen davada manevi tazminat talep ettiklerini, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, müvekkilleri için toplam 165.000 TL manevi tazminat talep ediliği mahkemece toplam 78.000,00 TL manevi tazminata karar verildiğini, müvekkilleri için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu, müteveffanın, ölenlerin çok yakını olduğunu ve ölenin kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, sigortaların teminat altına aldığı miktarlarda nazara alındığında belirlenen manevi tazminatın uygun olmadığını belirtilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Asıl ve birleşen dava; ölümle sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, ölenin içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın çift taraflı kazası neticesinde, kaza yapan araçlardan İMMS kapsamında manevi tazminat talep edilmiştir. Kararın davalılar tarafından istinaf edilmemiş olmasına göre kusur durumuna ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesi kararı, hükmedilen manevi tazminatın miktarın uygun olmadığından bahisle davacılar tarafından istinaf edilmiştir. BK’nın 47. (TBK’nın 56. maddesi) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 20/11/2010 tarihinde meydana gelen kazada davacı …’ın eşi, diğerlerinin ise babası olan … … vefat etmiş olduğundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan BK 47. maddesi gereğince sorumlulardan tazminat talep etmiş, mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayın özellikleri değerlendirildiğinde zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, davacıların sayısı, kaza tarihinde ölenin ve davacıların yaşları, göz önünde bulundurulduğunda, mahkemece belirlen manevi tazminat miktarı yukarıda açıklanan ilkelere uygun, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiğinden, davacıların istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak davalının kabul edilen kusur oranında, bir usulsüzlük bulunmamasına, istinaf talebinde bulunan tarafın sıfatına göre, davacı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Asıl ve birleşen dava davacıları vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden asıl dava davacılarından alınması gereken 59,30 TL ve birleşen dava davacısından alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcından, ayrı ayrı peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin asıl dava davacılarından, bakiye 23,40 TL harcın birleşen dava davacısı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 11/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.