Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1188 E. 2021/1853 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2019
NUMARASI ……
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı ……… ve davalı … vekili ile davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, davalı … idaresindeki, davalı şirkete ait ve davalı … şirketinin trafik sigortacısı olduğu araçta yolcu olarak bulunan davacının, davalı sürücü …’in tam kusuruyla meydana getirdiği tek taraflı trafik kazası nedeniyle iş göremeyecek derecede yararlandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan, 20.000,00-TL manevi tazminatın … şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında verdiği dilekçe ile maddi tazminat talebini, çalışma gücünün geçici kaybı zararı nedeniyle 300,00-TL, sürekli kaybı zararı nedeniyle 300,00-TL ve ekonomik geleceğin etkilenmesinden kaynaklı zarar nedeniyle 400,00-TL olarak açıklamış; ıslah dilekçesi ile kalıcı iş gücü kaybı zararı yönünden talebini 326.271,29-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …Ltd. Şti. ve davalı … vekili, davalı sürücünün kazada kusurunun olmadığını, bu nedenle işletenin de sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili, davadan önce yapılmış bir başvuru bulunmadığını, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 108,58-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 326.271,29-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 326.379,87-TL maddi tazminatın, davalı … şirketi yönünden dava tarihi 01/04/2016’dan, diğer davalılar için kaza tarihi 22/02/2015’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve davalı … şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak koşuluyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair maddi tazminat isteminin reddine, 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi 22/02/2015’ten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar ……..alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; karara karşı davalı … …. ve davalı … vekili ile davalı … … A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ltd.Şti ve davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kazanın iş kazası olması nedeniyle yargılamanın İş Mahkemesi’nde yapılması gerektiğini, kusur raporundaki tespitin soyut ve herhangi bir delile dayanmamış olduğunu, davacının emniyet kemeri takmadığından ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; kazanın yolcu taşıma sırasında meydana gelmesi nedeniyle davacının zararlarının taşımacılık sigortasından, bu sigortası olmaması halinde … Hesabından karşılanması gerektiğini, zararın limiti aşması halinde sorumluluklarının doğacağını, keza karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza sigortasından tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik zararlarının talep edilmesi gerektiğini, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu oluşan maluliyet nedeniyle uğranılan geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile ekonomik geleceğin sarsılması sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1) Somut olayda, taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucu araç içinde yolcu olarak bulunan davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, maddi tazminat talepleri yönünden trafik sigortacısı sıfatıyla davalı … … A.Ş.’ye de husumet yöneltildiği, mahkemece yazılı şekilde karar verildiği, dava konusu kazanın 2015 tarihinde, … ile ilgili düzenlemeler yürürlükte iken meydana geldiği anlaşılmıştır.
…, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve …” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanun’un kaza tarihinde yürürlükte olan 2.maddesinde kamuya açık karayollarında motorlu taşıtlarla yapılan yolcu ve eşya taşımalarının bu kanun kapsamında olduğu belirtildikten sonra; özel otomobillere ve bunların römorklarıyla yapılan taşımaların, genel ve katma bütçeli dairelerle, il özel idareleri, belediyeler, üniversiteler ve kamu iktisadi teşebbüslerine ait otomobillerle yapılan taşımaların, … Kuvvetlerine ait motorlu taşıt ve bunların römorkları ile yapılan taşımaların, lastik tekerlekli traktörlerle çekilen römorklarla yapılan taşımaların bu Kanun hükümlerine tabi bulunmadığı düzenlenmiş; yine aynı maddede, il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 kilometreye kadar olan şehirler arası taşımaların düzenlenmesinin il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle ilgili valiliklere, belediye sınırları içerisindeki şehir içi taşımalar belediyelere bu Kanuna göre düzenlenecek yönetmelik esasları dahilinde bırakılabileceği hükme bağlanmıştır.
Yine 4925 sayılı Kanunun kaza tarihinde yürürlükte bulunanyürürlü7. maddesinde, “Şehirler arası ve Uluslar arası yolcu taşımacıları; duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra 18.maddesinde, “yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinden doğan sorumluluklarını … ettirmek zorundadırlar” ifadesine yer verilmiş, Kanun’un 3.maddesinde ise bu kanunda geçen sorumluluk sigortası ifadesinin, bu Kanunun 18.maddesiyle ihdas edilen zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortasını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.
… Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli …” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. … sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu … teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun kaza tarihinde yürürlükte olan 13/1 maddesinde; “Bakanlar Kurulu, kamu yararı açısından gerekli gördüğü hallerde zorunlu sigortalar ihdas edebilir. … şirketleri, 20. maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi ile üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla faaliyet gösterdiği … branşlarının kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamazlar” düzenlemesine yer verilmiştir. 5684 sayılı Yasanın 14. Maddesinde, “Zorunlu sigortaları yaptırmayan araçlardan kaynaklanan tazminatlara ilişkin taleplerin … Hesabına yöneltileceği”, … Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için … Hesabı’na başvurulabileceği” hüküm altına alınmış olup, … yapılmaması nedenlerine dayalı sebeplerle bedensel zararlarda da husumet … Hesabına yöneltilebileceği gibi … Genel Şartları çerçevesinde, aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını yapan … şirketine karşıda yöneltilebilir. ZMM Sigortacısı tarafından zararın karşılanması halinde ZMMS ile … Hesabı arasında rücu ilişkisi doğacaktır. (Yargıtay 17. HD 2020/9476 E. 2021/3111 K. Sayılı emsal kararı)
Ancak, kazaya karışan aracın … bulunması halinde, zarar gören sıralı sorumluluk ilkesi gereğince, …’nın teminat limitini aşan kısım olması halinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasından talep edebilir.
Mahkemece, kaza yapan aracın ZKTMMS olup olmadığı araştırılmadan, davalı … şirketinin sorumluluğuna gidilmiş olup hüküm altına alınan miktar ZKTMMS … teminatı limiti içerisinde bulunduğundan kaza yapan aracın ZKTMMS bulunması halinde ilgili şirketten talep edilebileceğinden, kaza yapan aracın ZKTMM Sigortası bulunup bulunmadığı, bulunması halinde sorumluluğun ZKTMMS kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2) Dosya kapsamında yer alan … yazı cevabında davacıya yapılan 3.193,07-TL geçici iş göremezlik ödemesinin 2.915,15-TL’lik kısmının davalı … şirketine rücu edildiğinin bildirildiği, rücuya konu bu miktarın, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada geçici iş göremezlik tazminatından düşüldüğü, mahkemece hüküm altına alınan maddi tazminat tutarından … şirketinin poliçe limiti ile sorumluluğuna karar verildiği anlaşılmıştır.
Geçici iş göremezlik zararları, sigortalı olarak çalışanın, iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle geçici olarak çalışamadığı istirahat süresindeki zararını (kazanç kaybını) ifade eder. İstirahatli dönemdeki bu zarar fiilen yoksun kalınan kar niteliğindedir. Sigortalının geçici iş göremezlik zararı olarak istirahatli kaldığı dönemdeki zararına ilişkin talep edebileceği tutar, çalışırken aldığı ücretten Kurumca kendisine 5510 sayılı Yasanın 18. maddesi kapsamında ödenen geçici iş göremezlik ödemesinin tenzili ile hesap edilen miktardır. Zira, sigortalıya Kurum tarafından 5510 sayılı Yasa gereği yapılmış veya ileride yapılacak olan geçici iş göremezlik ödeneği gibi sosyal güvenlik ödemeleri ilgililere rücu edilmekte olduğundan bu şekilde zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi gerçekleştirilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu … limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Mahkemece yapılacak araştırma ve değerlendirme neticesinde, taşımanın ZKTMMS kapsamında kalmadığı yahut aracın ZKTMMS sigortası bulunmaması nedeniyle davalı … şirketine davada husumet yöneltilebileceğinin kabul edilmesi durumunda, davalı … şirketi tarafından geçici iş göremezlik ödemesi ile ilgili rücuen …’ya ödeme yapılmış olması halinde bu kısmın poliçe limitinden mahsup edilerek kalan poliçe limiti üzerinden … şirketinin sorumluluğu olduğu miktar HMK’nın 297. Maddesi gereğince infazda tereddüt ve şüphe uyandırmayacak şekilde gerekçeli kararda gösterilmesi gerektiği halde, geçici iş görmezlik ödemesi nedeniyle davalı … şirketine rücu edilen ve … şirketi tarafından ödenen miktarın … limitinden mahsup edilip edilmediği anlaşılamayacak şekilde, … şirketinin sorumlu olduğu miktar hüküm fıkrasında gösterilmeksizin, sigortanın limit ile sorumlu olduğu belirtilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3) 6098 sayılı TBK 55.maddesinde “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez” düzenlemesine, davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 4. fıkrasında da “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre; rücu edilebilir sosyal güvenlik ödemeleri bulunması halinde ödemeler toplamının hesaplanan zarar tutarından mahsup edilmesi gerekmektedir. Zira Kurum tarafından yapılmış rücu edilebilir ödemeler, zarar sorumlularını toplam zarar miktarından, zarar görene veya hak sahibine kurumun yaptığı ödemeler kadar sorumluluktan kurtarmaktadır. Bu yönüyle … tarafından davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi bakımından önem arz etmektedir.
Somut olayda davaya konu trafik kazasının aynı zamanda iş kazası olduğu gözetildiğinde, … tarafından zarar görene ödenen geçici iş görmezlik ödemeleri yanı sıra, kalıcı maluliyeti nedeniyle yapılan ödemelerin peşin sermaye ödemesi de, koşulların bulunması halinde zarar sorumlusuna rücu edilebilir. Bu durumda kalıcı maluliyeti nedeniyle gelir bağlanması amacıyla davacının …’ya bir başvuruda bulunup bulunmadığı, davacıya … tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise rücuya tabi olup olmadığı ve sorumlular aleyhine açılmış bir rücu davası bulunup bulunmadığı, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne kadar olduğu hususları sorularak; açılmış bir rücu davası var ise dava ve ilgili belgeler getirtilip, sonucunun beklenip beklenmeyeceğinin değerlendirildirilerek, bağlanan gelirin rücuya tabi olduğunun anlaşılması halinde, 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi hükmü değerlendirilerek, rücuya tabi ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilecek olan miktarının mahsubu ile davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatın belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması da yerinde görülmemiştir.
4) Davacının hak kazanabileceği tazminatın hesaplanması için mahkemece alınan ve hükme esas kabul edilen aktüer raporunda PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre davacının muhtemel yaşam süresi belirlenerek, “progresif rant formülü” kullanılarak hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Destekten yoksun kalma zararının hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken….. ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında progresif rant tekniğinin uygulanmasında bir yanılgı yok ise de davacının bakiye ömür hesabında PMF Yaşam Tablosu’nun kullanılması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, kazaya karışan aracın, kaza tarihini kapsar ZKTMMS bulunup bulunmadığı … Merkezinden sorularak, ZKTMMS bulunması halinde kazanın ZKTMMS kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilerek, davalı … şirketi ancak ZKTMMS limitini aşan miktardan sorumlu olabileceği, bulunmaması halinde ise davacının zararını … Hesabı yanı sıra davalıdan da talep edebileceği gözetilerek, ayrıca kazanın iş kazası olduğu iddia edildiğinden iş kazası nedeniyle oluşan zararlarda yukarıda açıklandığı üzere … tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesi yanı sıra kalıcı maluliyeti nedeniyle sigortalıya yapılan ödemelerin ilk peşin sermaye ödemesi de, sorumlulara rücu edilebileceğinden davaya konu trafik kazasındaki kalıcı maluliyeti nedeniyle gelir bağlanması amacıyla davacının …’ya bir başvuruda bulunup bulunmadığı, davacıya … tarafından sürekli iş göremezlik (kalıcı maluliyet) geliri bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise rücuya tabi olup olmadığı, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu, ilk peşin sermaye değerine yönelik sorumlular aleyhine açılmış bir rücu davası bulunup bulunmadığı hususlarının …’dan sorulması; açılmış bir rücu davası var ise dava ile ilgili belgeler getirtilip, sonucunun beklenip beklenmeyeceğinin değerlendirilmesi; akabinde tüm deliller değerlendirilerek, gerektiğinde hükme esas alınan raporu sunan aktüer bilirkişiye dosyanın tevdi ile kararın davalılar tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usuli kazanılmış haklar gözetilerek, hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre, yaşam süreleri …… göre belirlenmek, bilinmeyen dönem hesabında progresif rant formülü uygulanmak, … tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesi yanı sıra bağlanan gelirin rücuya tabi olması halinde rücuya tabi ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi olan miktarının da mahsubu gerektiği gözetilerek davacının iş göremezlik zararının hesaplanması için ek rapor alınması ile tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek, davalı … şirketinin zarardan sorumlu olduğunun anlaşılması halinde davalı … şirketi tarafından sürekli sakatlık teminatı kapsamında davacıya veya …’ya yaptığı ödemeleri … limitinden mahsup edilerek mahsup edilerek, … şirketinin sorumlu olduğu miktar infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde kararda gösterilerek, oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden HMK’nın 355. maddesi gereğince davalılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçelerle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalılar vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı ……. ve davalı … vekili ile davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin yukarıdaki bentlerde belirtilen gerekçelerle HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile,
Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/01/2019 tarih……Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, davalılar vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinafa gelen davalı ……….. ve davalı … tarafından yatırılan 5.915,30-TL istinaf karar harcının ilgilisine iadesine,
3-İstinafa gelen davalı … … A.Ş. yatırılan 5.073,75-TL istinaf karar harcının ilgilisine iadesine,
4- İstinafa gelen davalı ………. ve davalı … ile davalı … … A.Ş. tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf eden davalı ……. ve davalı … ile davalı … … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
6-Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına yatırılan teminat mektubunun yatırana iadesine,
7-Kayseri Genel İcra Dairesinin…. Esas sayılı dosyasına yatırılan teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
……
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.