Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1178 E. 2021/1792 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 29/05/2011 tarihinde 20:30 sıralarında…’un … plakalı aracının çevre yolunda seyir halinde iken arızalandığını, aracı hurdacılar sitesi yakınlarında emniyet şeridine park ederek aracın arkasına üçgen reflektör konularak dörtlülerin yakılıp gerekli önlemlerin alındığını, aracın arızasının giderilmeye çalışıldığı esnada …. palakalı araç sürücüsü …’ın aracın sol arka kesimine çarptıktan sonra müteveffa …’a çarpıp devamında …’nin kafasının kopmasına, müvekkili …’ın da yaralanmasına sebebiyet verdiğini, …’ın tedavi işlemlerinin sonucunda malul kaldığını, kazaya karışan …….plaka sayılı aracın davalı nezdinde ZMSS olduğunu, davacı … maluliyet oranının tespiti ile kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte şimdilik 5.000,00 TL daimi iş göremezlik, 5.000,00 TL geçici iş göremezlik, 2.500,00 TL bakıcı gideri olmak üzere 12.500,00 TL maddi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 14/12/2017 tarihli dilekçesi ile 5.000,00 TL lik geçici iş göremezlik tazminat talebini 9.148,58 TL’ye, 5.000,00 TL daimi iş gücü kaybı talebini 190.851,42 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesinde,…. plakalı aracın müvekkili şirkette ZMSS olduğunu, sigorta limitinin sigortalının kusuru oranında ölüm/sakatlık halinde 200.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, dosyanın kusur tespiti için Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini, davacının maluliyet oranının tespiti için …. sevkine karar verilmesini, araç sürücüsü ve işletenin …’a davanın ihbarını davacı yanın müterafik kusurunun araştırılmasını, müvekkil şirketlerine davadan önce müracaat olmadığından yasal faize hükmedilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 29/05/2011 tarihinde…’a ait aracın çevre yolunda arızalanması üzerine aracın sağa çekildiği gerekli güvenlik önlemlerinin alındığı, davalı sigorta şirketine sigortalı ….. plakalı aracın dava ihbar olunan sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken …’ın alkolün etkisinde iken %100 kusuru ile davacı ve yanındakilere çarparak davacının %53 oranında daimi iş gücü kaybına uğrayacak, 18 ay süre ile geçici iş göremezlik halinde kalacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği oluşan kazada davacının ve davacının yanında bulunduğu araç sürücüsü…’un herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının 362.223,31 TL kalıcı iş göremezlik zararı ile 9.148,50 TL geçici iş göremezlik zararının bulunduğu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti olan 200.000,00 TL ile sınırlı olduğu bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmış olmakla davacı vekilinin davasının sürekli ve geçici iş göremezlik yönünden kabulü ile bakıcı giderleri yönünden reddi gerektiği gerekçesiyle , davacının davasının kısmen kabulüne, 9.148,58 TL geçici iş gücü kaybı, 190.851,42 TL sürekli iş gücü kaybı olmak üzere 200.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının bakıcı giderine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, müvekkil sigorta şirketince davacıya dava öncesi ödeme yapılmış olup tüm zararı karşılandığından ve müvekkil sigorta şirketinin poliçe ile garanti altına aldığı teminat limiti tükendiğinden davanın reddi gerektiğini, davacı yana müvekkil sigorta şirketi tarafından 03/10/2018 tarihinde 196.125,43 TL ödeme yapıldığını, ayrıca müvekkil sigorta şirketi tarafından yine davacıya …’nın yaptığı ödeme sonucu …’ya bu tutar rücu davası hasebiyle ödendiğinden bakiye sorumlulukları bulunmadığını, müvekkil sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle teminat altına aldığı limit 200.000,00 TL olup tükendiğini, …’ya yapılan ödeme ile teminat limitinin tükenmediği düşünülse dahi davacıya yapılan 196.125,43 TL ödeme güncellenerek hesaplama yapıldığında yine teminat limitinin tükenmiş olacağını, davacının maluliyet oranı hatalı olup davacı yanın maluliyet oranı sağlıklı bir şekilde değerlendirilmeden hesaplama yapıldığını, davacı yanın işbu davaya konu kaza sebebiyle post travmatik stres bozukluğu yaşadığı ve iyileşmediği gerekçesi ile %53 oranındaki raporun hata olduğunu, 28.05.2015 tarihli … tarafından düzenlenen raporda davacının maluliyetinin %8 olduğunun belirlendiğini, davacının posttravmatik stres bozukluğu yaşadığı gerekçesiyle, sürekli maluliyet durumunun olduğunun iddiasının kabul edilemeyeceğini, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gibi geçici iş göremezlik tedavi giderleri kapsamında sayıldığından müvekkil şirketin sorumluluğunda bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu oluşan yaralanma nedeniyle geçici ve daimi işgücü kaybı tazminatı ve geçici bakıcı gideri tazminatının ZMMS sigortacısı davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında progressif rant formülü kullanılmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, PMF 1931 Yaşam Tablosu tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de hükmün sadece davalı tarafça istinaf edilmiş olmasına göre davalı lehine oluşan müktesep haklar gözetilerek bu husus inceleme dışı bırakılmış, rapora yönelik itirazların yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, geçici iş göremezlik zararları, sigortalı olarak çalışanın, iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle geçici olarak çalışamadığı istirahat süresindeki zararını (kazanç kaybını) ifade eder. İstirahatli dönemdeki bu zarar fiilen yoksun kalınan kar niteliğindedir. Sigortalının geçici iş göremezlik zararı olarak istirahatli kaldığı dönemdeki zararına ilişkin talep edebileceği tutar, çalışırken aldığı ücretten Kurumca kendisine 5510 sayılı Yasanın 18. maddesi kapsamında ödenen geçici iş göremezlik ödemesinin tenzili ile hesap edilen miktardır. 6098 sayılı TBK 55.maddesinde “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez” düzenlemesi mevcuttur.
Buna göre; rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri yahut ifa amacı taşımayan ödemeler tazminattan indirilememekte, ifa amacı taşıyan ödemeler bulunması halinde davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için, davadan önce yapılan bu neviden ödemelerin güncellenmiş karşılığının hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekmekte, rücu edilebilir sosyal güvenlik ödemeleri bulunması halinde ise sadece ödemeler toplamının hesaplanan zarar tutarından mahsup edilmesi gerekmektedir. Zira, sigortalıya veya hak sahiplerine Kurum tarafından 5510 sayılı Yasa gereği yapılmış veya ileride yapılacak olan sosyal güvenlik ödemeleri (geçici iş göremezlik ödeneği, cenaze masrafları ve kız çocuklarına verilen evlenme ödeneği) ilgililere rücu edilmekte, sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının ölümü sebebiyle hak sahiplerine iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kolundan bağlanan ölüm geliri bulunması halinde de bu gelirlerin ilk peşin sermaye değeri ilgililere rücu edilmektedir. Kurum tarafından yapılmış rücu edilebilir ödemeler, ifa amacı taşıyan ödeme niteliğinde olmayıp; bu ödemeler zarar sorumlularını sadece toplam zarar miktarından, zarar görene veya hak sahibine kurumun yaptığı ödemeler kadar sorumluluktan kurtarmaktadır. Bu yönüyle geçici iş göremezlik tazminatı tutarının, … tarafından geçici iş göremezlik ödeneği olarak yapılan ve bu haliyle rücuya tabi olan ödemeler toplamının, hesaplanan zarar tutarından mahsup edilmesi suretiyle belirlenmesi gerekmekte olup, raporda geçici iş göremezlik ödeneğinin belirtilen ilkelere uygun olarak yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davacıya … tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin tazminattan mahsup edilmesi, davalının …’ya rücuen ödeme yaptığı iddiasının bulunmaması, aktüer raporunun da Yargıtayın yerleşik uygulamaları ve yöntemine uygun şekilde düzenlenmesi, kararın gerekçeli olması ve mahkemenin gerekçesine göre (HMK’nın 355. maddesi gereğince davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı … sigorta şirketinden alınması gereken 13.662,00 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 3.415,50 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 10.246,50 TL harcın adı geçen davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf gider avansından, kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın taraf ve vekillerine tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 14/10/2021 tarihinde oy birliğiyle ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.