Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1171 E. 2021/1617 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 16.12.2015 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın geri manevra yaparken davacı yayaya çarptığını, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığını, kazada yaralanan davacının diz kapağının altına platin takıldığını, kaza tarihi itibariyle emekli olan davacıya evde oğlunun baktığını, oğlunun davacıya bakmasından dolayı işinden ayrıldığını, belirterek HMK.nın 107. maddesi gereğince 1.000,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat talebini 52.696,70 TL olarak belirlemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili ve davalı …, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı; duruşmalara katılmamış, savunma yapmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı vekili 09.02.2017 tarihinde ön inceleme duruşmasında ödeme nedeni ile sulh olduklarını ve maddi tazminat açısından davadan feragat ettiklerini, ıslah dilekçesinin sehven gönderildiğini beyan ettiği,……Başkanlığından alınan maluliyet raporunda, davacının vücut genel çalışma gücünden %18 oranında kaybettiği, 6 ay süre ile iş göremez halde kaldığı şeklinde rapor tanzim edildiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, sigorta şirketi araç işleteni ve araç sürücüsünün davacının yaralanmasından dolayı KTK.na göre müteselsilen sorumlu oldukları, yargılama aşamasında davacının maddi tazminat davasından yapılan ödeme nedeni ile feragat ettiği, her üç davalı açısından maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat açısından yapılan değerlendirmede davacının %18 maluliyet oluşacak şekilde yaralandığı, davalıların kusur oranı ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne bulundurulduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne; 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar açısından açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunu, davacının maluliyete karşılık tazminat miktarının dava açıldıktan sonra davalı … Sigorta AŞ. tarafından ödendiğini, ödeme nedeniyle yapılan feragatin gerçek anlamda bir feragat niteliğinde olmadığını, gerçek bir feragatin hukuki sonucunu doğuracak biçimde davalı sürücü ve araç işleteni yararına avukatlık ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, kaza nedeniyle davacının %18 maluliyeti meydana geldiğini, davacının kusuru bulunmadığını, davacı için takdir edilen manevi tazminatın az olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın geri manevra yaparken davacı yayaya çarptığını belirterek davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat talep etmiştir.
Yargılama aşamasında 09.02.2017 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında davacı vekili maddi tazminatın ödendiğini, sulh olduklarını bu nedenle maddi tazminat davasından feragat ettikleri beyan etmiştir. Dosyaya sunulan makbuz ve ibraname belgesinde davacı ve sigorta şirketi arasında yapılan sulh sözleşmesine göre 32.000,00 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte 35.189,15 TL ödendiği tarafların yargılama gideri talep etmeyeceğinin belirtildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK.nın 311. maddesi gereğince davadan feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Davadan feragat maddi hukuk bakımından haktan da feragat anlamına gelir. Feragat edilen dava yeniden açılamaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326 maddesi gereğince; “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir,” denilmiş, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde ise “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” düzenlemesi yapılmıştır.
Dava konusu olayda davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketi ile yapılan sulh sözleşmesi gereğince yargılama aşamasında ödeme yapılması nedeniyle maddi tazminat davasından feragat edilmiş olmasına göre HMK.nın 326. maddesinde belirtildiği şekilde davacı tarafın haksız çıktığı ve feragat beyanı ile hakkın özünden feragat ettiği kabul edilemez. Bu hale göre davacılar ile davalı sigorta şirketi arasında varılan anlaşma sonucu davacıların maddi tazminata ilişkin miktar yönünden anlaştıkları ve davacılara ödeme yapıldığı, bu nedenle davacılar vekilinin hakkın özünden feragati söz konusu olmayıp, davacıların alacaklarının ödenmesi nedeniyle maddi tazminat davasından feragat ettiği anlaşıldığından davalılar yararına avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmüştür.
Davacının manevi tazminata ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde; 6098 sayılı TBK. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Davacının 16.12.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalının %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacının kaza sonucu sol dizinde kırık meydana geldiği bu nedenle ameliyat olduğunu belirttiği, … Başkanlığından alınan raporda sol tibia plato kırığı nedeniyle büyük kemik kırıkları cerrahisi yapıldığı, olay tarihinde 61 yaşında olan davacının %18 oranın maluliyetinin bulunduğu, 6 ayda iyileşeceğinin belirtildiği, yaralanma sonucu duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; maluliyet oranı, iyileşme süresi, görülen tedaviler, olayın meydana geliş şeklinin davacı üzerindeki etkisi, zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda davacı için belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar daha yüksek olması gerektiği kanaatine varıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince davacı için takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili için kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
1-Davacının yaralanması nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın 16.12.2015 tarihinden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL ve 174,00 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 479,90 TL harcın davalılar … ve…’dan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 203,20 TL harç giderinin davalılar … ve…’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.00 TL dosya masrafı, 321.00 TL tebligat ve posta gideri, 850,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.172,00 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve…’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Maddi tazminat yönünden davalı sigorta şirketinin avukatlık ücreti talebi olmadığından ve ödeme nedeniyle maddi tazminattan feragat edilmiş olduğundan davalı … yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 74,13 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 30.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.