Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1141 E. 2022/511 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 09.01.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı otobüs sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, iş göremezlik zararına uğradığını, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, aracın taşımacılık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin bulunmadığından davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamı ve limitleri dahilinde sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik, 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini 7.805,94 TL geçici iş göremezlik, 14.015,38 TL sürekli işgöremezlik tazminatı olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından; cevap dilekçesi sunulmamış, yargılama aşamasında aracın şehirlerarası taşımacılık yaptığını, öncelikle zorunlu taşımacılık sigortacısının sorumlu olduğunu, 4925 sayılı kanunun 17 ve yönetmeliğin 63 ve 64. Maddeleri gereğince 310.000,00 TL. üzerinde zarar olması halinde sorumlu olacağını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun raporunda 24.03.1980 doğumlu … …’in trafik kazasına bağlı pelvis kırığı sonucu oluşan hafif deformite arızası nedeniyle, %3.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, … plaka sayılı araç sürücüsü müteveffa …’ın %100 kusurlu olduğu, araç içinde yolcu olan davacı … …’ın kazanın oluşumunda kusur ve ihmali bulunmadığı, müterafik kusurunun da olmadığı, tazminat açısından; trafik kazası sonucu %3 oranında malul olan davacı … … için kusur ve maluliyet nispetinde 14.015,38 TL daimi iş göremezlik tazminatı 7.805,94 TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davalı Sigorta şirketinin kazaya karışan aracın sigortacısı olması sebebiyle ve hesaplanan tazminat poliçe limiti dahilinde olduğundan sorumlu olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, 14.015,38 TL kalıcı, 7.805,94 TL geçici olmak üzere toplam 21.821,32 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kazaya karışan aracın şehirlerarası taşımacılık yapan otobüs olduğunu, aracın şehirlerarası taşımacılık faaliyetinde olması sebebiyle davacının zararının öncelikle zorunlu taşımacılık sigorta poliçesinden, yok ise … Hesabı tarafından karşılanması gerektiğini, davalının … plakalı aracın trafik sigortacısı olup, sigortalı aracın ise taşımacılık faaliyeti yapan …. adına kayıtlı ticari bir otobüs olduğunu, taşımacılık faaliyetinde olan aracın taşımacılık poliçesi limitleri dahilindeki hasarı için taşımacılık poliçesi mevcut olmasa dahi trafik sigortasının sorumluluğuna gidilemeyeceğini, taşımacılık poliçesinin öncelikli olarak sorumlu olması ve zararın taşımacılık poliçesi teminatları kapsamında kalması nedeniyle davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, (Yargıtay 11. H.D. T. 4.6.2012 E. 2012/4743 K. 2012/9708, Yargıtay 17. H.D. E. 2014/7371 K. 2014/19410 T. 25.12.2014 ilamları) davacının talebinin taşımacılık sigortası olmaması nedeniyle … Hesabına yöneltilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin teminat dışı olduğunu, 13.02.2011 tarih ve 6111 sayılı Kanun ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi ve 6111 sayılı Kanun 59. maddesi ile 6111 Sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi ile trafik kazalarından kaynaklanan sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın… Kurumu tarafından karşılanacağının düzenlendiğini, 01.06.2015 yürürlük tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile teminat kapsamına giren teminat türleri başlıklı A.5/b maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, 26.04.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ve 92. maddelerinde yapılan değişiklik nedeniyle sorumlu olmadıklarını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı otobüs sürücüsünün neden olduğu tek taraflı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın otobüs olduğunu, şehirlerarası taşıma işi yaptığını, öncelikle otobüsün taşımacılık Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısının sorumlu olması gerektiğini, poliçenin bulunmaması halinde ise … Hesabının sorumlu olduğunu ileri sürmüştür.
Kaza tespit tutanağında kazanın 09.01.2016 tarihinde meydana geldiği, … plakalı otobüs sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu otobüsün yoldan çıkarak devrildiği, otobüste bulunan yabancı uyruklu 56 yolcunun yaralandığı belirtilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin 16.07.2015 -16.07.2016 tarihleri arasını kapsadığı, sigortalının …. olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin uygulamalarına göre olay tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Taşımacılık Kanunu hükümlerine göre, Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortacı poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu poliçede yazılı limitlere kadar sigorta örtüsüne almaktadır. Aynı Kanun’un 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Aynı Kanun’un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına başvurulur.
Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı zararlar bakımından taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası kapsamında ise, bu aracın trafik veya İhtiyari Mali Mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak, bu sigortanın yapılmamış olması, kaza tarihinde süresinin dolması ya da sigorta yapılmış ancak limitin aşılmış olması durumunda ise sırasıyla Zorunlu ve İhtiyari Mali Mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Kaza yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortasının bulunmaması halinde husumet … Hesabına yöneltileceği gibi, yukarıdaki açıklamalar ışığında sıralı sorumluluk gereği Zorunlu Taşıma Sigortası hiç yaptırılmamış olması nedeniyle aracın kaza tarihinde geçerli Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısına karşı da dava açabilecektir.
Tazminatın ödenmesi halinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile … Hesabı arasında rücu ilişkisi doğacaktır. (2021/5793 E – 2021/10464 K.)
Ancak Zorunlu Taşımacılık Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından dolayı sorumluluğun doğabilmesi için kazaya karışan araç için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılmasının zorunlu olup olmadığının tespiti gerekir. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yapılmaması nedeniyle … Hesabına başvurulması için öncelikle taşımanın Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında ve TTK düzenlemelerine göre yolcu taşıma olması gerekmektedir.
4925 sayılı Yasa gereği yürürlüğe konulan Yönetmeliğin 63. maddesinde “Yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere yolcunun kalkış noktasından varış noktasına kadar olan seyahat süresince meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyasının zarara uğramasından dolayı sorumlu” oldukları yinelendikten sonra, 64. maddesinde; “Yetki belgesi sahipleri, yolcuya gelebilecek bedenî zararlar için bu Yönetmeliğin 63. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Yolcu taşımalarında, Kanunun 18. maddesinde tanımlanan Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile yürürlükte olan Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası’nın yaptırılması zorunludur.” ve 66. maddesinde: “Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmayan yetki belgesi sahipleri yolcu taşımacılığı yapamaz ve bunların taşıt belgesinde kayıtlı taşıtlarının trafiğe çıkışına izin verilmez” denilmiştir.
Dava konusu olayda, dosya kapsamında davalı tarafından kazaya neden olan otobüs ile düzenli ve ruhsata bağlı bir taşıma işi yapıldığı ispat edilmediği gibi, istinaf incelemesi aşamasında ….. Düzenleme Genel Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta …. plakalı taşıtın 09.01.2016 tarihinde 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş herhangi bir yetki belgesi eki taşıt belgesine ilave edilmediğinin tespit edildiğinin belirtilmiş olmasına göre otobüsün kaza tarihinde taşıma yetki belgesinin bulunmaması ve düzenli yolcu taşıma işi yaptığının ispat edilememesine nedeniyle Zorunlu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olmadığı anlaşıldığından aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olan davalının sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı vekili geçici işgöremezlik tazminatının sigorta kapsamında olmadığını iddia etmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E. – 2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinin atfı ile tazminatın kapsamının TBK. hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, TBK.nın 54. maddesinde geçici işgöremezlik kazanç kaybının zarar sorumlularından istenebileceğinin düzenlendiği, ayrıca 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde SGK.nın sağlık hizmet bedellerinden sorumlu olduğunun belirtildiği, geçici işgöremezlik zararından sorumlu olduğuna dair bir düzenlemenin bulunmadığı, KTK.nın 92. maddesinde sigortanın sorumluluğunun kapsamı dışında olan hallerin sayıldığı, geçici işgöremezlik zararından sigorta şirketinin sorumlu olmadığına ilişkin bir düzenleme de yapılmadığından davalının bu husustaki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.490,61 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan378,70 TL’nın mahsubu ile kalan 1.111,91 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 03.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.