Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1138 E. 2021/1789 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI : ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalı sürücünün tam kusuru ile 05/03/2016 tarihinde çarpıştığını, bu kaza neticesinde … plakalı araçta yolcu olan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalı sürücünün kullanmakta olduğu … plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesinin diğer davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, mevzuat gereği davalı sigorta şirketine zararın giderilmesi için başvuruda bulunulduğunu, davalı sigorta şirketince müvekkili için 09/08/2017 tarihinde 91.876,24 TL ödemede bulunulduğunu, ancak yapılan ödemenin eksik olduğunu, müvekkilinin ayrıca manevi yönden de zarara uğradığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 15.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirkete 28/04/2015-28/04/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …… numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başına 310.000,00 TL olduğunu, dava öncesinde dava konusu kaza sebebiyle müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, davacının maluliyeti nedeniyle 09/08/2017 tarihinde 91.876,24 TL ödeme yapıldığını, yeniden hesaplama yapılmasına karar verilmesi halinde bakiye tazminat tespitinde ödeme tarihi verilerinin dikkate alınması gerektiğini, yapılacak hesaplama neticesinde zararın karşılanmadığının tespit edilmesi halinde davacıya ödenen sigorta tazminatının faizi ile birlikte güncellenmesi gerektiğini, hesaplamanın TRH 2010 tablosuna göre teknik faiz oranı %1,8 olmak üzere yapılmasını, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, emniyet kemeri takılmaması sebebi ile tazminattan indirim yapılması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tazminat hesabı için alınan 16/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; sigorta poliçesinin düzenleniş tarihi olan 28.04.2015 itibariyle yeni genel şartların yürürlükte olmadığı, PMF yaşam tablosuna göre yapılan hesaba göre davacının maddi zararının ödeme tarihindeki verilere göre davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmış olduğu, rapor tarihine göre ise 15.364,43 TL bakiye zarar bulunduğunun hesaplandığını, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe tarihi itibariyle yeni genel şartlar uyarınca değerlendirme yapılması gerekmediğinden, davacının maluliyeti …… Yönetmeliğine göre tespit edilerek, tazminat hesabının da …… yaşam tablosu uyarınca yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödemenin tarihi itibariyle bakiye zarar bulunmadığı anlaşıldığından davacının maddi tazminat isteminin reddi gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle davacıda meydana gelen çaresizlik ve acı nedeni ile ruh sağlığındaki bozulma, yaşı, maluliyet oran ve süresi ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, caydırıcılık ilkesi gözetilerek, ihlal sonucu davacıların uğradığı manevi zararın giderimi, zedelenen yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmama, davalıyı ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha dikkatli ve özenli olmaya sevketmek hedeflenerek günün ekonomik koşullarına göre belirlenen manevi tazminatın davalı sürücüden tahsili gerektiği gerekçesiyle davacının maddi tazminat isteminin reddine, davacının manevi tazminat isteminin kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihi olan 05/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, dava konusu kazanın oluşumunda müvekkilin herhangi bir kusuru bulunmadığını, bilirkişi raporunda, dava konusu trafik kazasının 50 km/h hız limitli, 2 şeritli, iki yönlü asfalt virajlı yolda, gündüz vakti ıslak zeminde, iki araçlı ve karşılıklı çarpışma şeklinde meydana geldiği, bahsi geçen trafik kazasının meydana gelmesinde davalı …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK’nın 47/c, 52/a-b ve 84/g maddeleri kural ihlallerini işlemekle %100 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’un meydana gelen kazanın oluşumunda izafe edilecek herhangi bir kural ihlali görülmemekle kusursuz olduğunun belirtildiğini, trafik kazasının davalı müvekkilin kusuru sebebiyle değil, yağış nedeniyle yolda meydana gelen su birikintisi neticesinde müvekkilin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sebebiyle meydana geldiğini, dosyanın … Dairesine gönderilerek kazanın oluşumunda gerçek kusur oranının tespiti amacıyla yeniden kusur raporu alınması talep edilmişse de talebin reddedilmesinin isabetsiz olduğunu, davacının maluliyet durumunun değerlendirdiği 01.06.2018 ….. …. ise “vücut çalışma gücünden %24 oranında kaybettiği, 9 ay süre ile iş göremez halde kaldığı”tespit edilmişse de bu orana itiraz edildiğini, davacının yapılan fizik muayenesinde kas gücü tam ve yürüyüşü normal olduğu belirlenmesine rağmen belirlenen maluliyet oranının davacının mevcut durumuna göre çok yüksek olduğunu ve …… 3. İhtisas Dairesi’nden rapor aldırılması gerektiğini, manevi tazminatın zenginleşme amacına hizmet etmemesi gerektiğini hükmedilen 15.000,00 TL manevi fahiş nitelikte olduğunu, davalı müvekkilin sosyal ve ekonomik durumu ile söz konusu meblağı ödemesinin kendisinden beklenemeyeceğini, ….. nda da görüleceği üzere, davalının evli olup kirada oturduğunu ve eşinin de çalışmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Kaza tespit tutanağına ve dosyada alınan kusur raporuna göre; kazanın 05.03.2016 tarihinde saat 16:10 civarında yerleşim yeri dışı 50 km/h hız limitli, 2 şeritli, iki yönlü asfalt cadde yolda, gündüz vakti, yağmurlu havada ıslak zeminde, iki araçlı ve karşılıklı çarpışma şeklinde meydana geldiği, ….. istikametinden … istikametine seyir halinde olan … plakalı araç sürücüsü …’ın yağmurlu ve ıslak zeminde hafif sağa virajlı yol bölümüne kontrolsüzce girdiği ve aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek gidişe göre yolun sağ tarafından banket dışında bulunan toprak kısma girip aracı toparlamaya çalışırken karşı şeride geçtiği ve kendi aracının ön sol kısmından karşı şeritten gelmekle olan …’un kullanımındaki … plakalı aracın ön sol kısmından çarpması şeklinde meydana geldiği, … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK.nın 84/g.“şeride tecavüz etme” maddesi kural ihlalini işlediği, … plakalı araç sürücüsü …’un ise kural ihlalinin olmadığı anlaşılmıştır.
Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 1/6/2018 tarihli raporunda; 2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak davacının vücut genel çalışma gücünden %24(yüzdeyirmidört) oranında kaybettiği ve 9 (dokuz) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı belirlenmiştir.
Bu nedenle, somut davalı vekilinin kusur durumuna ve maluliyete ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Meydana gelen maluliyet durumu ve belirlenen kusur durumuna göre tespit edilen manevi tazminat miktarına yönelik olarak davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; Haksız eylem sonucunda, cismani yaralanmanın meydana gelmesi halinde TBK’nın 56/1 maddesi gereğince cismani zarara uğrayan manevi zararlarının tazmini için manevi tazminat talep edebilir. Hakim Aynı Yasa’nın 51.maddesindeki “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne uygun şekilde manevi tazminat miktarını belirlemelidir. Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.
O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (….) Zira MK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir.
Somut olayda, meydana gelen trafik kazası, davalı araç sürücüsünün tam kusuru ile meydana gelmiş, kaza neticesinde davacı %24 oranında malul kalmış, iyileşme süresinin ise 9 ay olacağı belirlenmiştir. Kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusur durumu, davacının kusursuz olması, davacının maluliyet oranı, kaza tarihi, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü nazara alındığında davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varıldığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı …’dan alınması gereken 1.024,65 TL istinaf karar harcından peşin alınan 256,40TL’nin mahsubu ile bakiye 767,60 TL harcın bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde adı geçen davalıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.