Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1137 E. 2021/1553 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 31.05.2017 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu ….. plakalı aracın davacıya ait…… plakalı araca çarptığını, araçta değer kaybı meydana geldiğini, karşı tarafın asli ve tam kusurlu olduğunu, dava öncesi sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL değer kaybının sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; işletenin kusurlu olup olmadığının tespite muhtaç olduğunu, Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan değer kaybı tablosuna göre 427.505 km’de olan aracın değer kaybının olamayacağını, davacının dava öncesi sigorta şirketine başvurduğunu ancak hazırlanan eksper raporuna göre araçta değer kaybının olmadığı kanaatine varıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıya sigortalı…… plakalı araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu ve Hazine Müsteşarlığı tebliği ekindeki değer kaybı yönetmeliğine uygun olarak yapılan hesaplamada aracın değer kaybının oluşmadığı, değer kaybı formülüne göre sonucun sıfır (0) çıktığı, ancak piyasa rayiç değer şartlarına göre (yeni genel şartlardan önceki Yargıtay’ın uygulamasına göre) aracın 4.000,00 TL değer kaybının oluşacağı, değer kaybı hesaplamasında araçların kilometresinin 165.000’i aştığında değer kaybı çıkmadığı ve dava konusu aracın kilometresinin 427.504 km olduğunun bildirildiği, dava konusu aracın daha önce karıştığı kaza kayıtları getirtilseydi dahi aracın kilometresi nedeni ile değer kaybı sıfır çıkacağından yeniden …. Merkezi’ne yazı yazmaya gerek duyulmadığı, değer kaybı hesaplamasının yeni genel şartların Ek.1’deki değer kaybı yönetmeliğine göre yapıldığı ve formüle göre değer kaybı oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece davacıya ait araçta Hazine Müsteşarlığı tebliği ekindeki formül kapsamında araçta değer kaybı oluşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarda belirtilen hususlara göre hesaplama yapılarak araçta değer kaybı oluşmayacağının belirtilmesinin usule ve hukuka aykırı olduğunu, hesaplamanın Yargıtay içtihatları kapsamında yapılması gerektiğini, Yargıtay içtihatlarında “değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2.el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark değer kaybını gösterir” denilmek suretiyle değer kaybı hesaplanırken göz önünde bulundurulacak kriterlerin gösterildiğini, hesaplamanın Yargıtay tarafından belirlenen hesap yöntemine göre yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili davalının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca çarpması nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, aracın olay tarihinde 8 yıl 10 aydır kullanıldığı, 427.504 km de olduğu, aracın piyasa değerinin 67.500,00 TL olduğu, ancak kaza tarihinden önceye ait 9 adet hasar kaydı bulunduğu, önceki hasarlara ait belgelerin dosyada olmadığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının Ek.1.maddesine göre yapılan hesaplamaya göre araçta değer kaybı olmayacağı belirtilmiş, mahkemece rapora göre davanın reddine karar verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde….. Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Bu nedenle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerektiğinden mahkemece öncelikle davacıya ait aracın kaza tarihinden önce meydana gelen kazalara ilişkin hasar dosyaları, fatura v.b gibi belgelerin getirilmesi, dava konusu kaza sonucu araçta meydana gelen hasar bedeli belirlendikten sonra aracın markası, yaşı, modeli ve kaza tarihinden önceki diğer hasarları da dikkate alınarak ikinci el piyasa satış değerinin tespiti ile aracın dava konusu kazada hasarlanması sonrasındaki ikinci el satış değeri arasında fark olup olmadığı belirlenip sonucuna göre değer kaybının tespit edilmesi gerektiği halde açıklanan hususlar dikkate alınmadan ve aracın değer kaybının belirlenmesinde etkili olan dava konusu kazadan önceye ait hasara ilişkin belgeler toplanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.