Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1123 E. 2021/1551 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 13.09.2017 tarihinde davalı …A.Ş.nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda oynayan 2007 doğumlu …’e çarptığını, meydana gelen kaza sonucu …’in vefat ettiğini, davacıların müteveffanın anne ve babası olduğunu, vefatı ile desteğini kaybettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir davacı için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında dava değerini davacı anne … için 24.933,73 TL, baba … için 16.337,03 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacıların başvuru koşulunu usulüne uygun biçimde yerine getirmediğini, veraset ilamı ve nüfus kaydının sunulmadığını, tazminat hesabının zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre yapılması gerektiğini, sigortalının kusur oranının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; zararın oluşumunda sürücünün %25, vefat eden küçüğün %75 oranında kusurunun bulunduğu, poliçenin olay günü teminatının kişi başı 330.000,00 TL ile sınırlı olduğu, davalı sigortanın …. numaralı hasar ve 21.02.2018 günlü yazısından, davacıların davalı sigorta şirketine 15.02.2018 günü tebliğ edilen başvurusuna davalı sigorta şirketi belge eksikliği nedeniyle ödeme yapmadığının belirtildiği, aktüer raporu ile davacıların zararının belirlendiği gerekçesi ile davacı … İşler için 24.933,73 TL, davacı … İşler için 16.337,03 TL destekten yoksun kalma tazminatının 28.02.2018 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacılar tarafından başvuru şartı yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, 6098 Sayılı TBK’nın 50. maddesi hükmü uyarınca, zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğunu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97’nci maddesinde ve Trafik Sigortası Genel Şartları “Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi” başlığı altında B.2 maddesindeki düzenlemeler gereğince davacıların Genel Şartların ekinde belirtilen tazminat ödemelerinde istenilecek belgelerin ibraz edilmediğini, zarar gören kişilerin sigorta kuruluşuna eksik belge ile başvurmaları halinde, sigorta kuruluşu aleyhine doğrudan doğruya dava yoluna gitme hakları bulunmadığını, davacı tarafın 15.02.2018 tarihinde ulaşan müracaatının incelenmesi neticesinde Ek:6’da belirtilen Veraset ilamı ve Güncel vukuatlı nüfus kayıt örneği bulunmadığının tespit edildiğini, 21.02.2017 tarihli yazı ile “Sözü edilen eksiklikler nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının belirlenemeyeceğini, işaret edilen eksik belgelerin iletilmesi akabinde taleplerinin (kusur durumuna göre) yasal mevzuat kapsamında değerlendirmeye alınabileceğinin bildirildiğini, davacı tarafın belgeleri tamamlamak yerine huzurdaki davayı ikame ettiğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme süresi dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, davacı, huzurdaki davadan önce ve sonra Trafik Sigortası Genel Şartlarında belirtilen belge ve bilgileri ibraz etmemiş olması nedeniyle bir başvurudan söz edilemeyeceğini,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki başvurunun usulden reddi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunun hatalı olduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda müteveffanın annesinin ve babasının bakiye ömürleri hesap tarihindeki annenin 33 yaşı ve babanın 40 yaşı esas alınarak; anne için 46 yıl ve baba için 35 yıl olarak hesaplandığını ve destek sonu yaşları anne için 79, baba için 75 olarak bulunduğunu, ancak raporda müteveffanın annesi ve babası rapor tarihinde halen hayatta olduklarından dolayı rapor tarihindeki annenin 32 yaşı ve babanın 39 yaşı esas alınarak; anne için 46 ve baba için 35 yıl olarak hesaplanmalı ve destek sonu yaşları anne için 78, baba için 74 olarak hesaplanması gerektiğini, raporda anne ve baba için destek payları müteveffanın 24 yaşında evleneceği ikişer yıl arayla iki çocuğu olacağı kabulü ile 18 yaşından 24 yaşına kadar her ebeveyne 1/4’er, 24 yaşından 26 yaşına kadar 1/6’şar, 26 yaşından 28 yaşına kadar 1/7’şer, 28 yaşından babanın muhtemel bakiye ömrü sonuna kadar 1/8’er, babanın muhtemel bakiye ömrü sonundan annenin muhtemel bakiye ömrü sonuna kadar anneye 1/4 oranında pay ayrılarak hesaplama yapıldığını, raporda anne ve baba için destek payları müteveffanın 26 yaşında evleneceği ikişer yıl arayla iki çocuğu olacağı kabulü ile 19 yaşından 26 yaşına kadar her ebeveyne 1/4’er, 26 yaşından 28 yaşına kadar 1/6’şar, 28 yaşından 30 yaşına kadar 1/7’şer, 30 yaşından babanın muhtemel bakiye ömrü sonuna kadar 1/8’er, babanın muhtemel bakiye ömrü sonundan annenin muhtemel bakiye ömrü sonuna kadar anneye 1/4 oranında pay ayrılarak hesaplama yapılması gerektiğini, kişinin 18 yaşında gelir elde etmeye başlayacağı varsayımı altında anne ve baba için ayrı ayrı olarak %5 oranında yetiştirme masrafı 3.928,62TL olarak hesaplandığını, ancak raporda kişinin 19 yaşında gelir elde etmeye başlayacağı varsayımı altında anne ve baba için %5 oranında yetiştirme giderinin 6.781,10TL olarak hesaplanması gerektiğini, raporda hesaplama bekar net asgari ücreti esas alınarak çalışıldığını, ancak hesaplama sırasıyla bekar, evli eşi çalışmayan, evli eşi çalışmayan 1 çocuk, evli eşi çalışmayan 2 çocuk, evli eşi çalışmayan 1 çocuk, evli eşi çalışmayan 2 çocuk ve evli eşi çalışmayan net asgari ücretleri esas alınması gerektiğini, denetime elverişsiz olduğundan ilgili raporun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacıların oğlu …’e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek davacı anne ve baba için destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffa çocuğun yaklaşan aracı dikkate almadan yola koşarak çıkması nedeniyle %75 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise 34,9 metre fren izine göre hızını yerleşim yeri şartlarına göre ayarlamaması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş, aktüerya raporu ile belirlenen tazminat miktarına göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi davacı tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru olmadığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruyu düzenleyen 2918 sayılı KTK.nın 97. Maddesinde “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması” gerektiği belirtilmiş, bu yazılı başvuruya eklenmesi zorunlu olan ve dava şartı olan başvurunun yapılmamış sayılmasına neden olacak belgeler belirtilmemiştir. Dosya kapsamına göre dava açılmadan önce, davalının da kabulünde olduğu gibi davacı tarafından sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından KTK.nın 97. maddesinde belirtilmeyen belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle dava şartının yerine getirilmediğine ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketi aktüer raporu ile belirlenen hususların hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de bilirkişi tarafından TRH 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak hesaplama yapıldığı, davacıların belirlenen bakiye ömürlerinin davalı sigorta şirketi lehine olduğu, müteveffanın olay tarihinde küçük olması nedeniyle 18 yaşında gelir elde etmeye başlayacağı kabul edilerek bu dönem için anne ve babadan %5 oranında ayrı ayrı yetiştirme gideri yapacağının kabul edildiği, davalı sigorta şirketi vekili gelirin ise bekarlar için belirlenen net asgari ücretin esas alındığını, sırasıyla bekar, evli eşi çalışmayan, evli eşi çalışmayan 1 çocuk, evli eşi çalışmayan 2 çocuk, evli eşi çalışmayan 1 çocuk, evli eşi çalışmayan 2 çocuk ve evli eşi çalışmayan net asgari ücretleri esas alınması gerektiğini ileri sürmüş ise de istinafa başvuran taraf aleyhine değerlendirme yapılamaması nedeniyle raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, 6100 sayılı HMK.nın 355. Maddesi gereğince davalı sigorta şirketinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incele sonunda; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve istinafa başvuran taraf aleyhine değerlendirme yapılamamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.819,20 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 547,30 TL’nın mahsubu ile kalan 2.271,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 23.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.