Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1110 E. 2021/1785 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2018
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 28.02.2016 tarihinde Karabük ili … ilçesi … sokakta karşıdan karşıya geçtiği esnada, sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde yaralandığını, sürücüsü …’ın KTK 52/A maddesini ihlal ettiğinin anlaşıldığından kusurlu olduğunu, davacının ise kusurunun olmadığını, aracın trafik sigortasının davalılardan … …… Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını belirterek maddi zararın 6100 SAYILI HMK 107/1 uyarınca belirsiz alacak davası olarak belirlenmesine ve haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 28.02.2016 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, geçici 1.000,00 TL. sürekli 1.000,00 TL. olmak üzere şimdilik 2.000 TL, davacı için 50.000,00 TL. manevi tazminatın davalılardan … Sigorta A.Ş. hariç diğer davalılardan kaza tarihi olan 28.02.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın davadan önce davalı sigorta şirketine sürekli sakatlık tazminatı talebi ile yapmış olduğu herhangi bir başvurusu bulunmadığını, 28.02.2016 tarihinde sakatlık ile sonuçlanan trafik kazasına karıştığı belirtilen … plakalı aracın 11.04.2015 başlangıç – 11.04.2016 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere …… nolu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile vefat halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına azami 310.000,00 TL poliçe limiti ile … adına davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, davacının maruz kaldığı sürekli sakatlık tazminatı ile ilgili maddi tazminat talebi bakımından kabul anlamına gelmemek kayıt ve şartı ile bir an için davalı sigorta şirketinin dava konusu maddi tazminat talebi ile sorumlu olduğu düşünülse dahi, davalı sigorta şirketinin işbu sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde; Davada yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğunu, bu sebeplerle öncelikle yetkiye itiraz ettiklerini, davalı …’ın diğer davalı …’ın babası olduğunu, trafik ekiplerince tanzim edilen kaza tutanağında, davalının K.T.K.’nın 52/1 maddesi uyarınca “aracın hızını kavşaklara ve yaya geçitlerine yaklaşırken azaltmamak” kuralını ihlal ettiğinin ifade edildiğini, ancak yine aynı tutanak ve 01.03.2016 tarihli kamera görüntüsü inceleme tutanağında davacı yanın karşıya geçmek için yaya geçidini kullanmadığı görüldüğünü belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; Davacının 28.02.2016 tarihinde …. ili … ilçesi … sokakta karşıdan karşıya geçtiğini, sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kendisine çarpması neticesinde yaralandığını, sürücü …’ın KTK 52/A maddesini ihlal ettiği anlaşıldığından kusurlu olduğunu, davacının ise kusurunun olmadığını, aracın trafik sigortasının davalılardan … ….. A.Ş. tarafından yapıldığının görüldüğünü belirterek davacının davaya konu kaza nedeni ile tedavi ve refakatçi (bakım) gideri gibi ….. kapsamı dışında kalan uğradığı maddi zararın 6100 sayılı HMK 107/1 uyarınca belirsiz alacak davası olarak belirlenmesine ve şimdilik 1.000,00 TL’nin haksız fiilin gerçekleştiğini 28.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davacının 28/02/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %25 oranında, davacının ise %75 oranında kusurlu olduğu , …….. raporunda davacının % 100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği sürekli iş göremez kaldığı ve bakıma muhtaç olduğunun belirlendiği , bu kapsamda yapılan değerlendirmede trafik kazası sonucu % 100 maluliyeti bulunan davacı yönünden duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi bakımından ceza soruşturması içeriği, kusur oranları, olay tarihi, tarafların konumu, ekonomik ve sosyal durumları, kazanın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğun niteliği nazara alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar araç maliki ve sürücüsünden tahsili yönünde karar vermek gerektiği, davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik maddi tazminata ilişkin davasından feragat ettiği, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmekle feragat davaya son veren taraf işlemi olduğundan HMK 307, 309 maddeleri uyarınca feragat nedeni ile maddi tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl davada manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 40.000,00 TL manevi tazminatın 28/02/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacılara ödenmesine ,asıl davada davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine , asıl davada ve birleşen davada maddi tazminat talebinin vaki feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı ve birleşen dava davacısı …’e velayeten ….. vekili istinaf dilekçesinde, maddi tazminattan ödeme nedeniyle feragat edildiğini, sürücü ve araç işleteni olan davalılar yönünden davanın gerçek anlamda reddedilen kısmının olmadığını, bu yönden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1)Öncelikle , kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönünde yapılan istinaf incelemesinde;
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi uyarınca; tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hükmün sonuç kısmında ise, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Mahkemece, 40.000,00 TL manevi tazminatın 28/2/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile … ‘dan alınarak “davacılara ” verilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece karar başlığında, davacı …….adına yer verilmiş olmasına karşın, hüküm fıkrasında kabul edilen miktar yönünden “davacılara verilmesine” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Şu halde mahkemece; yukarıda belirtilen HMK’nun 297. maddesinde gösterilen kurallar gözetilmeksizin, infazda tereddüt oluşturulması isabetsizdir.
2) Meydana gelen maluliyet durumu ve belirlenen kusur durumuna göre tespit edilen manevi tazminat miktarına yönelik olarak davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde;
Haksız eylem sonucunda, cismani yaralanmanın meydana gelmesi halinde TBK’nın 56/1 maddesi gereğince cismani zarara uğrayan manevi zararlarının tazmini için manevi tazminat talep edebilir. Hakim aynı Yasa’nın 51.maddesindeki “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne uygun şekilde manevi tazminat miktarını belirlemelidir. Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira MK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir.
Kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün ve davacının kusur durumu , davacının maluliyet oranı, kaza tarihi, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü nazara alındığında davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
3) Vekalet ücretine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde,
Ödeme nedeniyle yapılan feragat, gerçek anlamda bir feragat niteliğinde olmadığından gerçek anlamda feragatın hukuki sonucunu doğuracak biçimde davalı sürücü ve araç işleteni yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davacının, davalılardan talep ettiği toplam maddi tazminat miktarı ile yargılama sırasında aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarı ve sonuç olarak, davaya ödeme yapılmadan devam edilmesi halinde davacı lehine hükmedilecek maddi tazminat miktarı göz önüne alındığında davalı sürücü ve araç işleteni olan şirket yönünden davanın gerçek anlamda reddedilen kısmının olmadığı muhakkaktır.
Bu durumda davalılar arasında müteselsil sorumluluk bulunduğu da dikkate alınarak davalı … ile davalı … lehine maddi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu gibi adları geçen davalılar lehine (davacı vekilinin beyanının gerçek anlamda davadan feragat gibi kabulü ile) vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiş, ayrıca hüküm fıkrasında kabul edilen miktar yönünden “davacılara verilmesine” şeklinde hüküm kurulmasının infazda tereddüte yol açacağı gözetilerek bu hususun düzeltilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılması ve düzelterek yeniden bu hususta karar verilmesi gerekmiş (yerel mahkeme kararının Dairemizce kaldırılan hükümleri dışında kalan kısmı, infazda tereddüt yaşanmaması için aynen yazılmıştır.) ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
A-Davacı ……vekilinin sigorta şirketi dışındaki diğer davalılar lehine maddi tazminat yönünden hükmedilen vekalet ücretine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31.12.2018 tarihli, ….Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
1-Asıl davada manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 40.000,00 TL manevi tazminatın 28/02/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacı ……..velayeten….. ödenmesine
2-Asıl davada davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine
3-Asıl davada ve birleşen davada maddi tazminat talebinin vaki feragat nedeniyle reddine,
Asıl dava yönünden;
4-Maddi tazminat yönünden alınması gereken 23,93 TL harcın peşin alınan 177,61 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
5-Maddi tazminat yönünden davalı … Sigorta A.Ş vekalet ücreti talep etmediğinden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.732,40 TL harçtan peşin alınan 153,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.578,72 TL harcın davalılar … ve …’dan tahsiline ve hazineye gelir kaydına,
7-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 4.750,00 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden davalılar … ve …’dan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ne göre 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
9-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ve 153,68 TL peşin harç olmak üzere toplam 124,48 TL’nin harcın davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 537,00TL tebligat, 254,30 TL müzekkere gideri, ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.791,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre 1.433,04 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı … Sigorta A.Ş yargılama gideri talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı taraf maddi tazminat talebinden, davalı sigorta şirketi tarafından yargılama aşamasında kendilerine yapılan ödeme nedeniyle feragat ettiğinden ve bu feragat beyanı gerçek anlamda bir feragat niteliğinde olmadığından, duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettiren diğer davalılar … ile … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Birleşen dava yönünden;
12-Alınması gereken 23,93 TL harcın peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 11,97 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
13-Davalılar tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
14-Sarfedilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
15-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT’ye göre 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak … ve …’a verilmesine, davalı … Sigorta A.Ş vekalet ücreti talep etmediğinden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf Harç ve Yargılama Giderleri Yönünden:
1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 49,58 TL posta gideri olmak üzere toplam 170,88 TL.nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan istinaf yargılama giderlerinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 14/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.