Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1105 E. 2021/1779 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2018
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı …’a velayeten … ve … … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müteveffa … …’ın 1997 doğumlu ve lise öğrencisi olduğunu, 21/12/2013 tarihinde davalı … şirketine trafik sigortalı, davalı …’e ait ve yaşı … oğlu …’in sevk ve idaresindeki araçta yolcu konumunda iken sürücünün aşırı sürat ve dikkatsizliği nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracın tarlaya uçtuğunu ve … …’ın vefat ettiğini, müteveffanın geride annesi, babası ve 5 yaşındaki kardeşinin kaldığını, … … Karakolu tarafından tutulan tutanağa göre sürücü …’in meydana gelen olay nedeniyle birinci derece kusurlu olduğunu, araç sahibi …’in araç sahibi olarak zarardan kusursuz sorumluluk hükümleri çerçevesinde ve davalı baba ile anne … …’in, davalı …’in 18 yaşından … olduğundan velisi oldukları için, sigorta şirketinin ise aradaki sigorta sözleşmesi sebebiyle sorumlu olduklarını; davacı … ve …’ın müteveffanın anne ve babası olması nedeniyle, müteveffanın hayatta kalması durumunda anne ve babasına yapacağı varsayılan bakım ve yardımın devam edeceğini, ayrıca bu süre zarfında elde edeceği mesleki ve meslek dışı tüm gelir ve imkanlar dahilinde destek alacaklarını, abisini bir daha göremeyecek olan …’ın hayatta babasından sonraki en yakınını kaybetmiş olmanın elem ve üzüntüsünü bu yaşta yaşamakta olduğunu ve psikolojik tedavi görmeye başladığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacılar … ve … için ayrı ayrı 500,00’er TL maddi tazminat ile 500,00TL cenaze ve defin giderinin sigorta şirketi açısından limitler dahilinde dava tarihinden itibaren, diğer davalılardan vefat tarihinden itibaren faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacılar … ve … için ayrı ayrı 50.000,00’er TL manevi tazminat ile … için 25.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan vefat tarihi itibariyle faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 24/04/2018 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş ve … için maddi tazminat talebini 124.723,45TL’ye, … için maddi tazminat talebini 127.298,21TL’ye artırmıştır.
Davalılar …’e velayeten … … ve … ile kendi adına asaleten … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayın son derece üzücü bir kaza olduğunu ve bu kazanın kazazedelerin bir gençlik hevesi içeresindeki bilinçsiz öngörüsüz davranışlar silsilesinin neticesinde meydana geldiğini ve son derece elim sonuçlara sebebiyet verdiğini, kazada müteveffanın vefatından dolayı davalıların da son derece üzüntü içinde olduklarını, … ile müteveffanın arkadaş olduklarını, olay tarihinden önceki hafta sonu müteveffa … …’ın, davalı …’a babasının aracını habersiz olarak alıp gezmeleri konusunda teklifte bulunduğunu, …’ın yorgun olduğunu belirttiğini ancak müteveffanın ısrarı üzerine kabul ettiğini, …’in anne ve babası uyuduktan sonra babasının cebinden aracın anahtarını aldığını ve gizlice evden ayrılarak birkaç arkadaşlarını da alarak birlikte araçla gezmeye başladıklarını, …’in polis aracını fark ettiğini ve artık evlere dağılmalarını ve kendisinin korktuğunu beyan etmesi üzerine arabada bulunan arkadaşları tarafından kazanın olduğu yolun boş ve tenha olduğu gerekçesiyle bu yola yönlendirildiğini, kaza mahalline gelindiğinde hava koşulları nedeniyle biraz sis altında araçla seyir halindeyken …’ın önüne bir hayvan fırlamasıyla paniklediğini, frene basmasıyla yerde buz olması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve kazanın meydana geldiğini, …’in kaza sonucunda ağır şekilde yaralandığını ve komaya girerek yoğun bakımda kaldığını, davacı anne ve babanın bu nedenle de son derece üzüntü yaşadıklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; aracın davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, poliçe uyarınca davalı şirketin kişi başı bedeni teminat limitinin 250.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müteveffanın büyüyüp ailesine destek olacak yaşa gelene kadar geçecek dönem için yapılması zorunlu olan masrafların davacı anne ve baba için hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerektiğini, somut uyuşmazlıkta hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, arkadaşının ehliyetsiz olduğunu bilen müteveffanın müterafık kusurunun bulunduğunu ve lehine hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, yapılacak müterafik kusur indiriminde emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hususunun da değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafın, müteveffanın eğitim durumu nedeniyle tazminat hesabının asgari ücret tarifesi üzerinde bir değerden yapılmasını talep ettiğini, ancak bu istem somut herhangi bir delile dayanmadığından bu talebin reddinin gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, kusur durumunun tespiti için alınan 01/02/2016 ve 10/05/2016 tarihli asıl ve ek bilirkişi raporlarında; davalı sürücünün %75, müteveffanın ise kemer takmamış olması nedeniyle %25 oranda kusurlu oldukları, olayın oluşuna uygun bulunan rapora itibar edildiği, tazminatın hesaplanmasına yönelik olarak alınan 18/05/2017 tarihli raporda; kaza tarihi gözetilerek …’ın 47.230,8I-TL, …’ın 48.725,98-TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararlarının bulunduğu, İtiraz üzerine alınan 23/01/2018 tarihli ek raporda; …’ın 124.723,45-TL, …’ın 128.713,71-TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararlarının bulunduğu, İtiraz üzerine alınan 06/04/2018 tarihli ek raporda; …’ın 124.723,45TL, …’ın 127.298,21TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararlarının bulunduğunun belirtildiği, tazminat hesabına ilişkin alınan 23/01/2018 tarihli son ek raporda ise; müteveffaya ait öğrenim kayıtlarının incelenmesinde müteveffanın Ankara … alanında öğrenim görmekte iken 17.09.2013 tarihli tasdiknameye istinaden örgün eğitiminin sonlandığı, öğrenimine … alanında devam ettiğinin görüldüğü, müteveffanın öğrenim gördüğü mesleki alan, inşaat işine ilişkin olmadığından emsal ücrete ilişkin yazıların esas alınamayacağı, dolayısıyla, dönemsel asgari net ücretler esas alınarak ve kusur indirimi de yapılarak, …’ın 52.840,24 TL, …’ın 53.131,95 TL destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararlarının bulunduğu kanaatinin belirtildiği, tazminat hesabına yönelik olarak alınan son bilirkişi raporu; hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğundan, özellikle müteveffa öğrenim hayatını terk ettiğinden, farklı bir hesabı gerektirir başka etken de bulunmadığından son hesaba itibar edildiği, tüm açıklamalara göre; belirlenen maddi tazminatın olayda hatır taşıması yapıldığından, %20 oranda indirim yapılması ile sonuç olarak tespit edilen … için 42.272,19 TL, davacı … için 42.505,56TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği, davalı yanca müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmişse de, müteveffanın kemer takmamasına ilişkin müterafik kusuru, kusur ve tazminat raporlarında dikkate alındığından tekrar indirim yapılmadığı, hatır taşıması nedeniyle yapılan takdiri indirim miktarının yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabında davacılar lehine ve aleyhine değerlendirilmediği, Büyükşehir Belediye Başkanlığının yazısında 400,00TL cenaze ve defin gideri olduğunun bildirildiği, çocuklarını ve kardeşlerini kaybeden davacılarda meydana gelen çaresizlik ve acı nedeniyle ruh sağlıklarındaki bozulma, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumu, olayın oluş şekli, caydırıcılık ilkesi gözetilerek, ihlal sonucu uğranılan manevi zararın giderimi, zedelenen yaşama sevincinin tazelenmesi, bunu yaparken felaketi özlenir kılmama, davalıları ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha dikkatli ve özenli olmaya sevketmek hedeflenerek günün ekonomik koşullarına göre manevi tazminat takdir edildiğinden bahisle, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacı … için 42.272,19TL, davacı … için 42.505,56TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, hükmedilen tazminata davalı … şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 21/12/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine, 400,00TL cenaze defin giderinin davalı … dışındaki davalılardan müşterek ve müteselsilen olay tarihi olan 21/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davacı … ve … için 25.000,00’er TL, davacı … için 15.000,00TL manevi tazminatın davalı … şirketi dışındaki davalılardan müşterek ve müteselsilen olay tarihi olan 21/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ve sigorta şirketi dışında kalan davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacıların oğlu … …’ın 21.12.2013 tarihinde araç içerisinde yolcu iken geçirdiği trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, Olay tarihinde 17 yaşında olan müteveffanın anne ve babası olan davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını ve bu kaza ile oğullarını kaybetmenin acısı nedeniyle maddi manevi tazminat talepli iş bu davanın açıldığını, mahkemenin müteveffanın Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Kimya bölümünde okuduğunu kabul etmesine rağmen müteveffanın yaşasaydı elde edeceği geliri asgari ücret üzerinden hesaplattığını ve itirazlarının dikkate alınmadığını, müteveffanın yaşasaydı asgari ücret üzerinden gelir elde edeceği ve ailesine de desteğinin bu miktar Üzerinden olacağı üzerine hüküm kurulduğunu, yargılamada tüm itirazlarına rağmen müteveffanın yolcu olduğunu ve ölenin kusurunun, destek gören 3. kişilere yansıtılamayacağını beyan etmelerine rağmen hesaplanan tazminattan hem kusur indirimi hem de hatır taşıması indirimi yapıldığını, Müteveffanın….. bölümünde okuduğu ve ekte sunulan ilgili okullardan alınmış belgelerle de görüleceği üzere ileriki yaşamında yaşasaydı kimya teknikeri olacağı sabit iken vasıfsız bir işçi olarak asgari ücret üzerinden gelir elde edeceği şeklinde yapılan bilirkişi incelemesi ve kurulan hükmü kabul etmediklerini, davacıların desteği müteveffanın gelirinin kimya teknikeri olarak hesaplanması gerektiğini, 3795 sayılı kanunun 3. Maddesine a bendi (Değişik 2/12/2016-6764/50 mad.) gereği … veren orta öğretim kurumlarından mezun olanlar ile denkliği… kabul edilen diğer … veren orta öğretim ve bu okullara denk … Okullardan mezun olanlara teknisyen unvanı verildiğini, Müteveffanın kaza/ölüm tarihinde……. öğrencisi olduğunu, Dolayısı ile mezun olduğu zaman yaşasaydı teknisyen unvanına haiz olacağını, bu okullardan mezun olanların 2 yıllık ön lisans programlarına sınavsız geçiş haklarından yararlanabildiğini, müteveffanın buradan mezun olunca geçiş hakkı tanınan bir yüksekokulda direkt olarak eğitimine devam edeceğinin dikkate alınması gerektiğini, Mezun olan öğrencilerin aynı okullardan alınan yazılı belgelerde de görüleceği üzere teknisyen unvanıyla alanlarında özel sektörde ve kamu kurumlarında işe girebildiğini, ayrıca kimya bölümünden mezun olan öğrencilerin teknisyen statüsünde hastane ve fabrikaların laboratuvarlarında çalışma imkanına sahip olduğunu, Kimya teknikeri olarak çalışan birinin getirisi dikkate alındığında asgari ücretin üstünde bir gelire sahip olacağının açık olduğunu, Kimya teknikeri olan birinin asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmediğini, Kimya teknikeri olarak çalışan birinin geliri dikkate alındığında müteveffanın ileriki dönemlerde ailesine vereceği farazi desteğin daha fazla olarak hesaplanması gerektiğini, Destekten yoksun kalma tazminatı hesabında dönemsel asgari net ücretler değil, aksine kimya teknikeri olan birinin almış olduğu emsal değer üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini(21.HD. 26.09.2000, 5270 — 6115,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 201 1/17-787 esas ve 2012/92 karar sayılı ilamı), davacıların ölenin mirasçısı değil desteği olduğu yani destek gören 3. Kişilere ölenin kusurunu kabul etmemekle birlikte kusur izafe edilemeyeceği yönünde vermiş olduğu karar var iken müteveffanın hiçbir şekilde ispatlanmayan sadece varsayıma dayanan araç içerisinde kemersiz olduğu faraziyesi ile ölene kusur izafe edildiğini, bu kusuru kabul etmemekle birlikte davacı 3. Kişiler olan destek gören anne ve babaya yansıtılarak hukuki mesnetten yoksun olarak hesaplanan tazminattan kusur indirimi yapıldığını, Kararı bu yönüyle de hem kusur olarak hem de tazminatta yapılan indirim yönünden istinaf ettiklerini, mahkemenin gerek müteveffanın gerçek geliri gerekse hatır taşıması yönünde gerekli araştırmayı yapmadığını, itirazların dikkate alınmadığını, hatta müteveffanın okuduğu okula müzekkere yazıp okulun mahiyetini ve okuldan mezun olan bir öğrencinin sektör olarak ne iş yapacağını bile araştırmadan asgari ücret üzerinden vasıfsız bir işçi olacağı yönünde farazi bir hesaplama üzerinden farazi bir karar verdiğini, Ayrıca davacıların 17 yaşına gelmiş artık hayata atılacak evlatlarını, davacı … İtahın biricik abisini kaybetmenin vermiş olduğu üzüntü ve eleme karşılık talep edilen manevi tazminatların kısmen kabul edilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı …’a velayeten ve kendine asaleten … ve … … vekili istinaf dilekçesinde; müteveffa …’ın elim kaza sonucu anne, babası ve kardeşinin büyük elem ve keder yaşadığının malum olduğunu, davalılar … ve … … ile … … bu acıyı yüreklerinde hissettiğini, hükmolunan Manevi tazminat miktarlarının, yasal düzenlemeler, Yargıtay İçtihatları, somut olayın oluş şekli, davalı tarafın sosyo-ekonomik durumu, karşısında yüksek miktarlar olduğunu, Dava konusu kazanın oluşu ve öncesi yaşanan durumların son derece önemli olduğunu, … …’ın “ailesinden habersiz olarak babasına ait aracı almak ve tek başına gezmek şeklinde bir eylemde bulunurken, müteveffa ve arkadaşlarına çarpmak suretiyle, müteveffanın ölümüne ve diğer arkadaşlarının ise yaralanmasına sebebiyet vermediğini” müteveffa …, … … ve diğer tüm arkadaşlarının bir gençlik hevesiyle hareket ederek, bilinçsiz ve öngörüsüz davranışlar silsilesi sergilediğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini, kaza sonucunda, … … da ağır şekilde yaralandığını, komaya girdiğini, yoğun bakımda kaldığını, davalı anne ve babasının bu nedenle de son derece üzüntü yaşadığını, … da yoğun ve ağır bir tedavi süreci yaşadığını, mahkemece, tüm delillerin toplandığını, tanıkların dinlendiğini, hastane kayıt ve raporlarının alındığını, tarafların … araştırmasının yapıldığını, kusur ve hesap bilirkişi raporları alındığını, Nihayet, somut olayda, müteveffanın da kusurlu olduğu ve hatır taşımasının söz konusu olduğuna hükmedildiğini, Buna göre, hükmedilen Manevi Tazminat miktarlarının Borçlar Kanun’u hükümlerine uygun olmadığını, davalıların sosyo-ekonomik durumuna da uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf eden davacılar vekili ile davalı …’a velayeten kendi adına asaleten … ve … … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destek tazminatı, cenaze ve defin gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu meydana gelen ölüm sebebi ile destekten yoksun kalma nedeniyle açılan maddi tazminat davasında, zararın kapsamının ve tazminatın miktarının doğru biçimde belirlenmesi açısından, vefat edenin kaza anındaki gerçek gelir durumunun ve vefat edenin öğrenci olması yahut henüz çalışmadığı durumda, davacının ileride elde edebileceği gelirin doğru biçimde saptanması büyük önem taşımaktadır.
Davacılar Hamza ve Şehnaz’ın oğlu olan destek … kaza tarihinde 16 yaşında olup, …. alanında 9. sınıfta eğitim görüyorken, kaza tarihinden 3 ay kadar önce 17.09.2013 tarihli tasdikname ile örgün eğitimini sonlandırmış, aynı tarihte … bölümüne kaydını yaptırarak, eğitimine devam ederken 21.12.2013 tarihinde davaya konu kaza meydana gelmiştir. Sigorta şirketi dışında, diğer davalılar vekili 13.07.2015 tarihli dilekçesinde desteğin yüz yüze eğitimde alması gereken temel kimya dersinden devamsızlığı nedeniyle kaldığını bildirmiştir. İlgili okul tarafından verilen 13.07.2015 tarihli yazı cevabından da bu husus anlaşılmaktadır. Desteğin annesi lise, babası lisans mezunudur. … araştırması gözönüne alınıp, desteğin dosya kapsamındaki not durumuna göre okulun uzamasının da ihtimal dahilinde olmasına göre eğitim gördüğü meslek lisesini biraz geç de olsa bitireceğinin kabulü gerekir. Davacı taraf öğrencilerin ilgili meslek lisesinden teknisyen unvanı ile mezun olduklarını ve bu unvanla çalışmaya başladıklarını ileri sürmüştür. Bu halde …’dan desteğin eğitim gördüğü……. Kimya bölümü mezunlarının hangi unvanla mezun olduklarının sorulması, teknisyen unvanı ile mezun olduklarının anlaşılması halinde desteğin muhtemel mezuniyet tarihi ile mezuniyet sonrasında kamuda ve özel sektörde alanında ne kadar sürede iş bulabileceğinin, işe başlama tarihinin belirlenmesi, işe gireceği tarih itibariyle kimya teknisyeni ücretinin araştırılması ve bu ücretin asgari ücrete oranlanarak desteğin gerçek gelirinin tespiti ile tazminat hesabı yapılması gerekirken, asgari ücret düzeyinde geliri olduğunun kabulü ile tazminat hesaplanması doğru görülmediği gibi, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda destek ile davacı anne ve babanın muhtemel bakiye ömürleri PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmiş olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin … Sayılı içtihadında PMF1931 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilerek, TRH 2010 Yaşam Tablosunun uygulamasına geçildiği belirtildiğinden, hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre belirlenecek muhtemel yaşam süresi gözetilerek “Progresif Rant Yöntemi” ile yapılacak hesaplamaya göre davacıların destek zararlarının belirlenmesi hususunda ek aktüer bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, yazılı olduğu biçimde hükme elverişli olmayan hesap bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması da doğru değildir.
2-Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesinde destekten yoksun kalanlara ayrılacak paylar Yargıtay uygulamaları ile kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 desteğe %50 eşe pay verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanacaktır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin uygulamalarına göre; desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki, anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı belirlenmiş olup destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekmektedir.
Somut olayda hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davacı anne ve baba için sırası ile %25,%15,%12,%10 ve davacı anne ölünce davacı babaya %15 pay verilmiş olup, pay oranları da yerleşik Yargıtay uygulamalarına uygun olmadığından, belirtilen pay oranlarına göre tazminat hesabı yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hükme elverişli olmayan tazminat raporuna göre karar verilmesi de doğru değildir.
3-Yine davaya konu trafik kazası tek taraflı olarak gerçekleşmiş olup, kazanın gerçekleşmesinde araç sürücüsü olan davalı …’in asli ve tam kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Destek … araçta yolcu konumunda olup, kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmamakta ise de, İstanbul ATK trafik ihtisas dairesince düzenlenen raporda da belirtildiği gibi ehliyetsiz sürücünün aracına binmesi ve emniyet kemeri takmayarak araçtan fırlaması nedeniyle kendisinin ölümünde, bir başka ifade ile zararın artmasında kusuru bulunmaktadır. Bu kusur kazanın oluşumu ile ilgili olmayıp zararın artmasında etkili olan müterafik kusur olduğundan, davacı anne ve baba yönünden hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatının, davalı araç sürücüsünün %100 oranında kazada kusurlu olduğunun kabulü ile hesaplanması, desteğe yukarıda belirtilen nedenlerle zararın artmasındaki müterafik kusuru nedeniyle izafe edilen %25 kusur oranında tazminatlardan indirim yapılmaması, ancak desteğin, olay tarihinde 18 yaşından … olması nedeniyle ehliyetsiz olduğunu bildiği sürücü …’ın aracına binmesi, emniyet kemerini takmayarak araçtan fırlaması nedeniyle belirlenen tazminatlardan mahkemece, yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince %20 oranında müterafik kusur indirimi ve ayrıca hatır taşıması nedeniyle %20 oranında indirim yapılarak sonuç tazminatlara karar verilmesi gerekirken, sanki kazanın oluşumunda desteğin kusuru varmış gibi, tazminattan %25 oranında indirim yapılması da doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda 1, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle inceleme, araştırma yapılıp, aktüer bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir ek rapor alınması ve sonucuna göre (taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek)karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediğinden davacılar vekili ile …’a velayeten kendi adına asaleten … ile … … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalılar …’a velayeten kendi adına asaleten … ile … … vekili ile davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda 1, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile …’a velayeten kendi adına asaleten … ile … … vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.12.2018 tarihli, ….7 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekili ile davalılar …’a velayeten kendi adına asaleten … ile … … vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL, istinafa gelen davalılar tarafından yatırılan 1.110,04 TL istinaf karar harcının talep halinde ilgili taraflara iadesine,
3-Davacılar tarafından yatırılan 150,00TL gider avansı ile istinafa gelen davalılar tarafından yatırılan 150.00 TL istinaf gider avansından, kullanılmayan kısımların ilgili taraflara iadesine,
4-İstinafa gelen davacılar ve davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda ayrı ayrı gözetilmesine,
5-Kararın tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.