Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1097 E. 2021/1610 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2018
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ve …’ın müşterek çocukları olan davacı …’ın, davalıya trafik sigortalı araçta yolcu konumunda iken 16/08/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu yaralandığını, kısmi kalıcı şekilde iş göremez duruma geldiğini, olayda araç sürücüsünün kusurlu ve sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 3.000,00 TL iş göremezlik tazminatının 29/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 17/08/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile dava değerini 3.743,20 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı … Sigorta AS vekili cevap dilekçesinde; …’ın maluliyeti sebebiyle yapılan başvuru neticesinde …. numaralı hasar dosyasının açıldığını, dosyanın incelenmesi neticesinde, sağlık kurulu raporunun eksik olması nedeniyle bu belgenin tamamlanmasının talep olunduğunu, ancak belgenin ibraz edilmemiş olması nedeniyle kendilerine nihai cevap verilemediğini, TMK madde 2 ve 3.maddeleri uyarınca herkesin haklarını elde ederken ve borçlarını yerine getirirken dürüst davranmak ve iyi niyetle hareket etmekle yükümlü olduğunu, bu kapsamda gerekli evrakları göndermek yerine ödeme yapılmadığı iddiasıyla bu davayı açmakta iyi niyetle hak arandığından söz edilemeyeceğini, aracın davalı şirket tarafından 13/01/2015-2016 vadeli ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, şirket sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti olan 290.000, 00 TL ile sınırlı olduğunu, sigortacının sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle sigortalının kusuru oranında yaralanan/malul kalanlara tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, davacının maluliyet oranı, çalışabilecek durumda olup olmadığı, bir maluliyet söz konusu ise bu zararların uzman bilirkişilerce hesaplanması ve dava tarihinden yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, …. Başkanlığınca düzenlenen rapor ve ek raporda, davacının kalıcı maluliyeti bulunmadığı, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği ve bakıcı ihtiyacı olmadığının tespit edildiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/06/2018 tarihli …. esas … karar sayılı ilamı gereğince, davacının küçük olması halinde bir işte çalışmasının söz konusu olamayacağı, kalıcı maluliyet yok ise tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı bir kazançta söz konusu olamayacağından geçici iş göremezlikten dolayı tazminata hükmedilemeyeceği, somut olayda davacının kaza tarihi itibariyle 6 yaşında olup gelir getirici herhangi bir işte çalışmadığı, kalıcı maluliyeti söz konusu olmadığı gibi bakıcı yardımına da ihtiyacının doğmadığı, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, kalıcı maluliyeti olmadığı için kalıcı iş göremezlik tazminatı da talep edemeyeceği değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili ile istinaf dilekçesinde; trafik kazasından kaynaklanan sakatlık zararlarının tazmini için dava açıldığını, alınan bilirkişi raporunda, 3.643,20 TL geçici iş göremezlik zararı hesaplandığını, mahkemece talebin reddine karar verildiğini, maluliyete ilişkin … hastanesince düzenlenen rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, raporun “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” kapsamında düzenlendiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin … Esas ve ….. Kararı uyarınca; maluliyete ilişkin raporların; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, raporun kaza tarihinde geçerli Yönetmelik Uyarınca düzenlenmediğini ve bu yönde ki itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, davacının 18 yaşından küçük olması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı alamayacağına dair kanaatin yerinde olmadığını, davacının bu süreçte efor kaybedeceğini (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, T. 26.11.2018, Esas – 2018/959, Karar – 2018/11263 Sayılı İlamı), davacının kaza tarihi ile 18 yaşının ikmal edildiği tarihler arasında kaza öncesi yaşamına göre daha fazla efor sarf ederek yaşayacağı sabit olup bunun için efor kaybına bağlı maddi tazminat isteminde bulunulabileceğini, çalışma yaşına gelmeyen küçükler yönünden bedensel zarar sonucu oluşan maluliyet nedeniyle evde yada dışarıda aileye yardımcı olma, eğitim alma, yeme içme gibi yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinde emsallerine göre sarf etmesi gereken fazla çaba veya gücün bir ekonomik değer olarak görülmesi ve bu sebeple zarar oluştuğunun kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK m. 54’te özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı … kaza tarihinde 6 yaşında olup hükme esas alınan …. hastanesince düzenlenen rapor ve ek raporda, davaya konu kaza sonucu yaralanan davacının sekel mahiyette bir arızası tespit edilmediğinden trafik kazasına bağlı kalıcı maluliyet tayinine yer olmadığı, davacının iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Hesap bilirkişi raporunda çocuk … için kaza tarihinden itibaren 4 ay geçici işgöremezlik süresi yönünden 3.643,20TL geçici iş gücü tazminatı hesaplanmıştır. Mahkemece hükme esas alınan maluliyete dair rapor ve ek rapor yöntemine uygun şekilde düzenlendiği gibi, mahkemece davacı çocuğun kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışmasının sözkonusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davacı çocuk … için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatının reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığından (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 59.30TL maktu istinaf karar ve ilam harcından,peşin alınan 44.40TL’nın mahsubu ile bakiye 14.90TL’nın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna müracaat eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde temyizi kabil olmak üzere 30.09.2021tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.