Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1096 E. 2021/1851 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/11/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı …’ın 31.08.2016 tarihinde doğduğunu, doğumundan 6 ay önce, babası …’ın 02.03.2016 tarihinde trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, işbu kaza neticesinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre kaza yapan araçta yolcu konumunda bulunan müteveffanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, aracın ZMMS poliçesinin davalı tarafından düzenlendiğini, mirasçıları için açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında görüldüğünü ve 24.04.2018 tarihinde davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu davada bilirkişi incelemesinin yapıldığını, davacıların desteklik payının belirlendiğini, kazanın gerçekleşmemesi halinde müteveffanın 18 yaşına kadar…’a yapılacak desteğinin de göz önüne alındığını ancak dava tarihinde tam ve sağ doğumun gerçekleşmemesi sebebiyle açılmış bir dava olmadığından hesaplamanın yapılamadığını, 04.12.2017 sigorta şirketine başvurunun yapıldığını, herhangi bir ödemenin yapılmadığını beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talep artırım dilekçesi ile dava değerini 64.211,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul anlamına gelmemek üzere aracın …nezdinde 04.11.2015//04.11.2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, kazaya karışan aracın ticari minibüs olduğunu, ZMMS poliçesi kapsamında sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, öncelikle kusur durumunun net ve kesin olarak tespitinin gerektiğini beyanla haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, yapılan yargılama neticesi davanın kabulüne, 64.211,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu kazaya sebep olan minibüsün davalı şirket nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile karşılanamayan zararlarla sınırlı olduğunu, meydana gelen zarar bakımından öncelikle zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası kapsamında başvuru yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağı uyarınca,davacının desteği …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu resmi plakalı minibüsün tek taraflı yaptığı kaza sonucu …’ın vefat ettiği, murisin başkaca destek olduğu kişilerin açtığı ve Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … karar sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda davalı … şirketine sigortalı araç şoförünün tam kusurlu olduğunun belirlendiği, aracın ZMM sigorta poliçesinin 04.11.2015-2016 tarihinde davalı tarafından tanzim edildiği, aracın … adına kayıtlı resmi transit münibüs olduğu, mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporunda Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….esas sayılı davasında davacılar desteğin eşi ile diğer iki çocuğu olup söz konusu davada alınan bilirkişi raporunda davacı yönünden de destek tazminatı payı ayrıldığından mükerrer ödemeye neden olunmayacağının belirlendiği, poliçe limitinin aşılmamasına da dikkat edilerek desteğin ve davacının yaşı, elde edeceği gelir, destek olacağı kişilerin sayısını gözetir ve yukarıdaki kabullere göre hesap yapıldığı ve kaza tarihinde anne karnında olan davacının destekten yoksun kalma tazminatının 64.211,00 TL olarak belirlendiği, bilirkişi tarafından hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz oranı uygulandığı, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
İstinaf eden davalı vekilinin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’na dair istinaf talepleri bakımından; kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, yolcu taşımacılığı yapan araçlar bakımından, yolcuların uğradığı bedeni zararların öncelikle taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası tarafından karşılanması öngörülmüştür. 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Bu durumda, yukarıda açıklanan düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, aracın taşımacılık sigortası bulunmadığı takdirde, … Hesabı yönetmeliğine göre … Hesabına başvuru zorunluluğunun olmadığı, sıralı sorumluluk uyarınca aracın trafik sigortacısı davalı … şirketine dava yöneltilebilecektir. (Yargıtay 17.HD 28/12/2017 tarih, 2017/414 esas, 2017/12307 karar sayılı kararı)
Somut olayda, kazaya karışan aracın … adına kayıtlı resmi transit münibüs olduğu, aracın ticari kullanım amacı bulunmadığı, anılan nedenle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası’nın bulunmadığı, aynı nedenle, kaza neticesi doğan zarardan, aracın Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını yapan davalı …Ş.’nin sorumlu olduğu açık olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bununla birlikte, mahkeme tarafından hükme dayanak alınan aktüer bilirkişi raporunda, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz yöntemi ile hesaplama yapılmıştır. TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,….. ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, 1.8 teknik faiz uygulanması doğru görülmemiş ise de hükmün sadece davalı tarafça istinaf edilmiş olmasına göre ve bu durum davalı lehine olmakla, davalı lehine oluşan müktesep haklar gözetilerek bu husus inceleme dışı bırakılmıştır.
Bu gerekçelerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.386,25-TL karar harcından peşin alınan 1.096,57-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.289,68-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.