Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1091 E. 2021/1544 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2018
NUMARASI : …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … …. adına kayıtlı ve davalı … idaresindeki aracın 25.01.2015 tarihinde, saat 19.30 sıralarında geriye doğru manevra ile 407. cadde istikametine seyrettiği sırada aracının sağ arka kısmı ile park halindeki aracın yanında yaya olarak bulunan davacıya çarptığını, çarpmanın etkisiyle davacının yaşamını tehlikeye düşürmeyecek, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve yaşam fonksiyonlarını etkileyecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazada hiçbir kusuru bulunmayan davacının tedaviye ilişkin birçok masraf yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; olayın davacının anlattığı şekilde olmadığını, davalı tarafından …..i üzerinde garaj girişinde bulunan aracın, bakkalının önüne park edilmek istendiğini, bunun için davalının dörtlüleri yakıp, aynaları kontrol ettikten sonra geriye doğru manevra yapmaya başladığını, ancak araç hareket ettikten kısa bir süre sonra davacıyı bir anda aynada gördüğünü ve frene basarak hemen durduğunu, davacının iddia edildiği gibi başka bir park halindeki aracın yanında bulunmayıp, ….. Okulunun bulunduğu taraftan karşıya geçmekte olduğunu,davalının kazadan sonra araçtan inerek davacının yanına gidip yardımcı olduğunu, olaydan kısa bir süre sonra olay yerine gelen ve davacıyı hastaneye götüren ambulansın ardından arabayla hastaneye gittiğini, hastanede davacının durumunun iyi olduğunu öğrenen ve davacıya geçmiş olsun diyen davalının polis tarafından telefonla aranınca olay yerine dönerek polise ifade verdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; usule ilişkin itirazlarını belirttikten sonra, bahsi geçen aracın davalı şirkete sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, ölüm ve sakatlık halinde azami 290.000,00 TL ile sınırlı olacağını, Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, kazanın meydana gelişinde ve maluliyetin derecesinin artmasında davacı tarafın asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının kazadaki yaralanması ile maluliyeti arasında illiyet bağı olup olmadığının tespiti gerektiğini, davacıya …. tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinde haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminata ilişkin olduğu, davacının …… düzenlenen raporda vücut genel çalışma gücü kaybının % 17.2 olduğu, 5 ay süre ile geçici iş görmezlik hali bulunduğunun belirlendiği, davalının kazada % 100 kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğunun tespit edildiği, tanıkların dinlendiği, davacı tarafça maddi tazminata ilişkin davadan feragat edildiği, davalı … Sigorta vekilince vekalet ücreti talebi olmadığının beyan edildiği, davacının olayda kusurunun olmaması, yaşanan korku ve endişe hali gözetilerek davacıyı zenginleştirmeyecek, davalıları ödeme güçlüğüne düşürmeyecek oranda, duyulan acı ve ıstırabın bir nebze telafisi için manevi tazminata hükmedilmesi gereği gözetilerek; maddi tazminata ilişkin davadan feragat edildiğinden feragat nedeni ile davanın reddine, manevi tazminat yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın 25.01.2015 olay tarihinden yasal faizi ile davalı ……. müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; … tarafından aracın … üzerinde garaj girişinden, bakkalının önüne park edilmek istendiğini, davalının dörtlüleri yakıp, aynaları kontrol ettikten sonra geriye doğru manevra yapmaya başladığını, ancak araç hareket ettikten kısa süre sonra davacıyı bir anda aynada gördüğünü ve frene basarak hemen durduğunu, yine de … Okulu’nun bulunduğu taraftan karşıya geçmekte olan davacıya çarptığını, Kollukta davalıdan şikayetçi olmayan davacı … daha sonra maddi ve manevi tazminat istemi ile davalı hakkında iş bu davayı açtığını, kusur tespiti için 26/04/2017 tarihli celsede keşif kararı alındığını, fakat davacı tarafından keşif giderleri yatırılmadığı için keşif kararının yerine getirilemediğini ve daha sonra gerekçesiz olarak keşif kararından vazgeçildiğini, Keşif kararı yerine getirilmediği için olay yeri kaza tutanağına göre bilirkişi raporu hazırlandığını, rapordaki eksikler ve hatalı sonuç için yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda tam kusurlu gösterilen davalı aleyhinde manevi tazminata hükmedildiğini, mahkemeye bildirilen diğer tanıkları …’nun ise dinlenilmediğini, keşif yapılmış olsaydı, kaza tespit tutanağındaki eksik ve yanlışların açıkça mahkeme heyeti ve bilirkişi tarafından yerinde görülebileceğini, Cadde üzerinde meydana gelen olayda davalının tam kusurlu olmasının söz konusu olmadığını, Bilirkişi raporuna karşı itirazlarında da belirttikleri gibi aracın, davacıya … Okulu’nun bulunduğu taraftan karşıya geçmekte iken çarpıldığını, kazanın, karşı kaldırımın yanında ve cadde üzerinde geriye doğru hareket etmekte olan aracın arkasından geçmeye çalışan davacının kendi ihmali ve dikkatsizliğinden kaynaklandığını, dinlenen görgü tanıklarının, davacı ve yanında bulunan kızının telaşlı bir şekilde karşıdan karşıya geçerken etrafa dikkat etmediğini beyan ettiğini, olayın olduğu yerden sadece 5-6 metre ileride yaya geçidi olmasına rağmen davacının yaya geçidinden geçmek yerine hareket etmekte olan aracın arkasından geçmeye çalışarak olaya sebebiyet verdiğini, kazanın kaldırımda değil, cadde üzerinde meydana gelmesine rağmen davalıyı tam kusurlu kabul eden bilirkişi raporuna dayanarak,davalıyı tazminata mahkum etmenin usul ve yasaya olduğu kadar hukuk vicdanına ve hakkaniyete de aykırı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarının, davalının ekonomik durumuna göre fahiş olduğunu, Bankalara 35.000 TL. üzerinde kredi ve kredi kartı borcu olan davalının borçlanmadan hükmedilen tazminat miktarını ödemesinin mümkün olmadığını, tazminat miktarının davalıyı fakirleştireceğini, gerekçeli kararda “davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden” şeklinde tek vekalet ücretine karar verilmiş ise de, her davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini belirterek manevi tazminata ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında davalı sigorta şirketi ile davacı taraf arasında düzenlenen 27.03.2017 tarihli Sulh Protokolü ve İbraname belgesi gereğince davacı tarafa 37.575,35TL asıl alacak, işlemiş faiz, mahkeme ve icra vekalet ücreti, yargılama gideri olmak üzere toplam 47.077,64TL ödenmekle maddi tazminatın konusuz kaldığı anlaşılmış, davacı vekilinin bilahare 13.02.2018 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle maddi tazminat talebinden feragat etmesi, davalı … vekilinin sulh ve anlaşmaya diyeceği olmadığını bildirmesi, maddi tazminattan yargılama sırasında davalı sigorta şirketi ile varılan anlaşma ve ödemeden dolayı feragat edilmesi nedeniyle davalı taraf lehine vekalet ücretine karar verilmemesinde bir isabetsizlik olmaması, bu halde taraflar arasındaki ihtilafın manevi tazminat ve kusura ilişkin olması, davacı tarafça keşif avansı yatırılmasına rağmen mahkemece ihtilafın manevi tazminata ilişkin olması sebebiyle keşif yapılmasına dair ara kararından vazgeçilmesi, kazanın 25.01.2015 tarihinde saat 19:30 da gerçekleşmesi, KTT da davalı sürücü yönetimindeki kamyonetin sağ arka kısmı ile park halindeki bir başka aracın yanında duran davacıya çarpması olayında davacının kusurunun bulunmadığı, davalı …’in tamamen kusurlu olduğunun belirtilmesi, dinlenen tanık beyanları ile davalı sürücü ve davacının hazırlıkta verdiği ifadelerden davacının yanında kızı da olduğu halde olay mahallindeki okulun bulunduğu yerden karşıya geçmekte iken, davalı …’in kamyoneti ile bina önündeki garaj girişinden çıkıp, bakkalın önüne aracı park etmek amacı ile geri manevra yaparak caddeye çıkışı sırasında kazanın gerçekleştiğinin anlaşılması, trafikçi bilirkişi tarafından düzenlenen 02.05.2018 tarihli raporda kazanın oluşunun bu şekilde kabulü ile davacı taşıt yolunda iken davalı sürücünün,yakın gerisini kontrol etmeden, sağ ve sol dikiz aynalarından yavaş yavaş kontrollü şekilde geri manevra yapmadan, dikkatsiz ve kontrolsüzce, geri manevra yaparak davacıya çarpması olayında %100 oranında tamamen kusurlu olduğunun belirtilmesi, davalı … vekilinin kusur raporuna itirazı üzerine, resmi görevli memurlarca olay mahallinde inceleme yapılıp, fotoğraflar çekilerek ön rapor düzenlenmesi, bu raporda gözetilerek davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi hususunda 17.09.2018 tarihli ek rapor alınması, söz konusu ek raporda, davalı …’in yolda düz şekilde seyretmediği, davacının solundan gelen araçları kontrol ederek karşıya geçmek istediği sırada geri manevra yapan davalı aracını görme şansının bulunmadığı, bu nedenle davalı …’in yönetimindeki kamyonetle sokak içinde yakın gerisini kontrol ederek geri manevraya başlamadan önce, dikkatini kullandığı araca verip, aracının sağ ve sol dikiz aynalarından kontrolle yavaş yavaş kontrollü manevra yapması gerekirken, aksine hareketle kontrolsüz ve dikkatsizce manevra yapması nedeniyle arka gerisinde bulunan davacıya çarptığı olayda tamamen kusurlu olduğunun tespit edilmesi, davalı tarafın itirazlarının ek raporda bu şekilde değerlendirilmesi, hükme esas alınan kusura dair raporun kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunması, bilirkişinin komisyon listesine kayıtlı trafik kusur uzmanı olması, davacının kaza sonucu sağ ayak bileğinde ödem, sağ omuzda tam kat tendon yırtığı olacak şekilde yaralanması, sağ omzundan ameliyat geçirmesine, omuz hareket kısıtlılığı nedeniyle %17.2 oranında sürekli malul kalması, 5 ayda iyileşebileceğinin belirlenmesi, kaza tarihinde 59 yaşında olması, TBK’nın 56.maddesinde düzenlenen manevi tazminat şartlarının davacı lehine oluşması, davacı için hükmedilen manevi tazminatın, tarafların …, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, davacının yaralanma derecesi, sürekli ve geçici iş göremezlik durumu, davacının maruz kaldığı ağrı, acı, elem, üzüntü, kaza tarihindeki yaşı, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, ceza ve mamelek hukukuna ilişkin tazmin amacının güdülmemesi, 22.06.1966 tarih,…. Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler, manevi tazminatın amacı ve ölçütleri gözetilerek tayin ve takdir edilmiş olmasına ve mahkemenin gerekçesine göre davacı lehine yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarı makul bulunduğundan, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin manevi tazminatın reddine karar verilen kısmı üzerinden her davalı vekili için ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, tek vekalet ücretine karar verildiğine ilişkin istinaf talebine gelince; davacı taraf manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışında kalan araç sürücüsü ve araç kayıt maliki olan şirketten tahsilini talep etmiştir. Vekalet ücreti dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettiren taraf lehine hükmedilir.
Somut olayda davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de, davalı araç, işleteni olan …….. duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirmemiştir.
Bu durumda talep edilen manevi tazminatın reddine karar verilen kısım üzerinden sadece davalı … lehine vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında yazılı olduğu gibi her iki davalıda kendisini vekil ile temsil ettirmiş gibi davalılar lehine tek vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmadığından, davalı … vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde olup kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmıştır.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 2 numaralı bentte açıklandığı üzere davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2018 gün ve…..Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Maddi tazminata ilişkin davadan feragat edildiği gözetilerek feragat nedeni ile davanın reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Manevi tazminat yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın 25.01.2015 olay tarihinden yasal faizi ile davalı … ve … …. müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 358,63 TL harcın düşümü ile eksik kalan 324,47 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 608,13 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/1-2 maddeleri gereğince manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden tespit ve takdir edilen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan kabule göre hesaplanan 350,25 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan redde göre hesaplanan 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Davalı … tarafından yapılan redde göre hesaplanan 43,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Karar kesinleştiğinde artan avansın iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı … tarafından yatırılan 171,00TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde adı geçen davalıya iadesine,
2-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı … tarafından yapılan toplam 139,13 TL istinaf yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya verilmesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.