Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1087 E. 2021/1609 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Bakanlığı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait aracın, dava dışı sürücü … … yönetiminde seyrederken, dava dışı … yönetimindeki, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde trafik sigortalı, diğer davalı idareye ait aracın yakıtının yola dökülmesi nedeniyle davacı aracının kayarak dönmeye başladığını ve orta şeritte seyreden davalı … adına kayıtlı ve dava dışı … yönetimindeki aracın, davacı aracına arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini belirterek kusur oranlarının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı aracında meydana gelen 1.000,00 TL hasar ve 250,00 TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; 03.10.2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 1.000,00 TL olarak talep ettiği hasar bedeli talebini 8.400,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalının olayda herhangi bir kusurunun olmadığını, aracın zarara uğramasının sorumlusunun dava dışı … … olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Bakanlığı cevap dilekçesinde; haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
Davalı Sigorta Şirketi süresinde olmayan cevap dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması ve tazminat hesabının sigortalının kusur oranına göre yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, dava 1. … Komutanlığına yöneltilmiş ise de, davacı vekilince verilen 09/01/2016 tarihli dilekçe ile temsilcide yanılmanın davanın husumetten reddini gerektirmeyeceği, davanın … Bakanlığına karşı açıldığının kabulü ile Bakanlık davalı kabul edilerek karar verilmesinin talep edildiği, sonrasında … Bakanlığı vekilince davaya karşı 13/02/2017 tarihli cevap dilekçesi verildiği, her ne kadar başlangıçta davalı olarak 1…… Komutanlığı gösterilmiş ise de; komutanlık yerine … Bakanlığının davalı olarak kabul edildiği, konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda, davalı idareye ait aracın sürücüsü …’nun %80 oranında, davacıya ait aracın sürücüsü … …’ın %20 oranında kusurlu olduğu, davalı …’a ait araç sürücüsü …’un kusursuz olduğu, davacının maliki olduğu aracın tamirinin yapılmasının ekonomik olmayıp, pertinin ekonomik ve uygun bulunduğu, sovtaj indiriminden sonra hasar bedelinin 10.500.00 TL. Olduğu, araç pert olduğundan, araçta değer kaybı olmayacağının bildirildiği, raporun dosya kapsamına uygun, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bulunduğu, davalı …’a ait araç sürücüsünün, kazanın oluşumunda kusuru olmadığından …’a yönelik davanın reddine karar vermek gerektiği, davalı Bakanlığa ait araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %80 oranında kusurlu olduğu, dolayısıyla sürücüsünün kusuruna tekabül eden zarardan bakanlığın işleten sıfatıyla sorumlu bulunduğu, davacı aracında davalı kusuruna tekabül eden hasar zararının 8.400 TL. olduğu, 26/04/2016 tarihli resmi gazetede yayınlanan 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklikle; 2918 sayılı Kanunun 97nci maddesi gereğince, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği, bu şekilde dava öncesinde sigortaya başvuru zorunluluğu getirilmiş olup, bu husus dava şartı niteliğinde bulunduğundan, dava öncesinde sigortaya yapılan bir başvuru bulunmadığından davalı S.S. … Sigorta A.Ş.’ye yönelik davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine karar vermek gerektiğinden bahisle, davalı … Bakanlığına yönelik davanın kabulü ile, 8.400,00 TL.’nin 31/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, davalı S.S. … Sigorta A.Ş.’ye yönelik davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usul yönünden reddine, davalı …’a yönelik davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … Bakanlığı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Bakanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın meydana gelen trafik kazasında kusurlu olduğunu, kaza sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağında da davacının kusurlu olduğunun belirtildiğini, davalı idarenin söz konusu kaza nedeni ile kusurlu bulunmadığını, kaza tutanağında da belirtildiği üzere davacı tarafın aracını kaydırarak yol üzerinde savrulup, orta şeride geçerek diğer davalıya ait araca çarptığını, sürücülerin Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirtilen hız sınırlarını aşmamak ve hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak zorunda olduklarını, karayollarında yüksek tehlikeyi yaratan motorlu araç sürücülerin daha özenli davranmaları gerektiğini, davacı tarafın, davalı idareye ait 610217 plaka sayılı kurtarıcı – çekici marifetiyle aracın arka kısmında bağlı haldeki koleman uçak çeker aracını çektiğini görüp, hızını ve diğer şartları ayarlamayarak kazaya sebebiyet verdiğini, davacı tarafın kusurlu bulunmadığına dair iddiaların trafik kaza tutanağındaki verilerin aksini ispata yeterli olmadığını, ayrıca tazminat miktarının fahiş olduğunu, kaza tarihinden itibaren yasal faiz ve ıslah talebini kabul etmediklerini, eksik inceleme ve araştırma neticesi karar verildiğini, davalı idare harçtan muaf olduğu halde harçla sorumluluğuna karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ve değer kaybı tazminatı talebine ilişkindir.
Her ne kadar KTT’da davalı idareye ait dava dışı … yönetimindeki araçtan yola yakıt dökülmesi nedeniyle, davacıya ait dava dışı … yönetimindeki aracın yol üzerinde kayarak savrulması sonucu, davalı …’a ait ve dava dışı … yönetimindeki aracın davacı aracına arkasından çarptığı olayda sürücü …’ın aracının hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun şekilde kullanmaması nedeniyle olayda tamamen kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin kusurunun bulunmadığı belirtilmiş ise de, konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davalı idareye ait kurtarıcı – çekici aracın, arkasına bağlı koleman uçak çeker aracını çeker vaziyette seyrederken, koleman uçak çeker aracındaki mazotun yola döküldüğü, bir süre sonra sürücünün yola yakıt döküldüğünü farkedince aracı sağa çekerek yol güvenliğini almaya çalıştığı sırada, arkadan gelen davacıya ait araç sürücüsü …’ın yola dökülen mazot nedeniyle aracını kaydırıp, yol üzerinde savrularak orta şeride geçtiği, bu sırada orta şeritten seyreden davalı …’a ait ve … yönetimindeki aracın, davacıya ait aracın sol arka kesimine çarpması şeklinde gerçekleşen kazada, davalı idareye ait araç sürücüsünün koleman uçak çeker aracında bulunan yakıtı kontrol etmesi, yakıtın ve yükün tamamen güvenli şekilde taşınacak hale geldiğinden emin olduktan sonra trafiğe çıkması gerektiği halde bu hususlara gereken özeni göstermemesi, yerleşim yeri içinde yakıtın araç yolu üzerine dökülmesi ve sonrasında bu yol üzerinde seyreden araçların kaza yapmasında %80 oranında asli kusurlu bulunduğu, davacıya ait araç sürücüsünün yolda seyrederken önüne her an bir engel veya tehlikeli durum çıkabileceğini düşünerek gerekli hızda ve dikkatli seyretmemesi nedeniyle %20 oranında tali kusurlu olduğunun belirtildiği, davalı …’a ait araç sürücüsü …’un yolun orta şeridinde nizami olarak seyri sırasında, ön ilerisinde sağ şeritte seyreden davacıya ait araç sürücüsü …’ın aracı yola dökülen mazot nedeniyle kaydırarak, savrulup orta şeride geçtiği, sürücü …’un seyir şeridini kapattığı, …’un sola kaçması ve fren tedbirine rağmen aracının sağ ön köşe kısmı ile davacı aracının sol arka köşe kısmına çarpması olayında kural ihlali olmadığından kusursuz bulunduğu, kusur durumunun dosya kapsamı ve kazanın oluş şekline uygun bulunduğu, bilirkişi raporunda KTT ve hazırlık evrakı ile ifadelerin de incelenip, değerlendirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ait araçta davaya konu kaza nedeniyle 9.080,00 TL parça bedeli, 6.018,00 TL işçilik bedeli olmak üzere toplam 15.098,00 TL onarım gideri olduğu, aracın kaza tarihindeki hasarsız rayiç bedelinin 17.500,00TL, sovtaj bedelinin 7.000,00TL olup, sovtaj bedelinin mahsubu ile bakiye 10.500,00TL. zarar oluşacağı, bu durumda aracın onarımı ekonomik olmayıp, pert kabul edilmesinin daha ekonomik ve uygun olduğunun bilirkişi raporunda belirlendiği, aracın pertinin uygun ve kabulü halinde, onarım yapılmadığından tamir sonrası değer kaybı oluşmayacağının tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığından ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hükme elverişli bulunmasına göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı idare vekilinin harçla sorumlu tutulduklarına ilişkin istinaf talebine gelince; davalı … Bakanlığı 492 Sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince harçtan muaf olup, mahkemece davalı idarenin harçtan sorumlu tutulması doğru olmadığından, davalı … Bakanlığı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yerel mahkeme kararının, Dairemizce kaldırılan hükümleri dışında kalan kısımları, infazda tereddüt yaşanmaması için aynen yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.)
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 2 numaralı bentte açıklandığı üzere davalı … Bakanlığı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.02.2019 gün ve…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davalı … Bakanlığına yönelik davanın KABULÜ ile 8.400,00 TL.’nin 31/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davalı S.S. … Sigorta A.Ş.’ye yönelik davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE USUL YÖNÜNDEN REDDİNE,
3-Davalı …’a yönelik davanın REDDİNE,
4-Davalı … Bakanlığı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davanın açılışı sırasında yatırılan 29,20 TL. başvurma harcı ile 29,20 TL peşin karar harcı ile 126,37TL. ıslah harcı toplamı 184,77 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü çıkarılan toplam 853,90 TL. yargılama giderinin davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ ne göre takdir ve tayin olunan 2.725 TL. vekalet ücretinin davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ ne göre takdir ve tayin olunan 2.725 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ ne göre takdir ve tayin olunan 2.725 TL.vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
10-Davacı/davalı tarafından yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya/davalıya iadesine,

İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı idare harçtan muaf olduğundan ve yatırılan harç olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı idare tarafından yapılan toplam 35,00 TL istinaf yargılama giderinin, davacı taraftan tahsili ile davalı idareye verilmesine,
3-Davalı idare tarafından yatırılan 200,00 TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalı … Bakanlığı’na iadesine,
4-Kararın tebliği,kesinleştirme ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.