Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1056 E. 2021/1683 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2018
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/10/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvuru şartların yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili, davalı … şirketinin trafik sigortacısı olduğu aracın, yaya olan davacının eşine çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, davacının eşinin vefat ettiğini, müteveffanın desteğinden davacının yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13/03/2016 temerrüd tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 13/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 49.010,30 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının kanıtlanan gerçek zararından, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumluluklarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davanın kabulü ile 49.010,30 TL destekten yoksun kalma tazminatının 13/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, hükme esas alınan raporda sigortalı araç sürücüsüne %100 kusur atfedilmiş iken, ceza dosyasında asli kusurun davacı murisine verildiğini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni rapor alınması gerektiğini, hesap raporunun mevzuata aykırı tanzim edilmiş olduğunu, 1,8 teknik faizin uygulanması gerektiğini, bakiye ömür süresinin rapor tarihi itibariyle tespit edilmemiş olmasının hatalı olduğunu, destek payının hatalı belirlendiğini, davanın konusunu gelecekte doğacak zarar oluşturduğundan faize hükmedilmesinde isabet olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle uğranılan destekten yoksun kalma zararı sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1) 6098 sayılı TBK’nun 53. maddesinde, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlanmış olup, bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Buna göre; destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken, zarar görenlerin istifade sürelerinin belirlenmesi önem taşımaktadır. Hakim, destek ölmeseydi, ne kadar süre ile destek olacak idiyse bu süreyi destek süresi olarak kabulü, bir başka ifade ile çocuklar için destekten yoksun kalacakları süreyi her somut olayda kendine özgü durumlara göre değerlendirmelidir. Gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Yine destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalana/kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı yerleşik Yargıtay uygulamasına göre belirlenmelidir. Haksız eylem sebebiyle uğranılan zararın tazminine yönelik davalarda talep halinde temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekmektedir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; somut olayda mahkemece benimsenen aktüer hesap raporunda, desteğin gelirinin %50’sini kendisine, %50’sini ise eşi olan davacıya ayıracağı varsayımıyla yapılan hesaplamada isabetsizlik görülmemesine, hükmedilen tazminatlara temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde bir yanılgı olmamasına, hak sahibi davacı ile desteğin olay tarihindeki yaşı yerine hesap tarihindeki yaşına göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi doğru değil ise de istinaf edenin sıfatına göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde bu sebeple bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2)Davacı taraf, davaya konu kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması nedeniyle davalının zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla dava açmış; davalı taraf, davalı sürücünün kusurlu olmadığı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece davacının murisi yayanın kusursuz olduğuna dair rapor hükme esas alınmıştır.
Kaza sonrası düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki motorsikleti ile seyir halinde iken orta refüj yanında bulunan düz çizgi üzerinde karşıdan karşıya yaya olarak geçmek isteyen davacı murisine çarparak 17 metre sonra yol üzerine düşmesi şeklinde meydana gelen trafik kazasında hız kurallarını ihlalden asli kusurlu olduğu, davacı murisinin ise kusursuz olduğu belirtilmiş, mahkemece kazada tarafların kusur durumları için alınan 20/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün hız kurallarına uymaması nedeniyle tam kusurlu olduğu, davacı murisinin ise kusursuz olduğu ifade edilmiştir. Gaziantep 1.Ağır Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında gerek trafik uzmanı bilirkişiden gerekse …’dan alınan raporlarda davacı murisinin asli kusurlu, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğuna dair görüş bildirildiği, bu raporlar esas alınarak ceza dosyasında davalı sürücü hakkında mahkumiyet hükmü tesis edildiği, verilen kararın istinaf aşamasında bulunduğu görülmüştür. Kusur konusunda, kaza tespit tutanağı ve mahkemenin aldığı bilirkişi raporundaki kusur tespiti ile ceza yargılamasında alınan … raporundaki kusur tespiti arasında çelişki bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ilişkin tespiti ile bağlı değil ise de ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlıdır.
Bu durumda, mahkemece henüz kesinleşmeyen Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesinin…. esas sayılı dosyasında alınan kusur raporları dosyaya kazandırılarak, kazanın oluş şekli itibariyle kaza tespit tutanağı, kusur raporları ve tüm dosya kapsamı irdelenerek, olayın oluş şekline ilişkin ceza dosyasında farklılıklar olması halinde ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek, sonucuna göre kazadaki kusur durumlarının belirlenmesi için dosyanın…….gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve dosyada alınan bilirkişi raporu ile ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ve …. raporları arasında kusur oranları yönünden meydana gelen çelişkilerin giderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
3)Davacının hak kazanabileceği tazminatın hesaplanması için mahkemece alınan ve hükme esas kabul edilen aktüer raporunda 01/06/2015 tarihli ZMMS Genel Şartlar gereği TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak davacının maddi zararının hesaplanmış olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Destekten yoksun kalma zararının hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken,…. ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih …. sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece hükme esas kabul edilen aktüer raporunda progressif rant formülü yerine %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece öncelikle Gaziantep 1.Ağır Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında alınan kusur raporları dosyaya kazandırılarak, kazanın oluş şekli itibariyle kaza tespit tutanağı, kusur raporları ve tüm dosya kapsamı irdelenerek, olayın oluş şekline ilişkin ceza dosyasında farklılıklar olması halinde ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek, sonucuna göre kazadaki kusur durumlarının belirlenmesi için dosyanın …. gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve dosyada alınan bilirkişi raporu ile ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ve … raporları arasında kusur oranları yönünden meydana gelen çelişkilerin giderilmesi için rapor alınarak, akabinde usuli kazanılmış haklar gözetilerek, %1,8 teknik faiz uygulanmadan, progressif rant formülü uygulanmak suretiyle davacının destekten yoksun kalma zararının ve hak kazanacağı tazminat hesabının yapılması amacıyla hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınması suretiyle tüm deliller değerlendirilerek oluşacak sonuca göre kazanılmış haklar da karunarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden HMK’nun 355. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde belirtilen gerekçelerle kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde belirtilen gerekçelerle HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/12/2018 tarih…. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinafa gelen davalı tarafça yatırılan 836,97 TL istinaf karar harcının davalı tarafa iadesine,
3-İstinafa gelen davalı tarafça yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Ankara 14. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasına depo edilen 86.000,00 TL’nin yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.