Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/1031 E. 2021/1423 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 19.07.2016 tarihinde … plakalı araç ile…. plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında …. plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, trafik kazası tespit tutanağında her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunun belirtildiğini, davalı …’ın kazaya karışan 26 T 0368 plakalı aracın işleteni, sigorta şirketinin ise zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, davalı …’nın ise… plakalı aracın işleteni olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak üzere davacının yaralanarak maluliyete uğraması nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın (tüm davalılar müşterek ve müteselsil sorumluluk çerçevesinde ve davalı … şirketinin sorumluluğu poliçe teminat limitleri dahilinde olmak kaydıyla) ve 70.000,00 TL manevi tazminatın davalı … dışındaki davalıların sorumlu olması kaydıyla) tahsili ile, olay tarihi olan 19/07/2016 tarihinden itibaren … kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont (avans) faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat talebini 16.514,40 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, davacının dava açmadan önce gerekli evraklarla sigorta şirketine başvuru yapmadığından, bu şart yerine getirilmeden ikame edilen davanın usulden reddi gerektiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusur oranını ve davacının maluliyetin belirlenmesi hususunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, maluliyetin belirlenmesi sonrası aktüerya inceleme yapılmasını talep ettiklerini, davacının araçta hatır için taşındığından ayrıca hesaplanacak tazminattan hatır indirimi yapılmasını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davalıya atfedilebilecek kusur olmadığını, davalı …’nın sahibi olduğu … plakalı aracı kullanan …. aşırı hız ve sürati nedeniyle davalı …’ın sahibi olduğu …plakalı ticari taksiye çarptığını, trafik kazası tespit tutanağında her ne kadar davalının ticari taksisini kullanan şoför … tali kusur yüklense de bu hususun doğru olmadığını, mahallinde keşif yapılmak suretiyle kusur raporu alınması gerektiğini, kaza anında ticari taksi içerisinde yolcu olarak bulunan … de dahil olmak üzere ….l isimli tüm yolcuların sürücü … …’tan şikayetçi olmadıklarını, yolcuların araç içerisinde kendi tedbirlerini almakla yükümlü olduklarını, tüm yolcuların emniyet kemeri takması gerekirken davacının bu yükümlülüğünü ihlal ederek kusurlu davrandığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının talep ettiği manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava öncesinde davalı sigortaya başvuru yapılmış olduğu, davalı sigortanın sigortaya başvuru yapılmadığı, bu nedenle dava şartının yerine getirilmediği yolundaki itirazının reddi gerektiği,….. alınan raporda sürücü …’nın % 75 oranında kusurlu, sürücü … …’ın % 25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, …… alınan raporda davacı …’in Temmuz 2016’da meydana gelen yaralanması ile ilgili olarak şahısta daha önce tarif edilen herninin nüks ettiğinin anlaşıldığı, sürekli iş göremezliğe ve maluliyete neden olmadığı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceğini, bu süre içerisinde %100 malul kabul edilmesi gerektiğinin belirlendiği, aktüerya uzmanı bilirkişiden alınan rapor ile davacının zararının belirlendiği gerekçesi ile maddi tazminat yönünden, davanın kabulü ile, 16.514,40 TL’nin davalılar … ve …’den olay tarihi 19/07/2016 tarihinden, davalı sigortadan 01/10/2016 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat yönünden, davanın kısmen kabulü ile,10.000,00 TL’nin davalılar … ve …’den olay tarihi 19/07/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı …Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı tarafından tanzim olunan poliçenin tanzim tarihinin 03.08.2015 olduğunu, 01.06.2015 tarihli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6.K maddesi uyarınca geçici iş göremezlik tazminatı …… bırakıldığını, davalı açısından teminat dışında kaldığını, sigortalı aracın %25 kusur oranına göre kusur indirimi yapılması gerekirken, sigortalı aracın tüm zarardan sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olan aracın, … Sigorta’dan tazminat alıp almadığının araştırılmadığını, 12 aylık geçici işgöremezlik zararının trafik kazası ile illiyet bağı bulunmadığını, davacının kazadan 1,5 ay önce göbek fıtığı ameliyatı olduğunu, 2015 yılında çok sayıda fasya defekt onarım operasyonu geçirdiğini, kazadan sonra acil servis kayıtlarında kazadan dolayı tek şikayetinin göğüs ön kısmında ağrı olduğu belirttiğini, çekilen grafilerde bir araz saptanmamış olduğunu, kazadan 2 ay sonra yapılan muayenesinde kaza ile illiyet bağı kurulan bir rahatsızlığı tespit edilmediğini, tespit edilen arazlar kişinin kazadan önce olan hastalıklarının bir sonucu olduğunu, 26.09.217 tarihinde yapılan şikayetlerinin de trafik kazası ile illiyet bağı kurulmadan sakatlık raporun tanzim edildiğini, kişinin kazadan önce başka rahatsızlıkları olup bu rahatsızlıklarının tedavisi için 12 aylık iyileşme süresi öngörüldüğünü, hastalığı kaza nedeniyle değil; daha önceden oluşan herninin nüksetmesi olduğunu, iyileşme süresinin trafik kazası ile illiyet bağı kurulmadığından 12 aylık geçici işgöremezlik olması gerekenden yüksek hesaplandığını, ileri sürülmüştür.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, davalıya ait taksi sürücüsü … … hiçbir kusuru olmadığını, Adli Tıp Kurumu’nca trafik tespit tutanağının esas alındığını, davalının olay mahallinde bulunmadığından gerekli itirazları yapamadığını, olay yerinde keşif yapılması taleplerinin reddedildiğini, olay mahallinde trafik işaret levhası bulunmasına rağmen bu husus kaza tutanağına işlenmemiş, rapordaki değerlendirmeler kaza tutanağındaki bu eksik bilgiler üzerinden yapıldığını, sürücü …’nın geldiği istikamette kırmızı renkli “DUR” levhası bulunduğunu ve tam kusurlu hareketleri ile kazaya neden olduğunu, araçtaki yolcuların … … isimli şoförden şikayetçi olmadıklarını açıkça belirterek şoför …’ın kazada hiçbir kusuru olmadığını belirttiklerini, tüm yolcuların emniyet kemeri takması gerekirken davacı bu yükümlülüğünü ihlal ederek kusurlu davranmasına rağmen bu hususlar ATK incelemesinde değerlendirilmediğini, davacının maluliyeti açısından ….. Üniversitesi Adli Tıp Bölümünden rapor alındığını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının maluliyeti ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı olmadığını, raporda “davacının olaydan bir buçuk ay önce göbek fıtığı operasyonu geçirdiği,….. ameliyat olduğu, daha sonra … Hastanesine başvurduğu, burada opere edildiği, kazadan önce de sonra da ilki 2015 yılında olmak üzere çok sayıda fasya defekt onarım operasyonu geçirdiği” ifade edildiğini, davacının rahatsızlıklarının kazadan önce de var olduğu, bunların kaza ile bir ilgisinin bulunmadığını, daha önceki rahatsızlıkları nedeniyle davacıya öngörülen 12 aylık tedavi sürecinin davalılara yansıtılmasının haksızlık olduğunu, davacının rahatsızlıkları ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunmadığından davalının davacının geçici iş göremezliğinden sorumlu olmadığını, davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalılar … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 19.07.2016 tarihinde …. plakalı araç …… plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davalı …’ın kazaya karışan … plakalı aracın işleteni, sigorta şirketinin ise zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, davalı …’nın ise…. plakalı aracın işleteni olduğunu, belirterek davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Mahkemece İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda sürücü …’nın % 75 oranında kusurlu, sürücü … …’ın % 25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, …. alınan raporda davacı …’in Temmuz 2016’da meydana gelen yaralanması ile ilgili olarak şahısta daha önce tarif edilen herninin nüks ettiğinin anlaşıldığı, sürekli iş göremezliğe ve maluliyete neden olmadığı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceğini, bu süre içerisinde %100 malul kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile aktüer raporu ile belirlenen 16.514,40 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde, Bedensel zararlar tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak belirtilmiş, bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebileceği düzenlenmiştir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık yada maluliyet) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi: olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, …, tüm tedavi giderlerinden değil, sözkonusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi yada özel sağlık kuruluşlarından alınan tedavi giderlerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen … sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı … şirketinin bu yöne ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Davacının yaralanması nedeniyle mahkemece … alınan raporda davacının olaydan bir buçuk ay önce göbek fıtığı operasyonu geçirdiği, … Devlet Hastanesinde ameliyat olduğu, daha sonra … Hastanesine başvurduğu, burada opere edildiği, kazadan önce de sonra da ilki 2015 yılında olmak üzere çok sayıda fasya defekt onarım operasyonu geçirdiği, Temmuz 2016’da meydana gelen yaralanması ile ilgili olarak şahısta daha önce tarif edilen herninin nüks ettiğinin anlaşıldığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabileceği belirlenerek davacının kaza sonucu daha önce var olan herninin kazanın etkisi ile nüks ettiği bu nedenle ameliyat olduğu belirtilmiş ve raporda kaza ile illiyet bağı kurulmuştur.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda davacının daha önce geçirmiş olduğu hastalığının meydana gelen kaza sonucu nüks ettiğinin belirlenmesi ve kaza ile illiyet bağının kurulmuş olmasına, davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı ve yaralanmasının bu nedenle arttığı hususun ispat edilmemiş olmasına, davacının teselsül hükümlerine göre tazminatın tamamının davalılardan müteselsilen talep etmiş olmasına, uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında, ayrıca manevi tazminatın takdirinde olay tarihi, iyileşme süresi ve TBK.nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı …Ş vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …Ş vekili ve davalı … vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 1.128,09 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL +282,05 TL +282,02 TL nın mahsubu ile kalan 519,62 TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 683.10 TL harçtan peşin yatırılan 170,82 TL.nı mahsubu ile kalan 512,28 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-Başvuran taraflarça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 16.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.