Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2018/3795 E. 2021/412 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO :…
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2018
NUMARASI …

….
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/03/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın eşi, diğer davacılar… babaları olan… 03/12/2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle 03/04/2016 tarihinde vefat ettiğini, davalılardan…..yönetimindeki ve …’ya ait aracın kaza tarihinde ZMMS bulunmaması nedeniyle davalı …’na husumet yönelttiklerini, müteveffanın emlakçılık yaptığını ve aylık gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunu belirterek şimdilik davacı eş … için 2.000,00-TL maddi, 25.000,00-TL manevi, davacı … için 1.000,00-TL maddi, 25.000,00-TL manevi, davacı … için 1.000,00-TL maddi, 25.000,00-TL manevi, davacı … için 1.000,00-TL maddi, 25.000,00-TL manevi tazminat ve cenaze masrafları için 2.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan (… sadece maddi tazminatla sorumlu olmak üzere) tahsilini talep etmiş; 14.09.2017 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı eş için 212.574,64TL,…. için 37.460,94TL,…. için 57.221,31TL, …. için 64.374,15TL destek tazminatının tazminini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın meydana gelen trafik kazası sebebiyle vefat ettiğini, davalı …’nin kaza tespit tutanağında asli kusurlu olduğu belirtilse de tutanakta ışık ihlali yapılıp yapılmadığının belirtilmediğini, yine davalı …’nin 0,50 promil alkollü olmasının kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermediğini, müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmadığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Kanunun 97 maddesi gereği davalıya başvuru yapılmasının dava şartı olduğunu ancak kendilerine başvuru yapılmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigortası poliçesinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespit edilmesini, davacının talep etmiş olduğu tedavi giderlerine bağlı maddi tazminat isteğinin 6111 sayılı kanunun geçici 1.maddesi gereği SGK tarafından karşılanacak olması nedeniyle reddinin gerektiğini, hatır taşımasının varlığı halinde hesaplanacak tazminatta indirime gidilmesi gerektiğini, yine SGK tarafından davacılara ödenmiş veya ödenen rücuya tabi teminat miktarının tespit edilerek mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece davanın, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğu, davaya konu kazanın 03/12/2015 günü davalı … yönetimindeki araç ile desteğin yolcu konumunda olduğu dava dışı …. yönetimindeki araç arasında meydana geldiği, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin…. sayılı dosyasında, Sanık … hakkında taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan TCK 85/2 maddesi gereğince 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 24/02/2017 de kesinleştiği, ceza mahkemesinde Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan raporda sürücü sanık/davalı …’in asli/tam kusurlu, diğer araç sürücüsü dava dışı…. ise kusursuz bulunduğu, dolayısıyla müteveffa ….da kusursuz olduğu, ceza mahkemesi kararı kesinleştiğinden, davalı sürücü …’in kazada %100 tam kusurlu olduğunun da kesinleşmesi nedeniyle usul ekonomisi de gözetilerek işbu davada yeniden kusur raporu alınmadığı, davalı …’in idaresindeki otomobili ile ışık kontrollü kavşakta kendisine hitap eden kırmızı ışıkta geçmek istediğinde, sağından kavşağa giren sürücü dava dışı …. idaresindeki otomobilin sol yan kısmına aracının ön kısmı ile kavşak içinde çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, kazada dava dışı sürücü yönetimindeki aracın içinde yolcu olarak bulunan…. yaralandığı, daha sonra da vefat ettiği, davacı …’ın müteveffa …. eşi, davacı …, davacı … ve davacı …’ın da çocukları olduğu,…. yönetimindeki aracın davalı … adına kayıtlı ve tescilli bulunduğu, Bu aracın kaza tarihini kapsar şekilde trafik sigortası (ZMMS sigorta poliçesi) olmadığının araştırma ve yazışmalardan anlaşıldığı, … tarafından işbu kaza ve vefat nedeni ile davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığı, aktüer bilirkişi raporunda, “Davacı … için toplam 212.574,64-TL, Davacı … için 37.460,94-TL, Davacı … için 57,221,31-TL, Davacı … için 64.374,15-TL maddi tazminat hesabı yapıldığı, davalı …’nın kaza tarihindeki ZMMS poliçesindeki miktar ile sorumlu olacağı,” bu raporun bilimsel, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bulunduğu, davacılar vekilinin 14/09/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle taleplerini arttırdığı,…. verilen cevaba göre 190 TL cenaze ve defin giderine ilişkin zarar oluştuğu, maddi zararlardan, davalı …’in tam kusurlu olması, davalı …’nın da bu aracın kaza tarihi itibari ile maliki ve işleteni olması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre, diğer davalı … Hesabının da bu aracın kaza tarihini kapsar şekilde herhangi bir trafik sigorta poliçesinin (ZMMS sigorta poliçesinin) olmaması nedeniyle 5684 sayılı yasaya göre birlikte borçlu ve sorumlu oldukları, davalı … Hesabının sorumluluğunun kaza tarihi itibari ile geçerli olan ZMMS sigorta poliçesi limiti ile (290.000 TL) sınırlı bulunduğu, Davacıların müteveffanın vefatından önceki yaralı kaldığı dönem yönünden tedavi masraflarına ilişkin fazlaya dair taleplerinin ise kesin, yeterli delil ve belgelerle ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerektiği, kazanın oluş şekli, kusur oranları, tarafların ekonomik sosyal ve gelir durumları, davacıların müteveffa ile olan yakınlık dereceleri, bu kaza ve vefat nedeni ile davacıların çektiği acı, elem ve kederleri ile manevi ızdıraplarının niteliği ve tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alınarak davacılar lehine manevi tazminata karar verildiği, manevi zararlardan davalı …’in kazaya karışan aracın sürücüsü ve tam kusurlu olması, davalı …’nın da bu aracın kaza tarihi itibari ile maliki ve işleteni olması nedeni ile yine haksız fiil hükümlerine göre birlikte borçlu ve sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın Kısmen Kabulü, Kısmen Reddi ile, Davacı … için 212.574,64-TL, Davacı … için 37.460,94-TL, Davacı … için 57.221,31-TL ve Davacı … için 64.374,15-TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat ile davacıların tamamı için 190,00-TL cenaze ve defin giderinin dava tarihi olan 26/04/2016 ‘dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı … Hesabının sorumluluğunun kaza tarihi olan 03/12/2015 tarihi itibariyle geçerli ZMMS sigorta poliçesi limiti ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ismi gçen davacılara ayrı ayrı ödenmesine, Davacıların murislerinin vefatı öncesindeki yaralı kaldığı süreçle ilgili tedavi masraflarına ilişkin maddi tazminatla ilgili fazlaya ilişkin talebinin reddine, Davacı … için 25.000,00-TL, Davacı … için 25.000,00-TL, Davacı … için 25.000,00-TL, Davacı … için de 25.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak işbu davacılara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. ,
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza tarihi 03.12.2015 olduğundan, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarının işbu davada uygulanması gerektiğini, genel şartlar ile dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna başvuru şartı getirildiğini, dava şartı yokluğunun hakimin resen gözeteceği hususlardan olduğunu, cevap dilekçesinde bu hususu ileri sürdüklerini ancak mahkemece itirazları değerlendirilmeden yargılamaya devamla davanın kabulüne karar verildiğini, davacı tarafça maluliyet sebebiyle tazminat talebine ilişkin olarak, dava öncesinde davalı kuruma başvuru yapılmamış olduğundan, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, müteveffa için meslek odasından emsal ücret araştırmasına göre müteveffanın aylık gelirinin 2.000-TL olduğu kabul edilerek aktüer hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar sonrası kazalarda vergilendirilmiş gelire göre hesaplama yapılması gerektiğini, dosyada maaş bordrosu vs. belge olmaması halinde emsal ücret araştırmasına göre değil asgari ücrete göre hesaplama yapılması gerektiğini, yargılamaya konu tazminat talebinin hukuki dayanağının, sözleşmeden değil, kanundan kaynaklandığını, bu nedenle davacıların, üçüncü kişi sıfatına haiz olmaları mümkün olmadığından …’ndan tazminat talep etme hakları bulunmadığını, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanuna göre, maluliyet hesaplamalarında, trafik sigortası genel şartları ekinde belirlenen usule göre hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda bu usule uygun hesaplama yapılmadığını, trafik sigortası genel şartları ek-3 maddesinde, maluliyet tazminatının hesaplanmasında dikkate alınması gereken hususların belirlendiğini, söz konusu düzenlemeye göre tazminat hesaplamalarında TRH-2010 tablosu ve teknik faiz (iskonto) oranının %1,8 olarak hesaplanması gerektiğini,TRH-2010 tablosunun kullanıldığı tazminat hesaplamalarında teknik faiz oranının 1,8 olarak alınması gerektiğini, tazminat hesabının Hazine Müsteşarlığı nezdinde tutulan sicile kayıtlı bir aktüer vasıtasıyla ve Hazine Müsteşarlığının 05.02.2010 tarih ve 2010/4 sayılı genelgesi doğrultusunda yapılması gerektiğini, bu Genelgeye uyulması sigorta şirketleri ve … bakımından zorunlu olup, uyulmaması halinde 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 34. Maddesinin (j) bendine göre idari para cezası yaptırımı bulunduğunu, Aktüer bilirkişi raporunda davacı …’ın yeniden evlenme ihtimali hesaplanırken usuli hata yapıldığını, Yargıtay kararlarında destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarında sağ kalan eşin kaza tarihindeki yaşının dikkate alındığını, davacı …’ın, kaza tarihinde 33 yaşında olduğunu, ayim yeniden evlenme ihtimali tablosu incelendiğinde 30-35 yaş arası yeniden evlenme ihtimalinin %17 olarak dikkate alınması gerektiğini, sağ kalan eşin 18 yaşından küçük her çocuğu için, hesaplanan tazminattan %5 indirim yapıldığında davacının yeniden evlenme ihtimali %2 olduğundan, hesaplanan bakiye tazminattan %2 oranında indirim yapılması gerektiğini, bilirkişinin aktüer sıfatına sahip olmayıp hesaplama yöntemlerine aykırı bir şekilde rapor düzenlediğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, davalı kurumun cenaze giderlerinden sorumluluğu bulunmadığını, SGK tarafından 489-TL cenaze gideri ödendiğini, …’nın sorumluluğu kapsamında bulunan, zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin olarak; sigortalının belirlenememesi, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli sigortanın bulunmaması veya çalınmış veya gasp edilmiş araçlarla kazaya sebebiyet verilmesi durumlarında, kazalarda zarar gören kişilerin, sigorta güvencesinden yoksun kalmaları nedeniyle uğrayacakları bedeni zararların karşılandığını,bu şartların varlığı halinde davalı kurumun sorumluluğunun, yaralanma hallerinde işgöremezlik tazminatının; vefat hallerinde ise destekten yoksun kalma tazminatının karşılanmasından ibaret olduğunu, Cenaze giderleri dolaylı zararlardan olduğundan sorumlu olmadıklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK’nun 355. Maddesi gereğince,davalı … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Davacılar vekili, davalı … idaresinde bulunan aracın, davacıların desteğinin yolcu konumunda olduğu araca çarpması sonucu meydana gelen kazada davacılar desteğinin vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri, kaza tarihinden desteğin ölüm tarihine kadara yapılan belgesiz tedavi gideri ile manevi tazminat talep etmiştir.
Dava konusu olay 03.12.2015 tarihinde meydana gelmiş, Hazine müsteşarlığı tarafından olay tarihinde geçerli ölüm halinde kişi başına teminat limitinin 290.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacılar kazaya sebep olan davalı … adına trafikte kayıtlı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası olmadığından bahisle maddi zararın davalı sürücü ve araç işleteni ile davalı …’ndan tazminini talep etmiş, mahkemece alınan rapora göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında, kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsayan zorunlu sorumluluk sigortası olmadığına ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davanın açıldığı tarih itibari ile KTK’nın değişik 97. maddesinin yürürlükte ise de, davalı … hesabına başvuru şartının tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olması, davacı tarafın talebini içeren dava dilekçesinin davalı kuruma tebliğ edilmesi, ön inceleme aşamasının geçilerek yargılamanın tamamlanması ancak davalı kurumca davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığının anlaşılmasına göre davalı … hesabına başvuru şartının gerçekleştiğinin, buna karşın davalı kurumca davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığının kabulü gerektiğinden mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün %100 oranında kusurlu bulunduğu, desteğin kazaya karışan diğer araçta yolcu konumunda olduğu, davalı … adına kayıtlı aracın olay tarihini kapsayan ZMSS poliçesinin bulunmadığı, davacıların davalılar karşısında zarar gören 3. Kişi oldukları, bu nedenle davalı … da dahil olmak üzere tüm davalıların, davacıların kaza nedeniyle uğradığı maddi zararlardan sorumluluğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin davalı kurum vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Yine davacılar vekili tarafından, desteğin sağlığında emlakçılık yaptığı belirtilmiş, destek yönünden yapılan SED araştırması ile bu husus teyit edilmiş, emlakçılar odasından kaza tarihi itibari ile emsal ücret araştırması yapılmış, bu cevaba göre konusunda uzman aktüer bilirkişi tarafından ortalama ücret esas alınarak desteğin gelirinin asgari ücretin 1.99 katı olduğunun kabulü ile davacılar için destek tazminatı hesaplanmıştır. Aktüer bilirkişi tarafından dosyada mevcut belgelere uygun şekilde desteğin gelirinin asgari ücretin 1.99 katı kabul edilmesinde bir yanlışlık görülmediği gibi, Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde… sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerektiğinden davalı vekilinin tazminatın hesaplama yöntemine ilişkin itirazları da yerinde görülmemiştir.
HMK’nun 266/1 maddesi gereğince “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” Bilirkişi görevlendirilmesine ilişkin usul ve esaslar HMK’nun 268. maddesinde düzenlenmiş olup, ilgili hüküm çerçevesinde Hâkim görevlendireceği bilirkişiden alacağı rapora göre, raporun oluşa uygun olması ve yeterli olması halinde karar verebilir. Mahkemece uzmanlıkları içerisinde kalmak koşulu ile görevlendireceği bilirkişiden veya başkaca kurumlardan rapor alınabileceğinden, tazminata esas raporun konusunda uzman aktüer bilirkişiden alınması, düzenlenen aktüer raporunun denetime ve hükme elverişli olması nedeniyle davalı kurum vekilinin bu hususa ilişkin istinaf taleplerinin de reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 15.01.2020 tarih,… Karar sayılı ilamı ve yerleşik içtihatları, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin görüş değişikliği içeren kararları, HGK’nın 1.10.2019 tarihli,… sayılı kararı gereğince sağ eşin evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin rapor tarihindeki yaşına göre AYİM Evlenme İhtimali Tablosu’ndaki belirlemelerin esas alınması gerektiğinden davacı eş için evlenme ihtimalinin rapor tarihindeki fiili duruma göre belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı TBK’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği de davalılar, davacının meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmin ile sorumlu olduğundan davalı … Hesabının bu hususa ilişkin istinaf nedenleri de yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların istinaf sebebi yapılamadığı, kararda açıkça kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı gibi davalı … vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebepleri de yerinde görülmediğinden, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde davalı … vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … hesabından olay tarihindeki ZMSS poliçe limiti üzerinden alınması gereken 19.809.90TL istinaf karar harcından, peşin alınan 4634.85TL ve 3419.42TL harcın mahsubu ile bakiye 11.755.63 TL harcın davalı … hesabından tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf talebinde bulunan davalı kurum tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinafa gelen davalı tarafından yatırılan 150.00TL gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalı kuruma iadesine,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL olmak üzere 04.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.